İstanbul'da ev almak



99da geri ödemeli oldu 2 yıl ödemesiz ara ödemeli çok ucuz sabit fiyatlar ile
Yani bu bana çok mantıksız gelmiyor şu an başka bir yeri düşün evin zor ayakta durduğu ortada deprem oldu evin yıkıldı canını kurtardın devletten sıfır ev almış olacaksın yapılması gereken belki kademeli ödeme belki müteahhite ciddi ceza ve maddi yükümlülük olabilir. Ama benim aşırı şaşırdığım birsey değil kizma
Birde araya tahta parçası konulmuş tuğladan örülmüş yepyeni binalar var. Bizde sıkıntı asıl bunlar, yanlarına kar kaldı tekrar yapacaklar şimdi değil ama 3 sene sonra tekrar kapış kapış satılacak hersey yine unutulacak.
0.69 da kredi cikmiyor neden adam faturalandirmiyor vergiden kaçıyor verdiğin parayı ispat bile edemezsin deprem olsa sen birikim + onun dediği miktar ile almis olsan kimseye dert anlatamazsın.
 
hayır o konuyu bilmiyorum.
 
hayır o konuyu bilmiyorum.
 
kesinlikle.
iki aya kalmaz her şey unutulur, ev olsun da çamurdan olsun zihniyeti kapış kapış alır o saçma sapan evleri. nedense ev sahibi olmayı statü, level atlama olarak gören bir zihniyet de var, kimse almasa onlar mutlaka alır.
cahilin de ötesi bir milletiz, evi alırken mutfak dolabını, parkesini, kapısını penceresini sorgularız da kimse burası depreme dayanıklı mı acaba, sağlam mı acaba, yapılması gerektiği gibi mi yapıldı acaba diye sorgulamaz.
çamaşır makinesi aldığımda elime tuğla kadar evrak veriliyor yok garanti belgesi, yok faturası, yok kullanım kitapçığı bilmem ne diye. bir ev aldığımda elime vere vere bi tapu kağıdı veriliyor. ne projesinden haberimiz var ne dayanıklılığından. sorsam herkes lavabo markasını söyler evinin ama beton kalitesini söyleyemez, demirini söyleyemez. hangi temel kullanılmış bunu söyleyemez çünkü bilmez. yalan dolanın çok döndüğü konular zaten bunlar.
geçen gün biri konu açmış, ev iki katlı ama ev sahibi şey demiş, burası radye temel ve raylı sistem var
2 katlı binada neden raylı sistem kullanılsın, radye temel olması da düşük ihtimal ama raylı sistem var diye de sallamazsın be kardeşim. kadıncağız da inanmış. dedik abla 2 katlı eve kimse bunların masrafını etmez ama 2 katlı evden de pek korkmana gerek yok.
en son ev sahibine inanmaya devam ediyordu hatun.
 
Şehir çok güzel, boğazı seyretmek zevkli ama doğup büyüdüğüm şehir olmaktan çıkalı çok oldu, ben 90’lara kadar ki İstanbul’dan bahsediyorum aslında boğazın yeşille buluştuğu güzellikleri şu an İstanbulda olanlar yaşayamıyor çünkü şehri kapasitesinden fazla insanla doldurdular, her yer bina her yer insan, doğru dürüst yeşil alan kalmadı.

70’li yıllarda İstanbul‘dan Tekirdağ‘a giderken ki yol güzergahı Avcılar Büyükçekmece Beylikdüzü üzerindendi, o zamanlar Beylikdüzü, Avcılar diye bir ilçe bile yoktu, oralar ağaçlık alanlardı, daha 4-5 yaşlarındayken kavak ağaçları ve sonrasında Tekirdağ’a yaklaştıkça sapsarı ayçiçek tarlaları arasında yol aldığımızı hatırlıyorum, artık ne kadar yeşil alan kaldı ne kadar ağaç var bilemiyorum zira her geldiğimde İstanbul’u biraz daha tanıyamaz oluyorum, Taksimde saksıda ağaç manzaraları gördüm çok üzüldüm şahsen.

