- 25 Nisan 2018
- 5.055
- 9.788
- 198
- Konu Sahibi madamecocos
-
- #41
bnde böyle düşünüyorum bnmde esimden böyle beklentilerim yok nedense iltifat vs gbiPek seçenek yok, adamın yapısı böyle. Benim eşim de böyle. Ben bile bile evlendim 5 yıl aynı evde yaşadıktan sonra.
Bana batmıyor, çünkü evine bağlı olması, bensiz bir şey yapmak istememesi, güven duyduğum biri olması yetiyor bana.
7 senedir beraberiz, içinden gelerek bir kez "çok güzelsin" demişti, ağlayacaktım nerdeyse =) Onda da rakı içiyorduk =)))
Yani yapı gereği iltifat etmez, duygusal 2 çift laf çıkmaz ağzından, ama gecenin bir yarısı canım bir şey istese gidip bulur getirir. İstediğim herhangi bir şeyi gerçekleştirmek için elinden gelen ne varsa yapar. Hayatının merkezinde benle kurduğu aile vardır. Önemser, değer verir, toplum içinde yüceltir, kararlarımı destekler vs..
Bilmiyorum yaşla ilgisi var mı ama ben 30'umdan sonra evlendim.. E daha önce de yaşayacağımı yaşadım, göreceğimi gördüm.. Ne Romeo'lar gördüm iş icraate gelince puff diye sönen... Dolayısıyla bir hayat arkadaşlığından beklentilerim artık iltifat etsin, sürpriz yapsın falan değil.
Ama sizin beklentileriniz gerçekten karşılanmıyorsa, yalnızlık duygusuyla başa çıkamıyorum diyorsanız net bir tavır gösterip sizi anlamasını sağlamaya çalışın, ama pek ihtimal vermiyorum çünkü yapısı bu adamın.. Bu sebeple boşanma kararı alırsanız da hiç kimsenin sizi yargılamaya hakkı olamaz. Böyle mutsuzum diyorsunuz ötesi var mı?
Günde 1 kere aramaya bile gerek yok bence ama.garip geliyor bana.akşama aynı evde olacağım birini aramak.arkadaşın eşleri bence sorunlu.ilgisizlik kadar fazla ilgi de çok kötü etkiliyor olayı.takıntıya dönüyor.o yüzden kıskanmak da doğru değil.takıntılı mı ilgili mi? O da önemli.bir mesajlaşırken arkadaş günaydın, çocuklar nasıl yazıyoruz falan demiş.anlamadım o kısmı ? Evden çıkarken günaydınlaş mıyor musunuz ? Eee çocuklar da aynı evde değil mi?Aslında günde bir kere aramasını garipsemedim. Arkadaşlarinizin eşleri fazla aramış sanki :) . Benim eşimde tam da böyle ama takılmıyorum pek . İlgi beklemeniz normal tabi ama bu adam en başından böyleymiş zaten. Siz birşeyler yapın heyecan katmak için yeni gecelikler fantezi iç çamaşırları gibi çok özür dilerim bu kadar açık yazdığım için ama belki fark olur. Musmutlu ömürler diliyorum
Benim eşimde böyle olduğu için çok iyi anlıyorum. Gerçekten bir süre sonra eş kişileri o kadar da derin mesaj atmaz zaten bir kere arıyorsa iyi :)))Günde 1 kere aramaya bile gerek yok bence ama.garip geliyor bana.akşama aynı evde olacağım birini aramak.arkadaşın eşleri bence sorunlu.ilgisizlik kadar fazla ilgi de çok kötü etkiliyor olayı.takıntıya dönüyor.o yüzden kıskanmak da doğru değil.takıntılı mı ilgili mi? O da önemli.bir mesajlaşırken arkadaş günaydın, çocuklar nasıl yazıyoruz falan demiş.anlamadım o kısmı ? Evden çıkarken günaydınlaş mıyor musunuz ? Eee çocuklar da aynı evde değil mi?anlamadım ben bu mesaj olayını.
Yoğun mesajlaşmanın hiç bir önemi yok. Buna takılmayın. Aramasına takilabilirsiniz. Benim eşim hep mesajlasiyordu. Tartışmayı bile mesajla yapıyordu. Bikiyordum. Eve gelince konuşmuyordu çünkü tartışmayı mesajda yapmış oluyordu konuşmaya gerek kalmıyordu. O derece... Sağlıklı olanı yüz yüze olandır. Bilmiyorum çalışıyor musunuz? Bunun tek bir çözümü var bana göre. Çok yoğun bir işiniz olmalı. Eve geldiğinizde yorgunluktan yatmalisiniz. O zaman dengeler değişir. Beklentiniz düşer. Çünkü kendi derdinize düşersiniz. O zaman eşiniz size yaklaşmaya çalışır. Boşanmak yerine bence bunu deneyin. Boşanmak en son düşünceniz olsun bence.Gün içinde eşim bir kere arıyor öyle yoğun bi mesajlaşmamız olmuyor
25 te de evlenseniz 35 de evlenseniz kişiliğinizde otursa konu ilgisizlik olunca her şey değişiyor.Merhaba. Ben 29 yaşındayım. 6 yıllık evliyiz. 2 çocuğumuz var. Buraya yazıp yazmamaya çok düşündüm ama artık tak ettiği için ve bunu etrafımdakilerle paylaşamayacağım için buraya yazıyorum. Eşim evine ve çocuklarına düşkün bi insan. Özünde iyi bir insan. Ama ilgisiz ve sinirlendiğinde kabalaşıyor.
