- 1 Temmuz 2018
- 3.667
- 8.414
- 78
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
-
- #121
Madem olumden ders almiyorsun, beni bu karakterle kimse cekmez diye dusun yalnizliktan korkarsin belki.
Su yazdiklarinin 3te 1 i esimde var. bosanmak icin gun sayiyorum bazen.
Illa ki iyi yonleriniz de cok, bu yuzden kestirip atamiyoruz, ama artik hayatimizin icine etmeyin lutfen.
Denedim ama sonra geyik yapmaya başlıyorum kendimi kurtarmak adına. O daha fena oluyor. Mesela hadi bu sefer sevişmek istediğini sen söyle diye kendimi hazırlıyorum. O kadar kasılıyorum ki ağzımdan "benimle cenabet olmaya da var mısın" gibi bir şey çıkıyor. Sonra hoş geldin Mahmut abi.
Hassas bir insanım zaten. Çok çabuk kırılıyorum, çok çabuk gözlerim dolar ama ışık hızıyla ortamı terk ettiğimden kimsenin haberi olmuyor tabi.
bu kadar olmasada sizi anlayabiliyorum
Ben eşim sayesinde biraz yumuşadım
Bu dünyada bir tek eşime sarıldım, öpebildim, seni seviyorum dedim, ilgi gösterdim.
Anneme çok düşkünüm, eşimle tanıştıktan sonra anneme yaklaşabiliyorum
Benim en büyük ilacım, kavga anında onun beni çözmesi ve anlaması oldu.
Yani aynı sizin gibi yıktım söyledim can acıttım asla özür dilemedim, ve sustum öyle bir suskunlukki öldü zannedersiniz. Amaa sinirim geçtimi kedi gibi oldum, o zmn anladı, sarıldı, tüm acısıyla bana böyle dedin hiç mi sevmiyosun artık beni dedi, kavga sebebini anlatmam bile, kırıldığını anlattı, o geldikçe ben anladım, şimdi daha rahatım en azından adım atabiliyorum, oda bana kızmıyor bekliyor, bu konuda tek ilaç onun sizi anlaması ve aslında sevginize güvenmesi
teşhislerin yönünde tedavi almadın mı peki
Çok hoşsunuz.
Anladım.
Genel sebep mükemmeliyetçilik + hassaslık gibi. Genelde sert tepkiler; irade sorgulanması, duygu yoğunlukları, korkular sonucu çıkıyor. Ama eşinizde de bir baskınlık hali var ve bu sizi iyice tetikliyor, güç savaşı var belli ki. Hassas noktadan vurma eğilimi var demişsiniz mesela bu gardınızı iyice yükseltmeye sebep oluyordur.
Benim daha üst versiyonum gibi geldiniz ama dengeyi bulmak lazım.. Bir şekilde güzel bir anda gardları düşürüp konuşulması gerekiyor bu konuların.
Ben bazen çok düşündüğüm çözüm aradığım kendimi kastığım ama değiştirmeyi beceremediğim konularda bir bakıyorum çok yorulmuşum sıkılmışım ve pes ediyor daha kolay değişmeye başlıyorum, aman ya diyorum yeter sal gitsin.. Uzun da sürse zor da olsa oluyor arada. Profesyonel destek çözüm olmuyorsa artık ya bu gidişle ciddi bir durum yaşayacaksınız öyle ya da bir noktada kendinize verdiğiniz değişmeliyim telkinleri sonuç verecektir sanırım, dilerim :)
İşte eşim vazgeçti çabalamaktan ve adım atmaktan. Yoruldu bu hususta. Zaten mizacı öyle çok yumuşak değil. O da zaman zaman sert ve kırıcıdır benim gibi. O yüzden ilacım eşim olamıyor :)
Merhaba hatunlar
Oğlumla ilgili açtığım konular malumunuz. Bu kez konu oğlum değil. Oğlumun neden bu kadar hırçın olduğunu sorgularken, kendi değişik hallerimi düzeltmem gerektiği sonucuna vardım. Hoş, bunun için yıllardır uğraşıyorum ama belki sizin yardımınız olur. Baştan rica edeyim, "bak oğlunda sorun yokmuş senin yüzünden böyle olmuş" demeyin. Zira her daim anneliğini sorgulayan bir kişiye bunu demeniz anksiyete atağından başka bir işe yaramaz.
Geçtiğimiz hafta hayatımın en kötü zamanlarından biriydi. Oğlumla şehir dışına çıktım çok zorlandım vs. Kısa yazmaya çalışacağım, okumaktan haz etmeyen insanlar için. Ben şehir dışındayken eşimle şiddetli bir tartışma yaşadık telefonda. 4 yıllık evliliğimde, evliliğimle ilgili hiçbir mevzu aileme yansımadı. Lakin bu sefer yansıdı istemesem de. Annem ilk kez böyle bir durumla karşılaştığı için şaşırdı ve korktu. Kendisi biraz da magazin sevdiğinden, size gelip konuşacağım diye tutturdu. Bittabi bu isteğinin asıl sebebi telefondaki tartışmada bahsi geçen boşanma mevzusuydu.
