- 16 Temmuz 2023
- 5.570
- 14.900
- 168
- Konu Sahibi life without anxiety
-
- #61
29 yaşındayım. Çocuk gelişimi önlisans mezunuyum. Çalışmıyorum, ailemle yaşıyorum. Çalışma konusunda saçma sapan kaygılarım var. Yeni bir bölüm okumayı düşünüyorum ama yine çalışmazsam neden okuyorum ki, boşuna okumuş olurum diye düşündüm.kaç yaşındasın çalışıyor musun okuyor musun?
kaygılarınız belkide fazla durgun bir hayat içinde olmanız olabilir çocuk gelişimi çok güzel bir bölüm tam zamanlı çalışma için henüz kendinizi hazır hissetmiyorsanız bile part time deneyin eminim değişiklik size de iyi gelecektir. bende zaman zaman sınavlara hazırlanırken evde 5-6 ay çok durgun bir hayat yaşamak zorunda kalıyorum o zamanlarda sizin gibi hayatı sorguluyorum bazen akışın içinde olmak ve azda olsa biraz para kazanmak insanı mutlu ediyor29 yaşındayım. Çocuk gelişimi önlisans mezunuyum. Çalışmıyorum, ailemle yaşıyorum. Çalışma konusunda saçma sapan kaygılarım var. Yeni bir bölüm okumayı düşünüyorum ama yine çalışmazsam neden okuyorum ki, boşuna okumuş olurum diye düşündüm.
Şimdiye kadar 4-5 farklı psikiyatriste gittim, tek görüşme sonrası tekrar gitmedim, o zamanlar düzenli olarak ilaç kullanmadım. Fakat doktora bu kaygılarımdan bahsetmiştim. Mesela bir arkadaşım erkeklerle konuşurken kendini çok kasıyor, hiç rahat değil, az konuşur, kendini ifade etmekte zorlanır. Yıllar önceki halime göre daha iyi olduğumu düşünüyorum çünkü o zamanlar 182yi arayıp randevu almaya, sekreterle konuşmaya bile çekinirdim, otobüse bindiğimde ineceğim yeri nasıl söylerim diye düşünüyordum.belki bir cesit sosyal fobin vardir. psikiyatriye gittin mi bunun icin?
benim de eskiden sosyal fobinin bir cesidi olan agorafobim vardi, şehrimden üniversiteye otobuse bile binemez haldeydim, cogu konuda "aman gitmeyeyim" diye kendime engel olurdum atagim gelir diye. hayat kalitemi cok cok kötü etkilemisti. sonuc olarak psikoyatri ilac destegiyle yendim.
malesef anksiyiteler hepimizi zaman zaman yoklarlar.
ama mucadele edince kazanirsin.
dedigim gibi ben otobuse binemezdim, sonra yendim allaha şükür 11 yil oldu aklima gelmiyor o gunler. cokta mazi oldu.
sen de duzenli tedavi olursan ve cabalarsan inaniyorum ki bu gunler hafizanda kucuk bir parca olarak kalacak
Kendinle çok fazla uğraştığını, iyi olmak için fazla yüklendiğini düşünüyorum. İyi hissetmek elbette çok önemli ama bunun için kendini aşırı zorlamak, olmayınca yine kendine kızmak doğru değil. Her an yolculuğun bir parçası aslında; hepsi sana mutlaka bir şeyler katıyor, farkında olmadan iyileşiyorsun. Bir anda sihirli değnek değmiş gibi arınmak ve bambaşka biri olmak mümkün değil, bunu beklersen hayalkırıklığı yaşarsın.Herkese Günaydın, bana gün aydı mı emin değilim. Uyku düzenim karmaşık bazen 11-12 gibi uyuyorum ve 4-5 gibi uyanıyorum bazen gece 2-3 gibi uyuyup 9 gibi uyanıyorum. Ağır depresyonda olduğum zamanlarda öğlen 1e kadar uyur, yataktan kalkamazdım. Bu son zamanlarda kendimi değiştirmekle, geliştirmekle meşgulüm. Daha fazla yürüyüş yapıyorum, her gün kitap okuyorum, duygularımı düşüncelerimi deftere not ediyorum, film izliyorum, denize gidiyorum, online oyunlar oynuyorum , avmye gittim kendime yeni kıyafetler aldım, saçımı boyadım, yeni ayakkabı, çanta falan aldım. Kafeye gittim kendime bir şeyler ısmarladım. Bunlar bana iyi gelmişti.
