Valla benim gordugum de su. Hemen bizi daha cok kiyafet, daha cok parfum almak istiyoruz diye yorumlamislar ama, ben kendime senede iki uc kiyafetten fazla aldigimi hatirlamam. Yada eskir iyice oyle alirim pantolonlarimi. Ama calismayan bazi bayanlari da goruyorum, esi koca iki kizi okutmaya calisip ev gecindirmeye calistigi halde, kimin evinde ne gorse onu almak istiyen.
Ayrica feyza arkadasim neden herseyi ustuine aliniyorsun ki ? Bal gibi de calisan bayanlara soylicegin lafi soylemissin, bize acimayi birak lutfen.
Ben hep şeyi merak etmişimdir. Acaba erkekler de yakındı mı yüzyıllardır. Çocuğumun hiç bir anına tanıklık edemiyorum. Eşimle yeterince vakit geçiremiyorum. İkisinin de yüzünü akşamdan akşama görüyorum. Birlikte bir günde en fazla bir iki saat vakit geçiriyoruz diye. En ideali annenin de babanın da çocuklarıyla istedikleri kadar vakit geçirebilecekleri bir dünya olurdu belki ama ideal dünyada değiliz ve o evin bir geçimi var malesef. Çalışmak bir hak mıdır değil midir bilemicem. Bunu belki de çalışma özgürlüğü olmayan kadınlara da sormak lazım birazcık.
Bir de çalışmayıp "stay home mom" olmayı seçmiş insanların içinden kaç tanesi çocuğunun eğitimi için gerçekten bu uğurda kitaplar yazılacak kadar çabalıyor. Bizim ülkemizdeki çalışmayan anne profilinin yüzde kaçını bu kadınlar oluşturuyor?
Merhabalar arkadaşlar
ilk zamanlar yazdığım şeylerden dolayı, belki yanlış anlaşıldım, belki yanlış kelimeler kullandım, belki de maksadını aşan cumleler kullandım
bundan dolayı forum huzurunda hepinizden tekrar ÖZÜR DİLİYORUM sevgili arkadaşlarım. ben hep çalışan kadınların uğradığı haksızlıkları anlatmak istedim
mesela; çalışan bir kadın arkadaş şöyle diyor "uykumu alamıyorum, çok uykusuz kalıyorum, ev işlerine yetişemiyorum, çocuğumla ilgilenemiyorum , çok yıpranıyorum ,artık bunaldım çalışmak istemiyorum diyorum, en azından çocuğum büyüyene kadar çocuğuma bakayım diyorum ama izin vermiyor,i o zaman ev işlerine yardım et diyorum,"sen kadınsın ev işlerini senin yapman lazım " diyor, ev işlerine de yardım etmiyor, işten döner dönmez kanepeye uzanıp doğru tv nin karşısına geçiyor, hatta aybaşında parama da el koyuyor, ne oluyor peki bunun karşılığında madalyamı veriyorlar, hayır, yine değerimiz bilinmiyor vs...(bunların hepsini forumda okuyup gördüm)
siz bu kadına şöyle yorum yapıyorsunuz " ay evet hepimiz yoruluyoruz,hepimizde aynı sorun var şekerim, benimki de yardım etmiyor hiç, bildiğin öküz, hayvan falan filan "
ama aynısını ben söyluyorum diyorum ki "çalışan kadınlar, uykusuz kalıyorlar, çocuklarıyla ilginemeiyorlar, çok yoruluyorlar,yıpranıyorlar,ev işlerine yetişemiyorlar,üstelik eşleri ayriyeten kendilerine de ilgi bekliyorlar, buna rağmen eşleri ev işlerinde hiç yardım etmiyor, hatta en azından çocuk büyüyene kadar evde oturayım diyorlar ama eşleri izin vermiyorlar vs....
bana verdiğiniz tepki ise "sen nasıl öyle birşey dersin, sen kim oluyorsun da çalışan kadınlar hakkında böyle diyorsun" vs...
iki paragraf arasında ne fark var, birini çalışan kadın söylüyor diye hoş karşılıyorsunuz, diğerini ben söylüyorum diye kızıyorsunuz.
ki bunları zaten ben söylemiyorum ki siz kendiniz söylüyorsunuz. ben onları okuduktan sonra yorum yaptım, ha belki kırıcı olduysam tekrar ÖZÜR DİLERİM.. ha şunu da bilin ben çalışmak zorunda olan kadınlara birşey demiyorum. hiç kimseye çalışmayın işinizi bırakın da diyemem, ne haddime o laf bana düşmez kesinlikle.
benim demek istediğim hep şu, kadın çalışsa da çalışmasa da "ev işi" diye bir kavram var ve bu kavram maalesef ,kadın çalışsa da çalışmasa da hep kadının sırtında...
