Erginsena'nın Diyet Günlüğü 52 bedenden 36 bedenee

tabiki oluruz canım hoşgeldin aramıza
ben sena bu arada [/QUOTE]



bende tuğba irem..iremi kullanıyorum :)

bugün biraz kendimi hazırladım diyete aslında..bikaç gündür de spora da başladım..önce ramazan malum oruç, sonra da düşükle sonuçlanan gebelik derken spordan da uzak kaldım..
inşallah burada fikir alış-verişi yaparak, yediklerime dikkat ederek ideal kiloma kavuşabilirim :)
yarından itibaren bende menü bildirimine başlarım artık..
 
sena akşama tarhana yaptım bide güveçte tavuk kuşbaşı patates sebzeli bişi yapcam patates çeyrek ancak düşer bi güvece yiyebilir miyim
ya çorba ye yada güveç...patateslerinde yeme sakın...
AKSAM menu ornegı lutfennnnnn yarın bıldırımde yuzumu ıyıce guldurecek cınsten kaptanımmmmmmmmmmm
ben yoqurt yedim cnm bişey istemiyor...
selam kızlar arzu ablacım ben yesil cay forum cayı içemiyorum yha neden bilmiyorum migdem bulanıyoo

sen bilirsin cnm..
 
menüm kızlar;
kahvaltı
1 haşlanmış yumurta
peynir
1/3 domates
1/3 salatalık
bir ısırık pastırma

ara
incir

öqleden sonra
kıymalı omlet

akşam
yoqurt

3 litre su..
 
Arzuuu dun aksam poset tursusunu yaptim tuzunu sirkesini ayarlarken tadina baktim gercekten muthis bisey bu. sen bu isi biliyon. harikasin canim yaaa tsk. ederim. 2-3hafta sonra yiyebilirsin dedinya simdi bile yenir valla superdi. fakat posetleri sikica bagladim buyukce bir legene ustuste yerlestirdim. legenin ustune kapak ortecemmi hani hava almamasimi lazim.ben bisey ortmedim korkuyorum bozulurmuu oyle. bide legenede su doldurayaimmi doldurmayimmi.hayatim bide ben lahanayi biraz fazla almisim birazini sardim hala var daha. sende farkli tursu ttarifleri varya acaba kalan lahana icinde degisik bi tarifin varmi tsk.
 

gerçekten müthiş bişey oluyor aqzım sulandı yinee canım bende leqen gibi bişeye koydum derin bidonum yoktu...normal tarifinde üstünden çıkacak kadar su koyulması ve aqzının kapatılması gerekiyor... ama ben bu yıl su koymadan ve aqzını kapatmadan deniyorum...sen suyunu koy ve aqzını kapat canım... kalan lahana için malesef bir tarifim yok canım keşke ekleseydin lahana güzel oluyor...
 
Son düzenleme:
Canim olcuyu tam yapmak istedim. kalan lahanayida normal lahana tursusu yapayim bari. tsk.
 
MENÜM;

kahvaltı
2dilim çavdar ekmegi
zeytin
sekersiz cay
kaşar cok az

ara
badem
1b yeşilçay

öglen
et döner salata 1b.ayran

ara fındık

akşam
çorba kavun

2.5 litre su..yarım litre daha içeçegim ablacım menüm cok mu ??
 
canım yanlışmı hatırlıyorum dünkü menündede kavun vardı deqilmi
sena abla birde yeşilçayın bana açailisini tavsiye etmiştn onun içinde bir kaç baharat mı var karısık

açai bitkisi var canım
 
Ece süte, uzmanlar Ece'ye karşı...


Ece Vahapoğlu’nun “60 Günde İdeal Vücut” kitabı, baskı üstüne baskı yapınca merak ettim, kıydım paraya aldım…

Hani şu Amerikalı fitness hocası Tony Hill ve holistik beslenme uzmanı eşi Karen Hill’in koçluğunda Vahapoğlu’nun 60 günde vücudundaki değişimi anlattığı kitap…

Fikir güzel, proje son derece başarılı…

Ece Vahapoğlu, 60 gün boyunca hangi egzersizleri yaptığını tek tek yazmış, fotoğraflarını çekip koymuş, beslenme konusunda şunu ye, bunu yeme minvalinde bazı tavsiyelerde bulunmuş…

Ama…

Evet aması var…

Beni tanıyanlar bilir; konu sağlık olunca her söylenene inanmam…

Tıp doktoru olsa, profesör unvanı taşısa bile…

Zira ortalıkta şarlatan çok…

Bu yüzden kitabı okumaya başlar başlamaz birkaç nokta beni rahatsız edince konunun uzmanlarına danışma ihtiyacı hissettim…

Aşağıda, Vahapoğlu’nun kitabından yaptığım alıntılara, Obezite ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya ile Yaşasın Hayat Kliniği’nden Diyetisyen Müge Başer’in yaptığı açıklamaları bulacaksınız.

