Büyük umutlarla evlendim ama sanırım pişmanım…

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Sakin çocuk yapmadan direk boşan.
 
 
Degerli konu sahibi, öncelikle kendinizi yani probleminizi muhtesem ifade etmissiniz tebrik ederim. Yirmi yildir evli bir birey olarak size nacizane tavsiyem su yönde olucak; evlilik maalesef öyle disardan göründügü gibi peri masalsi bir hayat degil. Hele de ilk yillari cok cok sancili bir sürec. Esiniz belkide cektiginiz bu sancilarin sadece yüzde 5 inden haberdar. Erkeklerin genel yapisi bu yönde maalesef. Siz sabaha kadar aglarken o horul horul uyuyabiliyor. Sizin deger verdiginiz noktalarla onun deger yapisi bambaska oluyor ve bu iki insanin birbirini tanimasi ortak noktada bulusmasi bazen yillarini aliyor.
Bende elbet bunun gibi cok sancili yillar yasadim.Simdiki aklim olsa evlenir evlenmez Problemlerin basladigi ilk andan itibaren hemen esime tüm duygularimi güzelce anlatir,bize tarafsizca yardimci olacak bir Aile danismanina giderdim.
Problemleriniz esinizde anlayisli olursa üstesinden gelinemeyecek atlatilamayacak, orta noktada bulusulunamayacak kadar korkunc ve vahim bir durumda inanin degil. Esinize ve kendinize bir iyilik yapip Aile danismanina bir müddet gidin.
 
Kocanız, bakıcı tutma herkes bakıcıyla mı büyüdü, tiyatro etkinliği pahalı, kitap fuarına ne gerek var, et balık tavuk pahalı çocuk yemese de olur, biz de evde başbaşa yiyeceksek makarna yap yiyelim derse kabul eder misiniz? Veya ben sıkıldım çalışmıycam her iş sende artık, çalış para getir, ben yemeği bulaşığı hallederim deyip otursa kabul eder misiniz? Her hafta sonu benim ailemi ziyarete gideceğiz, seninkiler uzakta masraf oluyor dese kabul eder misiniz? Ailem alıyor ediyor diye yalan söyleyip dünya kadar borç yapsa ve bütün altınlarınızı bozdurup ödese kabul eder misiniz? Ya o altınlar yetmedi bir de kredi çek dese çekip verir misiniz? Krediyle de kapanmıyor borç, ben de işten çıktım ne yapsak acaba dese olsun kocam der misiniz? Senin babanın verdiği evi satıp başka ev alalım sen bir de bunun kredisini öde dese tamam der misiniz?

Hem evin harcamalarını faturalarını öde, hem önceden çektiğin krediyi öde, hem altınları ver sıfırlansın, hem de ev için yüklü kredi çek, ne ala memleket. Nolmuş, kocama feda olsun diyorsanız gidin bir doktora görünün. Karı koca değil efendi köle olayı bu kadarı. Bunları kabul edecek bir kişi var mıdır acaba? Kadın-erkek farketmiyor, insanın düşmanı bile bu kadarını yapamaz.

Wing Psikolojik hastalığı olan eşler hemen boşansın demiyoruz. Tedavi olmayı reddedip ilaçlarını düzenli kullanmayan benim bir şeyim yok diyenleri boşayın diyoruz. Siz mesela hastaneye yatırılmasanız, evde cam kapı her şeyi kırıp dökseniz, eşinize saldırsanız adama yazık değil mi? Çocuğun veya çocukların da ortamda olduğunu düşünün. Bunları yaşatan eş sizce eş midir? Siz en baştan durumunuzu açıklayıp her önlemi almışsınız. Kendinizi kontrol ediyorsunuz, herkes bilinçli, doktor takibindesiniz. Size hasta bile denemez, gayet duyarlı ve çevresini düşünen birisiniz. Doktora gidip muayene olup teşhis almayan, hastalığı teşhis edilse bile tedaviyi kabul etmeyen, kullanılması zorunlu ilaçlarını kullanmayan sağa sola zarar veren eşle evli kalınır mı? Öldürse felç etse cezai ehliyeti de olmayacak.
 
