- 14 Temmuz 2025
- 91
- 140
- 8
Bu konuda psikolojik destek almanızı öneririm. Evlilikten midem bulanıyor yazdığınız ve korku kaygılarınız olduğu için diyorum. Herkes çocuk sahibi olmak ya da evlenmek zorunda değil. Ben de sizin gibi 29 yaşındayım. Şuan bir ilişkim yok fakat hayatıma biri girerse ona çocuk sahibi olmak istemediğimi belirtirim. Çocuk büyütmek hiç kolay değil. Büyük özen ve sabır istiyor, yorucu , yıpratıcı bir süreç. Bir ömür çocuğuna bağlı yaşamak zorunda kalıyor kadınlar. Sorumluluk üstüne sorumluluk biniyor. Üstelik bu sitede de gördüğüm kadarıyla çocuk evliliği sarsıyor , tartışmalar artıyor, soğukluk oluyor. Tabi bu herkeste aynı olacak diye bir şey yok. Herkesin ilişki dinamiği farklı. Ben önce kendime yeteyim, sonra ilişki yaparım sever , sevilir gezer tozarım, yaşayamadığım gençliğimi şimdi yaşamaya başladım,çocuk yapmaya ne gerek var diye düşünüyorum.Direkt konuya gireceğim. 29 yaşındayım ve 2 senelik güzel giden bir ilişkim var. Evliliği 1 sene daha istemiyorum çünkü 1, 1 buçuk sene sonra atanma durumum var ve 1 sene daha erkek arkadaşımla vakit geçirip onu tanımak istiyorum, çünkü çok uzun süre uzak mesafedeydik. Erkek arkadaşımla evlilik hakkında konuştuğumuzda kesinlikle çocuk istemediğimden bahsediyorum ve o da onaylıyor ama sanki o benim gibi değil gibi, daha çekimser bu konuda. Acaba daha geleneksel bir kadınla daha mı mutlu olur diye zaman zaman düşünüp üzülüyorum onun için.
Ama asıl sorun ben kendimi topluma ait normal bir insan gibi hissetmiyorum bunun yüzünden. Çünkü ben ne zaman çevreme çocuk istemediğimden bahsetsem(çocukluğumdan beri aynı şeyi söylüyorum) bana çok farklı hissettirdiler, çevremde 23-24 yaşında çocuk derdine düşen kadınları görünce hep şok oldum ve neden bu kadar erken istediklerini idrak edemedim, bana o kadar uzak ki bu duygular.
İşin üzücü tarafı ben evliliği de bu yüzden ertelediğimi fark ettim, yani bu bende çocuk istemeyen duygular her neyse, evlilikten kaçan tarafın kaynağı da aynı. Evlilik fikrinden de zaman zaman midem bulanıyor çünkü. Biriyle her gün aynı yatakta kalkmak, eş ailesinin akrabalarıyla uğraşmak, sorumluluklarımın iki katına çıkması falan. Durduk yere sorumluluklarım neden iki katına çıksın, dertsiz başıma dert alayım diyorum çünkü aile evinde keyfim o kadar yerinde ki, tüm maaşım bana kalıyor istediğim gibi yiyorum, içiyorum, akşam istediğim saatte yatıyorum.
Ben neden toplumun bir parçası olamıyorum ve uyumsuz hissediyorum. Herkes evlenmek ve çocuk sahibi olmak zorunda değilse neden bunları yapmayan sadece arada tek tük çıkıyor. Bir aile dostu beni ve kız kardeşimi her gördüğünde Allah karşınıza hayırlı bir kısmet çıkarsın diyor iyi de dilber ay'ın da dediği gibi zorunda mıyız. Yani bu bir zorunluluk mu.
Sormak istediğim; herkes robot gibi evlenip zamanı gelince muhakkak üremek zorunda mı yahu? Bunun herkesçe özellikle de kadınlar tarafından sorgulanmadan yapılma sebebi içgüdüler mi? Öyleyse benim içgüdü ve hormonlarımda bir sıkıntı olabilir mi? Çünkü son zamanlarda bunu da düşünmeye başladım. Şimdiden teşekkürler
Büyük keyifle okudum. İyi ki varsınız.İnsanın kendi varlığını ispatı farklı şekillerde oluyor. Kimisi bunu düğünle yapıyor hatta defalarca düğününü izleyenler var asla anlam veremediğim şey. Hayatında her şeyin merkezinde olabildiği tek an onlar çünkü. Her şey gelin merkezinde kurgulanmış yapay bir Barbie dünyası gibi.
