- 31 Ocak 2013
- 7.190
- 44.613
- 798
- Konu Sahibi yokoylebisevgili
-
- #141
Zaten ikinizi de alıntılayarak yazdım ben de yorumumu. Sen aktiftin cevap verdin olay bu. Ve ben gayet açık ve net, olabildiğince de düzgün yazdım hatanızı bir önceki yorumumda. Ama anlamak istemediniz ya anlamadınız bilemiyorum. Demem o ki bu tür sivri yorumlar kimseye bişey kazandırmıyor. Neyse size iyi forumlar.İyide sizin anlamadığınız şu keşke biraz düşünerek yorum yapsanız ben buraya saygısızca yorum yapan kişilere yaptım o yorumu doğurmayı bir marifet sanan doğurmayana kadın gözüyle bakmayan ilgi şımarığı olarak gören bize saygısızlık yapana saygı ile cevap vermek zorunda mıyım ? Ben çocuğu olan ve bununla övünmeyin çocuğuyla maddi manevi bakmaya hazır kimseye karşı değilim ki isterse yirmi tane doğursun beni ilgilendirmiyor ha bizler gibi olanlara laf atılıyorsa herkes saygısızca konuşurken Ben neden saygısız yaftası yiyorum başlatana da söz etseydiniz de samimiyetinize inansaydım hedef kitlem ve yaptığım yorumların kime olduğu belli ısrarla tüm kadınlara saygısızlık demenizi anlayamadım ben hedef göstermek mi amacınız
4 milyar yıllık evrimsel sürece bir başkaldırıKimsenin anormal olduğu yok hanımefendi haddinizi bilin çocuk sahibi olmak istemek kadar istememek de normal yeter ya artık
Haklısınız daha sakin olabilsek herkes saygılı olsa tabi daha iyi olur size de iyi forumlar...Zaten ikinizi de alıntılayarak yazdım ben de yorumumu. Sen aktiftin cevap verdin olay bu. Ve ben gayet açık ve net, olabildiğince de düzgün yazdım hatanızı bir önceki yorumumda. Ama anlamak istemediniz ya anlamadınız bilemiyorum. Demem o ki bu tür sivri yorumlar kimseye bişey kazandırmıyor. Neyse size iyi forumlar.
Ve yargılar dağıtılıyordu...Yanlış. İçgüdü yalnızca hayvanlarda görülür. Annelik sonradan öğrenilen bir davranıştır.
Estağfurullah, yargı dağıtmak haddime değil. Bilimsel araştırma sonuçlarına göre konuşuyorum. Bilimin amacının da yargı dağıtmak olmadığına eminim.Ve yargılar dağıtılıyordu...
İnsanlar da diğer hayvanlar gibi içgüdü sahibidir. İnsanı hayvanlardan ayıran 'bilinç'tir. Zaten bizdeki bazı psikolojik rahatsızlıkların sebebi -genel olarak- bilincimizin etkisiyle içgüdülerimize ters davranışlarda bulunarak olmadığımız biri gibi davranmaktdır.Estağfurullah, yargı dağıtmak haddime değil. Bilimsel araştırma sonuçlarına göre konuşuyorum. Bilimin amacının da yargı dağıtmak olmadığına eminim.
Sadece annelik içgüdüseldir, herkes anneliğe sahiptir, her kadın önce annedir dramalarından hoşlanmıyorum. Bunu da bilim kanıtlıyor zaten.
Aslında bir yerde aynı şeyden bahsediyoruz. Ben aldığım dersler ve okuduğum makaleler doğrultusunda içgüdü kavramanın yalnızca hayvanlarda olduğunu öğrendim ve okudum. Bu yazınız üstüne biraz daha bakacağım ama teşekkür ederim öncelikle.İnsanlar da diğer hayvanlar gibi içgüdü sahibidir. İnsanı hayvanlardan ayıran 'bilinç'tir. Zaten bizdeki bazı psikolojik rahatsızlıkların sebebi -genel olarak- bilincimizin etkisiyle içgüdülerimize ters davranışlarda bulunarak olmadığımız biri gibi davranmaktdır.
