Popüler Konu Düşünce Gücü/Pozitif Düşünce/Olumlamalar

Selamlar kızlar. Umarım haftanız güzel geçer Ne zamandır bir şey paylaşamadım, özledim sizleri Bugün bu video karşıma çıktı, izledim ve çok beğendim. Sizlerle de paylaşmak istedim. Her ne yapıyorsanız neredeyseniz hemen yalnız kalın ve aynaya bakarak kendinize seni çok seviyorum her halinle her şeyinle diyin. Hiç yoksa içinizden bile söyleyin. Haydiii bakalımmm


 
Kizlaaarrr sizden ve her yerden kendini sev kendine değer ver mesajları yagiyoor yoksa tek ben mi üstüme alınıyorum görüyorum dedim ya da herkes bu frekansta mi bugun ? Cok güzel bir durum aslinda


Yalniz olmadigima sevindim:)))
Ben istedigim kisi beni sevmiyor diye kendimi degersiz hissediyorum sanirim...
 

Yeni izleyebildim. Cok guzelmis. Evet cok hakli bence eger bir sekilde karsimiza ciktiysa bunun mutlaka bir anlami var hepimuz icin.

Tesekkurler paylasim icin.
 
Cok tesekkur ederim. Eve gelince dikkatlice dinledim. Ne kadar guzel seylere degindi...
Neslican i instagramda sık sık gorur, begenirdim:)
 
Günaydın herkese, umarım sadece dönemin enerjisidir tuhaflığıdır diyeyim. Şu 4 yıldır ilk defa kendimi arabesk hissediyorum,ne oluyor bana dediğim bir dönem. Çok sevdiğim bir yakınımın vefatında bile; çok sevdiğim ortamdan,arkadaşlarımdan ayrıldığımda bile az çok pozitifliğimi korumayı başarmıştım ki dün çok sevdiğim çok şeyi birlikte paylaştığımız, yaşadığım arkadaşımın tayini başka bir ile çıkması ile pozitifliğim olumlu düşüncelerim epey hasar gördü.Durup durup gözlerim doluyor,ağlıyorum biliyorum bu da bir ihtiyaç hatta bununla mutlu oluyorum duygularımı açık açık ifade edebiliyorum diye aslında.Yüklediğim anlamlarda değişiklik yapmam gerekiyor sanırım ciddi anlamda.Bir de ilk defa yaşıyorum sanırım bu duyguyu, genel de hep ben giderdim hiç kalan olmamıştım.İlk defa yaşadığım bir duygu sanırım ondan bu kadar zor geldi bilmiyorum. Öyle işte paylaşayım dedim içimden geçenleri,en yakın zamanda daha pozitifleyip yazarım bir yazı daha bununla ilgili,nasıl başa çıkıyorum diye : ))) Musmutlu,keyifli,neşe dolu deneyimler gelsin her zaman hepimize
 
Gunaydiiiiiin. Harika bir gun gecirmenizi diliyorum
buttrfly demissin ya ilk defa kalan ben oldum diye ondandir bu kadar uzulmen:) ben boyle bir durumda olsaydim da yazsaydim sen bana daha buyuk ayriligi yasayacagin icin evren sana hazirlik yaptiryordur derdin sankisabah sabah pek ifade edemedim ama. Bir ust adimini daha rahat atlatman icin yasiyorsun diyeyim ya da ben sussayim gozlerim konussun
 

Sağol canım yorumun için. Daha büyük ayrılık demiyorum daha büyük kavuşma derdim ben sana DD Bu arkadaşlığınızın miadı dolmuş,yerine seninle aynı yüksek frekansa sahip dost,arkadaş geliyor merak etme;evren boşluğu sevmez derdim : )))) Aslında genel anlamda düşündüğümde bu arkadaşım ,eski bir arkadaşım ve çoğu şeye aynı yönden bakmıyoruz benim olumlu baktıklarıma çoğunlukla olumsuz bakar hatta son zamanlarda yine polly e bağladın diyordu ki ben içimdekileri abartmadan çıkartmaya özen göstermeme rağmen. Diyorum ya şu dönemin etkilerinden ben arabesk e bağladım,yoksa derim bunlar sadece bir hayat deneyimi işte
 
Bak kelimeleri secmede hala yol almam gerekiyor:))
Daha guzel deneyimler yasaman icin firsat diyeyim:)
 
çok daha güzel haberlerle ve enerjiyle en kısa zamanda burada yazılarını göreceğime içtenlike inanıyorum ve de oldu şükürler olsun. Rabbim güzel günlere çıkarsın yollarımızı.
 
