- 2 Aralık 2013
- 9.491
- 37.850
- 548
- Konu Sahibi kavun kokusu
-
- #21
ÜzüldümGördümmm canısı sus ban yeme
Bence aynı şey değil. Hamile kalmak isteyen birinde sadece evlat özlemi var. Ama hamile kalmak istemeyen biri hamile kaldığında alacağı koskoca bir sorumluluk var. Böyle kişiler Doğumdan sonra hayatımız alt üst olacak korkusuyla çok yoğun depresyon geçiriyorlar ki lohusa depresyonu ciddiye alınmalıdır.Sağlıklı değil değil aslında. Ters çevirin olayı, çocuk isteyen biri hamile kalamayınca üzülüyor, kahroluyor vs. Sağlıksız mı? Hayır.
Hah işte aynısının değişiği, istemeyen biri hamile kalıyor.
Çok teşekkür ederim. Dilerim dediğiniz gibi ilerler. Milyon tane soru var kafamda dediğiniz gibi.Hayırlı olsun. Gerçekten kelime anlamıyla sizin için "hayırlı" olsun.
Bebek isteyen kadınlar bile hamileliklerini öğrendiklerinde ilk korkar, acaba der, nasıl olacak der, emin miyim der.
Siz istemiyormuşsunuz ancak aldırmayacakmışsınız (bence de aldırmayın). Tek seçenek alışmaya çalışmak.
Zamanla, haftalar aylar geçtikçe, onu hissettikçe alışacaksınız.
10 aylık kızım var. İstemiyor değildim ama pat diye oldu hazır değildim. Sosyal hayatım çoğunlukla bitti şu anlık. Yedi günüm yirmi dört saatim kızım oldu. İnanılmaz bunaldığım oluyor ki çalışıyorum da aynı zamanda. Ama dünyadaki en güzel şey o. Ne ona olan hislerimi ne beni nasıl iyileştirdiğini anlatmaya kelimeler yetmez.
Doğuracaksanız sabredin alışacaksınız ve onu görünce şükredeceksiniz.
Yani söle diyeyim ben cocukları severim, sempatik buluyorum. Ama benim de su an cocugum olsa belki sizinle aynı seyleri hissedicem, cünkü bilinmezlik insanı korkutuyor. Bilgi sahibi oldukca, pedagoji ile ilgili kitaplar okuyupa ve daha cok gözlem yapınca korkularınız Bi nebze hafifler. Rahatlamaya baslarsınız Die umuyorum.Teşekkür ederim, yaramı sardı biraz yazdıklarınız. Adım adım gidelim bakalım.
Çok özür dilerim size bunları hatırlattığım için. Yazdıklarınızdan hangisine daha çok üzüldüm bilmiyorum.Okurken kendimi gördüm ama ben ilk olduğunda sevinmiştim öyle tavanlara vurmadım ama sevindim.
Sonra hayatım tepetaklak oldu.
Ben işten çıktım eşimi 1 ay sonra işten çıkardılar.
Pazarcılık yapıcam çok para var diye tutturdu beyinsiz.
Sonraaa eve gelen icra kağıtları arayan bankalar arayan avukatlar.
Yemeye adam akıllı bir şey dahi bulamamıştım. Doğarsa gazete kağıdına sararım diyordum. Keşke geri iadesi olsa diiyordum.
Her fırsatta ağlıyordum yani her dakika ne olacak şimdi keşke olmasaydı diye.
7 aylıkken nişan geldi. Gittiğim hastanedeki doktor dedi ki Gelişim geriliği var bebekte takipte olduğun doktor söylemedi mi? (o kadar ağlamaya olurdu tabi)
Daha çok ağladım kendimi daha çok suçladım. Sorunların, parasızlığın üstüne bir de gelişim geriliği iyice gerildim Resmen istemiyordum. Daha önce de 1 düşüğüm vardı bekliyordum resmen ne zaman bir şey olacak diye.
Doğdu yüzünü gördüm bir daha vazgeçmedim. Pişman oldum hemde ne pişman.