Kişiliğimi, fiziğimi, tarzımı her şeyimi baştan yaratıp değiştirmek istiyorum.
Kişiliğimi dedim evet çünkü kendi kişiliğimden yoruluyorum bazen. Bazı geceler mide bulantısına , yanmasına ya da kötü bir rüya görerek uyanıyorum. Bu sabah da mide yanmasıyla uyandım aç olmama rağmen. Kendimden nefret ediyorum çoğu zaman. Bu kadar hassas, duygusal, sulugöz, güçsüz, zayıf , dirayetsiz olmayı istemezdim. Psikolojik olarak sağlam olan insanlara özeniyorum onlara hayran oluyorum ve onlar gibi olmak istiyorum. Yaşama hevesim hep bir pamuk ipliğine bağlı gibi sanki. Birkaç gün keyfim yerindeyse 10 gün modum düşük oluyor. Telefona da bağımlı oldum iyice, birçok insanın sorunundan birisi telefon bağımlılığı diye düşünüyorum.
Kendimi keşfetme ,sevme, değer verme yolculuğunda kendime saydırırken buluyorum yine kendimi. Ne çok kendimi dedim öyle. Bu sitede elimden geldiğince insanlara destek olmak , güzel önerilerde bulunmak için yorumlar yapıyorum. Terzi kendi söküğünü dikemez misali kendime olan tavırlarım çok farklı. Kendi kendimin düşmanı olduğumu düşünüyorum bazen. İnsan ne ister kendinden? Durmadan beni sabote eden bir ses var sanki. Korkularım, kaygılarımla yüzleşmeye çalışıyorum her seferinde. Biriyle tartışsam hayattan kopuyorum, mide bağırsak sorunları yaşasam yine aynı şekilde. Kötü bir haber duysam ruh halim çöküyor.
En ufak bir zorlukta aklıma intihar düşünceleri geliyor. Allah hepimize bir akıl,irade vermiş ama Allah akıl dağıtırken ben şemsiye tutmuşum galiba. Kendime bazen öyle hakaretler ediyorum, öyle acımasızca eleştiriyorumki. Hırsım, öfkem geçmiyor. Daha fazla acıtmak istiyorum canımı. Ölsem de kurtulsam kendimden diyorum. Kısa bir ömrüm olması için dua ediyorum. Sevmiyorum öyle uzun yıllar yaşamayı. En büyük korkularımdan birisidir uzun yaşamak. Çünkü rahmetli ninem 90 yaşlarına kadar yaşadı.
Soru bana değil ama cevaplayayım. Ben senin tam tersinim. Çalışıyorum ama kendimi işe o kadar çok veriyorum ki kendimi ve kendime özel zaman ayırmayı o kadar unutmuşum ki bunu fark ettim.Peki sizin için hayatı anlamlı kılan şeyler nedir ? Şunları yapıyorum ve hayatımdan zevk alıyorum,oh be dünya varmış, iyi ki varım dediğiniz şeyler nedir mesela?
Yegenine veya yegenlerinr bakıyorsun diye hatırlıyorum. Benim çocuğum yok ama çocuklu hangi kadını dinlesem " işe gelince dinleniyorum" demiştir. Ben buna dayarak iş hayatının düşündüğün gibi seni yoracağını veya yapamayacağını düşünmüyorum.Burda her konuma çalış çalış çalış, maddi özgürlüğünü kazanmak psikolojik olarak sana iyi gelir, özgüvenin artar diye yazmıştın. Bense yerimde sayıp öyle basit meşgaleler ile uğraşıyorum ama bu da yetersiz kalıyor. Düşünmemek ya da daha az düşünmek için fiziksel ve zihinsel olarak kendimi fazla yormam gerek. İflah olur muyum ben bilmiyorum. Dediğin gibi çalışsam gündemim , sosyal ortamım da değişir. Çalışma ile ilgili kaygımı, endişelerimi bir yensem, bir yerden başlasam rahatlarım. Daha önce psikolog desteğiyle iş görüşmesine gittiğimde kalp atışlarım hızlandı, panik oldum, ağzım kurudu ellerim titriyordu gören de kötü bir şey gördü şoka girdi der. Halbuki birçok insan iş başvurusu yapıyor, iş arıyor ve çalışıyor. Bedenim çok fazla abartılı tepkiler veriyor, durmadan alarm veriyor. Bu yüzden kendime kızıyorum, zihnimdeki seslere " ehh yeter be susun artık, sinirimi daha fazla bozmayın beni rahat bırakın" diyorum. Sinirlendiğimde öfke kontrol sorunu yaşıyorum. Ama zararım hep kendime.
