Boyun eğen adamla yapabilir misiniz?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Doğru olabilir mantıklı
Ama stresli iş havacılık gecen gündüze karışır.sabah 3 te 4 te uçuşa giderdim .tabi ben hostestim yani pilotluk başka .düzensiz bir hayat herkes tatil yaparken çalışmak vs yorucu .ams yinede özleniyor oda ilginç .özgürlük duygusunu özlüyorum işin bitince çık dolaş vs
Umarım devam edersin sorunlarını aşıp .
 
Hayatımda hiç öyle birine denk gelmediğim için siz tam anlamıyla anlayamıyorum tabi
Ama bir arkadasım var sevgilisi öyle bir tip .ama o her yerde pasif avukat adam bide .mesleğindede çok başarılı değil arkadasım daha iyi olabilir ama çaba sarfetmiyor diyor.kız daha baskın iş hayatındada öyle
Bir davaları vardı .mesela diyor beni çok yalnız bıraktı ben hallettim herseyi .sevgililikte çok iyi ama her dediğini yapar el üstünde tutar ama bu tip durumlarda pasif kalıyor ve yoruyor .
 
Benim böyle bir sevgilim olmuştu. Yapamadım, 1,5 sene sonunda ayrıldım.
"Fark etmez" ve "sen bilirsin" cümlelerini duymaktan yakalarımı yırtacak duruma gelmiştim artık. Çok yorulmuştum ve hiç saygım kalmamıştı.
Cümlelerim gittikçe hırçınlaştı, o daha çok sustu, ben daha da çok yoruldum ve en sonunda bitti.
Çok iyi bir insandı, umarım mutludur. Ama bana göre değildi.

Hiçbir zaman höt zöt adamlardan hoşlanmadım. Hani "yumruğunu masaya vursun" falan derler ya, ben o yumruğu kıvırıp ... yapacak insanım ama ilişkide denge önemli. Her şeye "sen bilirsin" diyen insanla olmak kolay değil.
Tamam yine ben bileyim ama karşımdaki fikrini, isteklerini söylesin, karar alırken yol çizmeyi bilsin isterim.

Burada sizin bir ilişkiden beklentiniz önemli. Çünkü adamın kişiliği buysa değişmesi imkansıza yakın ve kendisi bu halinden memnun belli ki.

Benim çevremde bu tarz ilişkisi olan kim varsa biri hariç hepsi ayrıldı. Hem de bütün saygıyı kaybetmiş şekilde.
Ayrılmayan arkadaşım durumu kabullendi ve evlendi. Mutlu ama arada çok yorulduğundan bahsediyor hâlâ.
 
Belki adam seni sevdiği için sana hayır diyemiyor bre vicdansız. Ne istiyorsun adamdan :)
 
Yonetilen adamlar evlilikte buyuk sorun. Cevremde cok samimi bir arkadasimin yasadigi vaziyet bu. Artik 3 senenin sonunda kiza daral geldi. Adam asla biseyi soylemeden yapmiyor. En basit bir ornek vereyim. Daha iki gun once dert yandi. K.v surekli ayiriyor bu kizi. Diger gelinden. Artik oyle bir hal almis ki torun da ayiriyor. Diger torununu whatsappta paylasiyor. Bu kizin cocugunu paylasmiyor. Konusunu bike acmiyor. Cocuk nasil diye soruyor hasta biraz dediginde eltisinin kizindan bahsediyor hemen. X de dis cikariyor yazik cok hasta falan. Ama bu cocuga bir gecmis olsun neyi var demek yok. Velhasil kiz kocasina bunlari her defasinda anlatiyor ama adam itelemeden yonlendirilmeden napacagini bilmiyor. Bir hesap bile soramiyor anlayacagin annesine ya da digerlerine. Evet kiza da pasif ama ailesine de pasif ve bu durum arkadasimi cok yipratti artik. Hep ben mi ogretecegim dogruyu yanlisi 30 yasinda adam neden gormuyor bunu diyor. Bosanmayi bile dusunuyor bu yuzden. Erkek oldugunu koruyuculugunu bir gun bile hissedemedim diyor. Ha sorsan baska kotu yani yok. Kibar, ev islerinde bebek bakiminda yardimci el ayak ona adeta ama pasif. Bu cok zor gercekten
 