Konu önemli, açıklamalar uzun olunca bir gün yetmedi, birkaç gün devam edecek.

Velhasıl Ece Vahapoğlu kitabında; “Süt ve süt ürünleri tüketme (özellikle inek sütü içme) diyor ve kendinden örnek veriyor: Artık süt içmiyor, peynir ve yoğurt yemiyorum.

Gerekçesi ise şöyle:

“Bilir misiniz ki, dünyanın yüzde 75'i süt kullanmaz. Ve o ülkelerde kemik erimesiyle ilgili vahim bir oran yok…. Beni sütten uzaklaştıran baş madde, kazein proteini oldu. Kazein çok güçlü bir tutkalın temel maddesi, marangozlar kullanır. Biz de kazeini vücudumuza soktuğumuzda bu tutkal etkisi, yiyecekleri beraber tutuyor. Yapışkanlık özelliğiyle ödem oluşuyor... Karen Hill, süt kadar süt ürünlerini de önermiyor. ‘Bir peynirden alınan her ısırık, sütün bir yudumunun içinde saydığımız o maddelerden 10 kat daha fazla almak gibidir’ diyor. Çünkü 1 kilo peynir yapmak için 10 kilo süt kullanılıyor.”
Diyetisyen Müge Başer: Son yıllarda özellikle süt içmenin obezite, kanser, hipertansiyon gibi kronik hastalıklarda olumlu olduğuna dair birçok araştırma sonucu var. Buna rağmen ‘sütün faydası yoktur’ şeklinde halka yönelik söylemler ve yayınlar, ülkemizde düşük olan süt tüketimini daha da azaltmakla birlikte genel bir panik hali ile süt ve süt ürünlerine karşı tepki yaratmaktadır. Sütün bileşiminde kazein proteini vardır, bu yüzde 85 oranında olduğu için aynı zamanda sütün proteinidir. Süt kişiye göre değişmekle birlikte gaz yapabilir, bu da içeriğindeki laktoz denilen süt şekerinden kaynaklanır. Kazein bir protein olduğundan yapı gereği ödem ve gaz yapma gibi bir özelliği yoktur. Gaz şikayeti olan kişilere artık laktozsuz sütleri öneriyoruz. Peynir çeşidine göre de kullanılan sütün miktarı değişmektedir, örneğin beyaz peynire göre kaşar peyniri yapımında daha fazla süt kullanılır. Kazeinin de büyük çoğunluğu peynirde kalır evet ama kazein bir protein olduğu için almamız gereken bir besindir.

Uzm. Dr. Ayça Kaya: Dünyanın yüzde 75’ i süt kullanmaz diye bir genelleme yapmak bilimsel bir veri değildir. Kazeinin de vücutta tutkal etkisi ile ödem yapması ile ilgili de bilimsel bir veri bulunmamaktadır. Sütün kemiklere hiç faydası olmaz demek bilime karşı çıkmaktır. Süt ve süt ürünleri en faydalı, en ulaşılabilir ve en ucuz protein kaynaklarından biridir. Süt hem iyi bir protein kaynağı, hem yağda çözünen vitaminler olan A, D, E, K’dan çok zengindir. İçerdiği karbonhidrat sayesinde vücuda gerekli olan enerjiyi verir ve sağlıklı yağlar içerir. Süt ve yoğurtta bulunan konjuge linoeik asit bilinen en iyi yağ yakıcılardan biridir ve çok tok tutar. Aynı zamanda günde 3 bardak süt veya yoğurt tüketmek kemikler için gerekli olan kalsiyumu vücuda verir. Düşünsenize yeni doğan bir bebek, 6 ay hiçbir gıda almadan sadece sütle sürdürüyor büyümesini ve 2 yaşına kadar da en temel besin maddesi süt.
Peki süt ve süt ürünlerini tamamen hayatımızdan çıkarırsak ne olur?