29 yaşındayım. Çocuk gelişimi önlisans mezunuyum. Çalışmıyorum, ailemle yaşıyorum. Çalışma konusunda saçma sapan kaygılarım var. Yeni bir bölüm okumayı düşünüyorum ama yine çalışmazsam neden okuyorum ki, boşuna okumuş olurum diye düşündüm.
Çok nazik ve anlayışlısın bu güzel yorumun ve desteğin için teşekkür ederim.Kendinle çok fazla uğraştığını, iyi olmak için fazla yüklendiğini düşünüyorum. İyi hissetmek elbette çok önemli ama bunun için kendini aşırı zorlamak, olmayınca yine kendine kızmak doğru değil. Her an yolculuğun bir parçası aslında; hepsi sana mutlaka bir şeyler katıyor, farkında olmadan iyileşiyorsun. Bir anda sihirli değnek değmiş gibi arınmak ve bambaşka biri olmak mümkün değil, bunu beklersen hayalkırıklığı yaşarsın.
"Yüzde yüz değiştim, her şey dört dörtlük, artık huzursuzluğa hiç yer yok, kaygı stres hiç yok" gibi bir hayat pek mümkün değil.
Biz ne dersek diyelim, ne yaparsan yap, süreç olması gerektiği gibi ilerliyor, ilerleyecek.
Ben psikiyatrik ilaç desteğine kontrollü ve düzenli şekilde devam etmeni, mümkünse düzenli terapi almanı öneriyorum yine.
Bunun dışında, sevdiğin şeyleri tabii ki yap ama canın istiyorsa yap; kendini zorlayarak, "hemen mutlu olmalıyım" diyerek değil.
Bir de, çalışmak, zorlukları da olmakla birlikte, evde olmaktan daha iyi gelecektir diye düşünüyorum.
Zamanında, boşanma sürecinde, kırık dökük, yaralı bereli biriyken üye olmuştum buraya. Bazen iyi hissettim, bazen b.k gibi, bazen dipte bazen zirvede, dalgalandım durdum. Psikiyatriye gittim, ilaçları düzenli kullandım, bir müddet terapi aldım, hatta aile dizimine bile katıldım (henüz şarlatanlar çoğalmamıştı), profesyonel astrologlarla görüştüm. Her biri ayrı ayrı iyi geldi bana, bi anda muhteşem hissetmedim tabii, zamana yayıldı. Bu arada da bi sürü saçma sapan tiple tanıştım, tanıştırıldım ama şimdi bakınca onların bile ne çok şey öğrettiğini görüyorum.
Kadınlar kulübündeki güçlü kadınların bakış açısı, yorumları, duruşu da çok çok etkiledi beni mesela, minnettarım.
Çalışmaya devam ettim, bazen çok zorlansam da. Orada da zaman zaman aptal insanlar ve zorluklar olsa da aktif olmak, sosyal çevre, maddi artıları yönünden bana genel olarak iyi geldi.
Bazen hiç iyi olamayacağım düşünceleri esir aldı, bazen umut doldum. Şükürler olsun ki, geldiğim noktada çok huzurlu ve mutluyum.
İnancın var diye biliyorum; Allah'a sığın, güven. Acele etme. Akışa bırak. Başkalarına gösterdiğin anlayışı, merhameti, şefkati önce kendine göster. Kendinle ilgili inandığın yanlış kabuller, gerçeğe dönüşmesin.