Her kadın önce anne değildir. Kadın önce insandır. Genel olarak her canlı genlerini bir sonraki nesle aktarmak ister. 4 milyar yıllık evrim bu sayede gerçekleşti. Bu sebepten genlerini bir sonraki nesle aktarmaya çalışmak içgüdüseldir. Genlerimiz aktarılmak ister.
Herkes anneliğe sahip de değildir. Döllenmeyle başlayan hormonal değişimler kadını anneliğe hazırlar. Kadınlarda normal şartlarda da hamileliğe nispetle düşük miktarda salgılanan östrojen her kadına anaç tavırlar verir ama bu annelikle aynı şey değildir.
Bilim annelik hissinin içgüdüsel olduğunu kanıtlar. Dediğiniz gibi bilimin amacı yargı dağıtmak değil, içinde bulunduğumuz evreni tanımaktır. İnsan üzerinde yapılan çalışmalar da aşama aşama hamileliğin nasıl ilerlediğini (fizyolojik olarak) ortaya koymuştur. Psikolojik araştırmalar da anne figürünün algısından kaynaklanan bilinçsel sorunların kadında çocuk sahibi olmak istememeye sebep olabileceğini göstermiş durumda.
Konu sahibinin psikolojik temelli bir sıkıntısı da olabilir, biyokimyasal bir sıkıntısı da. Ama bir sorunu olduğu çok açık. Kendisi mutsuz. Normal şartlar altında hamile kalmadan evvel istemese de embriyonun rahim duvarına tutunmasıyla kadın o 'can'ı sahiplenir. Kendini öldürmek isteyecek kadar sorun yaşıyorsa bir insan, bu sadece bebek istememek olamaz.
Biz onu küçük görüp aşağılamıyoruz. Yardımcı olmaya çalışıyoruz (çoğumuz). Umarım derdine derman bulur.
yaziyi okuyunca seni nekadar anladimi anladim. Ben de cocouk istemiyorum, hayat arkadasimin ailesi ama ogularina demis ilerde cocuk olsun diye, ben ona simdiden dedim, asla istemiyorum oda kabul etti, senin durumun zor tabi. Iste kürtaj konusunda kadin karar vermeli erkek deyiil, cünkü sorumluun 80% kadina düsüyor, ben olsam onu dinlemezdim. Artik olan olmus nedicemi bilmiyorum3 yıllık evliyim 16 haftalık hamileyim. aşk evliliği yaptım. annelik bana uygun değil bu yüzden asla çocuk istemiyordum. korunuyorduk. eşim korunuyordu. buna rağmen hamile olduğumu öğrendim. hemen aldırmak istedim. eşim istemedi. çok şiddetli kavgalar ettik. ben ağladım bağırdım o bağırdı. komşular polis bile çağırdılar. harika bir ilişkimiz vardı, gördüğüm en naif en düşünceli adamdı çocuğu aldıralım deyince her şey mahvoldu. çok kavga ettik. ben hep onun bencil olduğunu söyledim o benim acımasız olduğumu. bir yandan birbirimize çok aşıktık hâlâ. olay ailelere kadar yansıdı. benim anne babam aldırırsan bizim senin gibi kızımız yok diye resti çektiler. ben çok isyan ettim sinir krizleri geçirdim olmadı. 10 haftayı geçti aldıramadım. şimdi herkes mutlu ama ben çok mutsuzum. öleyim diye dua ediyorum. eşim mutlu, hiçbir şey olmamış gibi gece yatarken bana sarılıyor. dayanamıyorum ben istemiyorum bebeği. bir kez olsun ultrasonda görüntüsüne bakmadım. doktorun verdiği testleri yaptırdık sonuçlarını açıklarken dinlemedim. büyüyen karnımı gördükçe ağlama krizlerine giriyorum. düzgün yiyip içemiyorum, uyuyamıyorum. hiçbir işe odaklanamıyorum. işteki verimim düştü. psikoloğa gidiyorum hiçbir gelişme yok. eşim şikayetlerimi, ağlamalarımı dinliyor teselli ediyor sarılıyor ama olmuyor. söylediği hiçbir şey etki etmeyince de yazık değil me o bebeğe diyor, o daha küçücük diyor, sana ihtiyacı var diyor, annesi sevmeyecekse kim sevecek bu çocuğu böyle yaparak ona zarar veriyorsun diyor. bu sefer daha kötü oluyorum ben kötü biriyim küçük bir bebeğe zarar veriyorum diye. yemeden içmeden kesilip sürekli ağladığım ve kustuğum için 12.haftada hastaneye yatıp çıktım. dayanamıyorumartık ben. öleyim diye dua ediyorum bir türlü ölmüyorum da. bu çocuk doğunca banim yüzümden zarar görürse nolacak onu da kara kara düşünüyorum. ben buna bakamam. kucağıma bili alamam. çıldırmak üzereyim.