Sizde farkındasınız bunun sebebinin dominant annesi olduğunun, şimdi aynı durumu sizin çocuğunuz da yaşamamalı bence, eşinizi değiştirebilirsiniz bence çünkü erkeğin özgüveni çoğunlukla hayatındaki kadına bağlıdır artık hayatındaki kadın annesi değil sizsiniz ve bu güveni kazandırabilirsiniz, mesela bu durumunu yüzüne vurmayın çözüm yoluna gidin yüzüne vurmanız daha kötü etkileyebilir, ona alacağı kararlar konusunda sonsuz destekçisi olacağınızı gösterin, yanlış da olsa ona yenilin kendini biraz daha güçlü hissedebilsin, sen daha iyi bilirsin sen nasıl istersen vs yıkın kararları üzerine sorumluluk hissetsin üzerinde, baskın olmayın biraz çekimser olun olaylarda ki o da kendini toparlayabilsin birey olduğunu anlayabilsin
 
Bir arkadaşım vardı. Çok dominant bir kızdı, çok zekiydi, kendini çok güzel ifade ederdi, başına buyruktu, girişken ve aktifti. Kimseye ihtiyaç duymadan tek başına takılırdı. Çok da mutlu görünürdü. Fakat gerçekte inanılmaz depresif bir karakterdi. Bipolar olduğunu düşündüğünü söylerdi, gerçekten uyuyordu da tanıma.

Benimle yakın arkadaş olma çabasını her zaman hissettim. Fakat her zaman uzak durdum ondan. Dışardan ne kadar kararlı, güçlü bir karakter gibi dursa da ikili ilişkilerde çelişki dolu, kırıcı, kırılgan, kaprisli, duygusal biriydi. Bir düellonun tarafları gibi hissettiren bir tarzı vardı en basit muhabbette. Alt etmeye çalışıyor, yargılıyor, bir kelimeyi tutup sana çelişkili konuştuğunu kanıtlıyor, eleştiriyor. Uzlaşmak, dinlemek, hissetmek, empati duymak, bazen kırıcı olmamak adına sessiz kalmayı bilmek asla ona göre değildi.

Bana her şeyi anlatırdı. En çok ailesini anlatırdı. İnanılmaz pasif bir baba, baskın fakat depresyonda bir anne. Bir gün yemek masasında daha lise cagindayken demiş ki babasına "Ya baba niye bu kadar sessizsin, bir kere olmaz desene, çıkar şu yumruğunu bir vur masaya." Babası ben böyle iyiyim gibi hatırlayamacağım kadar silik bir cevap vermiş. Annesinin sürekli ağlama krizleri geçirdiğini anlatırdı. Kanepede oturur, boş boş bakar ve şu bardağı şuradan alıp şuraya koyacak halim de isteğim de yok dermiş. Annemi şu an anlıyorum, ben de öyleyim derdi. Diğer kardeşinin de aynı durumda olduğunu anlatırdı. Ailesinden, özellikle babasından o kadar memnun değildi ki hayatında kesinlikle çok dominant bir erkek istiyordu, hatta biri çıksın onu surundursun istiyordu. Görüştüğü birini sırf uzlaşmacı konusutugu için reddetmişti, çünkü dominant olmayan birine asla saygı duymuyordu.