Eşimle sevgiliydik. Sevgiliyken de çok aşırı ilgili romantik biri değildi. Bana hiç iltifat ettiğini bugün çok güzel olmuşsun dediğini hatırlamıyorum mesela. Bir gün düğüne gidiyoruz arkadaşıyla eşini de aldık arabaya eşi bayana şey dedi çok güzel olmuşsun o an içim sızladı çünkü ben bunu hiç duymadım
Gün içinde eşim bir kere arıyor öyle yoğun bi mesajlaşmamız olmuyor günaydın napıyosun çocuklar napıyor falan. Arkadaşlarla buluştuğumuzda herkesin telefonu sürekli aranıyor bende tık yok
İllişki haftada 2ydi şimdi 1e düştü oda fix Cumartesi akşamı oluyor. Eşim beyaz yaka bir işte çalışıyor ama hep yorgun. Gece 11den sonra zaten asla yanıma yanaşmıyor ve ben bu rutinden çok sıkıldım ilişkinin cumartesi olacağı hep belli yani ne denir bilmiyorum.
Eskiden işte sarılıp öperdi şimdi aynı evin içinde yaşayan iki insanız. Eşim büyük çocuğu uyuturken uyuyakalıyor çoğunlukla ben öyle takılıyorum.
Ondan ilgi bekliyorum durup dururken sarılsın öpsün istiyorum ya da dokunmasını ama abartıyormuşum o öpüyormuş zaten bana yetmiyormuş. Yorgunmuş hayat tvdeki gibi değilmiş. Ama çok yoruldum. Defalarca konuştum bu durumu ama hiçbi sonuca varamadık yine aynı herşey.
Bende köreldim artık evliliğimizin başında ilişki için yanaşıp öpen ben defalarca yorgunum diye reddedilince gururum kırıldı artık sadece o isteyince oluyora geldi iş. Tamam kabul ediyorum ilgi bekleyen bi insanım ama çocuklardan sonra eşim koca olduğunu unuttu. Bende kadınlık gururum okşansın istiyorum veya beni arzuladığını hissetmek. Sevildiğimi özlendiğimi. Gerçekten çok zorlanıyorum artık. Mutsuzum. Ne yapmamı önerirsiniz
Nasıl yani ilgisizlik sevgisizlik mi buluyor yinide acaba bazı yerlerde biz kadınlarda mi var sıkıntı diye düşünüyorum bazenmaalesef bircok kadinin ortak derdi bu bende ikinci evliligimi yaptim hepsi ayni bundan kaçış yok gibi sanki
Nasıl yani ilgisizlik sevgisizlik mi buluyor yinide acaba bazı yerlerde biz kadınlarda mi var sıkıntı diye düşünüyorum bazen
Fıtratımız gereği böyleyizNasıl yani ilgisizlik sevgisizlik mi buluyor yinide acaba bazı yerlerde biz kadınlarda mi var sıkıntı diye düşünüyorum bazen
Baştan sonuna kadar haklısınız ama insanın bazen zorlandığı yetemediği yetişemediği zamanlar var ve ben tam o zamandayım. Sadece günü bitiriyorum.Bence bir kadının önce kendini değiştirmesi gerek kendi icin. Kendi değerini kıymetini bilmesi gerek. Mesela çalışmalı bir iş hayatı olmalı. Eğer çalışmak istemiyorsa ya da şartlar el vermiyorsa kursa gitmeli. Oda olmuyorsa okumalı kaç yaşında olursa olsun. Bu erkekte kaybetme korkusu yaratıyor. Çocuğunuzun sınıf annesi olun toplantılara gidin, organizasyon yapın, insan içine çıkın. Kıyafetlerinizi, renklerinizi değiştirin. Hiç giymem dediğiniz renklerde elbiseler alın cıvıl cıvıl.