Diyetisyen Müge Başer: Son dönemde sütün kilo kontrolünde de yararlı etkileri olduğuna dair çalışmalar bulunmakta. Sütü tamamen hayatımızdan çıkarmak demek, kemik sağlığının bozulmasına (kemik erimesi ve yumuşaması), büyümenin gerilemesine, bağışıklık sisteminin zayıflamasına, hipertansiyon hastalığına, kanser riskine ve diş çürüklerinin artmasına neden olur.


Özsel Tortop
 
Şu insülin meselesi!

Yazı dizimizin son gününde, akşam saatlerinde yenen karbonhidratlar ve meyve var...

Ece Vahapoğlu kitabında, “Saat 17.00'den sonra karbonhidrat almayın, meyve yemeyin. Akşam saatlerinde yediğiniz meyve, aynı şeker gibi, pankreasın insülin salgılamasına sebep olur” diyor…

Oysa ki uzmanlar aynı görüşte değil…

Buyrun okuyun…

Obezite ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya: ‘Saat 17.00’den sonra karbonhidrat almayın, meyve yemeyin, pankreas insülin salgılamasın’ demek tamamen bilimsellikten uzak bir teoridir.

Çorba da içseniz, sebze de yeseniz, yoğurt da yeseniz pankreasınız insülin salgılar.

Genel olarak öneri şudur; gece uyumadan üç saat önce besin alımı kesilmelidir ki, mide-bağırsak sistemi rahatlasın, yağlanmaya gidiş daha yavaş olsun. İnsülin pankreasımızdan salgılanan ve yiyeceklerle birlikte vücuda giren şekerin vücutta kullanımını sağlayan bir hormondur. İnsülinin vücutta olmaması yaşamla bağdaşmaz. Mesela Tip 1 şeker hastalarında vücutta hiç insülin yoktur. Bu hastalar dışarıdan insülin iğnesi yapmazsa birkaç gün içinde kan şekeri yüksekliğinden komaya girip hayatını kaybedebilir.

İnsülin sadece şekere karşı salgılanmaz, şeker içeriği olan başka yiyeceklere karşı da salgılanır.

Ekmek, pilav, makarna, çorba, sebzeler, meyveler…

Hepsi şeker içerir. İnsan vücudunun temel yakıtı da şekerdir. Şeker alınmaz ise kaslar erir, beyin çalışmaz, halsizlik ve yorgunluktan elini kaldıramaz hale gelir.

Diyetisyen Müge Başer: Meyve şekeri fruktozdur ve fruktozun fazlası pankreası beyaz şeker gibi uyararak insülin salgısını başlatır. Bunun için de özel bir saat dilimini beklemez. Sabah uyanır uyanmaz 1 bardak taze sıkılmış meyve suyu veya 2-3 porsiyon meyve yiyorsanız pankreasınız bir anda fazla fruktoza maruz kalacağından, aynı şekilde insülin salgılayacaktır.

Doğru olan; günlük alınması gereken enerjinin yüzde 75 'ini akşam saat 17.00'ye kadar almak, kalan yüzde 25'ini de o saatten sonraya bırakmaktır. Ancak bu kalan enerjinin sağlıklı karbonhidrat + protein + yağ dengesinde, yağı yüksek, protein ağırlıklı bir akşam yemeği olması gerekmektedir. Yani önemli olan dengeli bir öğün olmasıdır.

***

Son dönemlerde çevremde herkes ya Dukan diyeti yapıyor, ya Karatay…

Deli gibi kilo veriyor hepsi de…

Peki sağlıklı mı?

Kilo verenler mutlu ama uzmanlar bu diyetlere karşı…

Önümüzdeki günlerde konunun uzmanlarıyla son dönemin bu iki popüler diyetini masaya yatıracağız…

Bu diyetleri yapanlar, kilo verenler, veremeyenler, verip de fazlasıyla geri alanlar, sağlığı tehlikeye girenler…

Neler yaşadığınızı çok merak ediyorum…

Sadece ben değil, kilo vermek isteyen ama ne yapacağını bilemeyen herkesin merak ettiğine eminim..


Özsel Tortop
 
Selülit konusu kapandıysa dağılalım!

Günlerdir herkes yazıyor, çiziyor, ahkâm kesiyor…

Konu ne?

Gülben Ergen’in selülitleri!