Annem evime geldi ve adeta bir hakim edasıyla kanepedeki yerini alarak, tatlı sert kıvamında sorular sormaya başladı. Ben konunun benimle hiç alakası yokmuş gibi halı desenlerini incelerken, annemin hakimlikten evrilip psikolog mertebesine geçiş yaptığı anda halı deseni ile ilişkimi sonlandırdım.
-sen idrak'in sana değer verip sevdiğini düşünüyor musun? Dedi eşime.
Ay ben gülerim diyecektim ki eşim nefes almadan konuşmaya başladı. İyi ki dememişim ama birazcık gülmüş olabilirim.
Benim çok sert bir insan olduğumu, asla şefkat göstermediğimi, her daim eleştirdiğimi, sürekli şikayet ettiğimi, asla memnun olmadığımı, aşırı kibirli olduğumu, kendim haricinde herkesin mükemmel olmasını istediğimi ve bu yüzden sürekli telkinde bulunduğumu söyledi. Kendim haricinde imiş çünkü ben kendimi mükemmel sandığım için hiçbir konuda çaba göstermiyor ve adım atmıyormuşum. Asla özür dilemediğimi de ekledi.
Söylediği birçok şey doğru olduğundan, her zaman yaptığım gibi öfke ile savunmaya geçmedim bu sefer. Zihnimdeki "kaydet ve sonra uygun zamanda kullan" tuşunu da devre dışı bıraktım. Kindar olduğumu da söyledi çünkü. Ruh hastası olduğumu düşündüğünü de özür dileyerek ekledi.
Şimdi diyeceksiniz ki, bunca suçlamaya sessiz mi kaldın. Tabi ki hayır. Sadece bu sefer kendimle yüzleşmekten kaçmak istemedim.
Hanımlar, öncelikli problemim hislerimi hiçbir şekilde ifade edemiyor oluşum. Sevgimi gösteremem, üzgün olduğumu belirtmem ve bunu öfkeyle baskılarım. Özür dilemekte çok zorlanırım. Zor bela dilesem de pek samimiyetsiz bir hal alır. Gerçekten kırıldıysam "ben sana kırıldım" demek yerine inanılmaz can yakan cümleler söyler, bununla yetinmez günlerce öfke kusarım. Halbuki sadece kırıldım desem, eşim özür diler zaten. Oğlumun dışında hiç kimseye sevgimi göstermiyorum. Sebebini inanın ben de bilmiyorum.
Bunun dışında özellikle son iki yılda inanılmaz çirkef bir insan oldum. Öyle ki bir kavgada eşime "öl inşallah da oğlumla mutlu olalım" dedim. Gerçekten bunu istemediğimi söylememe gerek yok sanırım. Ancak bu can yakma hissine engel olamıyorum. Özellikle kırıldığım anlarda. Sadece eşimin değil, herkesin ortak şikayetidir bu durum. "idrak bizi sevmez" halbuki seviyorum. Sadece dile getirmeyi, fiziki temas vs beceremiyorum işte.
Eşime birkaç kez beddua da ettim. Kibariye'nin annesine dönüştüğüm o anlarda eşim fazlasıyla kırılmış haklı olarak. Evliliğim zaten sallantıda. Bunda benim boşanma lafını gerekli gereksiz kullanmamın da büyük etkisi var tabi. He eşimin hataları yok mu, fazlasıyla var. Lakin konu evliliğim değil, benim bu hallerim.
Hatta daha özele girecek olursam, neredeyse hiç cinselliği başlatan taraf olmadım. İstek belirtmedim. Utangaç bir insan da değilim üstelik. Hiç durduk yere sarılmadım, sevgimi dile getirmedim. İlk öpen kişi hep eşim oldu. Durumu eşime karşı hislerime bağlayacak olan arkadaşlara önemle belirtmeliyim ki, canımı istese vereceğim kardeşime de hiç sarılmadım durduk yere. Aslında çok istedim ama yapmadım. Sadece çocuklara ve hayvanlara karşı sevgimi ve ilgimi gösterebiliyorum. Oğluma sık sık onu çok sevdiğimi söyler, öper sarılırım. Sürekli mıncıklarım. Peki benim yetişkinlerle alakalı sorunum nedir?
Aslında anlatacak çok şey var ama siz sordukça cevaplarım. Psikolog, psikiyatr önermeyin. Yıllarca denedim bu yolları, pek etki etmedi. Belli ki bu durumu kendi başıma çözmeliyim. Sahi, ben gerçekten ruh hastası mıyım?