Bunun devamında da kimisi gebelikle doğan çocukla merkezde kalma ihtiyacını gideriyor. Sünnet düğünleri, doğun günleri, half birthdayler, bebek kınaları, cinsiyet partileri vs…
Bazı sosyal medya uygulamalarını da kendi merkezini herkese gösterme ihtiyacı doğrultusunda kullanılıyor.
Ne yaptığının gayet farkında görünen bir Truman show gibi.
Her neyse kimisi de bu merkez fikrinden hoşlanmaz, zaten kendisi kendi dünyasının merkezindedir, farkındadır. Ne istediğini ya da istemediğini bilir bunu da kimseye göstermekten hoşlanmaz. Evlenmek isteniyorsan istemiyorsundur. Çocuk istemiyorsan istemiyorsundur. Zaten bunlar büyük sorumluluk gerektiren istemedikçe de yapılmaması gereken şeyler.
Evleneceğin kişiyle ikiniz dışında bu konular hakkında kimse söz sahibi bile olamaz.
Evlendin, diyelim ki karşı taraf istemeye başladı o zaman yolları ayırırsınız. Belki de sen fikir değiştirirsin. Bunlar yıllar içinde yeniden şekillenebilir şekillenmeye de bilir.
muhteşem olan, İstediğini ya da istemediğini bilip o doğrultuda hareket etmek.
Ahhahah 27 yıldır birebir aynı cümleleri kuran kızkardeşimin cumartesi nikahı vardı, biraz önce balayına çıktılar
Mutlu,Evli ve çocuklu Bir kadın olarak hiç kimseye evlen demiyorum. Bu düşüncelere sahip insanların evlilikte mutlu olacaklarını da düşünmüyorum. Karşıdaki kişi dünyanın en iyi erkeği/kadını da olsa evlilik karşılıklı sorunluluk gerektiriyor, doğal olarak ağır geliyor ve mutsuzluğa sürüklüyor. Kendin gibi düşünen biri illa ki karşına çıkar. Şimdiki sevgilin yarın öbür gün çocuk için seni darlayabilir.
Aranızda 2 yaş var aslında sen de 29 yaşındasın yani. Şuan ki eşiyle üniversiteden beri görüşüyorlar. Üzerinde gelinliği görüp evet diyene kadar enişte bey dahil hepimiz vazgeçecek diye bekliyordukKız kardeşiniz 27 yaşındaymış zaten. Eş adayıyla da en geç 25 gibi tanışmıştır. Yani A Aysenimi 'nin dediği gibi hayat çizgisi o kadar ince bir şey değil, kardeşiniz o asla evlenmeyeceğim laflarını gerçekten öyle düşündüğü için söylememiş, genç bir yaşta evlilik yoluna girmiş çünkü. Bazı kişiler öylesine de söylüyor, benim de böyle deyip 25 yaşında evlenen arkadaşlarım oldu, ben onların ciddi olmadığını o zaman da biliyordum. Benimki daha derin psikolojik bir durum sanırım. Ama buradaki yorumlar bana çok iyi geldi, artık ben de normal olduğunu düşünüyorum bunun. Kendimi topluma uyumsuz gibi hissetmeyeceğim artık, kendimle barışmam gerekiyor
Çok da matah bir yerde değiliz zaten.gercekten mutlu olduğun günleri saysan bir elin parmaklarını geçmez.buna karşılık bir sürü acı, stres, psikolojik sorun, geçmiş travmalar, kıskançlıklar, kompleksler. Bir de hayatta çok kısmetli bir insan değilsen herşey daha da zor.bir de bunun genetik hastalığına denk gelen falan var.var oğlu var.hani attığın taş ürküttüğün kuşa değsin ya da astarı yüzünü karşılamıyor derler ya aynı o hesap.bunca emek ne için? bence tabi.Bu konuda psikolojik destek almanızı öneririm. Evlilikten midem bulanıyor yazdığınız ve korku kaygılarınız olduğu için diyorum. Herkes çocuk sahibi olmak ya da evlenmek zorunda değil. Ben de sizin gibi 29 yaşındayım. Şuan bir ilişkim yok fakat hayatıma biri girerse ona çocuk sahibi olmak istemediğimi belirtirim. Çocuk büyütmek hiç kolay değil. Büyük özen ve sabır istiyor, yorucu , yıpratıcı bir süreç. Bir ömür çocuğuna bağlı yaşamak zorunda kalıyor kadınlar. Sorumluluk üstüne sorumluluk biniyor. Üstelik bu sitede de gördüğüm kadarıyla çocuk evliliği sarsıyor , tartışmalar artıyor, soğukluk oluyor. Tabi bu herkeste aynı olacak diye bir şey yok. Herkesin ilişki dinamiği farklı. Ben önce kendime yeteyim, sonra ilişki yaparım sever , sevilir gezer tozarım, yaşayamadığım gençliğimi şimdi yaşamaya başladım,çocuk yapmaya ne gerek var diye düşünüyorum.
