- 28 Ekim 2021
- 323
- 693
- 53
KENDİMLE SAVAŞ... Evet galiba ben kendimle savaşıyorum. Bazı kişilik yapıları değişmez, değişmesi zordur. (Duygusal yapıda olmak gibi) ama bazı şeylerin değişmesi de bize bağlı. Daha önce bolca arkadaş, dost kazığı yedim mesela ama bunlar beni sert , duygusuz birine çevirmedi. Takmama sanatını öğrenebilirim umarım. Yeni mottom : Carpe Diem ( anı yaşa, günü yakala)Çok şey umduğumuz bu hayat yaşadıklarımızdan ibaret.hassas olan kimseler için de yorucu biraz.yasa gitsin,kendine dogrunla yaşa.oyle yapıyorum hassas biri olarak.hep üzülecek kadar çok kalmiyoruz ki zaten.huzunlerini,stresini hızlıca yok etmeyi uzun vadede takmamayi öğrenmelisin.bunlari "senin agirliginla"yaşayan pek çok insan var.hicbir duygu sonsuz değil,her sey bizler gibi geçici...dedim ya yaşa gitsin,kizmayi KeNDinLE SaVasİ bırak gitsin!!
Benim annem de örtük narsist diyebilirim. Babam zaten hiç bir zaman başarılarımızı takdir etmedi. Başarılarımız ya tesadif ya da normal sıradan şeylerdi hep. Çocukluk ve ilk ergenlik çağlarımda çok pasiftim. Ama yaşım ilerledikçe yaptıkları şeyin ne kadar sağlıksız olduğunu idrak etmeye başladım.Zorba bir anneyle büyüdüm ve ailemle yaşıyorum. Annemin yıkıcı eleştirileri oldu ve oluyor bazen. Peki siz nasıl atlattınız bunu?
Evet bundan ibaret.Ye, iç gez ,toz , oku , çalış, yeni arkadaşlıklar edin , evlen çoluk çocuğa karış hayat bundan mı ibaret?
Söylediğim gibi ya doğru düzgün kafamı derse verir kpss çalışırım ya özel bir yerde çalışmaya başlarım. Arkadaşlarımla daha fazla görüşme yaparım. Flört sevgili işlerini bir kenara bırakıp kendi hayatıma odaklanırım. Bu saatten sonra yerimde saymaya devam edersem kendi cezamı keserim. Dikkat eksikliği ve motivasyon sorunumu da ekran bağımlılığını azaltarak halledebilirim.Ayrıca sen memnun olsan da izole bir hayat insana iyi gelmez. Yıllardır çoğunlukla evdesin. Kafe, avm, bir kahve içeyim yeni bir tatlı deniyim hiçbir şey yok. Dışarı çıkma anlayışın arkadaşlarınla buluşma ya da mahalle içi yürüyüş. Bir alışveriş yapayım reyonlara bakayım kozmetik giysi alayım ya da sadece deneyeyim. Öyle bir olayın da yok. Otuz yaşında olup herhangi bir iş deneyimin olmaması da eksi, böyle devam edersen daha da eksi hale geleceksin.
Bu mesajlar burada kalsın. İleride yine hayatımdan evden bunaldım diye dövünürsen; "kendim için hiçbir şey yapmıyorum bunca şey yazılmış çizilmiş, öneri verenlere yapacağım demişim ama hiçbir şey yapmamışım. Demek ki bu hayatımdan memnunum, dövünmekten vazgeçeyim" de bari.
Söylediğim gibi ya doğru düzgün kafamı derse verir kpss çalışırım ya özel bir yerde çalışmaya başlarım. Arkadaşlarımla daha fazla görüşme yaparım. Flört sevgili işlerini bir kenara bırakıp kendi hayatıma odaklanırım. Bu saatten sonra yerimde saymaya devam edersem kendi cezamı keserim. Dikkat eksikliği ve motivasyon sorunumu da ekran bağımlılığını azaltarak halledebilirim.