çocuklar bizim yansımamız... çok doğru bir yoldasınız lütfen pes etmeyin.... eşinizden değişim konusunda destek isteyin hatta...Merhaba hatunlar
Oğlumla ilgili açtığım konular malumunuz. Bu kez konu oğlum değil. Oğlumun neden bu kadar hırçın olduğunu sorgularken, kendi değişik hallerimi düzeltmem gerektiği sonucuna vardım. Hoş, bunun için yıllardır uğraşıyorum ama belki sizin yardımınız olur. Baştan rica edeyim, "bak oğlunda sorun yokmuş senin yüzünden böyle olmuş" demeyin. Zira her daim anneliğini sorgulayan bir kişiye bunu demeniz anksiyete atağından başka bir işe yaramaz.
Geçtiğimiz hafta hayatımın en kötü zamanlarından biriydi. Oğlumla şehir dışına çıktım çok zorlandım vs. Kısa yazmaya çalışacağım, okumaktan haz etmeyen insanlar için. Ben şehir dışındayken eşimle şiddetli bir tartışma yaşadık telefonda. 4 yıllık evliliğimde, evliliğimle ilgili hiçbir mevzu aileme yansımadı. Lakin bu sefer yansıdı istemesem de. Annem ilk kez böyle bir durumla karşılaştığı için şaşırdı ve korktu. Kendisi biraz da magazin sevdiğinden, size gelip konuşacağım diye tutturdu. Bittabi bu isteğinin asıl sebebi telefondaki tartışmada bahsi geçen boşanma mevzusuydu.
Annem evime geldi ve adeta bir hakim edasıyla kanepedeki yerini alarak, tatlı sert kıvamında sorular sormaya başladı. Ben konunun benimle hiç alakası yokmuş gibi halı desenlerini incelerken, annemin hakimlikten evrilip psikolog mertebesine geçiş yaptığı anda halı deseni ile ilişkimi sonlandırdım.
-sen idrak'in sana değer verip sevdiğini düşünüyor musun? Dedi eşime.
Ay ben gülerim diyecektim ki eşim nefes almadan konuşmaya başladı. İyi ki dememişim ama birazcık gülmüş olabilirim.
Benim çok sert bir insan olduğumu, asla şefkat göstermediğimi, her daim eleştirdiğimi, sürekli şikayet ettiğimi, asla memnun olmadığımı, aşırı kibirli olduğumu, kendim haricinde herkesin mükemmel olmasını istediğimi ve bu yüzden sürekli telkinde bulunduğumu söyledi. Kendim haricinde imiş çünkü ben kendimi mükemmel sandığım için hiçbir konuda çaba göstermiyor ve adım atmıyormuşum. Asla özür dilemediğimi de ekledi.
Söylediği birçok şey doğru olduğundan, her zaman yaptığım gibi öfke ile savunmaya geçmedim bu sefer. Zihnimdeki "kaydet ve sonra uygun zamanda kullan" tuşunu da devre dışı bıraktım. Kindar olduğumu da söyledi çünkü. Ruh hastası olduğumu düşündüğünü de özür dileyerek ekledi.
Şimdi diyeceksiniz ki, bunca suçlamaya sessiz mi kaldın. Tabi ki hayır. Sadece bu sefer kendimle yüzleşmekten kaçmak istemedim.
Hanımlar, öncelikli problemim hislerimi hiçbir şekilde ifade edemiyor oluşum. Sevgimi gösteremem, üzgün olduğumu belirtmem ve bunu öfkeyle baskılarım. Özür dilemekte çok zorlanırım. Zor bela dilesem de pek samimiyetsiz bir hal alır. Gerçekten kırıldıysam "ben sana kırıldım" demek yerine inanılmaz can yakan cümleler söyler, bununla yetinmez günlerce öfke kusarım. Halbuki sadece kırıldım desem, eşim özür diler zaten. Oğlumun dışında hiç kimseye sevgimi göstermiyorum. Sebebini inanın ben de bilmiyorum.
Bunun dışında özellikle son iki yılda inanılmaz çirkef bir insan oldum. Öyle ki bir kavgada eşime "öl inşallah da oğlumla mutlu olalım" dedim. Gerçekten bunu istemediğimi söylememe gerek yok sanırım. Ancak bu can yakma hissine engel olamıyorum. Özellikle kırıldığım anlarda. Sadece eşimin değil, herkesin ortak şikayetidir bu durum. "idrak bizi sevmez" halbuki seviyorum. Sadece dile getirmeyi, fiziki temas vs beceremiyorum işte.
Eşime birkaç kez beddua da ettim. Kibariye'nin annesine dönüştüğüm o anlarda eşim fazlasıyla kırılmış haklı olarak. Evliliğim zaten sallantıda. Bunda benim boşanma lafını gerekli gereksiz kullanmamın da büyük etkisi var tabi. He eşimin hataları yok mu, fazlasıyla var. Lakin konu evliliğim değil, benim bu hallerim.
