Beni neden görmek istemedi ?

Bir de fotoğrafımı gördüğünde " anlattığından daha neşeli görünüyorsun" demişti diye yazmıştın hatırlıyorum. Kelimeler en büyük silah değil mi zaten; kafasındaki düşünceleri şekillendirmek tamsmen kelimelerine bağlı.
 
Canım çok doğru hatırlıyorsun. Demek ki kelimelerimle daha mutsuz bir ben betimlemişim. Onun yazdıklarıma nasıl tepki verdiğini göremiyorum. Yüz ifadelerini izleyemediğim için söylediklerimin tam etkilerini tahmin edemiyorum. Eğer beni gerçekten merak etseydi bu sürede çoktan tanışmak isterdi bırak böyle bir teklifte bulunmayı o bu fırsat varken bile değerlendirmedi. Tamam haklı nedenleri vardı da ne yani bir uçakla gidilecek mesafedeyiz.

Benimle görüşmek istemesi için hangi kelimeleri kullanmalıyım bilmiyorum. Bence o beni kendine layık bulmuyor olabilir. Bu kendimi değersiz görmemden değil elbette. Ama ben göz önünde olacak büyük işler yapabilen biri değilim ki. Bak öyle olsa beni merak edebilirdi.

Burada aslında önemli olan sanırım insanın kendi hayatında her ne yapıyorsa onda başarılı olması. Yani vasatın dışına çıkmak. Herkes gibi yaşamamak. Olaylara farklı bakış açıları geliştirebilmek. Ben onu neden beğeniyorum. Çünkü sıradan erkekler gibi değil. O niye benimle yazışıyor ben de bir yere kadar sıradan değilim ama o yerde takılı kaldım. O seviyeyi aşamıyorum. Helllpppp:)))
 
Profilinde yazan "memnun musun" mesajı da bu cıvıl cıvıl kıza herhalde:)
Yurtdışındakinin (R)nişanlısına.Arızaydı biraz.Facede gördüm kızı.İki yıl görüştüm onla.İşyerindeki iki ay..R gibi olamaz gönlümde tabi.
 
Çok yoruldum kızlar.Nöbetteyim..12.30 dan sonra kendimi iyi hissedersem okuyacam bir bir.
 
Ben neyse
 
Hmmm anlaşıldı sadece kelimelerle olmuyor; olsaydı olurdu diyorsun bunca zamandır haklı olarak. Sosyal medyayı kullanma alışkanlığın var mı emin değilim ama internet ortamında hiç fotoğrafın olmadığını yazdığını hatırlıyorum. Yani anlaşılan o ki paylaşım yapıyorsan bile bunlar yine kelimeler ekseninde dönüyor. O zaman seni biraz daha merak etmesini sağlayacak görsel paylaşımlarda bulunmaya ne dersin? Aslında sen bu adamı yanında, yakınında tutmaya değer bulmasaydın çekiver kuyruğunu derdim (her ne kadar birileri dedi diye çekilmeyeceğini bilsem de o kuyruğun) ama görüyorum ki hissettiklerin, azıcık kadınsal şeytanlıkların yardımını alıp meseleyi yönlendirme hakkını ve yetkisini veriyor sana:))))

Kendi hesabıma sosyal medyayı kullanma konusunda beceriksiz ve aslında daha çok isteksiz biri olarak şunu söyleyebilirim ki, bizim gibi insanlar asosyal ve paylaşmaya değer hiçbir şeyi olmayan kişiler gibi gözüküyor. O kadar alışılmış ki gününün her anını başkalarının beğenisine sunan insanlara, bunu yapmayanlar yadırganıyor artık.
 
Son düzenleme:
Mesafeli'ciğim aramıza mesafeler girdi. pek iyi bir hafta geçirmedim ben ; umarım seninki benden iyi geçmiştir.
 