Sizi çok iyi anlıyorum genelde yetiştirilme tarzından ve küçüklük travmalarımizdan dolayı bu tarz duygular oluyor.. yani sizin kendini kendinizi suçlamak yerine öncelikle bunları çözmeye çalışın. Ya bir psikoloğa gidin ya da eğer maddi imkanınız yoksa internetteki uzman videolari ile bu durumu çözmeye çalışın.Herkese Günaydın, bana gün aydı mı emin değilim. Uyku düzenim karmaşık bazen 11-12 gibi uyuyorum ve 4-5 gibi uyanıyorum bazen gece 2-3 gibi uyuyup 9 gibi uyanıyorum. Ağır depresyonda olduğum zamanlarda öğlen 1e kadar uyur, yataktan kalkamazdım. Bu son zamanlarda kendimi değiştirmekle, geliştirmekle meşgulüm. Daha fazla yürüyüş yapıyorum, her gün kitap okuyorum, duygularımı düşüncelerimi deftere not ediyorum, film izliyorum, denize gidiyorum, online oyunlar oynuyorum , avmye gittim kendime yeni kıyafetler aldım, saçımı boyadım, yeni ayakkabı, çanta falan aldım. Kafeye gittim kendime bir şeyler ısmarladım. Bunlar bana iyi gelmişti.
Kişiliğimi, fiziğimi, tarzımı her şeyimi baştan yaratıp değiştirmek istiyorum.
Kişiliğimi dedim evet çünkü kendi kişiliğimden yoruluyorum bazen. Bazı geceler mide bulantısına , yanmasına ya da kötü bir rüya görerek uyanıyorum. Bu sabah da mide yanmasıyla uyandım aç olmama rağmen. Kendimden nefret ediyorum çoğu zaman. Bu kadar hassas, duygusal, sulugöz, güçsüz, zayıf , dirayetsiz olmayı istemezdim. Psikolojik olarak sağlam olan insanlara özeniyorum onlara hayran oluyorum ve onlar gibi olmak istiyorum. Yaşama hevesim hep bir pamuk ipliğine bağlı gibi sanki. Birkaç gün keyfim yerindeyse 10 gün modum düşük oluyor. Telefona da bağımlı oldum iyice, birçok insanın sorunundan birisi telefon bağımlılığı diye düşünüyorum.
Kendimi keşfetme ,sevme, değer verme yolculuğunda kendime saydırırken buluyorum yine kendimi. Ne çok kendimi dedim öyle. Bu sitede elimden geldiğince insanlara destek olmak , güzel önerilerde bulunmak için yorumlar yapıyorum. Terzi kendi söküğünü dikemez misali kendime olan tavırlarım çok farklı. Kendi kendimin düşmanı olduğumu düşünüyorum bazen. İnsan ne ister kendinden? Durmadan beni sabote eden bir ses var sanki. Korkularım, kaygılarımla yüzleşmeye çalışıyorum her seferinde. Biriyle tartışsam hayattan kopuyorum, mide bağırsak sorunları yaşasam yine aynı şekilde. Kötü bir haber duysam ruh halim çöküyor.
En ufak bir zorlukta aklıma intihar düşünceleri geliyor. Allah hepimize bir akıl,irade vermiş ama Allah akıl dağıtırken ben şemsiye tutmuşum galiba. Kendime bazen öyle hakaretler ediyorum, öyle acımasızca eleştiriyorumki. Hırsım, öfkem geçmiyor. Daha fazla acıtmak istiyorum canımı. Ölsem de kurtulsam kendimden diyorum. Kısa bir ömrüm olması için dua ediyorum. Sevmiyorum öyle uzun yıllar yaşamayı. En büyük korkularımdan birisidir uzun yaşamak. Çünkü rahmetli ninem 90 yaşlarına kadar yaşadı.