"evi erkek geçindirir" sözü tüm dünyada kabul görmüş bir kuramdır. kadının evi geçindirmek gibi bir zorunluluğu yoktur. onun için bir kadının iyi gelirli bir erkek araması normal çünkü evin geçimini sağlamak zorunda olan o.
ama erkeğin, illa çalışan bir kadın araması , kadına yapmak zorunda olmadığı bir zorunluluğu ona yüklemektir. arasındaki fark bu, onun için tüm dünyada ev hanımları vardır. "çalışan erkek-çalışmayan kadın" evlilikleri dünyanın her yerinde görülür.çünkü kadın evi geçindirmek zorunda değildir ama "çalışan kadın-çalışmayan erkek" evlilikleri çok çok çok nadirdir.
ayrıca son paragraftaki yorumun mükemmel. müthiş bir analiz yapmışsın, çok doğru
hocam size hak veriyorum, ama çalışan kadınları bankamatik gibi gören ben değilim, onları bankamatik gibi görenler oğluna illa çalışan gelin arayan anneler, veya illa çalışan eş isterim diyen erkekler, ya da sırf kız atanamadı diye evlenmekten vazgeçen aileler, veya kız kadrolu değil de sırf sözleşmeli olduğu için kızdan vazgeçen aileler,
bu şekilde davranan ailelerin , çalışan kadına ne muamele yaptığını siz açıklar mısınız ? sizce de ayıp değil mi sizce de o zavallı kızların gururuyla oynamak değil mi? bu olayı duyan her insaf sahibi o ailelerin o kızları para için istediğini söyler. benim yaptığım malumun ilanı, yoksa bu vazgeçmeleri ne ile açıklayabilirsiniz?
çalışan biri olarak söylüyorum bizde ki temel sorun kadın çalışmaya başladı eve ekonomik olarak destek olmaya başladı ama evde ki görevi de bitmedi evde tıpkı kendisi ev hanımı gibi dört dörtlük temizlik bekleniyor yemek ütü çamaşır çocuk bakımı bulaşık misafir ağırlama hem eşler tarafından hem toplumca kadının görevi
erkek misafir geldiğinde adam hiç bir şey yapmayıp kaldırıp kendi çay bardağını mutfağa götürse kadınların gözleri fal taşı gibi açılıyor , erkekler sende iyi kılıbık oldun diyor, kaynanalar ayılıp bayılıyor nasıl bir gelin aldık oğluma iş yaptırıyor diye vs.
yani yardımcı eşler yok kendim evli değilim ama çoğu çalışan kadın akrabalara sahibim, en başta annem olmak üzere kendim de dahilim arkadaş çevremde bu durumdan şikayetçi
eşlerin yardımcı olmaması konusu
bu arada ev hanımlığını küçük gördüğüm falan düşünülmesin ev hanımlığı demek tam zamanlı bebek bakıcılığı , temizlikçilik, aşçılık demek ve bunlardan hiç para almadan yedi gün yirmidört saat yapmak demek
bir de şu çalışan olmayanla evlenmem ben durumu geçen özel sektör de çalışan arkadaşım işi bırakmak istemiş bebeği var maaş alıyor ama çok sayılmaz çoğu bakıcıya gidiyor zaten adam ben seninle çalışan olduğunu bildiğim için evlendim demiş arkadaşım buna çok kırılmış telofonda bunu anlatıyordu :26: büyük konuşmak istemem ama bu benim için bir boşanma sebebi bile olabiliryani sen beni kişiliğimi karakterimi değil çalışan kadın olup olmamı maaşımı seviyorsun
kimseyle laf yarışına girme derdinde değilim son sayfadan başka yorum da okumadım kim ne yazdı çok bilmiyorum bu iki duruma göre cevap yazdım sadece dediğim gibi kendim de çalışıyorum
''evi erkek geçindirir'' düşüncesi yavaş yavaş tarihe karışıyor. toplumun kafa yapısı bir anda degişmez, en az 3-5 nesilde yavaş yavaş degişir. kadınlar iş hayatına bu kadar çok girdigi için toplumun zihnindeki ''evi erkek geçindirir'' görüşü artık ''evin geçiminden hem erkek hem kadın sorumludur''a dogru kayıyor. yani senin dedigin gibi kadının çalışmak zorunda olmaması eskidendi, şu anda da bir geçiş dönemi yaşanıyor ve böyle giderse yakında çalışmayan kadın evde kalacak, kimse almayacak. tabi yer yer kültürler hala eskisi gibi seyretmeye ve ''erkek evi geçindirir kadın da evi çekip çevirir'' düşüncesi devam edecek ama erkeklerin hatırı sayılır büyüklükte bir oranı çalışmayan kadına tenezzül etmeyecektir.
