Annenize bahsettiniz mi bu durumda. Dertleşebilirsin o zamanlarda ne hissettiğini anlatabilirsin. O dönemdeki arkadaşlarından birine bahset mesela. Benim babam içerdi hep o yüzden sosyalleşemezdim vs anlat. Sana diyeyim arkadaşının hiç umurunda olmazdı. Düşünüyorum sen benim arkadaşım olsan babanın alkolik olması beni çok ilgilendirmezdi ya da sana bi etiket yapıştırmazdım. Çünkü o davranış babanın sorumluluğundan olan bir şey sen ise arkadaşımsındır ve seni bilirim tanırım. Bence iç dünyandaki bu biriktirdiğin düşüncelerin üstünden geçmelisin.
Üzüldüm ya :’( Ne diyeceğimi bilemedim oluyor keşke olmasa.
Benim de öğrencim var böyle babası hep geç gelirmiş içmek için,eşi evde iç her gece merak etmek sağlığı yerinde mi diye düşünmek zor demiş.Evde içiyor.
Çok da iyi bi insan.O ayrı o ayrı demek demiştim o gün.
Yazdıklarına yazacak pek bişey bulamadım.Etkilendim :/
Çok üzüldüm yaşadıklarınıza, insan yetişkin olunca çocuklara karşı eziyetler daha da korkunç geliyor. İnsan nasıl kıyar, nasıl önemsemez küçücük çocuğu akıl almıyor.
Hayatınızı iyi yönde değiştirebilmiş olmanıza çok sevindim. Ben de mutluyum, erkek arkadaşımla da hayatım çok iyi ama kendi içimde derinlerde bu sızıları hissetmeye başladım. Belki vefat tetikledi, belki yaşım, belki nazaran rahata kavuşup bunları düşünmeye vaktim oluşu ya da hepsi birden.
Uzun uzun içimi dökmek için yazıyorum. Uyarımı koyayım baştan. :) Çoğunluğun derdine göre de derdim yok, ruh halim kötü biraz sadece.
Benim derdim çocukluğumdaki acı ve eksikliklerimle ve bunu atlatamamla ilgili. Çok iyi ve ilgili bir anneyle ve alkolik bir babayla büyüdüm. Babam çok iyi bir insandı, bize karşı da hep çok kibardı. Anneme de hep çok saygılı davranmıştır ama alkolikti işte. Her akşam içki içiyordu, küçücük evimizdeki tek oturma odasında onun içki sofrasının yanında oturarak büyüdük. Çok utandım bu durumdan çocukken, hala içimde çokça yaraları var. Misafir gelemez, arkadaş asla çağırtmazsın, bütün özel günler sarhoş kavgasıyla geçer, içki borç da getiriyor tabii... En kötüsü de sanırım bu durum bende aşağılık kompleksine neden oldu. Kendimi sevilmeye değer göremedim. Hala da göremiyorum.
Annemin bütün çocukluğumuz boyunca tek gayesi bizim okulda başarılı olup, iyi işlerle hayatımızı kurtarmamızdı. Neredeyse her konuda serbesttik ama okulda notlar iyi olacaktı. 90 alsam neden 100 değil, 100 alsam da öyle pek bir tebrik yok, “olması gereken durum”du. Ben de kendimi sadece okul notları sayesinde iyi hissediyordum küçükken. Çok iyi bir lise ve üniversite bitirdim. Okul bitti çok iyi bir işe girdim, kendi biriktirdiğim parayla istediğim ülkede yüksek lisans yapıp, dereceyle bitirdim. Şimdi de iyi ödeyen bir işim var. Hayatım böyle özetleyince harika gözüküyor, mutluyum da çoğunlukla ama o mükemmelliyetçilik, yüksek not takıntısı beni zedeledi sanırım. Hep daha çok çalışmam lazım ve yeterli kadar iyi yere gelemedim, daha hızlı ilerlemem gerekiyor gibi geliyor. Tatmin olup, huzur bulamıyorum hiçbir başarıyla. Hep bir sonraki kafama takılıyor.
Okulda durumum iyi olduğu için genelde bize göre daha varlıklı, daha mutlu ailelerden (bu tip ailelerin çocukları genelde daha başarılı) gelen arkadaşlarım oldu hep. Marka takıntım, lüks heveslerim okuldayken de yoktu şimdi de yok. Sadece ev ve aile düzenlerini hep çok kıskandım arkadaşlarımın. Ailece gidilen ve babanın sarhoş olmadığı bir tatil, düzgün bir ev (oturma odasında içen biri olmayan), kavgasız gürültüsüz kuruyemişli evde yılbaşı gibi isteklerim oldu hep. Şimdi de öyle bir zenginliğim olmasa da istediğim yılbaşı partisine, tatile gidebiliyorum, gidiyorum da ama içimdeki bu burukluğu atamıyorum.