Noldu da konuyu hortlattın?Ayrıca sen memnun olsan da izole bir hayat insana iyi gelmez. Yıllardır çoğunlukla evdesin. Kafe, avm, bir kahve içeyim yeni bir tatlı deniyim hiçbir şey yok. Dışarı çıkma anlayışın arkadaşlarınla buluşma ya da mahalle içi yürüyüş. Bir alışveriş yapayım reyonlara bakayım kozmetik giysi alayım ya da sadece deneyeyim. Öyle bir olayın da yok. Otuz yaşında olup herhangi bir iş deneyimin olmaması da eksi, böyle devam edersen daha da eksi hale geleceksin.
Bu mesajlar burada kalsın. İleride yine hayatımdan evden bunaldım diye dövünürsen; "kendim için hiçbir şey yapmıyorum bunca şey yazılmış çizilmiş, öneri verenlere yapacağım demişim ama hiçbir şey yapmamışım. Demek ki bu hayatımdan memnunum, dövünmekten vazgeçeyim" de bari.
Akşam bir durum atmış da orada açıklamasını yaptım buraya da orada yazdığımı not düştüm ki ileride denk gelir okur. Kendi durumunu geriye dönük belki değerlendirir diyeNoldu da konuyu hortlattın?
Sanmıyorum. Açıkçası hep aynı paylaşımlar yapması beni bile bezdirdi. Evet onun hayatı beni zerre ilgilendirmez, seni de... Ama neden bazı insanlar sadece sızlanıp durur ve en ufak bir gelişme göstermez inan aklım almıyor. Çünkü ben tam tersi karakterdeyim. Ve şunu bu sene çook daha iyi anladım; bir şeyi istiyorsan dişinle tırnağınla küffederek bile olsa çabalayacaksın, kimsenin ne dediğine ne yaptığına bakmayacaksın, sadece ileriye bakacaksın. Böyle olunca o baştaki ufak adımların çığ gibi büyüyor ve geldiğin yere sen bile inanamıyorsun.Akşam bir durum atmış da orada açıklamasını yaptım buraya da orada yazdığımı not düştüm ki ileride denk gelir okur. Kendi durumunu geriye dönük belki değerlendirir diye
(durumu silmiş) buraya yazdığım kaldı en azından. Belki ileride geriye dönük bakıp kendine özeleştiri yapabilir
Durumundan yakınıp tavsiye istiyor. Verilen tavsiyelere yapacağım deyip yapmıyor. Durumundan yakınıp yapması gereken en temel şeyleri bile yapmayıp yerinde sayması bana ilginç geliyor. Daha yazmam zaten. Öneri gelince yapacağım deyip yerinde sayıyor. Yapsa da yapmasa da dediğin gibi bana bir faydası olmayacak. Sadece yerinde sayıp oturduğu yerden hayatını değiştirmeyi beklemesi ilginç.Sanmıyorum. Açıkçası hep aynı paylaşımlar yapması beni bile bezdirdi. Evet onun hayatı beni zerre ilgilendirmez, seni de... Ama neden bazı insanlar sadece sızlanıp durur ve en ufak bir gelişme göstermez inan aklım almıyor. Çünkü ben tam tersi karakterdeyim. Ve şunu bu sene çook daha iyi anladım; bir şeyi istiyorsan dişinle tırnağınla küffederek bile olsa çabalayacaksın, kimsenin ne dediğine ne yaptığına bakmayacaksın, sadece ileriye bakacaksın. Böyle olunca o baştaki ufak adımların çığ gibi büyüyor ve geldiğin yere sen bile inanamıyorsun.
Ayrıca kendini düşünmeyen birini sen hiç düşünme, sen kendi hayatına bak, çünkü 1 senedir milyon tane konu açıyor, hiçbir ilerleme yok. Bizim derdimiz bize yeter.