arz-talep meselesi sonuçta. kadın ''ben sana ve çocuklarıma bakayım, sen de bizi geçindir'' diye talep ettigi sürece erkek evi geçindirmeye devam eder. fakat ''ben kendi ayaklarımın üzerinde durabilirim'' der ve talebi olmazsa, erkek de arzda bulunmaz, alman usülüne döner işler. şu anda olan degişim de bu zaten. kadınlar ''ben kendi ayaklarımın üzerinde durabilirim'' dedigi için erkektekti ''ben evin diregiyim'' düşüncesi degişiyor çünkü talep yok, onun yerine maaşı olan kadın arıyorlar. kadınlar iş hayatına daha çok girdikçe bu sefer erkeklerin talebi artıyor ''çalışan kadın isteriz'' diye ve bu da kadınları daha da bi çalışmaya mecbur ediyor. yani kadın çalıştıkça erkek talep etmeye başlıyor, talep geldikçe kadın arz etmeye çalışıyor, kısır döngüye giriyor. 1-2 nesil sonra da yukarıda yazdıgım gibi parasız kadına kimseler tenezzül etmeyecek, eskisi gibi kaşı-gözü için kimse evlenmeyecek hale gelecek.
''erkek evi geçindirir, kadının öyle bir zorunlulugu yoktur'' diyorsan, kocana itaat etmek durumundasındır. görevin evi düzenlemek, çocukları büyütmek eşine hizmet etmektir. itaatsizlik edemezsin. ''ben sadece kocama ve çocuguma hizmet edeyim, kocam da geçindirsin evi'' tarzı bir hayatı seçen kadına kimse laf söyleyemez. sonuçta herkes kendi hayat görüşyle, kendi mutlu oldugu şekilde yaşamak ister. boşandıktan sonra nafaka alman yüzsüzlük olmaz. bu evlilik şeklinin oldugu toplumda kadın daha kadınsıdır evinde.
''ben kendi ayaklarımın üzerinde durabilirim, evi ikimiz birlikte geçindiririz'' diyorsan, evliligin tüm maddi sorumluluklarını da üstlenmek zorundasındır. kocana itaat etmek zorunda kalmazsın çünkü görev paylaşımı ''erkek geçindirir-kadın itaat eder'' şeklinde degildir. ancak ve ancak giderleri alman usulü karşıladıktan sonra paranın kalanını istedigin gibi harcayabilirsin. ev işleri ortak olmak zorundadır, çocuk bakımı da aynı şekilde. bu hayat şeklini seçen kadına da kimse laf edemez, eleştiremez. sonuçta kadın bunu istemiştir. ama bu durumda ''evi erkek geçindirir'' sözünü kullanamazsın. boşanırken de nafaka alman yüzsüzlük olur. bu evlilik şeklinin oldugu toplumda kadınlar daha erkeksidir. beni şimdi yanlış anlayacaklar belki ama kadın dışarıda daha kadındır evine nazaran. çünkü bütün süslenmesi dışarıyadır, eve geldiginde hiçbirine hali yoktur.
yani ne çalışmayan ne de çalışan kadınların hayatını eleştirmek dogru degil. artıları eksileri ayrı ayrı... talepler de farklı, bazı erkekler çalışan baızları çalışmayan talep eder. ve herkes iyi ya da kötü, sınırları dahilinde seçimini kendisi yapıyor zaten.
Verdiginiz bir iki ornek disinda calisan gelin arayan anneler ve calisan es arayan erkekler genellemeniz yanlis ve itici. Umarim son kez neden yanlis ve itici oldugunu size bir ornekle anlatabilirim. Ben size "Gelininin calismasini istemeyen kayinvalideler ve esinin calismasini istemeyen erkekler kendilerine ekonomik ozgurlugu olmayan ezebilecekleri kadinlar ariyordur" desem ve pesinde bunu destekleyecek ornekler siralasam bu ilk cumlemin hakaretvari havasini azaltir mi? Umarim cumlelerinizin iticiligini ayni iticilikte bir cumleyle anlatabilmis aynayi size tutabilmisumdir. Yoksa bir kez daha ama calisan gelin isteyen anneler lafini duyunca geliverecekler bana. İyi ki memur isteyen bir kayinvalideye denk gelmissiniz. Gorucu usulunun bence dandik yonlerinden biridir zaten pazardan elma alir gibi isteklerin siralanmasi. Kiz tarafi da sorar eee oglumuz ne is yapa kimlerdendir. Aman memur olsun devlet garanti kafasi butun milletimizin kafasidir. Sadece oglan annelerinin degil.