Dünyanın en muhteşem şehirlerinden biri olabilecekken, adına şiirler yazılan şehir nefes alınamaz hale geldi.
 
Ben de ev almayı düşünüyordum. Kendi evimi satıp yeni ev aldığımda çok fark oluyor. İlk bir kaç yıl çok sıkıntı çekmem gerekir. Bu depremden sonra vazgeçtim ama ya. Elbet ekonomi de rayına oturur. Su an herşey çok belirsiz.

Üstelik bu depremde gördük ki yeni binalar da yikilabiliyor. Kime neye guveneceksin. Bugün bir haberde gördüm. Yeni depreme dayanıklı diye ev alan aile komple vefat etmiş. Eski evlerinde ölen olmamış.
Bana imkan varsa arsa almak mantıklı geliyor..çatalca tarafından falan. Oralar da ilerde şehir olur Çekmeköy gibi. Karavan kamp alanı işletmek için birine kiraya falan verilebilir. Belki öyle aylık gelir de olur.

Benim de kiram çok artacak ama ben biraz daha kirada kalmaya karar verdim. Hayırlısı olsun diyorum. Alacaksaniz en iç açıcı görünen su an TOKİ gibi. Ordan alabilirsiniz. İyi araştırmak lazım milyonlar bir gece de pul olabiliyor.
 
Bence son depremde faya uzaklık önemini yitirdi. Hatay örneğinde olduğu gibi. Kaç km var arasında ama en çok yıkım orda oldu. Ev yapımında büyüklüğe göre mi siddete gore mi yapıyorlar bilmiyorum ama bildiğim kadarıyla 8 e kadar dayanacak şekilde yapıyorlar. Ama bazı zeminler kötü olduğu için daha şiddetli hissediyor.
Ben evimi satıp Arnavutköyden almayı düşünüyordum ama şimdi vazgeçtim. Ordaki müteahhitler kim bilir nasıl yapıyordur. Az katlı orası gerçi ama zemini ozellikle ve benim düşündüğüm bölge su havzası diye geçiyor. Bu durumda şiddetli bir depremde çok da km nin anlamı kalmıyor.
Ben TOKİ'den resmi devirli olmayan evleri de düşündüm ama şu an hem fiyatları uçtu hem de garantisi yok.
TOKİ'den doğrudan çıkarsa anca. Onun dışında su ara ev fikrinden vazgeçtim. Bakalım zaman ne gösterir.
 
Güncel fiyatlardan vermiyorlardir. TOKİ nin fiyatlarının yüzde 40 dir. TOKİ'nin normal cekilisten çıkanlari bile zaten rahat ödeniyor. Araba kaza yaptığında perte çıktığında da kimse yenisini vermiyor. Zorunlu trafik sigortası var o yüzden. Zorunlu deprem sigortası yapanlar da bir kısmını sigortadan alır. Hemen hemen evin bedelini karşılar diye düşünüyorum.
Tekrar söylüyorum bunu daha önce de dile getirdim. Devletin ev yapıp verme gücü varsa herkesi vermeli o zaman. O bölgedeki kiracılara da vermeli.
Kentsel dönüşümde de aynı algı var. Ev eskimez akmaz kokmaz sonsuza kadar gelir getirir gibi bir anlayış var nerdeyse.

Bunların bedelsiz sağlanması bana uçuk geliyor. Ödeme kolaylığı ve düşük ücretler tabi ki olmalı. Ama bedelsiz neden olsun ki. Bir sürü hazine arazisi var. Oraya da kiracılar için bedelsiz evler yapılsın verilsin o halde.

Ben hatta TOKİ'nin yaptığı evlere bile karşıyım. Ben şu an TOKİ de kiraciyim. Peşinat zaten düşük ücret verdiler. Taksitleri de şu an 6-7 bindir. 3-4 yıllık TOKİ. Ama ev kiraları 15 bin. Sürekli de artıyor. Depremden sonra daha çok artti..ne konut sıkıntısına çözüm oluyor ne dar gelirlinin ihtiyacı giderilmiş oluyor.