Yeni izleyebildim. Cok guzelmis. Evet cok hakli bence eger bir sekilde karsimiza ciktiysa bunun mutlaka bir anlami var hepimuz icin.

Tesekkurler paylasim icin.

Bir şey değil. Evet, katılıyorum. Aynı onun balkonuna güvercinin konması gibi. Hiçbir şey tesadüf değil yeter ki anlamları okuyabilelim :))
 
Bir şey değil. Evet, katılıyorum. Aynı onun balkonuna güvercinin konması gibi. Hiçbir şey tesadüf değil yeter ki anlamları okuyabilelim :))
ben de izledim canım, etrafımızda bilmediğimiz ne hayatlar ne acılar yaşanıyor, ama önemli olan o insanın acılarına yaklaşımı, hayat bize güzel deneyimler yaşatsın inşallah.
 
ben de izledim canım, etrafımızda bilmediğimiz ne hayatlar ne acılar yaşanıyor, ama önemli olan o insanın acılarına yaklaşımı, hayat bize güzel deneyimler yaşatsın inşallah.
Kesinlikle katılıyorum. Bazen günlük hayata o kadar takılıyoruz ki bütünü göremiyoruz. İnşallah güzel deneyimler bize güzel yollar çıkaracak :)
 
Güzel bir yazı paylaşmak istedim, aslında yazının özeti kırmızı ile işaretlediğim cümle ama yaşanmış ve birileri tarafından deneyimlenmiş örnekler her zaman, herhangi bir yazıdan daha fazla motivasyon artırıcı oluyor.

BİR KADIN HAYATINA NASIL HÜKMEDEBİLİR.

Bir keresinde, tüm yaşamı stres dolu olumsuz bir ortamda geçmiş bir kadına danışmanlık yapmıştım. Laura hayatı
boyunca düşündüğü ya da yaptığı hemen her şey için suçluluk duyduğunu kabul etmişti. Bana, kocası hiçbir uyarıda
bulunmadan onu boşadığı için gelmişti. Umutsuz, çaresiz bir haldeydi. Bunun kendisi için çok büyük bir şok olduğunu
söylüyordu. "Bunun olabileceğini hiç düşünmemiştim," dedi önce. Ancak az sonra, olaylardan kolayca etkilenen bir yapısı olduğunu kabul etti ve ne zaman bir boşanma haberi duysa, "Kocam beni boşarsa ne yaparım?" diye düşündüğünü söyledi.
Bu olasılığı birçok kez düşünmüş, her seferinde de terk edilmenin ve yalnızlığın dehşetini duymuştu. Daha önce bana
boşanma olasılığını asla düşünmemiş olduğunu söylemesine rağmen, derinlerden gelen bu korkuyu yıllardır yaşadığı
ortaya çıkmıştı. Evliliğinde bu korkuyu haklı gösterecek bir şey olmamasına karşın "korktuğu başına gelmişti".

Zihinsel olarak aynı anda iki yöne gittiğini anlamaya başlamıştı yavaş yavaş. Bilinçli olarak boşanmayı hiç düşünmediğini
iddia ederken, bilinçaltında boşanma korkusuyla doluydu. Zihninin hislerle ilgili derinliklerinde boşanmayı bir olasılık olarak kabullenmekle kalmayıp düşüncelerine de bu şekilde yön vermeye başlamış ve sonunda boşanma olayını
yaşamıştı.

Laura ve ben, ona yeni bir zihinsel yapı kazandırmak gerektiği konusunda fikir birliğine vardık. Yeni bir zihinsel
başlangıç yapabilmesi için psikojenez prensibini uygulayarak hayata karşı yeni bir bakış açısı kazanması gerekiyordu.
Ancak nereden başlayacağını bilmiyordu. Bir kırtasiyeciye gidip kendisine büyükçe bir defter almasını önerdim. Olumsuz
düşüncelerinin farkına vardıkça bunları yazmasını istedim. Daha sonra bunları analiz edecek ve olumlu karşılıklarını
bulmaya çalışacaktı. Herhangi bir konuda kendisini suçlu hissettiğinde bunu da günlüğüne yazması konusunda
anlaştık. Böylece her suç konusu, kendini suçlama olmaktan çıkarılıp kendini kabullenmeye dönüştürülecekti.