bende anlamiyorum, cocuk istemeyen bir kadin baskasina cocuk yapma demiyor, ama onlar bizlere karisiyor, mantik nerde bilmiyorumİyide sizin anlamadığınız şu keşke biraz düşünerek yorum yapsanız ben buraya saygısızca yorum yapan kişilere yaptım o yorumu doğurmayı bir marifet sanan doğurmayana kadın gözüyle bakmayan ilgi şımarığı olarak gören bize saygısızlık yapana saygı ile cevap vermek zorunda mıyım ? Ben çocuğu olan ve bununla övünmeyen çocuğuyla maddi manevi bakmaya hazır kimseye karşı değilim ki isterse yirmi tane doğursun beni ilgilendirmiyor ha bizler gibi olanlara laf atılıyorsa herkes saygısızca konuşurken Ben neden saygısız yaftası yiyorum başlatana da söz etseydiniz de samimiyetinize inansaydım hedef kitlem ve yaptığım yorumların kime olduğu belli ısrarla tüm kadınlara saygısızlık demenizi anlayamadım ben hedef göstermek mi amacınız
pardon ama avrupada bir cok kadin cocuk istemiyor hapsi annormal mi veya travma mi yasadi? bu neyin kafasi?Normal olan her kadinin icinde annelik icgusu olmasi , konu sahibi gibi olanlar nadir ve anormal.Alttaki sebep arastirilmali, mutlaka bir bozukluk yada travma vardir.Sahsen ayni yoldan gectim,evliydim ve istenmeyen gebelik yasadim.Hic cocuk dusunmuyordum, cunku genetik bir rahatsizligim vardi ve cocugumda da olabilirdi.Son aylarda kabullendim bebegi, delicesine seviyorum kizimi.Benim hastaligim malesef kizimda da goruldu, ama buna ragmen 2.bebegimide dogurdum.Konu sahibi sakinlesip kendisiyle yuzlessin bence, ailesinin ve esinin kiymetini bilsin.Bir cocuk onu eksik yapmaz , hayati kararmaz.Dunya duzeni boyle gelmis boyle gider.