Bence devlet bir sürü TOKİ evi yapmalı ama kiralık olarak vermeli. Makul oranlarda kiralar olmalı. Böylelikle su fahiş kiralamalarin da bir sonu gelir belki.

Adamın evi var. Çocuğu üzerinden yada ne bilim kendi evi babası üzerine diye tokiye giriyor ev çıkıyor..sonra fahiş fiyatlara kiraya veriyor. Devletin bütçesi de boşa gidiyor. Eskiden yasaktı kiralamak yada satmak. Bazı evlerde hala o var ama kimse kontrol etmediği için fahiş fiyatlara kiralık olarak veriliyor.
 
Sevindim bu yorumunuza. İlk başta Ruslara kiralik diyince yadirgamistim açıkçası. Bence devlet önlem almıyor ama biz kiralarken ve satarken biraz milliyetçi davranmaliyiz. Benim oturduğum TOKİ de eskiden çok ucuzdu kiralar. Sonra Araplar ve yabancılar rağbet etmeye başladı. Peşin de ödüyorlar diye insanları evlerinden ettiler. Millet ucuz diye geldi. O kiraları veremeyince başka semtlere gitmek zorunda kaldılar. Özellikle çocuk olunca öyle zor ki bu durum. Para gelir bir şekilde de aynı şekilde de gidebilir. Ben bu kadar paragöz olma derdini anlamıyorum o yüzden. Bugün bir kötü hastaliga yakalansan dünyanin parasını dökmek gerekiyor.

Hadi kiralık olayında sorun böyle. Satılık kısmında olay daha karışıyor. Bir apartmanda tek Türk kalmış mesela. Ruslar adamı çıkarmak için ortak kararla aidatı 100 dolar yapmış. Adam ödeyemesin diye. Valla ev satın ala ala Akdeniz'e rahatça inecekler. Filistin için öyle derlerdi. Çok tarihsel bilgim yok ama toprak sata sata İsrailin iyice yerleştiği falan soylenirdi. Ona döneceğiz yakinda.

Tamam elbetteki bu konuda devletin bir şey yapması lazım. Ama yapmıyor diye biz de çanak tutmamaliyiz. Göçmen mahalleleri mesela hep daha temiz olur, bahçeli olur. Aralarına yabancı almazlar fazla. Balkan göçmeni Türklerden söz ediyorum. Eskiden öyleydi yani. Göçmen mahallesi sokağı kendini belli ederdi. Biz bazen o sokakta kiralık ev arardık. Boş evler olurdu ama vermezlerdi. Bize öyle diyorlardı o zaman. Açlıktan ölseler yabancıya vermezler diyorlardı. Ne oluyordu böylece kendi kültürlerinden insanların olduğu daha nezih bir ortamda yaşamış oluyorlardı.

Yani ne bilim vatan için can veren halden 300-400 bin fazla için yabancıya ev satan hale geldik. Tepeden aşağı inen bir düzelme asla olmaz. En iyi yönetim bile gelse bizim anlayimiz duzelmedigu sürece benim umudum yok. Ama taban iyi olduğu zaman yönetim de ona ayak uydurmak zorunda kalıyor.

Bizim okuldan daha iyi bir okula tayini olan öğretmenimiz ziyarete gelmişti. O dönem tabi ek calismalar fotokopiler falan pek yoktu. Ama yeni okulunda sürekli ek calismalar hazirliyormus. Herkes o şekilde olduğu için ben de mecbur uyum sağlıyorum diyordu.

Ben kira konusunda mesela direndim. Kendim maddi sıkıntı çektim ama kiracima fahiş zam yapmadım. Kendi kiram çok arttı ama ona yansitmadim. Herkes bana enayi diyor ama benim vicdanım rahat. Bir de çok paranın çok olduğuna inanmıyorum. Paranın bereketi diye bir şey var. Bugün arabanın tekerleği patlasa hiç yoktan durduk yere bir sürü masraf çıkabilir. Yani geldiği gibi gidebilir. O yüzden miktarına değil bereketine odaklanıp direnmeye çalışıyorum. Her ortamda da söylüyorum ki biraz olsun birilerine ilham olur. Enflasyonun acısını herkes kiracilardan çıkarmaya çalıştı çünkü. Sanki kiracıya market pazar bedavaymis gibi. Önceden maaşımın 1/4 u kiraya giderken artık 1/2 si kiraya gidiyor. Ona rağmen ev sahibi memnun değil.