Aradan birkaç hafta geçti. Günlüğünü getirdiğinde, yazdığı olumsuz düşüncelerin bir kısmını tartıştık. Hayatındaki
hemen her şeye karşı olumsuz düşünceler geliştirme eğiliminde olduğunu görmeye başladı. Örneğin, avukatı hisse senedine yatırım yapmasını önerdiğinde, hemen bunun parayı sokağa atmak olduğunu düşünmüştü. Arkadaşları ortam değişikliğinin onu mutlu edeceğini düşünerek tatile çıkmasını önerdiklerinde, hemen bir kaza olasılığını düşünmüştü. Yeniden evlenmek konusunda ise şöyle düşünüyordu: "Bir daha asla evlenmeyeceğim. Uzun, yalnız bir hayat uzanıyor
önümde."

Ve şimdi, defterini okudukça Laura gülmeye başlamıştı : "Nasıl bu kadar olumsuz olabiliyormuşum?"

Birlikte yeni, olumlu bir "kendini-yönetme" plânı üzerinde çalıştık. Yeni bir zihinsel yapının çatisıydı bu. Hayata olumlu bakmanın olumsuz bakmak kadar kolay ve çok daha üretken olduğunu görmeye başladı. Günlük, pek çok şeyi ortaya çıkarıyordu. Eğer siz de hoş olmayan düşünceleri aklınızdan söküp atmak istiyorsanız, bu sistemi tavsiye ederim. Bir gün Laura şöyle dedi: "Düşündüğüm şeyler zamanla gerçeğe dönüşüyorsa, sadece gerçekleşmesini istediğim şeyleri düşünmem akıllıca olur."

Yeni zihinsel yapının her an kullanılmaya hazır beklediğini söyleyebilmeyi isterdim, ama bu o kadar basit değildi. Eskisini söküp atmak oldukça zaman aldı. Laura'nın günlüğü bir gün önce olumsuz düşüncelerle doluyken bir gün sonra yeni ve olumlu bir yaklaşıma sahip olmadı. Düşünce bahçesi yabani otlarla kaplıydı ve bunlar bir gecede sökülüp atılmadı.
Sökülüp atılması gereken eski korkular, eski suçluluk duygulan bilinçaltının derinliklerine yerleşmişti çünkü.

Örneğin, "hayatın artık ondan geçtiği", yeniden evlenme şansına sahip olmadığı gibi bir düşüncesi vardı. Geçmişteki
başarısızlığından dolayı kendini bağışlayamıyordu bir türlü. Bazı gizli kalmış yeteneklerini bugün ortaya çıkarıp geliştirebileceğine inanmakta güçlük çekiyordu.

BİTİRİLMİŞ RESİM ÜZERİNDE ÇALIŞMA

Böylece, yeni bir amaç listesi oluşturduk ve bitirilmiş resim diye adlandırdığım şey üzerinde çalışmaya başladık. Bugünkü yalnızlığını, suçluluk duygularını ve yetersizliğini düşünmek yerine tüm dikkatini yaşamayı arzuladığı yaşam biçimine vermeye başladı. Ne zaman eski olumsuz yanıtlar ortaya çıksa kendilerini yavaş yavaş etkisizleştiren olumlu yanıtlarla karşılaştılar. Olumlu yaklaşımlar giderek güçlendi ve nihayet olumsuz biçimleri yendi.