Bu konuyu buraya bana açtıran da bugün erkek arkadaşımla çok güzel bir spa otele gittik, haftasonu değişiklik olması için. Otelin havuz kısmında da şu kaydırakların epey güzellerinden vardı. Küçükken hep babamın bütün parasını alkole yatırması, saçma sapan borç yapması nedeniyle özenip özenip hiç yapamadığım tatiller geldi aklıma. Her seferinde hevesle kayarken, bir taraftan da içim burkuldu. Bu şekilde genelde şimdi para kazanıp elde ettiğim rahatlığın içinde, bazen kendimi çok yabancı buluyorum ortama. Çok klişe gelse de kulağa içimde kalbi kırık bir çocuk var gibi hissediyorum.
Kafamda bütün bunlar olurken, her zaman dışarıdan bağımsız, güçlü, kendinden emin göründüm. Küçükken en büyük derdimden (alkolik baba) sanki benim suçummuş gibi utandığım için kimseye zayıf yanımı, derdimi göstermedim, şimdi de alışkanlık oldu. Babamın vefatından sonra (2 yıldan fazla oldu) bu alakasız yerlerde patlak vermeye başladı. Su kaydırağından kayarken ağlama hissinin gelmesi gibi.
Ne yapayım ben hanımlar? Var mı benim gibi kendi kendine dert çıkaran, çocukluk anılarından kurtulamayan? Terapiye mi gitsem? Yüz yüzeyken böyle açık konuşamıyorum. Buraya bile böyle yazmak zor geliyor. Terapiye gitsem, sanki saçma sapan şeylerden bahsedip evime dönerim gibi geliyor. Belki burada bir çare bulurum diye, şansımı deneyeyim dedim.
Okuduysanız çok teşekkürler.
Sizi kirmak istemem ama kurban psikolojisinden cikmazsaniz her daim mutsuz olursunuz her daim.
Babam sarhos degildi fakat sosyal olarak cok kisitli buyudum.
32 yasindayim, ilk defa gecen hafta benim sipalarla trampolinde hopladim zipladim :)
Hic cindy barbie vs olmadi bnde, annem evde asla oyuncak oynatmazdi mesela.
Simdi kizimin bebekleriyle oynuyorum.
Gecmis gecmiste kaldi.
Bitti gitti artik.
Sizin durumunuza Echart Tole , pain body diyor.
Aciyla beslenmekten vazgecmedikce sucuklu yumurta yesenizde aglarsiniz.
Sukredin sIkintiyi gecmiste yasamissiniz.
Inanin yaslandikca sIkintilari goguslemwk maddi manevi daha zor.
Yaşadıklarımdan dolayı kendi penceremden bakınca kötü bir hayatınız olmamış gibi gözüküyor.
Ama tabi ki size "bu da dert mi" demeyeceğim.
İnsan psikolojisi farklı farklı tepkiler veriyor. Bizi hiç kaygılandırmayan bir başkasını kaygılandırabiliyor.
Ben de tüm yaşanılan hengamede şans eseri hayatta kalmış bir vatandaşım.
En son annem bana 9 aylık hamile iken babam merdivenlerden atmış.
Nasıl bir domuzsam hayattayım ayol:/
Anamın içtiği avuş avuç ilaçlara,kalıp kalıp yediği buzlara rağmen üstelik. Yalnız mosmor doğmuşum. O kadar da olsundu zaten.
Maddi-manevi yaşadığım her zorluk sağlamlık olarak döndü bana. İnanılmaz bir otokontrol gelişti.
Yine de içimdeki burukluk hep olacak. Eşimin kızlarımızla ilişkisine bir taraftan hayran olup bir taraftan kendim için hep üzüleceğim.
Çocuklarım muza burun kıvırdığında "ya sabır" çekeceğim.
İyi okullarda okuyanlara hep imreneceğim.
Saymakla bitmez ki...
Ey Allah'ım bizim suçumuz neydi sahi?
Babasıyla sorun yaşamayan kız çocuğu var mı ben de bilmiyorum inanın.Hangi arkadaşımla konuşsam babasıyla ilgili sorunları var çocukluktan kalan ve atamıyorlar içlerinden.Bende de vardı onlar kadar olmasa da babamın aşırı korumacı hatta bazen baskıya dönüşen tavrı mesela hayattan korkmama neden oldu yıllarca , 20 yaşından sonra anca atabildim üzerimden izlerini.Nerdeyse her kızın babasıyla bir sorunu var , olmayan çok çok az.Baba ile kız çocuğunun ilişkisi çocukluk yaşantılarındaki en önemli şeylerden birisi.Şu erkeklerde de annelik hissi gibi bi' babalık hissi olsaydı keşke.Çoğu baba , baba olmayı sadece para kazanmak zannediyor günümüzde bile.