Düşünmeyin yokmuş gibi davranın en az zararı verirsiniz.
Allah korusun bir şey olursa bir de vicdan azabı çekersiniz benim gibi.
Evet adım adım gidersen alıştırırsın belki kendini , yalnız kalp atışı ve tekmelemesi hiç bişi hissettirmeyebilir ki beni zerre etkilemezdi , bence zirve ilk emzirdiğin an ... hıı bide onun sana muhtaç olduğunu bilmek ..Kese varmış, kalp demek ki 2-3 hafta sonraki. Hani belki kalp atışı işin içine girince duygulanır mıyım acaba bilemiyorum ki.
Keyfi kürtaja karşıyım, evet. Evlilik dışı değil, sağlıkla ilgili de bir problem çıkmazsa doğacak.
Üzüldüğünüz için teşekkür ederim, anlamışsınız beni demek ki.
Biyolojik saat dediler, an gelecek isteyeceksin dediler, hiçbiri olmadı. E bariz hamileyim şu an, hala his yok.
Adım adım gideyim o zaman. Sırada kalp atışı.
Yaa çok hoşsunuz@Koalina lütfen gel ve yorum yaz, lütfen.
Ağlamak ile çığlık atmak arasında gidip geliyorum.
Erken yaşta evlendim, evlenirken amacım üremek değil, sevdiğim adamla aynı evde olmaktı. Hatta üniversiteyi bıraktım evlendiğim için, sonra beni eşim okuttu.
10 küsur yıldır da evliyim.
Kendimi bildim bileli emin olduğum tek şey çocuk istemediğimdi. Hatta bir tık üstü, çocuk sevmem. Bir çocuğa tebessüm etmem için çok sevimli ya da güzel olması gerekir. Ağladığı anda araziyim.
Bunca yıl gayet güzel korun, bir kere bile kürtaj ya da hamilelik deneyimin olmasın, sonra pat!
Yıllardır deli gibi uğraşanlar, ilaçlar kullananlar, çocuk diye yalvaranlar varken elbette çocuk istemeyen birisi hamile kalacaktı, çünkü hayat böyledir. Murphy kanunları geçerlidir.
Önce evde test yaptım, 2 tane. 5 dakika bile beklemeye gerek kalmadı, anında iki çizgi.
Testler aynı markaydı, bozuktur dedim, ama içten içe hissediyorum, zaten hayatımda ilk defa test yapma gereği duydum.
Koştur koştur git sağlık ocağına. Sabah 10a kadar kan alıyorlarmış. Devlete gidersem mesai bitimine çıkarmış. (saat daha 11)
Koş özel hastaneye. Sonuç? Beta denilen bir şey varmış 4000e yakınmış, gözüm aydınmış. Ama kese diye bir şey varmış, o olmazsa dış gebelikmiş yani gebelik yokmuş. Randevu al, ultrasona gir.
Bir gözünüz aydın silsilesini de orada ye. Nasıl bir suratım varsa artık
"şoktasınız galiba"
"istenmeyen gebelik galiba"
"3. çocuğunuz falan mı çok mu geldi"
gibi laflar duydum sık sık.
Bunlar söylenirken eşim ayağıyla beni dürtüyor. Benim yerime cevap veriyor. Ben hayatım boyunca uğramayacağıma emin olduğum kadın doğum bölümünde irite bir şekilde etrafa bakıyorum, kadınlar birbirlerini anlayan, onaylayan bakışlarla bakıyor. Yanımda bir çocuk olmadığına göre karnımda var demek, ben de onlardanım demek, herkes mutlu, ben içime böğürüyorum.
Tek kalmış bir prezervatif, kutusu olmayan, tek duran, onun yanında da jelatini daha açılmamış yeni kutu. Sevişme anında kim jelatini, arkasından kutuyu, arkasından da prezervatifi sırasından koparır? Tek başına duran varken kimse yapmaz işte. Yapmazsan böyle oluyor demek. Yırtıldı belki de.
