Popüler Konu Karatay Diyeti Deneyimlerimiz - Canan Karatay

Öğlen için kuru fasülye yapıyorum. Kaç kaşık yiyebilirim ve yanında ne önerirsiniz? Saat 1 de yemem gerekiyor.

öğünleri yerken doyana kadar yemeli,ancak fasulyenin gi si pişince hayli yüksek oluyor, dikkat etmeli ,yanında bence koca bi kase yoğurt az biraz da turşuafiyet olsun
 
hem keyfe düşkün,hem yemeğe klasik boğa işte yani ben:112:

:18: Ahhh ahh. Aslında aaaaayyyy yemek olsun da yiyiyiyiyiyimmmm modunda değilim ama damak tadım daha çok karbonhidrata yönelikti. Hatta şöyle bir tespitim var. Ben önceden annemın evindeyken 54 kloydum . Boyum 1. 70. Üstüm 34 altım 36 bedendi. Ne zaman yurda gidip ekmek arası yemeye başladım O zaman kilo aldım. Yurttaki etlere de pek güvenmiyordum açıkçası. O zamandan bu zamana 18 kilo alıp (2006 ekimden itibaren) rekor kırdım. Çıktığım en yüksek kilo bu. O yüzden acilen kilo vermem lazım.
 
öğünleri yerken doyana kadar yemeli,ancak fasulyenin gi si pişince hayli yüksek oluyor, dikkat etmeli ,yanında bence koca bi kase yoğurt az biraz da turşuafiyet olsun

Turşu çok tuzlu pek sevmiyorum. o zaman sadece yogurt ve kuru fasulye yiyim. Off çok şey öğrenmem lazım. Bundan sonra haftada bir dışında kuru da yok o zaman.

Kitabım yolda kargoda gelsin hemen okuyup bilmeyenlerle de paylaşırım.
 
ONKOLOG KANSER OLURSA!(facedeki grupta paylaşmışlar)


Onkoloji alanında 30 yıldır çalışan bir bilim adamı ve aynı zamanda bir tıp doktoru olan Prof. Dr. Vincent Castronovo, kaderin bir cilvesi ile 2011 yılında gırtlak kanserine yakalandı ve kendi uyguladığı tedavi yaklaşımı ile bu hastalıktan tamamen kurtuldu.

Prof. Dr. Vincent Castronovo kanser ve beslenme ilişkisi konusunda çalışan dünyaca ünlü Belçika’lı bir bilim adamı ve tıp doktorudur.

Bu yazıyı kendisi ile 12 Nisan 2012 de Belçika RTL radyosunda yapılan söyleşiden derledik.

KANSERE YAKALANDIM

Meslek hayatımı kansere karşı savaşmaya adadım. Bilhassa ölümlere sebep olan metastazların oluşmasını sağlayan mekanİzmaların deşifre edilmesi üzerinde uzun yıllar çalıştım.

15 yıldan fazla bir süredir, bilim ve tıp dünyasında fazla üzerine gidilmeyen beslenmenin kötü huylu tümörlerin ortaya çıkmasında ve gelişmesinde oynadığı anahtar rol üzerine yoğunlaştım.

Geçtiğimiz yıl, 2011 yılı Şubat ayında ben de reflüye bağlı olarak gırtlak kanseri teşhis edildi. Sonunda 30 yılı aşkın bir süredir mücadele ettiğim bu kötü hastalık beni kendi evimde yakaladı.

HEM DOKTOR HEM DE HASTA OLMAK

Liege Üniversitesi Hastanesinden uzman bir doktor ekibi ve kendi geliştirdiğim tedavi stratejimle bu hastalıktan tamamen kurtuldum. Hastalıkla geçirdiğim bu serüvenli yolculuktan sonra, eskisinden çok daha sağlıklı bir hayata kavuştum.

Ben her iki tarafı da gördüm. Hem doktor hem hasta. Tabii benim meslekten olmam ve bu konu üzerine zaten çalışıyor olmam bu hastalığı daha iyi anlamamı ve adımlarımı ona göre atmamı sağladı.

Benim tedavi yaklaşımım 4 unsurdan oluşuyor: Beslenme, Egzersiz, Sevgi ve Dostluk

REFLÜ DEYİP GEÇMEYİN!

Bende senelerdir reflü sorunu vardı. Bunu çok önemsemedim çeşitli ilaçlarla antibiyotiklerle bunu geçiştirdim.

Ancak sürekli olarak yukarı çıkan bu asit gırtlak dokusunu tahriş ediyor ve enfeksiyonlar oluşturuyor. Buradaki enfeksiyonları önlemek için aldığım antibiyotiklerle beraber gırtlak dokusundaki bağışıklık mekanizması duyarsızlaştı ve oluşabilecek bozuk genetikli hücreleri yok edemedi.