Sevgili konu sahibi arkadaşım , yazdıklarınla kendini çok güzel ifade etmişsin.Yaşadığın hisleri anlayabiliyorum , psikiyatriste gitmelisin.Konuşamam zannediyorsun ancak onlar senin kendini açmanı sağlayacak yolları da bilirler.Emin ol işe yarar.Bu yüklerle yaşamına devam etme.İmkanın da varken zaman geçirmeden git.
Soruları çok beğendim. Çok teşekkür ederim. Mutlaka oturup cevapları yazıp, çözümlemeye çalışırım. Kısa yoldan cevabı ise onca yükü taşımasına, güçlü, kırılmaz rolü yapmasına gerek olmadığını söylerdim ama kendimi biliyorsam “söylemesi kolay tabii” diye cevap alırdım.
Filmi de izlerim mutlaka. Çok ilgimi çeken bir bakış açısı bu, çok teşekkür ederim.
Kesinlikle terapiye gidin .İnşallah iyi sıcak bir terapisi bulursanız zaten içinizdekileri güzelce dökersiniz. Ama muhakkak gidin atın içinizdekileri
Benzer şeyler yaşamış ve hala hayatı yoluna girmemiş bir insan olarak ve seni çok çok iyi anlayarak yazıyorum öncelikle bunu bilmeni isterim. Bu cocukluktaki problemler ilerleyen zamanlarda ya bardağın çok dolmuş taşmıştır taşıyacak gücün mecalin kalmamıştır ondan su yüzüne çıkar ya da hayatında her şeyi yoluna koymuşsundur artık düşünmeye geçmişin muhasebesini yapmaya zamanın ihtiyacın vardır o yüzden ortaya çıkar. Bende malesef ilk seçenekten ortaya döküldü yaşananlar ama sende ikinci seçeneği görüyorum. Nolur güzel günlerinin kıymetini bil geçmiş yaşandı bitti düşünmek üzülmek geleceğini de etkiler. Aynı döngüde dönüp durma.
Merhaba insta da fferidecan adlı hesaba bir goz atın. This is us adlı dizinin incelemesini muhakkak okuyun. Hatta dilerseniz diziye bakın. Birde terapiste gidin yinede eger hoslanmazsaniz farkli bir yol ararsiniz. Ama bence icinizi bosaltmalisiniz.
Ben anksiyetem icin psikiyatriye gittim. İlaçlar yazdı. Sonra biraz konuştuk. Annem ve kardesimde size geliyor dedim. Kardesimi soyleyince tanidi. Simdi daha iyi anladim seni dedi. Kardesim otizmli. 5 yasina kadar hic konusmadi, annem cogu zaman onla ilgilenir ben yalniz oynardim. Bana dunyanin oyuncagini aldilar haklarini yiyemem. Ama cok yalniz kaldim. Psikoloğun bana dediği tokat gibi carpti 3 gun kendime gelemedim, agladim. Yuzlesemedigim birseydi cunku.
"Kardeşin varmış ama kardeşsiz büyümüşsün" dedi.. bu aralar hic iyi degilim terapi almayi dusunuyorum
Not ettim yarın sakin kafayla bakayım diye. Terapiye karar verdim, en kısa sürede başlayacağım. Kardeşimizle olan ilişkiniz için üzgünüm. Çok zor bir durum olmalı. Çeşit çeşit zor durumlar var herkesin hayatında.
Not ettim yarın sakin kafayla bakayım diye. Terapiye karar verdim, en kısa sürede başlayacağım. Kardeşimizle olan ilişkiniz için üzgünüm. Çok zor bir durum olmalı. Çeşit çeşit zor durumlar var herkesin hayatında.
Okurken ağladım. Ben de sarhoş bir baba, bundan ötürü bunalıma girmiş, paramparça bir anneyle büyüdüm. O düzenli, akşam yemeği pişen, eve ayık gelip çocuğuyla ilgilenen babaların olduğu evlere imrenerek büyüdüm. Şimdi her şeyim var ama mutlu etmiyor. Babam çocukluğumu çaldı..Geçmiyor arkadaşım, bugün ilkokul arkadaşlarım grup kurmuş, katıldım face de, resimleri görünce, o pırıl pırıl gülen yüzlerin içinde mutsuz, ezik kendimi görünce içim yeniden ezildi..
Var canım olmaz mi.hepimiz geçtik o yollardan çocukluk ergenlik çağı benimde atlatamadigim şeyler var.aşağılık psikolojisi herseyim tam ama mutlu olamama.ailenin bi çocuğun dünyasını nasil etkilemis oldugunu yasayanlar olarak kendi cocuklarimiza iyi bir gelecek vermeliyizUzun uzun içimi dökmek için yazıyorum. Uyarımı koyayım baştan. :) Çoğunluğun derdine göre de derdim yok, ruh halim kötü biraz sadece.