Ah çok üzüldüm.. yanlış anlamayın asla suçlamıyorum sizi. Anne olmak istememek tabii ki hakkınız. Ama keşke evlenmeden bunu konussaydiniz ve geri kaç yönetiminin bir doğum kontrol yöntemi olmadigini bilerek davransaydiniz. Neyse bunları düşünüp kendinizi suçlamayın artık ama baskalarini da suclamayin. Yani sizinde neticeden payınız var. Artık 16 haftalık. Tamamen bu olhmsuz duygulardan sıyrılmaya odaklanın. Mutlaka terapi almalsiniz. Bebeğiniz doğduğunda vücudunuz hamileyken çok fazla salgıladığı östrojeni bir anda normal seviyeye düşürecek. Yani bebegi Cook isteyerek hamile kalan kadın bile kendini yetersiz hissedeceği bir süreç yaşayacak buna lohusa depresyonu deniyor. Bu yetersizlik hissi ile bebeğin reddedilmeside olası bir tablo. Sizin durumunuzda baştan istenmeyeb bir bebek var.. Bebeğinizi çok seveceginize ve mükemmel bir anne olacağınıza ben eminim. Çünkü annelik istemeniz Bellini çok düşünen sorgulayan ve ona uygun bir gelecek hazırlamakta endişe eden yani aslında kendini değil başkasını düşünen biri olduğunuzu gösterir. Bakamayacagi halde dusuncesizce bir sürü çocuk yapan ne cok anne var.. Fakat ben bu lohusa depresyonuyla şu anki psikolojik duurmunuzu karistirmanizdan endişe ediyorum. Bebek doğduğunda öncelikle buna hazırlıklı olun olur mu? Zamanla rayına oturacak her şey. Bu arada vücudunuz bol bol prolaktin de salgılayacak. Süt üretimine yarayan bu hormon şevkat hormonu.. onu saracak sarmalayacaj çok sevecek gözünüzden sakinacak ve iyiki dogurmusum seni diyeceğiniz günler de gelecek.. bana dm'de yazabilirsiniz. Elimden geldiğince destek olmaya çalışırım.3 yıllık evliyim 16 haftalık hamileyim. aşk evliliği yaptım. annelik bana uygun değil bu yüzden asla çocuk istemiyordum. korunuyorduk. eşim korunuyordu. buna rağmen hamile olduğumu öğrendim. hemen aldırmak istedim. eşim istemedi. çok şiddetli kavgalar ettik. ben ağladım bağırdım o bağırdı. komşular polis bile çağırdılar. harika bir ilişkimiz vardı, gördüğüm en naif en düşünceli adamdı çocuğu aldıralım deyince her şey mahvoldu. çok kavga ettik. ben hep onun bencil olduğunu söyledim o benim acımasız olduğumu. bir yandan birbirimize çok aşıktık hâlâ. olay ailelere kadar yansıdı. benim anne babam aldırırsan bizim senin gibi kızımız yok diye resti çektiler. ben çok isyan ettim sinir krizleri geçirdim olmadı. 10 haftayı geçti aldıramadım. şimdi herkes mutlu ama ben çok mutsuzum. öleyim diye dua ediyorum. eşim mutlu, hiçbir şey olmamış gibi gece yatarken bana sarılıyor. dayanamıyorum ben istemiyorum bebeği. bir kez olsun ultrasonda görüntüsüne bakmadım. doktorun verdiği testleri yaptırdık sonuçlarını açıklarken dinlemedim. büyüyen karnımı gördükçe ağlama krizlerine giriyorum. düzgün yiyip içemiyorum, uyuyamıyorum. hiçbir işe odaklanamıyorum. işteki verimim düştü. psikoloğa gidiyorum hiçbir gelişme yok. eşim şikayetlerimi, ağlamalarımı dinliyor teselli ediyor sarılıyor ama olmuyor. söylediği hiçbir şey etki etmeyince de yazık değil me o bebeğe diyor, o daha küçücük diyor, sana ihtiyacı var diyor, annesi sevmeyecekse kim sevecek bu çocuğu böyle yaparak ona zarar veriyorsun diyor. bu sefer daha kötü oluyorum ben kötü biriyim küçük bir bebeğe zarar veriyorum diye. yemeden içmeden kesilip sürekli ağladığım ve kustuğum için 12.haftada hastaneye yatıp çıktım. dayanamıyorumartık ben. öleyim diye dua ediyorum bir türlü ölmüyorum da. bu çocuk doğunca banim yüzümden zarar görürse nolacak onu da kara kara düşünüyorum. ben buna bakamam. kucağıma bili alamam. çıldırmak üzereyim.