Seni çok iyi anlayan biri olarak sevgiyle kucaklıyorum
Hayatımda şu olsa sorunlarım düzelir dediğiniz birşey var mı? Sizi ne bu noktaya getirdi onu anlamak için soruyorum.Evet bekarım 6 yıl önce boşandım. Evde bir minnoş kedim var onu besliyorum , bahçede ördekleri besliyorum. Onlar benim her şeyim. Minnoş kızıma iple oyun oynatıyorum, geliyor bana sarılıyor, omzuma kadar yükseliyor, yüzünü yanağıma yaslıyor, ayağıma dolanıyor, ben wcye gidince peşimden geliyor kapıda miyavlıyor. Bir gün yine çok üzgün hissettiğim bir zamanda ağlarken, yatağıma zıplayıp bana yaklaştı, yüzümü yalamıştı. Kediler sahiplerinin duygularını hisseder. Kızımı da üzmek istemiyorum. Bir gün artık dayanamayıp intihar edersem minnoş kızıma ne olacak, ailem ona benim gibi bakabilecek mi, o bana düşkün,ben ona düşkünüm, nasıl olacak bu diye düşünüyorum her seferinde. İlacım bitmişti tekrar almadım randevuyu bekledim doktor doz arttırır ya da ilacı değiştirir diye. Yakın zamanda randevum var yine psikiyatriste gideceğim.
Emdr yöntemini denemedim hiç. Sadece 1 yıla yakın bdt( bilişsel davranışçı terapi) almıştım. Bana iyi gelmişti ama terapi bitince yine başa sardım. Nereye kadar böyle doktorla, arkadaşın desteğiyle ilerleyeceğim, neden kendi başıma kararlar alıp hareket edemiyorum, neden hep başkası beni iyi olmam için itiklemeye çalışsınki diye düşünüyorum. Daha önce birkaç psikiyatriste gittim ama düzenli olarak ilaç kullanmadım. Ben de artık düzenli ilaç kullanımı ve psikoterapi ile iş hayatına atılmak, hayat amacımı bulmak istiyorum. Güzel dileğiniz için çok teşekkür ederim.Bilinçaltınız çok karışık yazdıklarınıza bakarak söylüyorum. Emdr falan denediniz mi? Yakın bir arkadaşımın çok yüksek kaygıları vardı. Herşeyden çekinir korkar hep sorgulama hep olumsuz düşünceler içinde yılları geçti. Emdr ile yeniden doğmuş gibi oldum diyordu. Gerçekten görünüşü,gülüşü, bakışı, olaylara bakış açısı çok değişti. Öğretmen ve boşandı o da. Boşandıktan sonra zaten hiç toparlayamadı atak halindeydi sürekli. Size sizden başka kimsenin bir yardımı olamaz bunu arkadaşımda o kadar iyi gördüm ki. Çalışamıyor evden çıkamıyordu biz gitsek bile öyle bomboş yüzümüze gülüyordu ama altı boştu rol yapar gibiydi sırf susup gidelim diye.
Bunu kendiniz için deneyin 29 yaşında gencecik bir insansınız iyi kalpli olduğunuzu o kadar içten hissettim ki. Devlette olduğunu sanmıyorum ama iyi bir doktorla bunu deneyin ya sizin şuraya arkadaşlar benimle ilgili güzel gelişmeler oldu yazdığınızı görmeyi çok istedim şu an.
Evet İstanbul'dayım diğer yorumunda gördüm iyi hatırlattın 2 yıl önce kalimba almıştım. Çocuk şarkıları çalıp video çekiyordum. Uzun zamandır çalmıyorum. Evde kitap okuyorum, film izliyorum, ev işleriyle uğraşıyorum (çamaşır, bulaşık, ütü, temizlik ) vs. Okul varken yeğenimi okuldan alıyordum. Şimdi okullar tatil malum. Pilates kursuna kayıt oldum kontenjan dolunca açılacakmış. Amigurumi yapanları görüyorum sosyal medyadan. Çok hoşuma gidiyor,ben de merak ediyorum öğrenmek istiyorum aslında. Yürüyüş yapıyorum, denize gidiyorum fırsat buldukça.life without anxiety önceden buna benzer bir konu açmıştın. Bence muhakkak bir işte çalışmalısın, full time olmasa bile part time bir iş bile seni bu karamsarlıktan çekip alır diye düşünüyorum. Önceden hiç sürekli bir işte çalışmadıysan bu konuda kendini yetersiz hissetmen normal ama herkes işin ilk zamanları acemiydi, sonra işi öğrendi.
