Biz bile ana babamızın evinden kendi evimize dönünce "evim, güzel evim" moduna giriyoruz. Herkes dilediği gibi kullandığı bir evi, ortamı olsun istiyor. Evet yalnızlık zor ama 2 gün yalnız kalmak yalnızlık değil.Sabah sabah da elalem, dış kapının mandalı birinden aile içi ilişkimize enfes yorum geldi..
Aslında direk benim yaşadığım olaya değil isyanım. Ülkede genel bir problem bu. Uzun oldu baya isterseniz hiç okumayın :)
Kv konusu diye geçmesin kayıtlara :) İnsanların had bilmezliği asıl mesele.
Sık konu açan biri değilim malum. Ama evlendiğimden bu yana alttan alta uygulanan pasif baskı yüzünden içimi dökmek istedim..
Kv oğlumuza bakıyor. Aynı sokakta oturuyoruz. Sabah gelip akşam evine gidiyor. Kp yok boşandılar..
Şu detayı da atlamayayım kv çok depresif ruh hali olan biridir. Gerek baba faktörü yüzünden zor geçen çocukluğu, gerek o psikolojinin evliliğine yansımasıyla zorlaşan yıllar falan onu baya yıpratmış. Antidepresansız yaşayamaz öyle söyleyeyim. Oturaklı, saygılı biridir. Zaten aksi olsa bu kadar içiçe olmazdım..
Torun sevgisi, tüm gün kendini dinlemeden bir bebekle ilgilenmek ona çok iyi geldi. Herkes de farketti bunu. Sonra bu yaştan sonra çocuk baktırıyorsunuzcular atlamasın :)
Ben de tahmin etmezdim ama gayet iyi bakıyor. Resmen arkadaş oldu ona. Kv bakmasaydı işten ayrılacaktım..
İlk baktığı kış haftaiçi bizimle kaldı. Eski evine 10 dakikalık vesait vardı gitmek zor geliyordu, evi sobalıydı vs.
İşin kötüsü o dönem cumartesi de çalışıyorduk. Eşimle aynı firmadayız. Cumartesi evine gidip, pazar akşamı eşim getiriyordu. Artık 2 gün dinlenebiliyor. Ayda bir akşam dışarı çıkarsak bakar bir de..
Benim de o dönemler hem hala hafif meltem şeklinde hissedilen lohusa sendromu, hem bebekle çalışma hayatı, hem de kv ile 7/24 aynı ortamda bulunmaya alışma sürecim zor oldu. O detaya pek girmeyeceğim.
Kısaca klasik anne kontrolü ama kendi öz annem olmayınca söylenenlerin batma durumu, biraz mecburen sineye çekme zorunluluğu ve eşimle tek bir akşam başbaşa kalabilme hali..
Ona da zordu tabi. Hem 50 yaşından sonra çocuk bakmak, hem 75m2 evde salonda koltukta yatmak, senelerce istediği saatte yatıp kalkan biri için zor olmuştur.
Nitekim son 2 kıştır yakınımızda oturuyor. O da biz de bu şekilde daha rahat ediyoruz. İki tarafa da iyi oldu oğlu da yakından ilgilenebiliyor sonuçta. Kv de akşam kafa dinlemek istiyor haliyle. Kirasına yardım ediyoruz.
Gelelim kv ile alakası olmayan bugün ki olaya. Geçmiş zamanda savunmak zorunda olduklarıma benzer.
Şirket çalışanı ara ara ayak üstü sohbet ettiğimiz bir abi. Kart basıp giderken öyle iki laf ettik ben giderken "kv sizinle mi kalıyor?" dedi. "Hayır sabah geliyor" dedim.
"Niye sizinle kalsın" dedi.
İç çektim "ne oluyor yalnız kalınca? biz öyle rahat ediyoruz bundan kime ne?" dedim.
Güldü. Ben de "ya sabır" dedim devam ettim.
Hiç susamam. Fazlasını derdim de ortam müsait değildi. Bu ilk diyalog değil ve ara ara olunca insanı sinir ediyor.
Benim her zaman savunduğum şey Allah muhtaç etmesin elden ayaktan düşmediysem kimseyle kalmam. Elden ayaktan düşersem o zaman düşünürüz :)
Bir yerde yalnız bir anne varsa illa ki evli çocuğuyla oturması farz mıdır?
Bir kadın yalnız yaşayamaz mı?
Ailesiyle yaşamayan evlat hayırsız evlat mıdır?
İnsanı kendinden şüphe ettiriyorlar. Ki kv ye sorsan bizden çok memnundur da..
Ne zaman anlayacak insanlar üstüne vazife olmayan şeye karışmamayı?