Yani bireysel olarak da biraz çaba göstermemiz lazım. Çöp kutusu yoksa mesela ben copumu çantama koyuyorum. Çantam leş gibi oluyor. Banane belediye de çöp kutusu koysaymis demiyorum. Yani tabi ki yabancı nüfusu konusunda bir şey yapılmalı tabi ki parayla vatandaşlık verilmemeli vs vs. Ama biz de buna kendi çapımızda engel olabiliriz. Hayatımın hiçbir döneminde çok milliyetci olmadım. Türk olmayı seviyorum ama irkimi ben seçmedim. O yüzden ekstra yuceltmem. Ama bu konuda biraz milliyetçi olmamız gerekiyor. Çünkü isim ucu çok farklı yerlere doğru gitmeye başladı. Amerika değiliz ki biz. Bir süre sonra ciddi problemler yaşayacağız.
 
B Boniva bu arada benim evimde de Türkmenistanli biri oturuyor..ben yabancıya vermeyeceğim dediğim halde her milletten insan aramıştı. En son Türkmenistanli birine verdim. Ama ben kendim içindeyken verdim. Yabancı da insan elbette verilir ama nasılsa onda dolar var, kendi kiracim 5 veriyor onu cikartayim 10 a Rus'a vereyim kısmını anlamıyorum. Doğru bulmadigim kısım bu. Yoksa kimsede para yok..evler boş kalınca illa kiralar düşerdi. Ama yabancılar tuttuğu için bakıyor 10 da dese 15 de dese boş kalmıyor ha bire artıyor kiralar. İnşallah bir çözüm bulunur. Bu yıl iyice dip yıl miş. Sonra düzelecek diyor astrologlar
 
aynen hiçbir TOKİ yıkılmamis
TOKİ iyi Cidden
 
Bir de zeminle ilgili bir kaç şey daha söylemek istiyorum. Deprem diye kafayı yiyen biri olarak. Zemin de gerçekten parsel onemliymis. Daha önceden inşaat mühendisi unide doç olan arkadaşımla bu konuyu çok konuşmuştum. Zemini kayaliktir ama senin eve denk gelen kısmın altı boştur diyor. Bu yüzden zemin etutu çok önemliymiş. O yüzden bu konuda daha çok tokiyi öneriyorlar. İşçilik zayıf olsa da zemin ve proje konusunda sanırım o kadar yirtamiyorlar. Hatta benim oturduğum TOKİde bazı müteahhitler iflas etmiş bazı bloklar yarım kalmis. Calamamis demekki çalsa iflas etmezdi sanırım.

Neyse bazı büyük bilindik firmalarda zemin iyi olmadigi halde atılan imzalar olduğunu soylemisti o arkadaşım. Onlar bildiği isimlerden ev almışti mesela. Karı koca işin icindeler çünkü . Bu konuşma 3-4 yol önce olmuştu. Çok idrak edememiştim ama şu son depremde Rönesans rezidansi falan görünce anladım ne demek istediğini.

Fay hattına uzaklık da yine çok işe yarar değil onu öğrendik. zaten sıvılaşma olan zeminler hariç hemen hemen her zemine ev yapılabiliyor..önemli olan o zemine göre uygun yapmak. Parsel bazında zemine uygun ev yapmak çok önemli.atiyorum.cekmekoy full kayaliktir ama senin evin biraz daha çukurda bir yerdedir. Müteahhit de genel Çekmeköy zeminini baz alıp ev yapmıştır yine riskli.