Ben kanser olduğumu son safha da öğrendim.

KANSERİN BESLENME İLİŞKİSİ

Uzun süre kanserin kalıtsal olduğu düşünüldü. Ancak kanser kalıtsal değil çevresel etkenlere dayanan bir hastalık.

Akciğer kanserinin %90 sebebi sigaradır. Bunu herkes biliyor. Mevcut kanserlerin %40 sebebi ise doğrudan beslenme ile ilişkili. Bazı kanser türlerinde bu oran çok daha yüksek örneğin benim uzmanlık alanım olan barsak ve mide kanserlerinin %54'ünün sebebi beslenme ile ilişkili.

Araştırmalarımız sırasında biz şüphelendik acaba bu kansere yakalanan hastaların beslenmelerinde herhangi bir şey var mı?

Daha sonra bunu bizim kanser araştırma merkezimizde inceledik. Gördük ki analiz etiğimiz hastaların tamamına yakınında bir beslenme bozukluğu var. Araştırmayı derinleştirdiğimizde bulgularımız şaşırtıcı idi. Vakaların tamamında beslenme ile kanser arasında istatistiksel olarak göze batan doğrudan nedensel bir ilişki var.

Beslenme ile kanser ilişkisini şu şekilde izah edebiliriz. Beslenme bozukluğu bağışıklık sisteminin düzgün çalışmamasına yol açıyor, vücudu koruyan hücrelerin üremesi yeterli hammadde olmadığı için yavaşlıyor. Vücutta zaman zaman dış etkenlerle oluşan bozuk genetikli hücreler yok sekteye uğramış bu bağışıklık sistemi tarafından yok edilemiyor.

ŞEKER ZEHİRLİ!

Çağımızdaki en büyük tehlike şeker. Bundan 100 sene önce yılda 1 kg şeker tüketirken şu an sizin tüketiminiz 72 kg oldu.

İnsan vücudu buna alışkın değil vücuda giren bu kadar şekere karşı ne yapacağını bilmiyor. Vücutta iç iltihaplanma oluşturuyor. Bizi bugün meşgul eden pek çok hastalığın sebebi bu iltihaplanmadır.

Obezitenin tıptaki adı iltihaplanmadır ve sebebi şekerdir.

MS hastalığı bir iltihaplanma hastalığıdır. Beynin bazı bölgeleri iltihaplanma yüzünden dopamin üretemez hale gelir. MS hastalığının sebebi bu dopamin üretememedir.

Kanserinde gelişmesi için ortamı hazırlayan bu iltihaplanmadır.

YETERSİZ BESLENEN ZENGİNLER

Yetersiz beslenme yiyeceğin az olduğu fakir ülkelerin sorunu değil. Günümüzde zengin saydığımız batı ülkelerinde bir yetersiz beslenme söz konusu.

Tükettiğimiz besinlerin çoğu endüstride işlenip rafine ediliyor ve faydalı her şeyden arındırılıyor. Örneğin ekmek buğdayın en faydalı olan kabuğu atılarak yapılıyor. B12, protein ve demir gidiyor geriye saf nişasta yani şeker kalıyor.

İlginçtir ki gıda endüstrisinin diğer bir kolu da bu artıkları alıp bunlardan vitamin destek ürünleri yapıp bize ayrıca satıyor.

PALMİYE YAĞI ZEHİRLİ

Bize hayvansal yağların kötülüğünden bitkisel yağların iyiliğinden bahsedilir. Oysa bitkisel bir yağ olan palmiye yağı toksik bir yağ .

Maalesef palmiye yağı gıda endüstrisinde en çok kullanılan yağdır. Bugün süpermarket raflarında gördüğünüz ve üzerinde “bitkisel yağ” yazan yiyeceklerin neredeyse tamamında palmiye yağı kullanılır. Çünkü diğer yağlara göre sıcaklığa çok dayanıklıdır. Gıdalar işlenirken uygulanan yüksek ısılı işlemlere dayanıklıdır. Bu yağ ayrıca uzun süre yapısı bozulmadan durabilir. Bu şekilde hem yiyeceklerin raf ömrü uzatılmış olur hem de fabrikada yağı depolama ve üretme maliyeti düşürülür.

Son zamanlarda gıda şirketleri yaşanan ekonomik kriz yüzünden karlılıklarını koruyabilmek için maliyet düşürmeyi iyice ön plana aldılar.. Örneğin diğer yağların yerine palmiye yağı kullanılması onların karlı kalabilmesine yardım ediyor. Bu yüzden daha çok şirket bu yağı kullanmaya başladı.