Sent from my iPhone using Kadınlar Kulübü
hocam ben burdaki yorumlarda da çok okudum, "doğum yaptım çocuğum büyüyene kadar bari izne ayrılayım diyorum" diyor kadın, ama kocası izin vermiyor. bir de bazı arkadaşlar demiş ki erkek daha bilgili kültürlü olsun diye çalışan kadın istiyormuş diye, öyle düşünen erkek üniversite mezunu ama ev hanımlığı yapacak kıza da evet der.
Ha ayrıca para kazanmadığı halde her gün üniversitreye bilimsel deney ve çalışmaya katılan bir eşi hangi erkek kabul eder sizce? para kazanmayacak ama her gün sabah erkenden üniversiteye deneylerle uğraşmaya giden bir eş olsa erkek şöyle mi diyecek "ben kültürlü ve topluma yararlı bir kadın arıyordum zaten devam et karıcım"... mantıklı mı?
arkadaşlar burda birbirimizin fikirlerine saygı gösterelim. söylediklerim nahoş olabilir ama argo kullanmıyorum hiçbir zaman, çünkü arkadaşın biri kendinizi yırtsanız da diye hitap etmiş , ayıp etmiş. hoş değil, ne güzel yorum yapıp fikir paylaşıyoruz, söylediklerim sizin için hoş olmayabilir ama sokak jargonu değil kesinlikle
bu söylediğin şeylerin bir kısmı doğru, modernizm ve feminizm işi bu hale getirdi.çünkü modernizm ve feminizm bir kadının toplumda değer görmesi için para kazanması gerektiğini aşıladı. çalışmayan kadını değersiz gösterip aşağılık ve eksikmiş duygusu oluşturuldu ki kadınlar evlerinden uzaklaşsın.daha sonra modernizm kadını iş hayatına sokup, onu da tüketime katarak cinsel sömürü objesi haline getirip kadının değersizleştirdi. (şimdi birçok reklama veya satış yapılan yere bakın hep kadınlar var. araba tanıtımı oluyor tanıtımı yapan son model kızlar) .Bizim ülkemizdeki çalışan kadınları tenzih ederim kesinlikle. hiçbirinize öyleseniz demiyorum kesinlikle yanlış anlamayın.....ama bununla birlikte modernizm ve feminizmin kadın için yaptığı yorum evin içindeki işlerde pek değişmedi. yine ev işleri kadına kaldı maalesef... . avrupadaki bu modernizm akımını genelde erkekler destekledi hatta erkek feministler türedi çünkü bulundukları ortamda kadınlar çoğaldı ve evlilik ve nikah olmadan birliktelik yaşamaya başladılar. çünkü bir arada yaşayan insanlar arasında duygusal bağların olması daha muhtemel. bu da aile yapısına ve nüfusa etki etti. her zaman derdik ya avrupada aile bağları gelişmemiş, nüfüsü düşüyor diye, şimdilerde onlar da bunu gördü ve aile bağlarını güçlendirmek istiyorlar, doğum yapan kadına para , ev hanımına maaş bağlama, evlilik okulları açma,ev vs.. bu tür uygulamalar var şu an Avrupada, çückü aile kavramının ne kadar önemli olduğunu anladılar .. ha bir konuda haklısınız kadın maddi olarak kendini özgür hissederse daha mutlu olabilir, bunun için avrupada yaygın olan ev hanımına maaş bağlanabilir.
iİNANIN EV HANIMLARINA MAAŞ BAĞLANSA ÇALIŞAN KADINLARIN BİRÇOĞU EVİNE DÖNER. topluma faydam olsun, üreteyim , birşeyler keşfedeyim mevzusu hikaye olur. çünkü evde o masum yavru beklerken ve ev hanımlığından dolayı maaş da alıyorsan , kim ne eder insanlığa faydam olsunu. insanlığa en büyük faydayı iyi bir aile kurarak iyi bir evlat yetiştirerek te yapabilirsiniz. Avrupa bunu gördü ve geriye dönüş yapıyor sizin de dediğiniz gibi geçişler süre ister. biz de muhtemelen bunu acı meyvelerini yedikten sonra uyanacağız...
sizi de hak veriyorum aslında bir açıdan bakıldığında ama tepkim şunaErkeklerin yardimci olanlari da var. Ve kadinlar da bunu talep etmeli hic bir sey yapamiyorsa da ogullarini bu sekilde yetistirmelidirler.