Adam tamamen yatırım kafasıyla evlilik planlamış, ben hiçbir yerinde duygu göremedim. İlk görüşte ben bu kızla evlenicem düşüncesi de romantik dursa bile belki de sizin durumunuzu anladığı için ta en baştan o niyetle yaklaştı, öyle bir profil arayışindaydi çünkü. Ev kirasına istediğiniz muhitte olmasına ok demiş ama bunu bile yatırım gibi gördüğüne eminim. Çünkü kendi sartlariyla her ay o miktarda kredi ödese ömür boyu ev sahibi olması zor ama sizin bir eviniz var nasılsa, yüksek kira ödemeye bu şekilde düşünerek ikna olmuştur. Zaten ev aramaya başlamışsınız bile konu açana kadar, kendi evinize çıkacağınız ve kira derdinden kurtulacağı zaman için dişini sıktığına o kadar eminim ki.

Bitmeyen borçlara da gelince yaptığı masrafları resmen size ödetiyor. Sanki bunu bile planlamış. Şimdi alalım ne istiyorsa sonra ben nasılsa ondan geri alırım bir şekilde diye düşünmüş gibi. Nitekim zaten o eşyaların büyük bir miktarını ödetmiş size. Bileziklerinize kadar almış. Ev eşyalarının çoğunu zaten aileniz almış. Ee bu asalak adam ne yaptı? Beleşe gelmiş oturmuş bir kıçı kırık montun lafını yapıyor. Siz o montu zaten alacak durumdasınız ama orada onun ödemesini beklemeniz tamamen manevi bir şey aslında ama bunu göremeyecek kadar kalas sanırım. İnsan laf olsun diye tabii ki der üç günlük flört değilsiniz ki karısısınız. Hayat tabii ki müşterek ama böyle onun dediği gibi parayı ortaya koymak, hesaplari ayırmak, para için ince hesaplar yapmak mide bulandırıcı.

Size güvenip işten çıkması, evde sırf göze batmamak için yaptığı ev işleri falan da tamamen kurnazlık. Bu adamdan ne çocuk yapın ne de evliyken evinizi satıp yenisini alın.
 
Evli olduğun süre boyunca senin hafta sonları ve tatillerde KV ve aile evi dışında bir kez bile tatile veya başka bir yere gitmedigin konusunda yemin edebilirim ama ispatlayamam işte...Belki hayatın boyunca tek tük gitmissindir bu saydigin yerlere ama "boş ders vaktinde" tiyatro etkinliği" ne gidilmeyecegini hayatında bı kere bile gerçek bir tiyatro oyununa gitmiş herkes bilir...."tiyatro etkinliği" ne ayrıca anasınıfı müsameresi mi bu?
 
Benim exte anksiyete ve depresyon hastalığımı bilerek evlenmişti hep destekti bana. Hiç yargılamamıştı vakti zamanında. Hatta baya anlayışlıydı ailesine karşı çok felaket savunurdu beni. 8 sene sonra birden ‘deli’ oldum gözünde.
Valla ben çok gördüm, çok örneğe şahit oldum. 70 yaşında boşanmak için gelen oldu, adam öldü ölecek kadın bulup ev açmış sevgilisine vs vs
Kimseye ne kefil olurum ne kendimden çok güvenirim. Hiçbir örnekte aksi şeyi düşündüremez bana. Ancak erkek doğal ölümle yani yaşlandıktan sonra ölürse ve ölene kadar hep böyle iyiyse o adama inanırım.
Senin mutluluğun umarım daim olur ama aynı şeyi söyleyeceğim. Kimseye sonsuz güvenme, insanın kendisi bile değişiyor, düşünceleri, duyguları değişebiliyor.
 