Ben herkesi uyarıyorum bu yağ toksiktir, kanserojendir lütfen palmiye yağı bulunduran yiyeceklerden uzak durun. Henüz bu yağın kullanımı yasaklanmadı ancak yaptığımız baskılarla Avrupa Birliği geçtiğimiz günlerde palmiye yağı bulunan gıdaların üzerinde bunun açıkça yazılması için bir yasa çıkardı. Bundan önce sadece bitkisel yağ yazıyorlardı. Bitkisel yağ dedikleri ise çoğu zaman bu palmiye yağıdır.

KANSERİ NASIL YENDİM?

Önce tıbba güvendim. Ancak bununla bırakmadım beslenmemi planladım ve besin destekleri kullandım.

Kemoterapi sırasında probiotikler kullandım. İnsanın bağırsağında bizim için vazgeçilmez olan bakteriler vardır. Bu bakterilerin bizim için hayati önemi vardır. Bunlar olmadan bazı besinleri hazmedemeyiz. Ayrıca gerekli bazı enzim ve vitaminlerin üretilmesini sağlarlar. İlginç bir nokta şu, geçtiğimiz günlerde aslında beynimiz ile bağırsakta yaşayan bu bakteriler arasında karşılıklı bir iletişim olduğu bulundu. Kemoterapi sırasında maalesef bağırsaklardaki bu bakteriler ölüyor. Bu yüzden onları yenilemek için probiotik kullandım. Probiotikler bu bakterilerin uyur halde bulunduğu kültürüdür. Bunlar bağırsağa yerleşir ve azalan veya yok olan barsak florasını yeniler.

Bunun yanı sıra vitamin hapları aldım. Mineraller aldım.

Omega-3 yağlarını düzenli olarak beslenmeme dahil ettim.

Yeteri kadar protein aldım.

Kızartmaları kestim.

Hepsinden önemlisi ise şeker almayı kestim.

Doktorlarım çok açık fikirli idi benim getirdiğim önerileri her zaman değerlendirmeye aldılar. Böyle bir şansım oldu. İletişimim diğer hastalara göre çok daha kolay oldu.

Çiğnemenin önemi

Memelilerin beslenmesinin ilk ve en önemli aşaması çiğnemedir. Maalesef sosyal yaşam biçimimiz ve değişen ve rafine olan gıdalar bizleri çiğneme davranışından uzaklaştırdı. Çiğnemek bizler biyo mekanik bir olaydır ve vücutta bazı sistemleri harekete geçirir. Bunun yanı sıra parçalanan gıdalar kolayca hazmedilir. Bağırsaklarda oluşan gazların sebebi iyi çiğnememedir.

ÖNERDİĞİMİZ KANSER TEDAVİSİ

Biz merkezimizde hastalara bir kan testi yaparak hangi vitamin, mineral ve yağların eksik olduğunu tespit ediyoruz.

Buna göre hastaya uygun bir beslenme planı oluşturuyoruz. Çünkü zaten bir kere yetersiz ve yanlış beslenme yüzünden insan hasta olmuş. Hastalığın tedavi sürecinde bu yanlış mutlaka giderilmeli ve vücutta eksik olan ne varsa beslenme ile yerine konulmalı. Aksi halde bir iyileşmeden söz edemeyiz.

Yiyecekleri çiğneyin ve strese kapılmadan yavaş yavaş yiyin. Yemek yemeyi aceleye getirmeyin yemek için kendinize zaman ayırın.

Yağlı balıkları tüketmeyi ihmal etmeyin. Ton balığı tüketin, bu balığın içinde yüksek miktarda vücut için dışarıdan alınması şart olan yağ asitleri bulunur. Bu yağ asitlerini vücudumuzun çalışması için gereklidir. Ancak vücutta üretemeyiz dışarıdan alınması gerekir. Haftada en az 3 kez yağlı balıkları tüketin.

Şekerden uzak durun. Şekeri ve türevlerini (nişastalar, karbonhidratlar) hayatınızdan çıkarmaya çalışın. Hızlı şekerleri kesinlikle tüketmeyin.

Brokoli tüketin. Bunun içinde kanserin metastaz yapmasını önleyen bir madde var.

Yağları pişirmeyin. Yakmayın. Üzerinden duman çıkan bir yağ toksiktir. Sıcaklık yağların kimyasal yapısını değiştirir onları zehirli hâle getirir. Yağı mümkünse pişmenin son aşamasında ekleyin.

Brokoli ve diğer sebzeleri tüketirken bunları suda kaynatmayın. İçinde faydalı olan her şeyi suyuyla atarsınız. Tüketirken bunu ağır buharda pişirin. Yağını da sonradan ekleyin üstüne.

Kanınızdaki bakırı azaltın. Bunun için ıspanak tüketin.