Laura günlüğünün arka tarafına amaçlarını şöyle sıralamıştı:
1. Kendini ifade etmek
2. Arkadaşlık
3. Mutlu bir evlilik
Bugün, tüm bu amaçların gerçekleştiğini söylemekten mutluyum. Oysa Laura onları ilk kez yazdığı zaman hepsinin olanaksız göründüğünü söylüyordu. Laura şimdi, bir zamanlar dansa sarıldığı arzu ve şevkle yağlı boya resme başlayan usta bir sanatçı. Geçenlerde açtığı kişisel sergiyi gezerken birçok tablosunun "satıldı" etiketi taşıdığını gördüm. Resimleri büyük ilgi topluyor ve sürekli talep ediliyor. Kafasını kendinden ve sorunlarından kurtardığından
beri de dostluğu aranan bir kişi oldu. işi nedeniyle sanat çevrelerinde birçok ortak zevkleri olan arkadaşlar edindi. İkinci amacının ilkinin bir yan ürünü olarak gerçekleştiği
söylenebilir. Çalışması sürerken, güzel tablolarından etkilenip kendisine yaklaşan dul bir ressamla tanıştı. Adam bir arkadaşına, "Onu mutlaka tanımalıyım", demişti , "tabloları yaşama
duyduğu coşkulu sevgiyi yansıtıyor. Resimlerini seyrederken öylesine haz duyuyor ki insan; harika bir kadın olmalı bu..."
Tanıştılar ve daha ilk görüşte birbirlerinden hoşlandılar. Altı ay içinde evlendiler ve bugün mutlu olup olmadıklarını sorduğumda bana, "Adeta cennette yaşadıklarını" söylüyorlar.
Evet, üçüncü amaç da gerçekleşmişti. Size Laura'nın önceki ve sonraki resimlerini gösterebilmeyi isterdim. Bugün o ilk karşılaştığım kadın değil asla. Artık geçmişe bakmıyor,
kin duymuyor ya da kendisini suçlamıyor. Zihinsel yapısını düzenlediği zaman, dünyasını her açıdan yeniledi. Kendisi için belirlediği amaçlar, hakkında konuştuğumuz zihinsel
kalıplardı. Evrensel Düşünce hepsini doldurdu.


Alıntı: %100 düşünce gücü kitabından
 
Son düzenleme:
BİLİNÇALTI: BEDENİN YAPICISI

Bilinçaltı, bedenin yapıcısı olarak bilinir. Bedenin fonksiyonlarının otomatik olarak yürümesini sağlar, ister uyuyor
olalım, ister uyanık, büyük istemdışı hayat sürer. Yüce Plâncı'nın bu şekilde bir düzen kurmuş olması büyük bir
şans değil mi? Kalbimize atmasını, midemize yemekleri sindirmesini, kanımıza damarlarda dolaşmasını söylemek durumunda olsaydık ne kadar zor olurdu. Hayır, her şey harika bir biçimde hazırlanmış bizim için. Bedenin gelişimi, tüm
fonksiyonları bilinçaltı tarafından yönetiliyor. Aslında bedenin her hücresinde ve atomunda bir zekâ var ve bu zekâ bilinçaltına bağlıdır.

BİLİNÇALTI, ÖRNEKLER HAKKINDA YARGIYA VARMAK İÇİN KURALLARDAN YOLA ÇIKAR.

Bilinç emirleri verir, bilinçaltı da uygular. Kurala dayalı çıkarım, iki önermeyi alıp bir araya getirerek bunlardan
bir sonuca ulaşmak demektir; bir büyük, bir küçük önerme ve sonuçtan oluşan mantıksal bir kıyaslama yöntemidir bu.
Kurala dayalı çıkarım, genel prensiplerden özel sonuçlara ulaşmak şeklinde bir yol izler. Burada prensiplerin doğruluğunun kanıtlanması şart değildir; doğru olduğunun varsayılması yeterlidir. Bilinçaltı her zaman mantıki kıyaslama denen bu yöntemi kullanır. Kolayca görülebileceği gibi bu mantık, orijinal önermenin doğruluğu oranında doğrudur.
Klasik bir örneği ele alalım: Bütün Ruslar komünisttir. Müzik Evi'nde çalışan adam Rus'tur. Bana göre o bir komünisttir.
Halbuki Rus halkının sadece küçük bir bölümü komünisttir. Öyleyse, Müzik Evi'nde çalışan adamın komünist
olmama olasılığı da vardır.

GÖNÜLLÜ HİZMETKÂR

Bilinç; bilinçaltına direktifler verir. Bilinçaltı yalnızca emirler alıp bunları mantıki kıyaslamayla (kurala dayalı çıkarımla)
yargılayarak yerine getirdiği için gönüllü hizmetkâr adını alır.Verdiğiniz her emir, oluşturduğunuz her önerme, benimsediğiniz her inanç bilinçaltına kaydolur. Bilinçaltı, günümüzün modern bilgisayarlarından daha gelişmiş bir bellek sistemine sahiptir. Teyp gibi kayıt yapar; her emir, her inanç, her düşünce bilinçaltının asla hata yapmayan bellek sisteminin bir parçası olur. Hatta düşünmediğiniz, dikkat etmediğiniz şeyler dahi orada depolanır ve gerektiğinde ortaya çıkarlar.