Diger konuda ise bir erkek cok bunaldim isi birakicam derse bir kadin tabi hayatim der mi? O zaman kadin adamin kisiligini degil de aldigi maasi mi seviyor? Ama yok erkegin gorevi kadinin gorevi ayri diyeceksek zaten cok temelde ayriliyoruz. Yukarda ev islerinin kadinin gorevi olarak gorulmesini yanlis bulurken ev gecimini erkegin gorevi gorup kadin isterse calismaz demek celiskidir. Ben hayatin musterekligine inaniyorum. Erkekten duydugumuzda tuhaf gelmeyecek hic bir cumleyi de kurmayalim bence. Esim bana ben sikildim, isi birakip bahcemde domates yetistiricem evde hobilerimle ilgilenicem derse ne oluyoruz derim. Bu ondan cok onun maasini sevdigim anlamina gelmiyor.
Sent from my iPhone using Kadınlar Kulübü
hocam .
Ha ayrıca para kazanmadığı halde her gün üniversitreye bilimsel deney ve çalışmaya katılan bir eşi hangi erkek kabul eder sizce? para kazanmayacak ama her gün sabah erkenden üniversiteye deneylerle uğraşmaya giden bir eş olsa erkek şöyle mi diyecek "ben kültürlü ve topluma yararlı bir kadın arıyordum zaten devam et karıcım"... mantıklı mı?
arkadaşlar burda birbirimizin fikirlerine saygı gösterelim. söylediklerim nahoş olabilir ama argo kullanmıyorum hiçbir zaman, çünkü arkadaşın biri kendinizi yırtsanız da diye hitap etmiş , ayıp etmiş. hoş değil, ne güzel yorum yapıp fikir paylaşıyoruz, söylediklerim sizin için hoş olmayabilir ama sokak jargonu değil kesinlikle
bu söylediğin şeylerin bir kısmı doğru, modernizm ve feminizm işi bu hale getirdi.çünkü modernizm ve feminizm bir kadının toplumda değer görmesi için para kazanması gerektiğini aşıladı. çalışmayan kadını değersiz gösterip aşağılık ve eksikmiş duygusu oluşturuldu ki kadınlar evlerinden uzaklaşsın.daha sonra modernizm kadını iş hayatına sokup, onu da tüketime katarak cinsel sömürü objesi haline getirip kadının değersizleştirdi. (şimdi birçok reklama veya satış yapılan yere bakın hep kadınlar var. araba tanıtımı oluyor tanıtımı yapan son model kızlar) .Bizim ülkemizdeki çalışan kadınları tenzih ederim kesinlikle. hiçbirinize öyleseniz demiyorum kesinlikle yanlış anlamayın.....ama bununla birlikte modernizm ve feminizmin kadın için yaptığı yorum evin içindeki işlerde pek değişmedi. yine ev işleri kadına kaldı maalesef... . avrupadaki bu modernizm akımını genelde erkekler destekledi hatta erkek feministler türedi çünkü bulundukları ortamda kadınlar çoğaldı ve evlilik ve nikah olmadan birliktelik yaşamaya başladılar. çünkü bir arada yaşayan insanlar arasında duygusal bağların olması daha muhtemel. bu da aile yapısına ve nüfusa etki etti. her zaman derdik ya avrupada aile bağları gelişmemiş, nüfüsü düşüyor diye, şimdilerde onlar da bunu gördü ve aile bağlarını güçlendirmek istiyorlar, doğum yapan kadına para , ev hanımına maaş bağlama, evlilik okulları açma,ev vs.. bu tür uygulamalar var şu an Avrupada, çückü aile kavramının ne kadar önemli olduğunu anladılar .. ha bir konuda haklısınız kadın maddi olarak kendini özgür hissederse daha mutlu olabilir, bunun için avrupada yaygın olan ev hanımına maaş bağlanabilir.
iİNANIN EV HANIMLARINA MAAŞ BAĞLANSA ÇALIŞAN KADINLARIN BİRÇOĞU EVİNE DÖNER. topluma faydam olsun, üreteyim , birşeyler keşfedeyim mevzusu hikaye olur. çünkü evde o masum yavru beklerken ve ev hanımlığından dolayı maaş da alıyorsan , kim ne eder insanlığa faydam olsunu. insanlığa en büyük faydayı iyi bir aile kurarak iyi bir evlat yetiştirerek te yapabilirsiniz. Avrupa bunu gördü ve geriye dönüş yapıyor sizin de dediğiniz gibi geçişler süre ister. biz de muhtemelen bunu acı meyvelerini yedikten sonra uyanacağız...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?