Yok efendim fena yakalanmış da, ters ışıktan öyle görünüyormuş da, photoshoplu fotoğraflarını basına servis ederken iyiymiş de şimdi mi kötüymüş de, yok bu dünyanın her yerinde habermiş de, miş miş de, miş miş…

Yahu neyi tartışıyoruz?

Kabul ediyorum; manzara kötü…

Hatta kötü bile değil, korkunç!

Ama Gülben Ergen’in selülitli fotoğraflarını görünce benim yüreğime su serpildi…

Hatta gün içinde elimden düşürmediğim su şişesini bırakıp, aylardır hasret kaldığım cola’ya, çikolataya vurdum kendimi…

Aldatılan kadınların “Hülya Avşar bile aldatıldı” tesellisinden farklı değildi benimki…

Bu ülkenin dış görünümüne en çok dikkat eden, en bakımlı kadınlarından Gülben Ergen'in vücudunda bile Lut Çukuru gibi selülitler varsa, bu benim değil; diyetisyenlerin, estetikçilerin ve kozmetikçilerin derdi olmalı!

Koskoca bir selülit sektörünün sonunun geldiğinin farkında değil misiniz?

Bundan sonra hangi selülit kremi, hangi selülit masajı, selüliti yok eden hangi diyet programı, hangi egzersiz sizi kandırabilir?

Çare vardı da, Gülben Ergen mi duymadı?

Demek ki neymiş; biz kadınların sohbetlerinin yarısını teşkil eden, gece rüyalarımıza bile giren, istediğimiz bikiniyi, mayoyu, hatta eteği giymemize engel olan bu selülit meretinin ne tıbben, ne teknolojik açıdan bir çaresi yokmuş!

Nokta!

Selülit; hormonlu, GDO’lu 21. yüzyılın hastalığı…

Hayatı boyunca tereyağından, kuzu etinden, yumurtadan, beyaz şekerden vazgeçmeyen, 91 yaşında hayata veda eden anneannemde gram selülit yokken, yeni doğmuş bir kız bebekte selülit gördü bu gözler, ötesi var mı?

Boşuna uğraşmayın hanımlar…

Selülit konusu kapanmıştır, dağılalım…
 
İflah olmaz bir iştahlının günlüğü

“Diyete ve spora başladığı günün akşamı ‘tatlı yiyelim mi’ sorusuna ‘evet’ diyen arkadaş candır”

Geçenlerde gece yarısına doğru yazdığım bu tweet’imi okuyanlar “can” arkadaşın kim olduğunu sorup durdu…

Kim olacak?

Spor kulübünde iki saat beraber ter attıktan sonra çıkışta “İskender yemeye gidelim mi?” diyen, yediğimiz her yemeğin sonunda “Doydun mu” sorusuna, “Tabii ki doymadım, sen doydun mu?” yanıtı veren, tatlısız bir hayatı düşünemeyen benim gibi hipoglisemi hastası can arkadaşım Hande…

Bu aralar çok azimli Hande…

Alışveriş yapmayı bile unuttu diyebilirim!

Her sabah diyete başlıyor, deli gibi spor yapıyor, akşamına bozuyor…

Dedim ki; hazır yaz yaklaşırken, diyet ve spor mevsimine girmişken bugün köşemi ona bırakayım…

Buyurun yaza kadar 36 beden olmayı hayal eden arkadaşım Hande’nin itiraflarını, pişmanlıklarını ve kendine verdiği sözleri okuyun…

Bakalım tanıdık gelecek mi?

Benim şeker hep inişte!

Sanıyorum karnımda üç beyazı çok seven bir kedi var…

Yoksa panter mi?

Yok yok, kesin bir ayı yavrusu var...

Ne bulsam yemek istiyorum…

Özellikle de ‘yediklerime dikkat edeceğim’ dediğim günlerde...

Diyete başlayıp bırakmam, sabahla akşam yemeği arasında ışık hızında olup bitiyor...

Kanıma ne giriyor, gözüm neden dönüyor çözemedim...

Ama bildiğim bir şey var; son 10 senedir 5 kilo fazlam var…

Bu başkalarına dediğim tabii, aslında 10 kilo!...

Yemekten vazgeçip şu sağlıklı yaşam olayını beceremedim gitti...

Sonra da ‘Ben niye kilo veremiyorum’ diye söyleniyorum...