Böyle kibar olduğunuz için ben teşekkür ederim :)Aslında bir yerde aynı şeyden bahsediyoruz. Ben aldığım dersler ve okuduğum makaleler doğrultusunda içgüdü kavramanın yalnızca hayvanlarda olduğunu öğrendim ve okudum. Bu yazınız üstüne biraz daha bakacağım ama teşekkür ederim öncelikle.
Sadece şunu belirteyim: Anneliğin tamamen içgüdüyle alakalı olması için her kadının anne olmayı istemesi gerekir. Ama bu bilimsel olarak da mümkün değildir. Sizin de söylediğiniz gibi etki eden duygusal ve hormonal durumlar mevcuttur. Bu yüzden annelik içgüdüsü kavramına takılıyorum ve doğru bulmuyorum.
Ben zaten siz böyle diyorsunuz demedim, genel konuştum. Sizin yorumlarınızı görmedim açıkçası. O yüzden üstünüze alınmayın lütfen, benzer fikirlere sahip olduğumuzu düşünüyorum. İçgüdü ve dürtü olayını daha detaylı araştıracağım tekrar.
Böyle kibar olduğunuz için ben teşekkür ederim :)
Bizdeki sistem diğer hayvanlardan daha karmaşık olduğu için (burada işleri karıştıran bilinç oluyor işte) sınıflandırmak da anlamak da zorlaşıyor.
Benim annelik içgüdüsünden kastım, her kadının anne olmayı istemesi değil, anne olduktan sonra yaşadığı duygu durumu ve davranışları. Çünkü anne olmayan bir canlı annelik içgüdüsünü yaşayamaz. (Hamile olmayan kadınların memelerinden süt gelmesi gibi hormonal bozuklukları hariç tutuyorum).
İnsan, hayvanlar gibi sadece içgüdüleriyle hareket etseydi, her dişi insan anne olmak isterdi ama tabii ki böyle bir durum söz konusu olamaz -bizim bilincimiz devredeyken.
Aynı şeyleri düşünürken tanımsal bir karmaşa yaşadığımızı düşünüyorum :) Belki de ben kendimi yeterince açık ifade edememişimdir :)
"bebegimi öldürmeme ailem ve eşim izin vermiyor" kavga sebebin disardan boyle görünüyor. Simdi kocana mi kizalim ailene mi kizalim. Insallah icine sevgi ve merhamet dolar diye dua ediyorum senin icin.3 yıllık evliyim 16 haftalık hamileyim. aşk evliliği yaptım. annelik bana uygun değil bu yüzden asla çocuk istemiyordum. korunuyorduk. eşim korunuyordu. buna rağmen hamile olduğumu öğrendim. hemen aldırmak istedim. eşim istemedi. çok şiddetli kavgalar ettik. ben ağladım bağırdım o bağırdı. komşular polis bile çağırdılar. harika bir ilişkimiz vardı, gördüğüm en naif en düşünceli adamdı çocuğu aldıralım deyince her şey mahvoldu. çok kavga ettik. ben hep onun bencil olduğunu söyledim o benim acımasız olduğumu. bir yandan birbirimize çok aşıktık hâlâ. olay ailelere kadar yansıdı. benim anne babam aldırırsan bizim senin gibi kızımız yok diye resti çektiler. ben çok isyan ettim sinir krizleri geçirdim olmadı. 10 haftayı geçti aldıramadım. şimdi herkes mutlu ama ben çok mutsuzum. öleyim diye dua ediyorum. eşim mutlu, hiçbir şey olmamış gibi gece yatarken bana sarılıyor. dayanamıyorum ben istemiyorum bebeği. bir kez olsun ultrasonda görüntüsüne bakmadım. doktorun verdiği testleri yaptırdık sonuçlarını açıklarken dinlemedim. büyüyen karnımı gördükçe ağlama krizlerine giriyorum. düzgün yiyip içemiyorum, uyuyamıyorum. hiçbir işe odaklanamıyorum. işteki verimim düştü. psikoloğa gidiyorum hiçbir gelişme yok. eşim şikayetlerimi, ağlamalarımı dinliyor teselli ediyor sarılıyor ama olmuyor. söylediği hiçbir şey etki etmeyince de yazık değil me o bebeğe diyor, o daha küçücük diyor, sana ihtiyacı var diyor, annesi sevmeyecekse kim sevecek bu çocuğu böyle yaparak ona zarar veriyorsun diyor. bu sefer daha kötü oluyorum ben kötü biriyim küçük bir bebeğe zarar veriyorum diye. yemeden içmeden kesilip sürekli ağladığım ve kustuğum için 12.haftada hastaneye yatıp çıktım. dayanamıyorumartık ben. öleyim diye dua ediyorum bir türlü ölmüyorum da. bu çocuk doğunca banim yüzümden zarar görürse nolacak onu da kara kara düşünüyorum. ben buna bakamam. kucağıma bili alamam. çıldırmak üzereyim.