Bunun haricinde o saydıklarjn dışında bence seni beceri olarak geliştirecek ve özgüvenini artıracak bir hobiye başla. Sanırım İstanbul'dasın. Milyon tane kurs, aktivite vardır. İlgini en çok ne çekiyorsa onun kursuna git.Mesela yemek, pasta, cam boyama, nakış, amigurumi, müzik aleti...
Evet yeğenlerimle ilgileniyorum. 1 ve 8 yaşında yeğenlerim var. Yengeme yardımcı olmaya çalışıyorum bebeği 1 saat oyalıyorum o sırada kendi işlerini hallediyor , kahvaltıyı ve akşam yemeğini genelde beraber yiyoruz. Bazen kendi evinde yiyor.Yegenine veya yegenlerinr bakıyorsun diye hatırlıyorum. Benim çocuğum yok ama çocuklu hangi kadını dinlesem " işe gelince dinleniyorum" demiştir. Ben buna dayarak iş hayatının düşündüğün gibi seni yoracağını veya yapamayacağını düşünmüyorum.
Ve kaç yaşına gelmişsin, bundan sonra başkasının çocuğuna sürekli bakma, senin de bir hayatın var. Sen çocuk sorumluluğu alırjen eminim kimse " kızın da kendi hayatı var, çocuğumuza o bakmasın" demiyordur. Neden? Çünkü hem düşüncesizlik ettikleri için hem de zaten işin gücün yok, evdesin, boşsun diye düşündükleri için.
Benim ev hanımı tanıdıklarım var. Ne yazık ki özellikle akrabaların kafası böyle oluyor. "Zaten işi yok, evde, geçerken uğrayalım", " şurada işimiz var, çocuğu 1 saatliğine bırakalım, nolur ki" kafasındalar.
Evet herkes aynı şeyi söylüyor genel olarak. Ne yapıyorsam kendime yapıyorum, kendimden başka düşmana ihtiyacım yok. Takıntılarımdan kurtulmak, daha sağlıklı düşünmek, hayatım adına önemli kararlar almak için düzenli olarak ilaç kullanacağım. Bu başkasından onay alma bağımlılığından kurtulup çerçeveyi kendime çevirmem lazım. Ben de hep şunu bunu yapmam lazım, evet bu doğru, haklısın şöyle böyle diyorum ama ortada hâlâ bir icraat yok. Tam kendime güvenim geliyor evet galiba iyileşiyorum, değişiyorum, yeni şeyler yapıyorum diyorum. Sonra en ufak bir olayda" yok sen değişmezsin iflah olmazsın ya " diyorumAh be cnm ne zmn baskalarini dusunmeyi birakip birazda kendini onemseyeceksin cok yükleniyorsun kendine sanki butun sorumluluk senin uzerinde gibi düsunuyorsun oyle goruyorsun yada bak cogu kisi senin calismani ve sosyal cevreni aktiflestirmen gerektigi soylemis haklilar senin kendi hayatini kurma kendi parani kazanip kimsenin baskisi altinda yasamadan kendi hayatina yön verme zamanin geldi de geciyor ne zmna kadar evde oturup ev isleri yapicaksin lutfen beni yanlis anlama sen cok fazla merhametlisin ve cok fazla takintilisin birak artik başkalarını dusunmeyi seni hic dusunen varmi tabikide yok sende düsunme bi ise girip calissan gercekten cok sey degisecek sende arkadas ortamin degisir elinde ugrasin bir caban olur yapamazsam diye korkuyorum deme yaparsin hemde en iyisini yaparsin yeterke iste hic bir basari cabasiz elde edilmez senin doktorun kendinsin seni sadece kendin iyilestirebilirsin
Ben kendim mutsuz olduğum için çocuk yapmayı düşünmüyorum.kendi memnun olmadığım yere neden başkasını getireyim ki.Zihnim o kadar çok olumsuza odaklı ki, ruh halimi düzeltmeden çalışmak istemiyorum, korku kaygılarımı yenmem lazım öncelikle. Hep şu bu olsun şunu yaparım harekete geçerim diye diye yıllarımı heba ettim. Bunca zaman yerimde saydığım için kendime kızıyorum, kendimi suçluyorum ama geçmişi geri getiremeyiz. Eski eşimle evliyken 1 kız 1 erkek , 2 çocuklu anne olma hayalim vardı, mis gibi yaşarız diye düşünüyordum sevgiliyken. Şimdi ise her ne kadar hayal kursam da korkuyorum evlilikten, çocuk sahibi olmaktan. Kendi hayatımın içine ettiğim gibi, ilerde çocuğumun da hayatını berbat etmek istemiyorum buna hakkım yok. Benim önce kendime, hayatıma çeki düzen vermem lazım. Tımarhaneye gönderseler beni, belki orda benim gibi olanlarla arkadaşlık edinirim.