Canım kendine beni de +1 yazDirekt konuya gireceğim. 29 yaşındayım ve 2 senelik güzel giden bir ilişkim var. Evliliği 1 sene daha istemiyorum çünkü 1, 1 buçuk sene sonra atanma durumum var ve 1 sene daha erkek arkadaşımla vakit geçirip onu tanımak istiyorum, çünkü çok uzun süre uzak mesafedeydik. Erkek arkadaşımla evlilik hakkında konuştuğumuzda kesinlikle çocuk istemediğimden bahsediyorum ve o da onaylıyor ama sanki o benim gibi değil gibi, daha çekimser bu konuda. Acaba daha geleneksel bir kadınla daha mı mutlu olur diye zaman zaman düşünüp üzülüyorum onun için.
Ama asıl sorun ben kendimi topluma ait normal bir insan gibi hissetmiyorum bunun yüzünden. Çünkü ben ne zaman çevreme çocuk istemediğimden bahsetsem(çocukluğumdan beri aynı şeyi söylüyorum) bana çok farklı hissettirdiler, çevremde 23-24 yaşında çocuk derdine düşen kadınları görünce hep şok oldum ve neden bu kadar erken istediklerini idrak edemedim, bana o kadar uzak ki bu duygular.
İşin üzücü tarafı ben evliliği de bu yüzden ertelediğimi fark ettim, yani bu bende çocuk istemeyen duygular her neyse, evlilikten kaçan tarafın kaynağı da aynı. Evlilik fikrinden de zaman zaman midem bulanıyor çünkü. Biriyle her gün aynı yatakta kalkmak, eş ailesinin akrabalarıyla uğraşmak, sorumluluklarımın iki katına çıkması falan. Durduk yere sorumluluklarım neden iki katına çıksın, dertsiz başıma dert alayım diyorum çünkü aile evinde keyfim o kadar yerinde ki, tüm maaşım bana kalıyor istediğim gibi yiyorum, içiyorum, akşam istediğim saatte yatıyorum.
Ben neden toplumun bir parçası olamıyorum ve uyumsuz hissediyorum. Herkes evlenmek ve çocuk sahibi olmak zorunda değilse neden bunları yapmayan sadece arada tek tük çıkıyor. Bir aile dostu beni ve kız kardeşimi her gördüğünde Allah karşınıza hayırlı bir kısmet çıkarsın diyor iyi de dilber ay'ın da dediği gibi zorunda mıyız. Yani bu bir zorunluluk mu.
Sormak istediğim; herkes robot gibi evlenip zamanı gelince muhakkak üremek zorunda mı yahu? Bunun herkesçe özellikle de kadınlar tarafından sorgulanmadan yapılma sebebi içgüdüler mi? Öyleyse benim içgüdü ve hormonlarımda bir sıkıntı olabilir mi? Çünkü son zamanlarda bunu da düşünmeye başladım. Şimdiden teşekkürler
Hep aynı bu tarz hikayeler işte.arada bizim gibi tutmadığı da oluyor işte.Aranızda 2 yaş var aslında sen de 29 yaşındasın yani. Şuan ki eşiyle üniversiteden beri görüşüyorlar. Üzerinde gelinliği görüp evet diyene kadar enişte bey dahil hepimiz vazgeçecek diye bekliyorduk
Sizin için de evet toplumla uyumsuz hissetmeniz gereksiz siz toplum için evlenip mutsuz Bir hayata mahkum olamayacak kadar değerlisiniz, umarım çok mutlu olursunuz.