Bebege uzuldum.Ablam 2 kayıp yaşadı .Bir cocuk gorunce gozlerı doluyor .O zaman korunsaydın bu kadar ıstemıosun sadece esıne guvenmeyıp ıgne ,Sonra ne bılıö vocuk olmasın dıye ılaclar var sanırım onlardan ıcseydın.Benım çok bır bılgım yok hıc dogurganlık asamasına gecmedım .Ne bılım ya kendıne gel .Allah vermıso cocugu sana .3 yıllık evliyim 16 haftalık hamileyim. aşk evliliği yaptım. annelik bana uygun değil bu yüzden asla çocuk istemiyordum. korunuyorduk. eşim korunuyordu. buna rağmen hamile olduğumu öğrendim. hemen aldırmak istedim. eşim istemedi. çok şiddetli kavgalar ettik. ben ağladım bağırdım o bağırdı. komşular polis bile çağırdılar. harika bir ilişkimiz vardı, gördüğüm en naif en düşünceli adamdı çocuğu aldıralım deyince her şey mahvoldu. çok kavga ettik. ben hep onun bencil olduğunu söyledim o benim acımasız olduğumu. bir yandan birbirimize çok aşıktık hâlâ. olay ailelere kadar yansıdı. benim anne babam aldırırsan bizim senin gibi kızımız yok diye resti çektiler. ben çok isyan ettim sinir krizleri geçirdim olmadı. 10 haftayı geçti aldıramadım. şimdi herkes mutlu ama ben çok mutsuzum. öleyim diye dua ediyorum. eşim mutlu, hiçbir şey olmamış gibi gece yatarken bana sarılıyor. dayanamıyorum ben istemiyorum bebeği. bir kez olsun ultrasonda görüntüsüne bakmadım. doktorun verdiği testleri yaptırdık sonuçlarını açıklarken dinlemedim. büyüyen karnımı gördükçe ağlama krizlerine giriyorum. düzgün yiyip içemiyorum, uyuyamıyorum. hiçbir işe odaklanamıyorum. işteki verimim düştü. psikoloğa gidiyorum hiçbir gelişme yok. eşim şikayetlerimi, ağlamalarımı dinliyor teselli ediyor sarılıyor ama olmuyor. söylediği hiçbir şey etki etmeyince de yazık değil me o bebeğe diyor, o daha küçücük diyor, sana ihtiyacı var diyor, annesi sevmeyecekse kim sevecek bu çocuğu böyle yaparak ona zarar veriyorsun diyor. bu sefer daha kötü oluyorum ben kötü biriyim küçük bir bebeğe zarar veriyorum diye. yemeden içmeden kesilip sürekli ağladığım ve kustuğum için 12.haftada hastaneye yatıp çıktım. dayanamıyorumartık ben. öleyim diye dua ediyorum bir türlü ölmüyorum da. bu çocuk doğunca banim yüzümden zarar görürse nolacak onu da kara kara düşünüyorum. ben buna bakamam. kucağıma bili alamam. çıldırmak üzereyim.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?