Piraye, adamlar eşlerini pazarlasa satsa iletişim kur, empoze et, yuva kolay kurulmuyor diyecekler. Kocasız olmaz iyi kötü başında biri var diyecekler. Millet minnacık dünyasında yaşıyor, herkes de kendi gibi olsun istiyor. Doğduğu ve tayin olduğu şehri biliyorlar, memlekete gitmeyi de tatil sanıyorlar. Ben 15 senedir yurtdışındayım, genç kızlar cıvıl cıvıl, başarılı heyecanlı kendilerine güveni var. Çünkü elalem diye bir müessese yok. Mutsuzsan bana ne otur çek, evlilik bu denmiyor o kızlara.
Adam evlenir evlenmez gerçek yüzünü göstermiş. Maddi büyük darbeler indirmiş, kızın birikimini sıfırlamak yetmemiş ömründe borç bilmemiş kızı kredi borçlarına boğmuş, o da yetmemiş işten çıkmış paşazade. Bu adamla iletişim kur evliliğine şans ver diyorlar bir de. Sanki birden sihirli değnek değecek adam her şeyi geriye çevirecek sanıyorlar. Sinsi sinsi ev kazığı atma peşindeki adam için diyorlar. Kocaları sanal kumar oynayıp evi arabayı satınca, kredi batağına saplanınca çıngar çıkarıyorlar ama.
 
Bu sizin evlilik anlayışınız demek ki eşiniz batarsa belki verirsiniz o da insafa gelirseniz dua edin de bari siz eşinize muhtaç kalmayın zira evlilik sözleşmesi de yaparsınız beklerim valla bu anlayışla
Yoo sadece kendi anamın babamın emeğini kimse işin hiç etmeyecek kadar akıllıyım. Tabi ki zor durumda veriririm sadece. Benim anam babam o malı mülkü elin adamına harcayayayım diye yapmadı malum.Bana güvence olsun diye yaptılar. Kendi ayakları üstünde duran erkeklerde kadınlarının malına göz dikmezler.Buna da ihtiyaç duymazlar zaten.Ben kimseye muhtaç olmam siz merak etmeyin.Benim için değil kendiniz için dua edin. Mahkemeler sizin gibi kadınlarla dolu zira. Evlilik sözleşmesi ne alaka?Evlendim diye tüm malı mülkü adama yedirmedim diye sözleşme mi imzalayacağım. Kanun bu konuda insanları korumak için çıkmış zaten. Önce kanunlarda ortak dediniz aksi olduğunu ispatlaninca sesiniz çıkmadı. Sizin sözleşme ve kanun konularında bilgili olmadığınız aşikar.Akıl ve tavsiye vereceğiniz alan değil belli ki.
 
Son düzenleme:

Benim eşimde aynı böyle. Hastalığımı söylediğimde imtihan olduğunu söyledi. Ben o işe giderdi gelirdi hala yatakta olurdum bazen. Öyle ne dönemlerden geçtik. İnşaat işçisi çok ağır işleri var. Eve gelir temizlik yapar yemek yapar beni kaldırırdı. Çatının tepesinden inip kalbime girerdi yani. Ben annesine kızdım da 8 bileziği bozup ota boka derler ya öyle harcadım. Senin mehrine ben karışmam ama beni dinle dedi bozma. Bozdum keşke dinleseydim.
 

Benim eşim de aynı böyle. Hastalığımı söylediğimde imtihan olduğunu söyledi. Ben o işe giderdi gelirdi hala yatakta olurdum bazen. Öyle ne dönemlerden geçtik. İnşaat işçisi çok ağır işleri var. Eve gelir temizlik yapar yemek yapar beni kaldırırdı. Çatının tepesinden inip kalbime girerdi yani. Ben annesine kızdım da 8 bileziği bozup ota boka derler ya öyle harcadım. Senin mehrine ben karışmam ama beni dinle dedi bozma. Bozdum keşke dinleseydim. Başkası olsa neler eder.
 
Teşekkür ederim evet; kendi gayretimi de göz ardı edemem bu hastalıkta. Siz diyorsunuz, ben de diyorum ama herkes bu ayrıntılarla birlikte demiyor boşanın diye. Hastalık adını duyar duymaz yazanları söylüyorum, yoksa "Tedavisine katılmayan insanı çekmek zordur ve sizinki de can" diye pek çok kez yazmışımdır. Gizleyerek evlenme yoluna girenlere "Böyle önemli bir bilgi, öncesinde paylaşılmalıydı, bilerek, isteyerek gizlediyse kabul edilemez" demişimdir.