Mesafeli'ciğim aramıza mesafeler girdi. pek iyi bir hafta geçirmedim ben ; umarım seninki benden iyi geçmiştir.
Canım haftan neden iyi geçmedi, ne oldu? Paylaşmak ister misin? Buradan yazarsan hep birlikte düşünebiliriz ya da bana elbette özelden de ulaşabilirsin. Aslında benim de pek keyifli olduğum söylenemez. İşler diyeyim –genelleyerek- planladığım gibi gitmiyor. Ben de sabahları kalkar kalkmaz Funda A.’nın “Gamsız ” şarkısını açıyorum. Şakıdık şakıdık göbek atarak güne başlıyorum. İnan iyi geliyor. Hele “essin üstümüzde bir rüzgar, çalsın artık içimde uçan kuşlar, martılar kalksın üstümüzden bu efkar…coşsun içimde dalgalar” kısmında coşuyorum. Ne dersiniz güne dans ederek başlamaya? :) tulipa sence nasıl fikir? Belki de siz zaten bunu yapıyorsunuzdur ya da başka bir öneriniz var mı güne mutlu başlamak için?

Cerebrum’cum inan senin yazdıkların hep aklımda. Kendimi tekrar etmekten endişe ettiğim için biraz düşünmek istedim. Yazacak çok şey birikti aslında. Yani bir gelişme yok ama tabii bol bol değerlendirme ve yorum mevcut kafamda. İstiyorum ki bunları genelleyeyim sadece benim özelimde kalmasın. İnşallah ilk fırsatta yazarım.
 
Bazen dertleri dillendirmek onların olduğu yerde daha da ağırlaşmasından öte hiçbir işe yaramıyor; haklısın açtım gamsızı ben de göbek atmaya falan çalıştım:)))) çok güldüm kendime bu sırada. Her şey geçer sağlık olsun yeter ki. Ne demiştim hatırlıyor musun? Hayat bir sıkar, bir bırakır insanı.
 
Ya da buna inandığım için mi sıkılıp sıkılıp bırakılmalarım tam karar veremiyorum.
 
“Hayat bir sıkar bir bırakır insanı” ayetullah böyle dediğini elbette hatırlıyorum. Çok doğru ve yerinde bir söz. Sonsuz mutluluk cennette burada dertlerle yoğrulacağız ki ne olduğumuz, özümüz açığa çıksın.

Ve çok haklısın eğer bir çözüm alacağını düşünmüyorsan ya da anlatmak seni rahatlatmayacaksa dertleri yaymak iyi değil. Sürekli sıkıntıları hatırlamak insanın moralini kırıyor.

Elbette sağlık olmadan hiçbir şeyin anlamı yok. Ama işte o da ruh halimizle yakından ilgili. Kendimizi huzurlu hissettiğimiz sürece sağlıklı olmak daha kolay gibi. Bilgisayarda arka planda işleyen uygulama programlarının pili bitirmesi gibi bizim de beynimizde dönüp duran sıkıntılar yavaş yavaş enerjimizi tüketiyor.

O zaman sıkıntılarımızı anlatmasak bile, dostların varlığı çok rahatlatıyor. Mesela farklı yerlerde olsak bile ayı şarkıda bir odanın içinde karşılıklı göbek atmak bizi güldürüyorsa o zaman dertlerle boğuşacak enerjimiz mevcut demektir. İyiyiz yani.:)

Sinan Canan’ı biliyorsundur. Aslında ben kitaplarını henüz okumadım. Bazı görüşlerinin tam ayrıntılarını bilmiyorum ama bana ters gibi duruyor. Geçen gün bu sunumuna denk geldim.


yaklaşık 25 dakika. “Neden bir beynimiz var?”

Nick’inden dolayı aklıma sen geldin. Bence oldukça keyifli anlatmış. Hani göbeğimizi attık rahatladık, kahvaltıyla vücudumuzu besledik, beynimizi de doyuralım diye düşündüm. Eğer izlemediysen belki bir göz atmak istersin elbette vaktin olursa.
 