Birine cevap veriyorsun bir başkası başlıyor..
Ne yazık ki kendisini ilgilendirmeyen konularda bu tür yorumlar yapan ...durup dururken baskasinin hayati ile ilgili doymayan bir meraka kapılıp sorular soran insanlarla dolu canım memleketim. Bosuna sıkma canını ...bu konuyla mücadele etmek /edebilmek mümkün degil...cunku heryerdelerSüper tespit. Kesinlikle "öteki oğlu istemiyor mu?" diye sorardı.
Meydan verince ayaküstü bir de onun dedikodusunu yapardı benimle :))
Alan razi veren razi ama hiz millet olarak konusmadan yorum yapmadan duramiyoruz. Herkes milletin bu tavrindan sikaytciyken bunlari yapan kim onu merak ediyorum ben artik:))))Sabah sabah da elalem, dış kapının mandalı birinden aile içi ilişkimize enfes yorum geldi..
Aslında direk benim yaşadığım olaya değil isyanım. Ülkede genel bir problem bu. Uzun oldu baya isterseniz hiç okumayın :)
Kv konusu diye geçmesin kayıtlara :) İnsanların had bilmezliği asıl mesele.
Sık konu açan biri değilim malum. Ama evlendiğimden bu yana alttan alta uygulanan pasif baskı yüzünden içimi dökmek istedim..
Kv oğlumuza bakıyor. Aynı sokakta oturuyoruz. Sabah gelip akşam evine gidiyor. Kp yok boşandılar..
Şu detayı da atlamayayım kv çok depresif ruh hali olan biridir. Gerek baba faktörü yüzünden zor geçen çocukluğu, gerek o psikolojinin evliliğine yansımasıyla zorlaşan yıllar falan onu baya yıpratmış. Antidepresansız yaşayamaz öyle söyleyeyim. Oturaklı, saygılı biridir. Zaten aksi olsa bu kadar içiçe olmazdım..
Torun sevgisi, tüm gün kendini dinlemeden bir bebekle ilgilenmek ona çok iyi geldi. Herkes de farketti bunu. Sonra bu yaştan sonra çocuk baktırıyorsunuzcular atlamasın :)
Ben de tahmin etmezdim ama gayet iyi bakıyor. Resmen arkadaş oldu ona. Kv bakmasaydı işten ayrılacaktım..
İlk baktığı kış haftaiçi bizimle kaldı. Eski evine 10 dakikalık vesait vardı gitmek zor geliyordu, evi sobalıydı vs.
İşin kötüsü o dönem cumartesi de çalışıyorduk. Eşimle aynı firmadayız. Cumartesi evine gidip, pazar akşamı eşim getiriyordu. Artık 2 gün dinlenebiliyor. Ayda bir akşam dışarı çıkarsak bakar bir de..
Benim de o dönemler hem hala hafif meltem şeklinde hissedilen lohusa sendromu, hem bebekle çalışma hayatı, hem de kv ile 7/24 aynı ortamda bulunmaya alışma sürecim zor oldu. O detaya pek girmeyeceğim.
Kısaca klasik anne kontrolü ama kendi öz annem olmayınca söylenenlerin batma durumu, biraz mecburen sineye çekme zorunluluğu ve eşimle tek bir akşam başbaşa kalabilme hali..
Ona da zordu tabi. Hem 50 yaşından sonra çocuk bakmak, hem 75m2 evde salonda koltukta yatmak, senelerce istediği saatte yatıp kalkan biri için zor olmuştur.
Nitekim son 2 kıştır yakınımızda oturuyor. O da biz de bu şekilde daha rahat ediyoruz. İki tarafa da iyi oldu oğlu da yakından ilgilenebiliyor sonuçta. Kv de akşam kafa dinlemek istiyor haliyle. Kirasına yardım ediyoruz.
Gelelim kv ile alakası olmayan bugün ki olaya. Geçmiş zamanda savunmak zorunda olduklarıma benzer.
Şirket çalışanı ara ara ayak üstü sohbet ettiğimiz bir abi. Kart basıp giderken öyle iki laf ettik ben giderken "kv sizinle mi kalıyor?" dedi. "Hayır sabah geliyor" dedim.
"Niye sizinle kalsın" dedi.
İç çektim "ne oluyor yalnız kalınca? biz öyle rahat ediyoruz bundan kime ne?" dedim.
Güldü. Ben de "ya sabır" dedim devam ettim.
Hiç susamam. Fazlasını derdim de ortam müsait değildi. Bu ilk diyalog değil ve ara ara olunca insanı sinir ediyor.