Bir gün terliyken açık pencerenin önünde rüzgâra karşı oturduğunuzu varsayın. O anda ferahladınız ama aynı zamanda
da biraz rahatsızlık hissettiniz; çünkü bir yerlerden, "cereyanda kalmanın soğuk algınlığına neden olduğunu" duymuştunuz. Bu sözlere duyduğunuz inanç; nezle olmanızı garantiledi ve oldunuz. O günden sonra bir kural geliştirdiniz: Cereyanda kalmak soğuk algınlığına neden olur. Mantıksal kıyaslama b u d u r . Cereyan hastalığa neden olur. Cereyanda kaldım. Öyleyse hasta olacağım. Bilinçaltı bunu hemen kaydeder. Cereyanda kaldığınızı gören bilinçaltı, beden normal seyrindeyken bile görevini sürdürür ve soğuğu size hissettirir. Aslında hastalığın nedeni cereyanda kalmak değil, cereyanda kalınca h a s t a olunacağına i n a n m a k t ı r . Bilinçaltı kayıtlardan bu inancı bulur ve gerekeni yapar. Amacı sizi incitmek değildir, yalnızca verilen emirler doğrultusunda hareket eder.

Bilinçaltı, genel kurallardan yola çıkarak yargıda bulunabileceği için, siz bilinçli olarak emir değiştirene kadar beklemek
zorundadır. Finlandiya'da insanlar sıcak saunalarda yıkandıktan sonra çıkıp karlarda yuvarlanıyor ve hastalanmıyorlar.
Kendinizi yöneterek verilen emri değiştirebilir ve soğuktan rahatsız olmamayı öğrenebilirsiniz.Cereyanda otur a n , sıcakta kalıp terledikten sonra gecenin soğuğunda yürüyüşe çıkan, soğuk alma korkusu duymadan canının çektiğini
yapan ve yıllardır soğuk algınlığına yakalanmayan insanlar da var. Soğuğa karşı özgürlüğünüzü elde edebileceğinize ikna
olursanız, yapmanız gereken şey, daha önce verdiğiniz emri değiştirmektir. Bilinçaltı gerekeni yapar ve sonsuza
dek soğuğa karşı bağışıklık kazanmış olursunuz.

Alıntı: %100 düşünce gücü kitabından
 
Bilinçaltınıza yalnızca siz emir verebilirsiniz. Başka birinin sizinle ilgili düşüncelerinin kararlarınızı etkilediğini
düşünebilirsiniz, ancak bu etki yalnızca siz kabul ettiğiniz için oluşmaktadır, inancınızı değiştirin ki hayatınız değişsin.
Mu hayatta öğreneceğiniz en önemli şey budur: Düşüncelerinizi yalnızca siz seçiyorsunuz ve bu düşünceler hayatınızı biçimlendiriyor.

  • Düşüncelerimi seçme hakkım olduğunu idrak ettim.
  • Başkalarının benimle ilgili düşünceleri beni bağlamaz.
  • Ben izin vermedikçe kimse benim düşüncelerimi biçimlendiremez.
  • Kendim için sağlık, mutluluk, refah, sevgi ve anlayış düşüncelerini seçiyorum.
  • Korku ve nefrete düşüncelerimde yer yok.
  • Bu andan itibaren hayatımın hâkimi benim.


Buda bugünlük son olsun. Çok keyifli bir kitap ilk defa bir kitabı okumaya belli bir düzende devam etmiyorum rastgele başlıkları okuyorum, ilginç bir tecrübe. Okumalısınız bu kitabı
 
Canım okumaya başlamışsın paylaşımlar çok güzel hatırlatma oluyor bana da teşekkürler nasıl güzel kitap değil mi ?
 
Canım okumaya başlamışsın paylaşımlar çok güzel hatırlatma oluyor bana da teşekkürler nasıl güzel kitap değil mi ?

Evet kitap çok güzel kısa kısa bölümlerden oluyor, bilgisayarımda kayıtlı fırsat buldukça açıp okuyorum. Çok güzel tekrar teşekkürler.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…