Hatta daha özele girecek olursam, neredeyse hiç cinselliği başlatan taraf olmadım. İstek belirtmedim. Utangaç bir insan da değilim üstelik. Hiç durduk yere sarılmadım, sevgimi dile getirmedim. İlk öpen kişi hep eşim oldu. Durumu eşime karşı hislerime bağlayacak olan arkadaşlara önemle belirtmeliyim ki, canımı istese vereceğim kardeşime de hiç sarılmadım durduk yere. Aslında çok istedim ama yapmadım. Sadece çocuklara ve hayvanlara karşı sevgimi ve ilgimi gösterebiliyorum. Oğluma sık sık onu çok sevdiğimi söyler, öper sarılırım. Sürekli mıncıklarım. Peki benim yetişkinlerle alakalı sorunum nedir?
Aslında anlatacak çok şey var ama siz sordukça cevaplarım. Psikolog, psikiyatr önermeyin. Yıllarca denedim bu yolları, pek etki etmedi. Belli ki bu durumu kendi başıma çözmeliyim. Sahi, ben gerçekten ruh hastası mıyım?
Öl demek oğlumla tek yaşayım demek ne kadar ağır ve kırıcı cümleler 25yıllık evlilik hayatımda kullanmadım siz daha evliliğini in başındasınız belki gizli despresyondasınız ama sanırım duygusal olarak iyi değilsiniz eşinize acıdım bu şekilde devam etmeyin eşinizin size karşı
Sevgisi biter
Muhtemelen ailemin yaklaşımının büyük etkisi oldu. Lakin ben sevgi görmekten ziyade, eleştiri ve kendi kalıplarına zorla sığdırma baskısından bu hale gelmiş olabilirim. En önemlisi de elaleme verdikleri söz hakkından dolayı. Elaleme göre şekil aldık ve onlara karşı beni asla savunmazlardı vs. Dediğin gibi bu yaralar derin, kendime karşı bile konuşamıyorum bu yaşımda.
Eşim yumuşak karından vurmaya meyilli bir tip. Ben de öyleyim de onun yapması beni daha ketum hale getiriyor. Dolayısıyla ben ona kendimi açamıyorum. Sonrasında mutlaka karşıma çıkıyor bir şekilde.
Benim eşiminde mizacı çok yumuşak değil aslında, damarı tuttumu öldüm ama galiba o damarı hiç tutturmadım, hala kredimiz var.
o zmn tavsiyem siz halinizi kabullenin aslında onu sevdiğinizi anlatın, asla yardım istemekten çekinmeyin desem?
o zmnda sırt çevirirmi, o zmnda sert mi kalır
çocuklar bizim yansımamız... çok doğru bir yoldasınız lütfen pes etmeyin.... eşinizden değişim konusunda destek isteyin hatta...
bağlanma sıkıntısı yaşıyorsunuz. kaçıngan bağlanma stilinesahipsiniz hatta... bunun için adem güneş çocukluk sırrı- tugba akbey inan - çocuklar anneleri büyütür- harwil hendrix hak ettiğiniz aşkı yaşayın- naomi aldort çocuğunuzla birlikte büyümek sema maraşlı- muhabbet olsun bülent gardiyanoğlu kadın olmayı hatırlamak kitaplarını başlangıç olarak okumanızı öneririm. kendinizle yüzleşmek zorlayıcı bir süreç olsa da değişim size huzuru getirecekse buna değerdiye düşünüyorum....
Ben genelde kaybettikten sonra değişiyorum ve adım atıyorum. İnşallah bu sefer öyle olmaz.
Sakin ve düz yaşamak için neye ihtiyacın var?
Hangi durumda birine karşı adım hesapsız adım atmak zor gelmez?
bir şekilde bir yerden başlayacak olsan, yanında güvende hissettiğin kim olur?
Ben naif olursam asla sırt çevirmez, merhametlidir dayanamaz. Ama güç savaşına mola vermediğimiz için bu olamıyor.
başkası için demem ama bunu söylediğiniz insan eşiniz, bir kez deneseniz, burda sizi hiç tanmadan sizi anlayan, iki türlüsünü de yaşamış taş kesmiş ama kedi gibi yumuşak olabilen biri yazıyor. Sadece bir kez ben böyleyim sen benim bu yönlerimi tamamlıyor beni yumuşatıyor, bana iyi geliyorsun seni tüm sertliğime rağmen seviyorum en kızdığım anlarda bile seviyorum deseniz.
Bu yazdıklarınızı diyebilsem sorun kalmaz ki zaten. Adam erir gider :) acaba öldüm mü diye kontrol eder kendini. Ve hatta içime bir şey mi kaçtı diye felak nas okuyup üfler :)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?