Benim her zaman savunduğum şey Allah muhtaç etmesin elden ayaktan düşmediysem kimseyle kalmam. Elden ayaktan düşersem o zaman düşünürüz :)
Bir yerde yalnız bir anne varsa illa ki evli çocuğuyla oturması farz mıdır?
Bir kadın yalnız yaşayamaz mı?
Ailesiyle yaşamayan evlat hayırsız evlat mıdır?
İnsanı kendinden şüphe ettiriyorlar. Ki kv ye sorsan bizden çok memnundur da..
Ne zaman anlayacak insanlar üstüne vazife olmayan şeye karışmamayı?
Birine cevap veriyorsun bir başkası başlıyor..
Tek bir konuşmayı anlattım. Ama bunu 6 yıldır ara ara eş dost meclislerinde duyup cevap verme zorunluluğu hissediyorum..
Şimdi linç edileceğim ama ben de olsam böyle bir soru sorardım.
Evet elden ayaktan düşmemiş, evet kayınvalideniz kendi akşam ayrı eve gitmek istiyor ve sizde karşılıklı olarak bu konuda anlaşmışsınız ama ben başıma gelen olaydan sonra yaşlıların yalnız kalmasını tasvip etmiyorum.
Kaldı ki zaten ne kayınvalidemi ne de annemi babamı isteseler de yalnız bırakmadım/bırakmadık.
Bu sayede annemi yatalak olmaktan kurtardık.
Annem ikindi vakti biraz kestirmek için uyumuştu ve uykusunda beyin felci geçirdi. Eğer o anda yanında birisi olmasaymış durumu daha vahim olacakmış. Kızkardeşimin yanında olması sayesinde kadıncağız en hafif hasarla bu durumu atlatmıştı.
Vadenin saatini değiştiremesekte o vakte kadar hiç olmazsa birinin rahat yaşamasını sağlayabiliriz.
Bunu yargılamak olarak görmeyin. Ben de çevremdeki arkadaşlarıma "ne var sende kalsa, kadın/adam yalnız kalmasın" cümlesini kurarım.
Yazınızın akıcılığı gerek imla gerek noktalama işaretleri ....sanki roman okuyorum gibi hissettim:) tebrik ederim.konunuza gelecek olursak çok güzel bir düzen tutturmuşsunuz.en mantıklısı sizin yaptığınız zaten takmayın derim
Bide adammış kadın olsa çenesi düşük diyeceğimde....
kimene onana banane ya....
gerçekten sanane demeyi pat diye lafını ağzına tıkamayı çok istiyorum şu ağzının lafını bilmezlere ama olmuyor işte
deyip geçmeyi öğrenmeye çalışıyorum...
aynen bendeİnanın hiç anlamıyorum. Ben es kaza birine yorum yapsam o kişi bana sanane dese yerin dibine girerim..
Ohoo asıl çene erkeklerde zaten. Bir başladılar mı cadı kazanı gibiler :))
Herkesin bir düzeni var kalması gerekmedikce neden kalsın o kadınında sizinde evinizde yalnız kalmaya ihtiyacı var neticede ve eminim oda öyle mutludur annem bir gün yatmak zorunda kalsa ertesi gün hemen gitmek ister rahat edemiyorum diye milleti takmayin insanlar nereden buluyorsa bu haddi kendilerinde!Sabah sabah da elalem, dış kapının mandalı birinden aile içi ilişkimize enfes yorum geldi..
Aslında direk benim yaşadığım olaya değil isyanım. Ülkede genel bir problem bu. Uzun oldu baya isterseniz hiç okumayın :)
Kv konusu diye geçmesin kayıtlara :) İnsanların had bilmezliği asıl mesele.
Sık konu açan biri değilim malum. Ama evlendiğimden bu yana alttan alta uygulanan pasif baskı yüzünden içimi dökmek istedim..
Kv oğlumuza bakıyor. Aynı sokakta oturuyoruz. Sabah gelip akşam evine gidiyor. Kp yok boşandılar..
Şu detayı da atlamayayım kv çok depresif ruh hali olan biridir. Gerek baba faktörü yüzünden zor geçen çocukluğu, gerek o psikolojinin evliliğine yansımasıyla zorlaşan yıllar falan onu baya yıpratmış. Antidepresansız yaşayamaz öyle söyleyeyim. Oturaklı, saygılı biridir. Zaten aksi olsa bu kadar içiçe olmazdım..
Torun sevgisi, tüm gün kendini dinlemeden bir bebekle ilgilenmek ona çok iyi geldi. Herkes de farketti bunu. Sonra bu yaştan sonra çocuk baktırıyorsunuzcular atlamasın :)
Ben de tahmin etmezdim ama gayet iyi bakıyor. Resmen arkadaş oldu ona. Kv bakmasaydı işten ayrılacaktım..