Keyfi kürtaja karşıyım, haliyle benim için seçenek değil.
Zaten bütün bunlar olurken eşin ne alemde derseniz, eşim çocuk istiyordu ama ben istemediğim için ve çocuk %99 annenin alanı olduğu için baskı yapmıyordu. Şu an çok mutlu ama mutsuz olduğum için anlık mutluluk yaşayabiliyor. Adama yine huzur yok yani.
Gerçekten anlamıyorum. Çocuk isteyenlerin beni anlamayacağını da biliyorum. Peki ben sizden ne istiyorum?
4 haftalık mıymış neymiş, 2-3 hafta sonra bir şey için gidecektik unuttum ne için olduğunu da, ben (olumsuzluk harici) hiçbir şey hissetmiyorum. Annelik mannelik yok içimde. Ben nasıl alışacağım? Bana tavsiye verin.
Arkadaşım "kızım-oğlum" diyerek karnını sev dedi. Ben karnımı ellediğimde tek düşündüğüm "zaten 8-9 kilo fazlam vardı, bir de bu çıktı" oluyor. Diyetisyene gideceğim, neden? En faydalı besinler nedir diye değil, en az kiloyu alarak nasıl atlatırım onu öğrenmek için.
Çok mutsuzum. Umutsuzum. Hayatın artık bittiğini düşünüyorum. İpoteklendi hayatım.
Bu yazdıklarımı okumak zorunda olan, tedavi gören arkadaşım senin için de mutsuzum. Benim bunları yazmam yerine senin mutlulukla "hamileyim" diye konu açman gerekiyordu. Lütfen bana kızma. Hayat adil değil, bunu bilmiyor muyduk zaten?
Seviyeli konuşalım lütfen carlamak nedir? Karnınızdaki bebekten nefret eder gibi konuşmuşsunuz, zaten istemiyormuşsunuz da. Doğduktan sonra ah canım cicim bebeğim diye sevebileceğimiz hiiiç sanmıyorum. Sizi çocuk istemediğiniz için yargılamıyorum ama istemediğiniz halde doğurup da sevgi göstermezseniz işte o zaman yargılarım. Ki yazdıklarınızdan öyle anlaşılıyor bir daha okuyun isterseniz.Bakın şimdi bir carlarım size, sonra da hormonlardan der geçerim kenara.
Sevgisiz bir insan değilim ben. Hangi cümlemden sevgisiz olduğuma kanaat getirdiniz mesela?
Bi' doğsun karanlık odalarda mı tutacağım dedim? Aç bırakıp süründüreceğim mi dedim? Ne dedim?
Yanlis anlamayin tabi ki hassassinz ama sevgi baska birsey karanlik odada birakmayip, karnini doyurmak baska birsey...bebekler sevgi ister annenin koynunda uyumak ister, opulmek oksanmak ister...acikcasi ben de bebegine uzuldum benim fikrim psikolojik destek alman yonunde cunku lohisa depresyonu cok agir birsey, destek alip bebegi isteyip istemedigine karar versen iyi olurBakın şimdi bir carlarım size, sonra da hormonlardan der geçerim kenara.
Sevgisiz bir insan değilim ben. Hangi cümlemden sevgisiz olduğuma kanaat getirdiniz mesela?
Bi' doğsun karanlık odalarda mı tutacağım dedim? Aç bırakıp süründüreceğim mi dedim? Ne dedim?
Şu an doğumdan korkuyorum. Sezaryen olursa karnımda bırakacağı iz ve şekilsizlikten, normal doğum olursa geniş geniş olacak bir vajinadan, doğum süresinden ve acısından...Yani söle diyeyim ben cocukları severim, sempatik buluyorum. Ama benim de su an cocugum olsa belki sizinle aynı seyleri hissedicem, cünkü bilinmezlik insanı korkutuyor. Bilgi sahibi oldukca, pedagoji ile ilgili kitaplar okuyupa ve daha cok gözlem yapınca korkularınız Bi nebze hafifler. Rahatlamaya baslarsınız Die umuyorum.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?