Benim derdim çocukluğumdaki acı ve eksikliklerimle ve bunu atlatamamla ilgili. Çok iyi ve ilgili bir anneyle ve alkolik bir babayla büyüdüm. Babam çok iyi bir insandı, bize karşı da hep çok kibardı. Anneme de hep çok saygılı davranmıştır ama alkolikti işte. Her akşam içki içiyordu, küçücük evimizdeki tek oturma odasında onun içki sofrasının yanında oturarak büyüdük. Çok utandım bu durumdan çocukken, hala içimde çokça yaraları var. Misafir gelemez, arkadaş asla çağırtmazsın, bütün özel günler sarhoş kavgasıyla geçer, içki borç da getiriyor tabii... En kötüsü de sanırım bu durum bende aşağılık kompleksine neden oldu. Kendimi sevilmeye değer göremedim. Hala da göremiyorum.
Annemin bütün çocukluğumuz boyunca tek gayesi bizim okulda başarılı olup, iyi işlerle hayatımızı kurtarmamızdı. Neredeyse her konuda serbesttik ama okulda notlar iyi olacaktı. 90 alsam neden 100 değil, 100 alsam da öyle pek bir tebrik yok, “olması gereken durum”du. Ben de kendimi sadece okul notları sayesinde iyi hissediyordum küçükken. Çok iyi bir lise ve üniversite bitirdim. Okul bitti çok iyi bir işe girdim, kendi biriktirdiğim parayla istediğim ülkede yüksek lisans yapıp, dereceyle bitirdim. Şimdi de iyi ödeyen bir işim var. Hayatım böyle özetleyince harika gözüküyor, mutluyum da çoğunlukla ama o mükemmelliyetçilik, yüksek not takıntısı beni zedeledi sanırım. Hep daha çok çalışmam lazım ve yeterli kadar iyi yere gelemedim, daha hızlı ilerlemem gerekiyor gibi geliyor. Tatmin olup, huzur bulamıyorum hiçbir başarıyla. Hep bir sonraki kafama takılıyor.
Okulda durumum iyi olduğu için genelde bize göre daha varlıklı, daha mutlu ailelerden (bu tip ailelerin çocukları genelde daha başarılı) gelen arkadaşlarım oldu hep. Marka takıntım, lüks heveslerim okuldayken de yoktu şimdi de yok. Sadece ev ve aile düzenlerini hep çok kıskandım arkadaşlarımın. Ailece gidilen ve babanın sarhoş olmadığı bir tatil, düzgün bir ev (oturma odasında içen biri olmayan), kavgasız gürültüsüz kuruyemişli evde yılbaşı gibi isteklerim oldu hep. Şimdi de öyle bir zenginliğim olmasa da istediğim yılbaşı partisine, tatile gidebiliyorum, gidiyorum da ama içimdeki bu burukluğu atamıyorum.
Bu konuyu buraya bana açtıran da bugün erkek arkadaşımla çok güzel bir spa otele gittik, haftasonu değişiklik olması için. Otelin havuz kısmında da şu kaydırakların epey güzellerinden vardı. Küçükken hep babamın bütün parasını alkole yatırması, saçma sapan borç yapması nedeniyle özenip özenip hiç yapamadığım tatiller geldi aklıma. Her seferinde hevesle kayarken, bir taraftan da içim burkuldu. Bu şekilde genelde şimdi para kazanıp elde ettiğim rahatlığın içinde, bazen kendimi çok yabancı buluyorum ortama. Çok klişe gelse de kulağa içimde kalbi kırık bir çocuk var gibi hissediyorum.
Kafamda bütün bunlar olurken, her zaman dışarıdan bağımsız, güçlü, kendinden emin göründüm. Küçükken en büyük derdimden (alkolik baba) sanki benim suçummuş gibi utandığım için kimseye zayıf yanımı, derdimi göstermedim, şimdi de alışkanlık oldu. Babamın vefatından sonra (2 yıldan fazla oldu) bu alakasız yerlerde patlak vermeye başladı. Su kaydırağından kayarken ağlama hissinin gelmesi gibi.
Ne yapayım ben hanımlar? Var mı benim gibi kendi kendine dert çıkaran, çocukluk anılarından kurtulamayan? Terapiye mi gitsem? Yüz yüzeyken böyle açık konuşamıyorum. Buraya bile böyle yazmak zor geliyor. Terapiye gitsem, sanki saçma sapan şeylerden bahsedip evime dönerim gibi geliyor. Belki burada bir çare bulurum diye, şansımı deneyeyim dedim.
Okuduysanız çok teşekkürler.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?