Sevilmiyorsun ki zaten Samantha. İlişki sürse bile bu sevgiden ötürü olmuyor. Adam sana sadece tahammül ediyor, zaten onursuz olan tarafı bu.
Birine takmanın sebebi, aslında o kişiyi çok sevmek de değil. Ona çok anlam yüklemek. Ona aslında hak etmediği, kaldıramayacağı o kadar fazla sıfat veriyorsun ki zamanla kendin de inanıyorsun onun "her şeyin" olduğuna. Ve onun olmadığı bir hayat fikri en az ölüm kadar korkutuyor seni. Böyle hayati bir organın sökülür gibi düşün, o tür bir yoksunluk durumu.
Aslında sevmek değil mesele, çok ama çoook sevilme isteği. Bunun temelinde de geçmiş travmalar yatıyor. Çoğu zaman bence baba eksikliği, yaşasa bile eksik hissettiren babalar.
Ve durumu çözmeden kiminle ilişki yaşarsan yaşa sonuç hep aynı olacak. Mustafa gidecek, Murat gelecek ama sen onda da aynısını yaşayacaksın.
Bayağı arabesk bir ayrılık yaşadım, inanılmaz acı çektiğimi düşünüyordum. Nefesim kesildi diyordum o zamanlar. Ben de bağımlı gibiydim, hatta gibisi fazla. Ama sana bir şey diyeyim mi? Ölmeyi bayılmak sanmışım.

Dünyada öyle acılar var ki yemişim aşk acısını dedirtiyor.
Ha bu arada geçmişte ben de tehdit edildim öldürürüm kendimi diyerekten. Ben de ne b*k yersen ye demiştim, çünkü yapan kişi zorbamdı. Tek istediğim onsuz bir hayatım olmasıydı ama asla bırakmıyordu. Sonuç olarak girişimde bulundu ama ölmedi. Kendisinden ömür boyu nefret edeceğim. Ve hiç üzülemiyorum ona, benim kaç senemi katletti. Ben de hiç sorumluluk hissetmedim.
Onu böyle manyak yetiştiren anası babasıydı, ben değildim çünkü.