Ya da buna inandığım için mi sıkılıp sıkılıp bırakılmalarım tam karar veremiyorum.
Yok hayatım herkes için aynı kanun geçerli bence de. Önemli olan sıkıldığında da, rahatladığında da inandığın doğrularla yola devam edebilmek diye düşünüyorum. Herşey geçici söylediğin gibi. Ama insanlık dünyayı gerçek tanımından çıkarıp cennetleştirmeye çalışıyor. Yaşlanmayalım, hayat film tadında olsun, dert çekmeyelim. O zaman plastikten olmamız gerekiyor sanırım. Dünya olsa olsa Çin malı cennete benzeyebilir çünkü. Asıl mutluluk sıkıntının içinden becerip kendini hırpalamadan çıkabilmekte. Zira bunu başarırsan büyük bir mutluluk dalgası geliyor. Ha o zaman da yine sınavdasın. Bu kez de fazla rahatlayıp, salmamak gerekyor ki bir sonraki dert geldiğinde maddi, manevi hazır olabilecek donanımını arttırmalısın. Derken böyle bir yükselip, bir düşerken hayat bitiverecek, hepimizin bildiği gibi.
 
merhaba,konunun ilk sayfalarını okudum.
sonra bu kadar ilerlediğini meraktan son sayfalara bakayım dedim.

ben de yazmayı,okumayı çok severim.
son 5-6 sayfayı keyifle okudum.

konunun ilk sayfalarına göre yorum yapmaktı niyetim ama son yazılarınız hoşuma gitti.:)

bazen düşünen ,farklı bakan insan özlemi oluyor.
yazıştığın kişi bu duygusunu sen de yaşıyordur.
ve bu tanışmaktan,konuşmaktan daha fazla doyurucu gelir insana.

son olarak hala mailleşmeye devam ediyor mususnuz merak ettim.
 
Merhaba, evet konuyu hayli geliştirdik. Kadın-erkek ilişkileri genelinde konuşmaya başlayınca da laf lafı açar bilirsin. Çok sağolasın ben de yorum yapanların yazılarını çok hoşlanarak okuyorum.

Evet maiileşmeye devam ediyoruz eskisi kadar sık olmasa da ve belki de biz ömrümüz boyunca bunu yapmaya devam edeceğiz, öyle hissediyorum.:)

O kişinin aslında çevresinde çok insan var ama sanırım samimi ve dürüst insanlar bulmak kolay değil. Yani iş çevresinde büyük rekabet oluyor biliyorsun ve o zaman da içten olmak zorlaşıyordur. Ve söylediğin gibi, ben o çevrelerden uzakta olduğum için olaylara daha farklı bakıyor olabilirim. Onun kadar donanımlı, birikimli olmadığım halde sıkılmadan hala benle yazışıyor olmasını ben bunlara bağlıyorum ve tabii erkek olarak ona beğenilerini sunan bir kadının varlığından da hoşlanıyor olabilir. :)
 
Kesinlikle :)))) benimle beraber göbek attığın için teşekkür ederim. Mesele aynı mekanı paylaşmakla bitmiyor zaten sevgili mesafeli. Aynı odanın içinde olup da; ses geçirmez, ışık geçirmez, his geçirmez camdan bölmelerin ardında olmaktansa, kilometrelerce uzaktan sözlerimin, duygularımın dosdoğru anlaşılmasını tercih ederim.
Sinan Canan'ı ilk kez senden duydum.Videoyu zevkle seyrettim. Herkesin her konuda uzman kesildiği şu günlerde konunun ehli tarafından verilen bir semineri dinlemek hoştu, eleştirme hakkı saklı olmak kaydıyla.
Çok şey yazmak istiyorum aslında ama ben böyle zamanlarda kısırlaşıyorum. Mutsuzluktan beslenen bir şair/yazar olamazdım herhalde. Zaten bu sığlıkla yazar da olamazdım, çok çlışmam gerek mesafeliciğim çoookk:)
 
yazıştığın kişiyi anlattığına göre kendime benzettim sanki.

