- 2 Kasım 2013
- 7.796
- 37.040
- 748
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
-
- #161
Ruh hastası filan değilsiniz de, bence eşiniz bir nebze haklı olabilir kinci haliniz sinirli haliniz nasıl yansıyorsa demek ki. O başka bir şekilde daha ağır bir dille ifade etmiş ama psikolojik desteğe ihtiyacınız olduğu kesin. Siz değişirseniz dünya değişir.
Yok, o genelde bana zehir ediyor.
Ama benim tavrım, hayat duruşum sizinki gibi.
Eşim bizden beteri.
Bence ruh hastası olan o
'Aile dizimi' konusunu araştırır mısınız?
Ya cok hossun :) leoparli tayt giy gır gır yap o anlar zaten
Ya bisey demeden yanasmayi denesen ? Git sarıl öpüver. Yada duvar köşesine sıkıstır
Öfkenizin ana kaynağını bulmanız lazım. İçinizdeki öfke öyle bir hal almış ki tüm hayatınızı etkiliyor. küçüklüğünüzde bir yetişkine gösterdiğiniz sevgiden dolayı aldığınız bir tepki içinize kapanmanıza neden olmuş olabilir mi? Ya da sevginizi gösterip de karşılık bulamadığınız?
Psikolog önermeyin demişsiniz,etki görmedim demişsiniz ama bence kendinize uygun birini bulamamışsınız. İyi bir psikoterapist (psikolog değil psikoterapist) bulsanız aslında çok fayda sağlarsınız. Bence bir düşünün.
Yani çocuğunuz yaramaz değilmiş, gergin, huzursuz ve mutsuzmuş.
Çocuğunuz sizin küçülmüş haliniz.
Henüz kendisini kontrol etmeyi bilmediği için davranışları aşırı.
Siz yetişkin olduğunuz için, çocuğunuz benzeri davranışları baskılamaya çalışıyorsunuz.
Eşinize beddua edecek kadar çıldırmanız -haklı sebepleriniz olsa bile- aile ortamındaki gerilim, mutsuz bireylerden yayılan kötü elektrik vs çocuğunuzun gidişatını olumsuz etkilemiş.
Önceliğiniz çocuğunuzun ve sizin huzurlu olmak olmalı. Mutluluk peşinden gelir.
Dr lar sadece destektir, çare yine kendinizde.
Bugüne kadar her ne yaşadıysanız unutun ve kendinizi, eşinizi, ailenizi affedin her şey için.
Çocuğunuza karşı olan olumlu ve güzel her davranışı, herkese uygulayın. Oğlunuzu öpünce peşinden eşinizi de öpün, içinizden gelmese de yapın, zamanla alışacaksınız.
Oğlunuzla güldüğünüz, eğlendiğiniz aktiviteleri çoğaltın.
Herkese sarılın, öfkenizi değil sevginizi çoğaltın.
Kinci olabilirsiniz, affetmeyin ama unutun. Unutursanız hafiflersiniz.
Size olumlu katkı sağlayacak şeylere odaklanın, olumsuzluklardan uzak durmaya çalışın.
Yatarken, kalkarken, herhangi bir işle meşgul olurken kendinize olumlu telkinlerde bulunun. "Mutluyum, huzurluyum, sinirli değilim, gergin değilim, sarılmayı seviyorum, gülmeyi seviyorum vb"
Zamanla bu sözleri beyniniz otomatik komut olarak algılayıp sizi bu hislere yönlendirecek.
Ben test ettim, onayladım. Gerçekten etkili oluyor.
Bir dönem sadece uyku hapıyla uyuyabilen bir insanken, bu olumlu telkin metoduyla başı yastığa daha değmeden uyuyan insana dönüştüm.
Idrakyollariiltihabi
Şu an çalışmıyorum iki ay sonra maddi olarak rahatlayacağım, çalışma hayatına döneceğim için. Asla tekrar ilaç kullanmam ama iyi bir terapist araştırabilirim.
Ben de öyle düşünüyorum.
Temas olayını hiç sevmem, kişisel alanımın taciz edilmesine tahammül edemem.
Genelde her konuya mantıkla yaklaşır, hayvanlar ve çocuklar dışında bir durumla alakalı duygularım devreye girmez.