Yine söylüyorum; iyi olacağım diye kendine yüklenmekten, kendini zorlamaktan vazgeçmelisin en önce. Herkes kendi yolculuğunu, sürecini yaşıyor, kimseyle de kendini kıyaslama lütfen.Çok nazik ve anlayışlısın bu güzel yorumun ve desteğin için teşekkür ederim.Sen de psikolojik olarak zorlu bir süreçten geçmişsin ve iyi olmak için elinden geleni yapmışsın. Karşımda hayatını, kendini toparlamış güçlü bir kadın görüyorum. Boşanmış olduğunu sitede yorumlarda söylemiştin evet hatırlıyorum erkek arkadaşınla sana güzel bir evlilik hayatı,mutluluk ,huzur diliyorum. Daha önce düzenli olarak ilaç kullanmadığım için pişmanım şimdiye kadar çoktan kendimi toparlamıştım ama neyse olan oldu, geçmişi değiştiremiyoruz. Şuana odaklanmam lazım. Artık düzenli olarak ilaç ve psikoterapi alacağım inşallah. Belki de iyi hissetmek, mutlu olmak zorundayım baskısı olmadan , kendimi rahat bırakmam lazım haklısın. Aile dizimine baktırsam, bu genlerin içinden kim bilir neler neler çıkacak:) Şikayet etmek , dırdır etmek yerine çözüm bulma zamanı geldi de geçiyor. Umarım senin gibi güçlü ve başarılı bir kadın olabilirim. Hayat inişli, çıkışlı bir yol. Her duygu bize bir seyler anlatır ve katar. Yaşadığım duygulara izin veriyorum ve serbest bırakıyorum. Ben de seni sevgiyle kucaklıyorum.
Abinin ailesi de mi sizle kalıyor veya altlı üstlü mü oturuyorsunuz?Evet yeğenlerimle ilgileniyorum. 1 ve 8 yaşında yeğenlerim var. Yengeme yardımcı olmaya çalışıyorum bebeği 1 saat oyalıyorum o sırada kendi işlerini hallediyor , kahvaltıyı ve akşam yemeğini genelde beraber yiyoruz. Bazen kendi evinde yiyor.
Hiç abartmıyorum ben wcye gidince bebek peşimden ağlıyor beni istiyor,oturma odasından mutfağa gidiyorum yine benim için ağlıyor, sofraya oturuyoruz her seferinde geliyor kucağıma oturmak istiyor, benim ona yedirmemi istiyor. :) Annesi ona yedirirken kaçıyor. Ailem iki yeğenin de halacı olacak diyor.
Bir etkinlik yapacakken yengemi de düşünüyorum " ben onsuz dışarı çıktığımda acaba üzülüyor mudur, bebek bakımından dolayı zaten bunalıyor " diye.
Geçenlerde hep beraber denize girdik, eğlendik. Fakat her yere de bebekle, çocukla gitmek zor. Benim kendime zaman ayırmaya, daha fazla arkadaşlık edinmeye, yeni insanlar görmeye ihtiyacım var.
Mesela birkaç saat önce 8 yaşındaki yeğenimi yıkadım, yaz boyu sıkılmasın diye yaz okulu kursuna kayıt ettirdim onu. Abim işte olduğu için , onu kursa ben götürüyorum, dönüşte de o alıyor bazen. Duruma göre değişiyor. Bugün hazırlanırken güzel bir elbise giydi, süslendi , dudağına krem sürdü.
Onun yaşındayken ben dışarda toprak yiyordum, ağaca çıkmaya çalışıyordum,pek arkadaşım yoktu:) yeğenimin kendisini sevdiği gibi ben de kendimi sevsem yeter bana
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?