Karşıdski beyefendi 37 yaşındaymış siz kaç yaşındasınız?
Ben 37, o 38 :)
bana aşkım sevgilim deme ama beni sev dedi dün akşam sinir geldi bana
Çok da matah bir yerde değiliz zaten.gercekten mutlu olduğun günleri saysan bir elin parmaklarını geçmez.buna karşılık bir sürü acı, stres, psikolojik sorun, geçmiş travmalar, kıskançlıklar, kompleksler. Bir de hayatta çok kısmetli bir insan değilsen herşey daha da zor.bir de bunun genetik hastalığına denk gelen falan var.var oğlu var.hani attığın taş ürküttüğün kuşa değsin ya da astarı yüzünü karşılamıyor derler ya aynı o hesap.bunca emek ne için? bence tabi.
Kesinlikle öyle buna katılıyorum. Evlenmek , çocuk sahibi olmak çok matah bir şey değil. Eşler birbirine anlayışlı olmayacaksa, sevgi ,ilgi olmayacaksa, sadık ve dürüst davranmayacaksa, birbirlerinin hayatına güzel şeyler katmayacaksa evlenmenin hiçbir anlamı yok. Evlenmek için evlenilirse bdvde eşinden şikayetçi olan, boşanmak isteyen kadınların konumuna düşülür.Çok da matah bir yerde değiliz zaten.gercekten mutlu olduğun günleri saysan bir elin parmaklarını geçmez.buna karşılık bir sürü acı, stres, psikolojik sorun, geçmiş travmalar, kıskançlıklar, kompleksler. Bir de hayatta çok kısmetli bir insan değilsen herşey daha da zor.bir de bunun genetik hastalığına denk gelen falan var.var oğlu var.hani attığın taş ürküttüğün kuşa değsin ya da astarı yüzünü karşılamıyor derler ya aynı o hesap.bunca emek ne için? bence tabi.
Yine de her şeye rağmen mücadele etmek, mutlu olmak için gayret etmek lazım. Yaşadığımız sürece umut var. Nasipten öte yol yok. Nasibi de Allah'tan başkası bilemez.Çok da matah bir yerde değiliz zaten.gercekten mutlu olduğun günleri saysan bir elin parmaklarını geçmez.buna karşılık bir sürü acı, stres, psikolojik sorun, geçmiş travmalar, kıskançlıklar, kompleksler. Bir de hayatta çok kısmetli bir insan değilsen herşey daha da zor.bir de bunun genetik hastalığına denk gelen falan var.var oğlu var.hani attığın taş ürküttüğün kuşa değsin ya da astarı yüzünü karşılamıyor derler ya aynı o hesap.bunca emek ne için? bence tabi.
Yok valla dediğin gibi düşünen pek yok.kadin diyor şöyle depresyondayım böyle bunalımdayım.yok intihar edecem bilmem ne ufacık çocukları var.ben de bazen yaşamayı seviyorum ama birkaç saat sonra o his kaçıyorValla bebişim ne olursa olsun yaşamayı seviyorum ama gerçek aynen yazdığın gibi. İnsan olmak demek az biraz mutlu olucam diye tonla çileye katlanmak demek acı, hastalık, ölüm, ekmek parası için mücadele ... bazılarımız için değiyor, bazılarımız için değmiyor yine de değenler de değmeyenler de bizim memlekette delice üreme peşindeBen hayatımdan keyif almasam, zar zor yaşasam oturup iyice düşünürdüm, başıma gelenleri neden başka bir insan evladına yapayım diye.
Niye demeyecekmişsin?Ben 37, o 38 :)
bana aşkım sevgilim deme ama beni sev dedi dün akşam sinir geldi bana
Evlilik istemiyormuş, üremek falan istemiyormuş. Duygusal bağlılık istemiyormuş:) O sebeple aşkım sevgilim demeyecekmişim ama onu sevecekmişim:) Ama o bana seviyorum seni, iyi ki tanıdım diyorNiye demeyecekmişsin?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?