Bunları kocanız icin degil kendiniz icin yapın. Bakın o zaman başta siz olmak üzere herkes degisir. Değişim kolay degil ama önce siz kendinize değer vereceksiniz. Karşıdakine kaybetme korkusu yükleyeceksiniz. Kimse cepte olanı , garanti olanı sevmez. O sizin enerjinize yetişsin. Mutlaka kişisel saatleriniz olsun. Çocuklara bir saat bakar mısın kuaföre gidicem deyin, duşa gircem deyin, kitap okuyacağım deyin. Bir deneyin gerçekten hem güveniniz yerine gelir hem tavırları degisir. Gözlemlediğim, okuduğum, yaşadığım kadarıyla asla şaşmaz bu durum. Cünkü biz kadınlar olarak içimizi tamamen açıyoruz, tüm hayatımız eşimiz ve çocuklarımız oluyor. En güzel yemekleri yesinler, aman hasta olmasınlar, eşim gelsin iki gram ilgi göstersin diye çürüyen ne hayatlar gördüm. Gerek var mı? Yok. Siz herseyin en iyisini hakediyorsunuz, ilginin de heyecanın da
Çook haklısınız gerçekten bizim durumun özeti o. Bazen ben kendim diyorum evet sana kızgınım ama tartışırken en basit koluma dokunsaydın yumuşardım uzamazdı diye. Hayat çok garip beni hiç tanımayan siz çok iyi anladınız ama senelerdir bi eşim anlamadı25 te de evlenseniz 35 de evlenseniz kişiliğinizde otursa konu ilgisizlik olunca her şey değişiyor.
Güzel bir söz duymak ilgi bekleyen kadın olmak anlamına gelmiyo bu en doğal hakkınız.
Konu seks değil aslında o bağı hissedememe ve ilişkide malesef cinsel durum bitince yavaş yavaş bağda kopuyo, tahammüllerde azalıyo.
Çok haklısınız ama siz ne deseniz aksi savunmalar alır, hatta suçlanırsınız.
Ancak terapist söylerse anlayabilir çünkü siz söyleyince yargılıyo, savaş açıyo oluyosunuz ama terapist söyleyince “evet ya haklı” diyebiliyolar.
Kendinize bir dünya oluşturun ve mesafe koyun.
Bu mesafeyi hemen anlamasını beklemeyin cinsel durum bitince anlamaları iki, üç ayı buluyo acele etmeyin , tartışmayın.
Bütçeniz izin veriyosa terapist, vermiyosa yöntem bu malesef.
Böyle durumlarda sorunu tekrar tekrar belirtince (ki değişen bişey olmadığı için tekrar belirtmek istiyosunuz) dırdırcı oluyosunuz malesef daha da değersizleştiriyo karşınızdaki kişi.
İlginizi çekin ve akışına bırakın.
Tavrınız ve tavrınızdan dolayı o soru yönelttiğinde kısa ve öz “soğuyorum” demeniz etkili olucaktır.
Cumartesiyi de reddedin.
Kaybederim veya daha iyi oluruz ben bozmayayım endişesiyle taviz vermeyin.Ona çabalaması için fırsat sunun.
Her şeyi aman tadımız kaçmasın diye onaylarsanız çabalaması için gerekçe kalmaz.
İyi veya kötü yanlarını teraziye koyduğumda ve çocuk faktörünü ele aldığımda sonuç sürdürmek çıkıyor.Yoğun mesajlaşmanın hiç bir önemi yok. Buna takılmayın. Aramasına takilabilirsiniz. Benim eşim hep mesajlasiyordu. Tartışmayı bile mesajla yapıyordu. Bikiyordum. Eve gelince konuşmuyordu çünkü tartışmayı mesajda yapmış oluyordu konuşmaya gerek kalmıyordu. O derece... Sağlıklı olanı yüz yüze olandır. Bilmiyorum çalışıyor musunuz? Bunun tek bir çözümü var bana göre. Çok yoğun bir işiniz olmalı. Eve geldiğinizde yorgunluktan yatmalisiniz. O zaman dengeler değişir. Beklentiniz düşer. Çünkü kendi derdinize düşersiniz. O zaman eşiniz size yaklaşmaya çalışır. Boşanmak yerine bence bunu deneyin. Boşanmak en son düşünceniz olsun bence.
Çocuktan önce daha farklıydık. Beni ilgiden bunaltacak derecede bi partner değildi ama sevgiliyken yada ilk evlendiğimizde böyle uzak değildik.Sevgiliyken ilgi, iltifat görmediğiniz adamda evlenince nasıl bir olumlu değişim olacağını düşündünüz ki? Bazı insanlar önce evlenince düzelir, sonra çocuk olunca düzelir diye diye hak etmeyecek adamlara ömürlerini paspas ediyolar. Sonuç olarak mutsuz bir hayat.
Adam asla değişmez, terapiye bile kapalıymış. Bence adamda size karşı sevgi veya beğeni yok. Sırf kurulu düzenim bozulmasın yemeklerim önüme konsun çamaşırlarım yıkansın diye boşanmak istemiyor. Sevdiğinden dolayı olduğunu hiç düşünmüyorum.
Ya bu halini kabulleneceksiniz ya da çekişmeli boşanma.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?