Bir diğer kısım da kabulü zor bir hastalık olması maalesef, kimse "Bende mental bir sorun var" diyebilmeyi öyle kendine pek yediremez, herkes bunu hemen ilk bir iki senesi içinde kabul edemeyebilir. Evlendikten sonra böyle bir durum da oluşabilir dünyanın bin bir türlü hali var, tanısını lohusa depresyonundan sonraki hipomaniyle alan kadınları da okudum burada, Türkiye Bipolar Derneğinin düzenlediği bazı söyleşilerde bir trafik kazasından sonra tetiklenerek bipolar olanları dinledim. Evlendikten sonra hastalığım oluşsaydı ve tanılansaydı kırıp dökmeli bir atakla, yaklaşık 2 sene de kabullenmekte zorlansaydım ve inkar halini yaşasaydım (Biraz yas süreci gibi işler böyle şeyleri kabul; inkar, öfke, pazarlık vb) zannetmiyorum eşim benden uzaklaşsın. Tedaviye iknada kendini yırtacağını, yolunu ayırmadan önce beni kazanmak için bir süre denemekten vazgeçmeyeceğini görebiliyorum çünkü remisyonda kalamadığım hallerimle katlanılması güç bir insana dönüşebiliyorum, bunları tecrübe ettik. Aslında söylemek istediğim de biraz bu, hemen bırakıp gitmemek, çareler arayabilmek ilk etapta. Bu çarelerin aranması, ilişkilerine süre tanınması önerilmeden hastalığın adını görür görmez "Bipolar mı? Boşan! Kaç!" yazılması benim kast ettiğim.
 
Son düzenleme:
Umarım kendiniz kadar güveneceğiniz, canınızı dahi emanet edebileceğiniz biri ile karşılaşırsınız. Anlıyorum, güven bir kere sarsıldı mı, yakınımızdan birisi de bunun müsebbibi oldu mu onun tamiri pek mümkün olmuyor. Yerinizde olsaydım, ben de yazdığınız satırları yazıyor olurdum.
 

Strobe yazmak istemedim ve amacim eski mesajdan vurmak degil belli ki siz coktan unutup konuyu kapatmissiniz insan sevince ve affedince hiç yaşanmamiş sayabiliyor esinizin bahsettiginiz özellikleri agir basmis kendini affettirmiş iyi bir koca olmuş belli ki ama sanki hiç guven sorunu yasamamis gibi yönlendirme yapiyorsunuz.
Eşiniz sizden habersiz kredi cekip eve haciz geldiginde boşanma asamasina geldiniz diye bir yazi hatirliyorum. Demek ki can emanet ediyor para edilmiyormuş. Buradaki konuda hastaliklar degil para ve güven olmaz denen sey oluyormus.
Bu kadin niye haksiz oldu şimdi?
Neden insanlari bu şekilde yönlendiriyorsunuz ne gerek var
 
Haksız demiyorum ki, aksine hak veriyorum ve anladığımı söylüyorum. Hayat beni de aynı noktadan tecrübe etseydi, aynı satırları yazardım. Yazdıklarımı kinaye mi zannettin? Kinayeli yazmadım.

Eski mesajdan vurduğunu da düşünmüyorum rahatça yazabilirsin çünkü dün buraya yazarken eşime ne kadar güvendiğimi, aklıma eşimin benden habersiz kredi çektiği ve benim "Ekonomik aldatmadır bu, sana güvenmem bir daha bu konuda" diyerek sinirlenip onu boşamaya kalktığımı da hatırlayarak yazdım; bunlar büyük olaylar, unutulmazlar Cirilla merak etme, aklımdalar. :)

Ancak ikisini ayrı başlıklar altında ele alıyorum. Eşimin yaptığı bu hatayı aştık, buraya yazdığımın devamında kendini nasıl düzenlediğini, ona nasıl eziyet ettiğimi de ilave etmiş olmalıyım, ancak hepsini her ayrıntısıyla yazmayabiliyoruz biliyorsun, bana kalan şeyler de var, eşimin bana yaptığı açıklamalar, neden benden gizlemeye gittiği mesela. Ha ama ben hiçbir şekilde gizleme halini kabul etmiyorum o ayrı. :) O benim kadar ciddi bir olay olarak algılamıyormuş ilkten, ama benim için ciddiydi; onun pek umursamadığı olay benim için ciddinin ciddisiydi ve burada çatıştık. Para kaçırmadı, para saklamadı; bizim için yatırım yapmak istedi, kendi aklına güvendi atladı bana sormadan ve işler tersine dönünce de söyleyemedi, üzülürüm hastalığım tetikler diye, aslında onun kısmı bu.