Anne hep mi depresifti baba mi onu o hale getirdi bilemiyorum. Depresif iki kardeş de anneden genetik aktarımla mı o kadar sorunlu hale geldi, aile içi maruz kaldıkları ortam mı sorumlu bilemiyorum. Ama ben sizin bu adamla bir ömür sürdürebilecek karakterde olmadığınızı hissediyorum. Yorgunluk zamanla yerini öfkeye ve depresyona bırakacaktır. Böyle bir ailede büyüyen çocukların sağlıklı olabileceğini düşünmüyorum. En azından doğru kadın erkek rolünü öğrenemeyeceklerdir. Kız ya da erkek ya anne gibi ya baba gibi ya da arkadaşım gibi gelgitli. Sevgiliniz de böyle bir ailenin meyvesi değil mi zaten? Bence uzun uzun dusunmelisiniz.
 
Son düzenleme:
Sevgililik, evlilik hayatı paylaşmak üzerine kurulu bir düzen değil mi? Peki paylaşmak nedir? Bunun içinde fikirleri, düşünceleri paylaşmak, bunlar üzerine konuşmak, orta yolları bulmak ya da bir sana bir ona uymak da var ve bunlar ilişkiyi pekiştirir. Hep bana göre sürüp gidecek bir hayat, pek de paylaşım değildir. Haksız mıyım? Elbette bunlar kanun değil, ilişkiden beklentileriniz değişebilir. Ben yapamazdım şahsen. Yönetmeyi de yönetilmeyi de sevmiyorum.
 
Baskın, erkeksi, kazak tipler sevgililikte hoştur. Ama eğer siz de kadın olarak tuttuğunu koparan, Yılmaz yıkılmaz bir tipseniz evlilikte bu ikisi olmuyor. Biz eşimle böyleyiz. İkimiz de tipik aslanız. Aynı karakterler olarak evlilikte yenişemiyoruz , boğuyoruz birbirimizi. Birinin sen bilirsin, bu sefer de senin dediğin olsun demesi lazım ya da bazı konularda iş bölümüne gidilip herkese düşen görev ve kararların ayrılması lazım ki rahat edelim. O da olamıyor haliyle, kimse bir şeylerden feragat etmek istemiyor. Keşke eşimin ensesine vurup lokmasını alabilseydim :) Velvette
 
Birlikte terapiste gidin madem sorun cikarmayacak her şey daha iyi olur . Diyelim ki duzelmedi bence onu öyle sevin çünkü herkesin inanilamayacak kadar büyük zayıflıkları var üstelik hiç ummadiginjz insanların . Eşinizin iyi yanlarına odaklanin . Bana göre büyük bi sorun değil ama belli ki sizi çok huzursuz ediyor inanın eşinin fikrini zerre kadar önemsemeyen erkekler de var böyle olmasından iyidir . Siz yine de karar alırken onunla istişare edin . Ben kendi karar alamayan hem de başkasının kararlarına da saygı duymayan eşler de var dediğim gibi sevdiğiniz yanlarına odaklanin ve bu huyunun sizdeki sevgisini bitirmesine izin vermeyin siz de bir uzmandan bu konuda destek alabilirsiniz
 
Ama seviyorum
Yani çok kötü bir özellik değil sadece hep yönetmem lazım

Pöf benimki de aynıydı, hep annesi yönetmiş hiç bir şey için düşünmemiş hayatta. Ben ise kendine güvenen, beni koruyan, kendi fikirleri olan bir erkeğe saygı duyarım. Konuştuğu cümlelerin bile annesinin cümleleri olup, ayrılık konuşmasında bile onun cümlelerini tekrarlaması, aradaki zıt cümlelerin sadece onun cümleleri olması (duygusal bazlı olanlar) saygımı sevgimi tamamen bitirdi zaten. Saygı duymadığım, güvenmediğim insanı da ne baba yapabilirim ne bir ömür devam edebilirim...
 

Evde tamirat gerektiren bir iş olduğunda hep eş ailesi gelirdi, bir bakardım kapıya dayanmışlar...Onlarla sıkıntı yaşadıktan sonra, eş kişisi aylarca ne tamirat yapabildi, ne bir usta bulabildi. Bana sen bul usta dediği günkü soğumam hala aklımda. Üstelik gencecik kadınım, evde tek başıma bir ustayla banyoda niye yalnız kalayım? Çamaşır makinesi bozuldu, ben tamir ettim.