Arsa alıp müteahhite vermek o açıdan daha iyi ama ona da güç yetmez. Topraktan girmek de bizim ülkede riskli. sonradan bunu anlamak çok zor bence. Benim kendi evimin olduğu apartmani mesela ben bir ara çok sorguladım. Toprak sahibi iş bitirici bir tip. Sözleşmeye bir sürü ek şey ekletmis. Temelinde başında bekledim dedi.atiyorum normalde bir metre kaziliyorsa bunlar iki metre kazdirmis falan. O açıdan biraz güvenilir ama alt katta market var büyük marketlerden. O kafamda soru işareti.

Zemin yapısını çocukluğumdan biliyorum. Zemini iyi bir yer değil. Ama işte zemini iyi olmayınca çok kazıp derine inmek lazim. Sağlam katmana kadar inmek lazim. Babamın binası mesela yeni bina ama onlar çok kazılmadi sanki temelini hatırlıyorum biraz bakmistik. Babam kolay kandırılan biri annemle ne kadar mücadele ettiysek de müteahhite müdahale etmemize izin vermedi. O binadan korkuyorum mesela yeni bina da olsa.

Yani öyle su semtin zemini iyiymiş gibi düşünmeyin. Zemini iyi yerlerde de mümkünse daha tepe olan yerleri tercih edin. çukur olan yerlerde hem daha birikme bir zemin olduğu için iyi olmuyormuş hem de depremin ivmesi daha şiddetli oluyormuş. Pek çok detay var.

Kiptasin evleri de iyidir diye düşünüyorum. Bazen kurasız üst gelir için yaptıkları evler oluyor..baya pahalı oluyor ama. Gerçi şu dönemde toplu konutlara fazla zaman ayiramayabilirler. İnşallah dönüşüm yapılsın da nasıl yapılırsa yapılsın.
 
aynen hiçbir TOKİ yıkılmamis
TOKİ iyi Cidden
Ağır hasar alan varmış ama can kaybı olan olmamış sanırım doğru bilgiyse. Ben eski evimden hem faya yakın olduğu için hem de deprem olursa ve ben işte olursam o mesafedeki trafikten çocuklara ulasamayiz diye bir ara baya kafayı sıyırdım.

İse yakın Eyüp falan aynı kirayla olabilirdi. Ama bitişik nizam ve deprem korkumdan cesaret edemedim. O dönem çok araştırmıştım tokiyi önerdiler genel olarak. Oturduğum TOKİ de az katlı.
Ben 5.8 depreminden önce ev bakmaya başlamıştım. O zaman buralar cok uzaktı çünkü merkeze baya uzak. Sağlık ocağı ve pazara gitmek için bile araba gerekiyor. Sonra deprem oldu buranin fiyatları sürekli yükselişe geçti. Şimdi ev sahibim evi satıyor çıkınca büyük ihtimal tekrar burdan ev tutamayacagim. Artık ne yaparım bilmem.
Ha bu arada alt kat dükkan. Geçen dediler dükkandan Bodrum'a geçiş yapmışlar. Perde duvar olduğu için de direkt taşıyıcı sistem etkileniyor. Gidip gördüm rahatladım o tarz birşey değilmiş ama bizdeki bu bilinçle sağlam diye bir sürü kira verdiğim ev de yıkılabilir yani.
 


Kayinvalidemin bina Silivri depreminden sonra bosaldi aradılar taradilar yenilediler o zamana göre nerdeyse 1 ev parası verdiler kimse demedi benim evim var para vermem diye. Müteahhit ben iyi dolap takamam size seçenek sunamam ama demirden betondan korkma dedi. Pandemiden önce yıkılmıştı bir süre bekledi ki temel düzgün olsun. 3 ayda binayı dikmedi. Sonra bir miktar daha ek ödeme istedi biraz itiraz etselerde ödediler evin m2 mecburen düştü asansör zorunlu idi cam balkon iptal oldu yan binalara dediler ki birlikte yapalım daha avantajlı oluruz kimse kabul etmedi şimdi bizimkiler rahat uyuyor ama diğerleri bin pişman
O zaman aldıkları para kiralarıni karşıladı şimdi yetmedi diyorlar oysa fırsat önlerine gelmisti
3 sene öncede o evler eskiydi ev kendi kendine yenilenen birsey değil ki ömrü var. Keşke yurt dışındaki gibi 100 senelik binalara güvensek ama burda yanından geçemeyiz.
 