Konuda da ben sevgi kısmındaki güvenimi yazdım, yani canımı teslim edebileceğim biri olarak görüyorum eşimi, bugün herhangi bir sebepten boşansak da bu değişmeyecek ve paramın hesabını da teslim ettim, o olay bir kopuş olmadı, bizi gerisin geri bir araya getirdi ama tavırlarım yeniden şekillendi ve farklı bir noktadan daha tanıdım eşimi, o da beni daha ciddili bir yerimden tanıdı. Eş olmanın dışında, iki dost noktasında olduğumuz için bunu rahatlıkla söyleyebiliyorum. Bundan çok ama çok daha büyüğü lazım dostlukta kopuşumuz olması için.
 
Son düzenleme:

Aştiginizi biliyorum tabi ki hatalar olur ilişkilerde bu hatalar bazi ilişkileri yikar bazi iliskileri yeniden sekillendirip ders cikartir.
Sonucta bu hata yapilmiş sonrasinda affettirmek için yapilanlar iliskinin gidişatini tabi ki etkiler ama yapilmis hatayi yok etmez. O yuzden hic hata yapmayacakmiş gibi kendimden cok guveniyorum demek cok iddiali bir şey insanlar da bunu soyluyor.
Insaniz hepimiz hata yapabiliriz. Sizin sonucunuz güzel gitmiş o ayri.
Ama tekrar cook fazla güvenmeniz tamamen sizin tercihiniz. Bu durumu yaşayip %1 hata payi birakir insan normalde sevgiden bagimsiz bir sey.
6 aylik ilişkide bunca şey yapan adama da kendinden col guvenmemesi cok dogal
 
Ama öyle Cirilla kendimden çok güveniyorum çünkü bu hastalığı ben yaşıyorum. İnsanın kendi aklından şüpheye düşmesi kolay bir tecrübe değildir, içgörüden uzaklaşmaya başladığım ataklarımda benim gözüm kulağım, aklım eşimdir. Benim normal-anormal karışmaya başladığım sırada normali tayin edebildiğim kişi eşimdir. İlaçlarımı takip edemeyip aldım mı almadım mı bilmeden defalarca hap atabilecekken (Yanlışlıkla kendimi zehirleyebilecekken ya da tedaviye hiç erişemeyecekken), titizlikle takip eden eşimdir. Ben onu hastalığım üzerinden yazdım ve "Kendinizi bir erkeğin insafına bırakın" fikriyle yazmıyorum diye de altını çizdim. Yazdığım şeyler tamamen subjektif ve konudan bağımsız. Paylaşmak istedim içimden geldi ve paylaştım yani ben anlamadım, evet iddialı bir şey ve çok iddialı tecrübelerimiz oldu bizim de zaten. :) Ne diyeyim?
 
Ben evlendiğim ilk günden beri hata payı bırakmıştım boşandığım kişiye. Hiçbir zaman kendim kadar veya kendimden daha fazla güvenmedim ki. Hatta eski yazılarıma bakabilirsin, hiçbir zaman bunu savunmadım. Birçok defa linç yedim güvensiz olduğum söylendi. Ama kazanan ben oldum. Kendimden çok güvenmiş olsaydım şuan çayımı içip en sevdiğim filmi izlemek yerine, depresyonun dibine vurmuştum muhtemelen. Baya para kazandım zamanında, yarısını alıp gitse ağıtlar yakardım. Ya da davalık olsaydık dava bitene kadar kendime gelemezdim.
Aldatma olmaz, kumar olur, kumar olmaz soğuma, ilgisizlik, hatta ben evlilikten sıkıldım olur. Ben kendime bile %100 güvenmem. İnsan kendisi zaten başını belaya sokuyor tercihleriyle.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…