İlk baktığı kış haftaiçi bizimle kaldı. Eski evine 10 dakikalık vesait vardı gitmek zor geliyordu, evi sobalıydı vs.
İşin kötüsü o dönem cumartesi de çalışıyorduk. Eşimle aynı firmadayız. Cumartesi evine gidip, pazar akşamı eşim getiriyordu. Artık 2 gün dinlenebiliyor. Ayda bir akşam dışarı çıkarsak bakar bir de..
Benim de o dönemler hem hala hafif meltem şeklinde hissedilen lohusa sendromu, hem bebekle çalışma hayatı, hem de kv ile 7/24 aynı ortamda bulunmaya alışma sürecim zor oldu. O detaya pek girmeyeceğim.
Kısaca klasik anne kontrolü ama kendi öz annem olmayınca söylenenlerin batma durumu, biraz mecburen sineye çekme zorunluluğu ve eşimle tek bir akşam başbaşa kalabilme hali..
Ona da zordu tabi. Hem 50 yaşından sonra çocuk bakmak, hem 75m2 evde salonda koltukta yatmak, senelerce istediği saatte yatıp kalkan biri için zor olmuştur.
Nitekim son 2 kıştır yakınımızda oturuyor. O da biz de bu şekilde daha rahat ediyoruz. İki tarafa da iyi oldu oğlu da yakından ilgilenebiliyor sonuçta. Kv de akşam kafa dinlemek istiyor haliyle. Kirasına yardım ediyoruz.
Gelelim kv ile alakası olmayan bugün ki olaya. Geçmiş zamanda savunmak zorunda olduklarıma benzer.
Şirket çalışanı ara ara ayak üstü sohbet ettiğimiz bir abi. Kart basıp giderken öyle iki laf ettik ben giderken "kv sizinle mi kalıyor?" dedi. "Hayır sabah geliyor" dedim.
"Niye sizinle kalsın" dedi.
İç çektim "ne oluyor yalnız kalınca? biz öyle rahat ediyoruz bundan kime ne?" dedim.
Güldü. Ben de "ya sabır" dedim devam ettim.
Hiç susamam. Fazlasını derdim de ortam müsait değildi. Bu ilk diyalog değil ve ara ara olunca insanı sinir ediyor.
Benim her zaman savunduğum şey Allah muhtaç etmesin elden ayaktan düşmediysem kimseyle kalmam. Elden ayaktan düşersem o zaman düşünürüz :)
Bir yerde yalnız bir anne varsa illa ki evli çocuğuyla oturması farz mıdır?
Bir kadın yalnız yaşayamaz mı?
Ailesiyle yaşamayan evlat hayırsız evlat mıdır?
İnsanı kendinden şüphe ettiriyorlar. Ki kv ye sorsan bizden çok memnundur da..
Ne zaman anlayacak insanlar üstüne vazife olmayan şeye karışmamayı?
Birine cevap veriyorsun bir başkası başlıyor..
Çok geçmiş olsun size.
Ama yanımızda kalsa bile bir yerde düşüp kalmayacağı kesin değil ki.
Ben de çalışıyorum. Üstelik çocuk emanet ediyoruz. Sürekli böyle paranoya ile hayat geçmez.
Siz ne güzel denk gelmişsiniz durum olumluya dönmüş.
Eniştem 2 gün kalp sıkışması yaşamış umursamamış. 3. gün arkadaşı "gel hastahane yakında gidip baktıralım" deyince kalp krizi geçirdiği ortaya çıktı. 3 damarı tıkalıymış.
Hep diyorum "ya o arada tuvalete falan girseydi de fenalık geçirseydi" Kim ortada problem görmedikçe tuvaletteki adamı gidip kontrol eder? Önlem tabi ki alınmalı ama kimseyi sonsuza kadar koruyamayız.
Kv bir gün arkadaşındayken merdivende baygınlık geçirmiş. Kronik bir hastalığı var arada nüksediyor.
Biz o zaman eşimle beraber değildik sadece "annesi düşmüş" denmişti şirkette. Tomografi falan çekilmiş beyin kanamasından şüphe edilip ama çıkmadı.
O arada oğlu bekarken evde yalnız da olabilirdi.
Ben epilepsi hastasıydım. Uzun süredir nöbet geçirmiyorum ama geçip geçmediğinden de emin değilim. Ben de keza yalnızken, otobüste, bütün ailede bir aradayken çok defa bayıldım. Şükrediyorum ki doğumdan sonra yalnız başımayken olmadığına.
Sevdiklerimiz için dua etmekten başka çaremiz yok malesef..
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?