Bunu yapan yönetici pozisyonunda bir insan.
 
Bence bu umursamazlık ama
Sana atmak işi kolay geliyor
Usta bul falan bu kadın işi değil cinsiyetçi olmak istemiyorum ama bu kadar pasif biriyle yürütememek çok normal
Umursamaz gamsız biri belli
Ne iş yaptığının bir önemi yok bu eşini evini umursamamak artık .evliliği sürdüren senmişsin tek başına adam misafir gibi takılmış .şuraya gidelim tamam aşkım demek farklı bu farklı .burda sorumluluktan kaçma var .
 
Yorulursun.
Evlilik hayat yükünü beraber paylaşmak demek.
Anasının büyütemediğini sen hiç büyütemezsin.
Çok yorulursun iyi düşün.
 
Annesi yaşıyor mu kız kardeşi var mı? Onlarda dominant mı? Cevap Evet mi? Onlarla ilişkisini gözlemleme şansın var mı ? Cevap hayır ise çoktan sonu belli bir savaşa girme derim.

Babamdan ötürü dominant erkek figüründen zerre hoşlanmayan biri olarak söylüyorum bunu.
Uyumlu olmak sorun değil ama tam teslimiyet varsa o erkekten bir ne eş olur ne cacık...
 
ne boyun eğsin ne dominant olsun.

bana karşı biraz alttan alsa fena olmaz açıkçası ama etrafa ezilmesin ezdirtmesin. tabi saykopat da olmasın. trafikte bile kavga eden tipler var uzak kalsın.
 
Aslında düşünürseniz; her şey sizin istediğiniz gibi olacak. Adam itiraz etmiyor işte. İstediğiniz, beğendiğiniz ne varsa alıp, istediğiniz yere gidip, istediğiniz gibi yaşayabileceksiniz. Benim eşim de böyle. Kararları ben alırım, o karışmaz. “Farketmez sen ayarla” der hep. Ben alıştım böyle olmasına. Hatta gayet de iyi oluyor benim için. Sırf o sevdi, o istedi diye hoşlanmadığım bir şeye maruz kalmıyorum.
 
Ama dominant karakterli kişiler genelde karşısındaki kişi de o şekilde olunca anlaşamıyor.
Evet her şeye senin karar vermen olmamış elbette ama demek ki sende doğru kararlar veriyorsun
 
Eşim herseye evet evet diyip, kenarda emir bekleyen bir tip degil arada bozulur bana, tartisigimiz da olur ama evdeki hemen hemen herşeyle ben ilgileniyorum. Evimizin bütçesi, yatırım, birikim de dahil eşim hiçbişeye karışmıyor. Hatta kıyafetlerini bile ben düşünüyorum. :)
Gidilecek yerler vs hep ben de. Genelde de beni dinler.

Bu beni cok zorlayan bişey değil ama azıcık ucundan tutsa, biraz düşünse mi acaba dedim ve hatta konu açmıştım bununla ilgili ama abartilacak bişey değil devlet yonetmiyorsun sonuçta altı üstü ev ve bikaç plan...
Kaldı ki siz evli bile değilsiniz neyi yonetiyorsunuz bu kadar anlamadım.

Sevgiliniz heryerde sünepe sünepe duruyorsa onu bilemem ama eşim işinde yeterince stress yaşayıp, fazlasıyla insanları yönetmekle uğraşıyor zaten. Bir de eve gelip sacma sacma konulardan benimle didişmeye ugrasacak, herseyi dusunecek vakti yok. Zira evde yaşadığı stress iş hayatını olumsuz etkileyip hata yaptiriyor malesef, bunu yasayinca gorunce anlayabildim.

Evde benimle didişiyor diye saygı duyacak değilim.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…