Yeminle hiç bir şeye hevesim kalmadı.
Okuduklarım, düşüncelerim.
İstanbul'dan gitme fikrim.
Ama nereye gidecegiz ?
İşlerimiz burada.
Ben gitsem çocugumla, eşim burada kalmak zorunda.
Memur değiliz ki tayin isteyelim, öyle bir çıkmazın içindeyim ki, anlatamam.
Çok moralim bozuk.
 
Bende şunu anlamıyorum deprem olduktan sonra neden orası artıyor insanlar deprem olunca o bölgeden kaçar düşmesi lazım ayrıca şuan istanbulu baya korkuttular insanlar göç ediyor konutlarda talep azaldı düşmesi gerekirken hergün artıyor
 

İş insanın elini kolunu bağlıyor
Yeğenimde sizinle aynı durumda, Trabzon'a taşınacağım birlikte gidelim dedim ben oralarda iş bulamam teyze dedi
Candan aziz mi kızım dedim
Mutlak değil ama evimi ve annemi bakmak zorundayım ve ben bu iş için 7 yıl okudum teyze bırakıp asgari ücretle bir yere mi gireyim dedi
Düşündüm çocuk haklı, can bedende durdukça geçim lazım ama ben bu depremin ülkemizde bir şeyleri değiştireceğine inanıyorum. İstanbul'dan ve diğer büyük şehirlerden tersine göç başlatmak için istihdam dengeleri mecburen değişecek. Hemen olmaz belki ama bir kaç yıl içinde bir düzen oturacak sanırım. Aslında şu an bu ülkenin vatandaşı olarak ilk yapmamız gereken hasar gören yerleri boş bırakmamak, Suriyeliler yerleşiyor haberleri canımı sıkıyor çok. Sizde moralinizi yüksek tutmaya çalışın, bu gibi afetler çaresizlik hissi yaşatıyor insana ama elbet aşacağız doğrulacağız. Allahım hayırlı kapılar açsın size de ailenize de
 
Beykoz dan alabiliyorsaniz alin hatta Beykoz un köyleri bile olabilir. Ya da istanbulun tepe kayalık yerlerinden. Dİğer yerlere ben Bi ömür para harcamazdım sanırım zaten herkes İstanbuldan kaçma derdinde. Daha yeni bir tanıdıgım normal daireyi 7 milyona aldi tüm birikimiyle site filan da değil normal apartman. Benim için delilik.
 
Araplar ile ilgili şöyle bir duyum aldım
Cok afedersiniz Kendi çıkardığı gazdan korkar korna sesinden korkar batıda yakın zamanda olacak 5 6 şiddeti bile onların kaçıp gitmesine neden olur diye
Deprem bölgesinde kalanlar bence o bölgede ztn yıllardır yaşayan yerli halk
Bu ülkede çok şey değişecek yeterki bu dayanışmayı kaybetmeyelim biz bize yeteriz ama çürük elmalara izin vermeyelim
Bende çok üzgünüm ama şöyle bir hissim var bir duvar kalkacak ve su an böyle olması gerekiyor akışına bıraktım açıkçası..
 

Çok bilgi kirliliği var, deprem bölgesine akın akın göç ettikleri konuşuluyor, sosyal medyada yerli halka gitmeyin çağrısı yapan bir sürü insan okudum. Doğuyu resmen işgal ediyorlar gibi ifadeler vardı. Doğruluğunu bilemem tabi ki ama endişelerim büyüdü, ırkçı falan değilim ama etrafta arap - afgan - afrikalı görmekten yaşadığımız kültürel değişimden, güvensiz sokaklardan çok yorgunum artık. Bu yüzden halk olarak fırsat vermemeliyiz bazı durumlara. Bu konuda bence devlet kadar sanayici ve iş adamlarının da harekete geçmesi, bölgede yerli halk için istihdam sağlanması gerekiyor, bu gidişattan endişe duyuyorum
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…