Bir şey söylediysem o yapılana kadar beyin yerim, ama ben zaten onu söylüyorsam yapılmalı.
Gereksiz olsa niye söyleyeyim değil mi?
Ve bir şey sorulmadıkça fikir beyanından hiç hoşlanmam hele eşim de benim gibi olunca kavga kıyamet gırla bizim evde.
Geçen gece balkondan görünen en az 10 km ötede ki tabelanın nereye ait olduğu konusunda tartıştık, o derece psikopatız.
Haritalar açıldı, navigasyondan sokak sokak ilerledik falan o derece ruh hastası yani, çünkü o yanlış olamaz.
Ama bana göre hep yanlış.
Ona göre de ben hep onu suçlarmışım, hata kabul etmezmişim.
Ve tahammül edemediğim en büyük şeylerden biri de pratik zekalı olamamak, çoklu düşünememek.
O sebeple bizler, sürekli direktif veriyoruz o sebeple mutsuzuz ona rağmen her şey eksik kalıyor, ne yapalım yani, teşekkür edileceğine bir ton şey düşünüp hayata geçirdiğimiz için bir de laf işitiyoruz.
Sizden farkım sıcakkanlı ve girişken bir insanım ama tek bir laf ya da en küçücük bakışa içimde biriktirdiğim tüm nefreti kusar, siler atarım.
Eşinize ettiğiniz bedduaların aynılarını çokça etmişliğim var.
İşte o kadar kırılıyoruz ki ama bunu dile getirmeye utandığımızda karşıdakine bizce en kötü gelen cümlelerle aynı şekilde incinmesini umut ederek zehir saçıyoruz.
Ben kişisel sorunlarımızın alt yapısında çocukluk yaşantılarının ve bizi büyüten ebeveyn tutumlarının çok etkili olduğunu düşünüyorum.Birkaç şey duydum bu hususta ama çok fazla bilgim yok. Bilginiz varsa kısacık özet geçer misiniz.
Ahshsh yok yahu ben hiç şımarık bir çocuk olmadım. Öyle ki ikinci derece yanıkla kendi başıma hastaneye gittim 6 yaşındayken. Hep kendi işimi kendim yaptım ve hatta kendi işim olmayan işleri de ben yaptım. Babam göstermezdi ama annem sevgisini gösterirdi. Baba da klasik Türk babası işte.
Ben de ilk teklifim de hadi oynasalim demistimBir keresinde yatakta yanaşmaya çalışmış, bacağımı üstüne atmıştım. Nasıl kastıysam kendimi, bacağım balyoz etkisi oluşturdu. Seksle sonuçlanması beklenen bu ekstra cilveli hareket, eşimin kramp giren bacağını normale döndürme çabası ile sonlandı. Dur dur krem getireyim diye dolanıyordum evde.
Aslında bazen içimden geliyor hatta özeniyorum pıtırcık çiftlere :) gururun dozu biraz fazla bende. Eşimin beni kırmasını ya da söylediği kötü sözleri unutup yaklaşırsam gurursuzluk yapmış, kendimi yok saymış gibi hissediyorum. Affetme özelliğim pek yok. He affetmiyorum da sürekli bunları düşünüp hayatı zindan mı ediyorum, hayır. Çoğunlukla unutuyor ve yok sayıyorum. Önemsemiyorum kötü olayları. Ancak o anlarda hissettiğimi unutamıyorum.
Bundan sonra motivasyon kaynağı oğlunuz olsun mesela.Çok teşekkür ederim önerileriniz için. Evet bunu sıkça düşünüyorum. Her ne kadar oğluma davranışımda bir gerginlik, sertlik olmasa da evdeki soğukluk onu etkiliyor olabilir. En nihayetinde kavga etmeseler de birbirlerine neredeyse yabancı iki ebeveyn ile yaşıyor çocuk.
Bu telkin mevzusunu zamanında araştırmış ve denemiştim. Lakin her konuda olduğu gibi istikrar sağlayamadım.
ofke kontrolu sorununuz olabilir mi?bir kavgada eşime "öl inşallah da oğlumla mutlu olalım" dedim.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?