Sabahları azimliyim…

Form tutacağım deyip tam 1 saat pilates yapıyorum ama öğlen yemeğe çıktığım arkadaşım salata yerken, ben mideye penne arabiata indiriyorum…

Dahası var, o afiyetle mideye indirdiğim, garsona "bol parmesanlı olsun ama" dediğim makarnanın üstüne bir de ‘ayyyy şekerim düştü galiba’ deyip kızarmış dondurma yiyorum…

Utan Hande utan; o kadar yemeğin üstüne bir de alkollü latte içersen, karşındaki arkadaşın için “O niye zayıf Allah’ım, yapı meselesi işte” deme...

Nerede kaldı senin azmin?

Yalan oldu pilates, off!

“Bu sefer olacak”la başlayan cümlelerden, “Azimli ol, birden kilo vereceksin”lerden, “Herkes nasıl yapıyor”lardan, “Allah'tan yüzün güzel kurtarıyorsunlar”dan sıkıldım...

Ben yapamıyorum…

Olmadı, olmayacak galiba...

Yemeden duramıyorum...

Azimliyim ya, bu yaza incecik gireceğim…

3 hafta önce spora başladım...

Sabah spor, öğlen ekmek arası!

Eee akşam dizi izlerken ağzım boş durur mu hiç?

Benim şeker hep inişte…

Çekirdek, cips, meyve indiriyorum yine mideye…

Ertesi gün sonra spor salonunda aynada kendime bakıyorum, züğürt avuntusu işte ne olacak; vücudumu beğeniyorum...

“Aaa hatlarım iyi be, popom da biraz kalktı mı ne” derken Rus hoca bir giriyor içeri...

Oluyoruz aynada Laurel ile Hardy...

O an katil olasım geliyor…

Şeytan diyor; ye yarını, kendini hocaya eşitle...

Halbuki kadının ne suçu var?

Sen Agop’un kazı gibi ye, sonra “36 beden olacağım” de…

Yok yookk…

Bu sefer fena taktım kafaya…

Haziran 1' e kadar şans verdim kendime...

Artık ben de restoranda başlangıçlarla doyup, ana yemeğe geçmeyen kadınlardan olacağım...

Aksi halde gittiğim davet ya da yemeklerde, bakarken sinir olduğum zayıf kadınlardan birinin kafasını klozete sokmam an meselesi...

Feci hırs yaptım…

Ezik miyim ben, neden yapamayayım ki?

Bütün gün diyet yapıp akşam Hürrem’i izlerken çekirdek yemeyeceğime, sporda hoca “Sen yap, ben geliyorum” dediğinde yere oturup hocanın ayak sesini duyunca devam etmekten vazgeçeceğime (sanki hocaya yapıyorum pilatesi), “Yediklerime dikkat ediyorum aslında, az da yiyorum ama, yok ben kilo veremiyorum” yalanının arkasına sığınmayacağıma (bildiğin öküz gibi yiyorum çünkü), “O son tatlıyı yemeseydim, bugün rejim tam olacaktı” cümlesini kullanmayacağıma söz veriyorum ...

Gerçekten söz veriyorum…

1 Haziran’da sorun Özsel’e…

Bu sefer kesin 36 beden gireceğim yaza…

En azından bu sefer olsun Allah’ım, yoksa rezil olacağım...

Neyse çok uzattım, pilates dersine geç kaldım…

Unutmadan aklımdayken söyleyeyim; imkânınız olursa mutlaka Beyrut’a gidin, Lübnan mutfağı enfes…


eski bir yazı ama çok hoşuma gitti.......
 
hayırlı geceler kızlar nasılsınız bakalım keyifler yerindemi.... Ben bu aralar sizleri ihmal ettim ama yozgattan dedemle babaannem geldi vakit bulamıyorum birde neti dondurduk malum pc yok bakalım birdaki ay mahkeme olucak hayırlısı...

Canlarım sizleri çok özledim dietimi özledim en kısa zamanda bomba gibi menülerimle aranıza dönücem..

Bu arada yeni gelen arkadaşlar varsa hoşgeldiniz çıtır hatunlar aramıza...
 
hayırlı akşamlar.
bugünkü menüm:
sabah:yeşil çay
1 tane sigara böreği

ara:
10 tane badem

öğlen:
1kase şehriye çorbası

ara:
yok

akşam:
4 köfte
havuçlu yoğurttan 3 tepeleme kaşık

toplamda 2 yeşil 1 form çay
3lt su
plates
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…