Bir de mesela böyle konu açıp size fikir danışıp dediklerinizi yapacağım deyip yapmasam o da ilginç. Yapmıyorum bana göre öneriler değil diyemiyor.Burada üç dört yıl boyunca ameliyat sonrası zor yürüyorum sürekli evdeyim diye konu açsam, egzersiz yap deseniz evet yapacağım desem. Ama sadece yatsam. Üç dört yıl boyunca benzer şekilde yakınsam ama hiçbir şey yapmasam. Durumu bu tamamen
Tolstoy'un İtiraflarım adlı bir kitabı vardır, okumanızı tavsiye ederim. Kendi tecrübelerinden bahseder. O da çeşitli sorgulamalara, arayışlara, mutsuzluğa düşer. Çözümü kendi çevresinde zenginlerde arar, bozkırda arar vs. vs. En sonunda işçi sınıfında bazı cevaplar bulur. En fazla tevekkül eden, en mutlu kesim onlardır. Çünkü o kadar çok çalışırlar ki akşam yorgunluktan yemek yiyip uyurlar, sorgulamaya ve düşünmeye vakitleri kalmaz. Velhasıl bazı şeyleri sorgulamak sonuç getirmiyor. İşin sırrı kendini bu hezeyanlara düşemeyecek kadar oyalamak. Çalışmıyorsanız bir işe girin, kendinizi yorun. Kitap okumak, hobiler, gezmek vs. size ödül gibi gelsin ki tadını alın. İnanın insanlar sizi sizin onları önemsediğiniz kadar önemsemiyor, kim ne derse ne yaparsa gülün geçin. Özellikle 30 yaşından sonra hayat çok hızlı geçiyor. Kıymetini bilin.Ye, iç gez ,toz , oku , çalış, yeni arkadaşlıklar edin , evlen çoluk çocuğa karış hayat bundan mı ibaret?
Aaa ilk konu acıklamanızda buda aynı ben . Miye böyleyiz bende o yuzden hıc calışamadım biliyormusun. Gerci 1 yıl ara ara calıştımda cok zordu. Dedıklerının hepsı harfıyenben sankı benı anlatıyorsun. Birtek ölüm konusu çünkü ben ölümden cok korkarımHayır çalışmıyorum, çalışmak ile ilgili kaygılarım var. Kendimi yetersiz hissediyorum. Yapamayacağımı düşünüyorum. Daha önce bir eczaneye başvurdum ama küçük yaşta bir çırak aranıyormuş. Bir anasınıfında staj yaptım sonrasında bu mesleğin bana uygun olmadığını düşündüm. Çok kararsız birisiyim, bir kararı alırken defalarca düşünüyorum. Eskiden hiç düşünmeden hareket eder, kendi bildiğimi okur ve oturduğum yere çakılırdım. Psikolojik olarak kendimi düzeltip terapi sürecinden sonra çalışmak istiyorum. Bu ruh haliyle çalışabileceğime inanmıyorum çünkü iş yerinde patron ya da müdür bana olumsuz bir şey söylese, eleştirse bir çuval inciri berbat edip sinir krizi geçirebilirim. Eğer iyileşir ve çalışmaya başlarsam bu süreçten sitede bahsetmek istiyorum umarım o günleri de görebilirim.
Ay sen ben olmalısınEvet devlet hastanesine gitmiştim. Özele gitmek masraflı olur. Bir işi yaparken çok çabuk sıkılıp başka şeyler yapıyorum film izlerken mesela eğer beni sarmadıysa 10 dk içinde kapatıyorum. Annem benden mutfaktan bir şey getirmemi istediğinde ne getirecektim diye düşünüyorum unutuyorum tekrar soruyorum. Tarif ettiği yeri bulana kadar uğraşıyorum sağ mı sol mu hangi köşe diye. Yönleri biliyorum ama yer yön hafızam da çok zayıftır. Bu yüzden hastane içinde, yollarda kaybolduğumu, esnafa sora sora eve döndüğümü bilirim.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?