Kızartmalardan uzak durun. Palmiye yağı ve ay çiçek yağını kullanmayın.

Gülün.

Profesör Dr. Vincent Castronovo kimdir

Profesör Vincent Castronovo, Belçika’da Liege Üniversitesi Onkoloji Araştırma Merkezinin yöneticisi ve aynı üniversitenin tıp fakültesi bölüm başkanı.

Pek çok ödül almış bir bilim adamı. Saygın uluslararası tıp ve bilim dergilerinde yayınlanmış iki yüzden fazla makalesi bulunuyor. Klinik onkoloji alanında çalışma yapan bir bilim adamı olmasının yanı sıra, kendisi aynı zamanda bir tıp doktoru ve cerrah. Amerika’da ulusal Kanser Araştırma Enstitüsünde uzun yıllar çalışmış ve 1992 yılında ilk Metastaz Araştırma Laboratuvarını kurmuştur. (medyadan alıntılanmıştır)
 
Bu arada Ben Karatay Diyeti ve Karatay Mutfağı kitaplarını sipariş verdim diğer kitaplarını okuyup da mutlaka alın diyen var mı?
 
sabah klasik karatay +kuruyemiş yedim bu gün anneme gidicem inş diyeti bozmam bana şans dileyin annemin ısrarlarına dayanabilmem için.....
 

hoşgeldin aramıza
kabul etmek diye bişey yok gelen giriyor burası karatay diyetine inananların ortamı:13:
 
kitaplarında aynı şeyler var 1. kitap yeterli karatay mutfağı da yemek kitebı olduğu için iyi bi tercih olmuş:)


Çok sağolun ya. İkinciyi de alın falan diyenler olmuş bazı yorumlarda farklı sitelerden...Bu arada kitaptaki tarifleri paylaşırım. Gelsin de hemen bakacağım. Muhtemelen yarın elime geçmiş olur.

Bu arada
sabah (08:00) : klasik karatay kahvaltı tabağı ( Haşlanmış yumurta yerine yağda peynirle pişirdim) + 2 fincan yeşil çay
Öğle (13:00) : 8 yemek kaşığı kaşık kuru fasülye + 4 yemek kaşığı kaşık yoğurt

kuru fasülyeyi çok mu yemişim ? :18:

Bu arada 30 luk sayılar haline 2 set de ip atladım
 

yoo hayır gayet iyi yoğurdu 1 su bardağı yapabilirsin
yumurta hertürlü yenebilir gerçektereyağında olanı daha çok öneriyor hoca
 
2. kitap birincinin biraz daha geliştirilmişi teknik bilgi daha çok var ama ilk kitap yeterli oluyor
bi de youtube dan hocanın program videoları var herşeyi orada açık açık anlatıyor çok da tatlı hiç bıkmadan usanmadan
 
bugünki yediklerim:

sabah saat 8.30: bir muz

ögle saat 12.30: 2 hurma, 3 incir, 3 kayisi, bir cay bardagi kadar findik, ceviz

aksamda hic birsey yiyesim yok :2: neden benim kilo vermem bu kadar yavas anlamiyorum.. 5 haftada 3,5 kilo verdim
 
Son düzenleme:
yoo hayır gayet iyi yoğurdu 1 su bardağı yapabilirsin
yumurta hertürlü yenebilir gerçektereyağında olanı daha çok öneriyor hoca


Diyet dediğimde aklıma hep aç kalmak geldiği için tok olmaya bir türlü alışamadım.

Mesela 6 kaşık yesem ve yoğurdu artırsam daha iyi olurdu belkide... Artık zamanla deneyimleyerek öğrenicem
 


Yediklerin çok az bence
 
Yediklerin çok az bence

evet, kahvaltim az oldu bugün.. kalkamadim, normalde hep iki yumurta peynir sebze yiyorum.
ama ögle yemegim her zaman böyle bir bardakta süt icmistim. beni saat 18e kadar tok tutuyor.

ama yinede kilo veremiyorum :2:

birde wc sorunumu nasil cözebilirim? artik daha az keten tohumu tükettigim icin cok kötü oldu durumum.
 
Diyet dediğimde aklıma hep aç kalmak geldiği için tok olmaya bir türlü alışamadım.

Mesela 6 kaşık yesem ve yoğurdu artırsam daha iyi olurdu belkide... Artık zamanla deneyimleyerek öğrenicem

bu diyette yemekten aç kalkmamak esas tabi çatlayana kadar da yenmeyecek iyice doyunca 5 saat rahat dayanılıyor ara öğün almamak çok önemli yemek doyurmazsa 2-3 ceviz veya fındık fıstık at ağzına süper oluyor hem de omega 3 alıyorsun
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…