şimdilerde değil ama üniversite ve öncesinde fikir,şahsiyet vs. gibi ortak noktalarda düzgün ve yakın gelen kişilerle uzaktan görüşmüştüm.
hiç bir zaman merak etmedim o kişileri.
istesem yüz yüze gelebilmem çok kolay olmasına rağmen onun özel hayatı vs. ilgilendirmediği için kendimi hep uzak tuttum.
o zamanlar radyolar vardı.
tabi düzgün,fikir,edebiyat vs. aağırlıklı olanlarla programda bir şeyler paylaşırdım sürekli telefonla.
ismimi de kullanmazdım.
tüm radyo ahalisinin beni merak ettiğini sonradan arkadaş olduğum bayan programcı söylemişti yıllar sonra.
bazı çalışanları görmeye gidermiş kızlar.
hiç o şekilde düşünmemiştim ordaki insanları.
bir dj.vardı.programa bağlanma uzun sürünce bir gün başladık uzun konuşmaya.
sonra alışkanlık oldu.
radyodan ayrılacağı zaman bir kaç haftaya evleneceğini arkadaşları radyodan duyurmuştu ki hiç beni ilgilendirmiyordu normal hayatı.

zihnindeki kişinin yakından tanıyıp büyüsünün bozulacağından korkuyor olabilir.
çok güzel bir dostluk kurmuşsunuz bence.
kadın-erkek ilişkilerinde pek olmayan.

çok az insan yanındaki konuştuğunda kendi ruhunun yansıması olduğunu görme şansını yakalayabilir.
 
Bazı gorusmeler hic bulusma noktasina gelmemeli diyorum ben.
Bu kiz erkek farketmiyor.
Cunku gercekten isin o guzel yani gidiyor.
zaten siz o karsinizdaki insanin goruntusunu mimiklerini degil dusuncelerini seviyorsunuz. Benimde boyle arkadasliklarim oldu. Kiz arkadaslarim icinde bu gecerli. Reel hayatta her gorustugum, sevdigim ve gulup eglendigim insanla saatlerce yazisamam. Sandada saatlerce konustugum dertlestigim beni anlayan birisiyle reelde anlasamam. Yani inanin hepsinin hayatimizdaki yeri ayriymis. Ben bunu cok derin tecrube ettim. Bazi insanar nasil tanistiysak, onu nasil sevdiysek o sartlar icinde kalmali. Illa hayatatimizin her alanina tasimaya calismamliyiz.
Sonra onun kafasinda kurduklariyla bizim kafamizda kurduklarimiz ters dusuveriyor. Hayalimizdeki insanin yerini bambaska birisi aliyir.
Aslinda ne derece bu duygusal destek, dertlesme adini siz koyun duruma muhtacsiniz, ne kadar devam edeceksiniz bilmem. Ama yinede dikkat edin bu durumun sizi nasil bir hal icine sokacagini bilmezsiniz.
arkadasca ask mesk yok demissiniz ama hayat sizi oyle bir duruma getirir ki bir anda o yazilanlarin ardindaki insandan buyuk beklentiler icine girebilirsiniz.
bunu soyledim cunku sizi gormek istemedi diye suslenip fotograf yollamayi bile dusunmussunuz. Yani cokta masul bir arkadaslik dusunemiyor insan bir kadin bir erkek olunca ortada.
Zamanla bu gorusmelerde suyunu cekip rafa kalkacak. Bence aslinda fazla uzatmadanda koparin o ipleri. Henuz bu sohbetlere doymamis olabilirsiniz belki ama sonra isin faturasi size kesilmesin. Kısadan zararsız donun yolunuza devam edin benim fikrim.
Buda boyle bir ani olarak kalsin hayatinizda.
 
Güne nasıl neşeli başlıyorumFazla mesailerle yoğunlukla mücadele ediyorum.Zihnim rahatlayamıyor buyüzden.Ocakta daha az mesai olacak.Ben de burasıyla rahatlıyorum şimdilik:)Kendi kendime yetmeyi öğreniyorum yeniden bu arada..Kendime bir dünya kuruyorum...
 
Tulipa senin adına çok sevindim:)) Ne kadar aydınlık ve umut dolu bir mesaj. Umarım umut ettiğin her şeye en hayırlı şekliyle kavuşursun.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…