Kardeşlerin beni çekiştirmesi

Hepsi nankör siz tek okuyup,meslek sahibi olduğunuz için sizi kıskanıyor,nereden biliyorsunuz diye sormayın,bende neler neler yaptım ne laflarına, nankörlükleeine göz yumdum bu sene pes ettim, yapıp da kötü olmaktansa ona harcayacağımı maddi ve manevi emeği kıymet bilecek bir arkadaşa harcarım,ki arkadaş kıymet bilmesede bu kadar koymaz o yüzden böylelerine en güzel cevap elini ayağını çekmek
 
Merhabalar,

Ailemizde ebeveynler kendi rollerini yeterince yerine getiremediklerinde maalesef kardeşlerden büyük olan ebeveyn rolüne giriyor. Siz de maalesef hem anne, hem de babanız bazı konularda (özellikle maddi) yetersiz kaldığı için; içlerinde de tek okuyan hatta belki de tek çalışan siz olduğunuz için ebeveynlerinizin rolüne girmişsiniz. Tek okuyan olmak belki de içten içe suçlu hissetmenizi sağlıyor olabilir. Muhtemelen çocukluktan itibaren kendinizden çok onlara vermişsinizdir. Kendimizi hep 2. , 3. plana atmak zamanla kendimize karşı değerimizi azaltıyor. Bir noktadan sonra da hep verici taraf oluyorsunuz. Ben bu tür durumlarda karşı tarafa çok kızamıyorum. Onları bu duruma alıştıranlar bizleriz çünkü. Bir çocuğun eline hep şeker, çikolata verirseniz ve birden alırsanız ağlamaya başlar. Kardeşlerinizde de, hatta ebeveynleriniz de bile bir zaman sonra desteği çektiğinizde hırçınlaşmalar ve çirkinleşmeler olmuştur. Ve olacaktır da. Enişteniz ile ilgili olayda, ablanız normalde sizin vermeniz gereken tepkiyi vermiş sizin yerinize. Sizin özel alanınıza (bekar olup olmamaktan bağımsız) sizden başka kimse girmemeli. Kendimize verdiğimiz değer buralarda da görünüyor.

Benim tavsiyem kendinize değer verip, kendiniz için bir şeyler yapın. Elbette ailenizden biri size ihtiyaç duyduğunda yanında olun. Ama kendinizden vererek değil. Önce kendiniz. (Tipik verilen bir örnek, uçakta oksijenin önce anneye, sonra çocuğa verilmesi gibi.) Herkes kendine yetebilmeyi öğrenmeli. Kendiniz için çevrenize, akrabalarınıza ve hatta ailenize sınırlar çizmeyi öğrenin. Örnek veriyorum; kimse sizi önceden bilgilendirmeden evinize gelmemeli mesela. Anneniz, babanız bile. Bu sınırları çizdiğinizde ilk başta hırçınlıklar olsa da kabullenmek zorunda kalacaklar sınırlarınızı. Kararlarınızı. Güvenmiyorsanız, kimseye kendinizle ilgili özel bir durumu bile paylaşmayın güvenene kadar. Ani tepkiler yerine, karşı tarafı suçlamadan konuşmaya çalışın. Çünkü kim olursa olsun suçlayıcı bir konuşma karşısında savunma kalkanlarını aktif eder ve belki de bunlar o kişinin bile istemediği yerlere gidebilir.
 
Milyonlar kazanmıyorsunuz.Altınüstü bi arabanız var kime ne diye destek olmaya çalışıyorsunuz zorla.Evlendilerse herkes kendi imkanıyla yaşayacak.Herkes çocuğunu düşünsün.Siz evlendiğinizde kimse sizi bu kadar düşünmeyecek.kardeşinizde olsa borç verdiyseniz alın.Nasıl alıştırırsanız öyle gider.Siz onların gözünde paraalr içinde yüzen bekar hiçbir borçu ihtiyacı olmayan birisiniz.Bu saatten sonra kendi hayatınıza bakın .Kimseye(kardeş aile dahi) birikimizden bahsetmeyin.Borcum var diyin.Biraz uzaklaşın.Kendinize harcayın yaa.Gezin tozun kardeşsiniz diye her şeyi sineye çekmek zorunda değilsiniz.Mesafenizi koyun biraz.Bırakın onlar kardeşimiz bizden uzaklaştı ne oldu acaba diye düşünsünler
 
Sizin yerinize olsam bir kuruş harcamam bundan sonra onlara.
Resmen köpek gibi sizin maddi özgürlüğünüzü kıskanıyorlar kendileri de okusalarmış onlara neymiş sizin maaşını ne yaptığınızdan.
Bekarsınız diye çoluğunuz çocuğunuz yok diye sizi ailecek sağmalı inek gibi görüyorlar.
Bundan sonra evlenmeyeceğiniz anlamına gelmiyor.
Hiç bişey yapamıyorsanız tatile filan gidin birikim yapın.
Eşyaları da çöpe atın daha iyi
 
Ben aklımda soru işaretleriyle yaşamaktansa yüzleşirdim.Bunları gelip anlatan da çok mataf değil ,hatta en suçlusu .Soğuk kanlı şekilde bağırıp çağırmadan ,sakince sorun.Ben onu yaptım ben sunu yaptım ardımdan bunları nasıl soylersın degıl de.Böyle böyle bir konuşma geçmiş nasıl oldu ne dedin ben senden de dinlemek istiyorum şeklinde.Cevabını dinleyin,tamam deyin yorum yapmayın kendinizi savunmaya kalkmayın ,sonra da bağlarınızı asla koparmayın.Sadece hakedene hakettiği kadar değer vererek hayatınıza devam edin.

Yüzyüze bakmak zorunda olduğumuz insanlarla komşu ,iş arkadaşı,yakın akrabalar vs küsmeyi aynı ortamı paylaşıp konuşmamayı çok çocukça buluyorum.Bence insana yük aynı zamanda,gereksiz bir yorgunluk.Onun yerine mesafeli olmak daha tercih edilebilir birşey bence.Kardeşleriniz ile de tartışmayın.Sadece olayın gerçeğini öğrenin kimi zaman ağızdan ağıza da değişiyor.Atıyorum belki de o parfüm olayında kendi yorumuydu neden odasına girmiş ne yakışıksız diye.Getiren yanlış anladı.Herşey mümkün.O yüzden kafada kurup ,üzüleceğinize öğrenin .
 
yaptıkları çok ama çok ayıp. sizin yaptığınız da bir o kadar yanlış. kaç yaşına gelmişsiniz artık kız kardeşiniz bile olsa kimsenin mutluluğu için çabalamayın, bakın işte mutlu etmek istiyorsunuz sonucu ne oluyor nankörlük. demek ki yapmamalısınız, kendi hayatınıza odaklanmalısınız. mesela siz de bir hayat arkadaşı bulun, ya da öğretmenmişsiniz ne kadar güzel işinize odaklanın. artık kimseye yardım etmeyin. demek ki karşıdaki insan bundan anlamıyor. kendinize para harcayın sadece. fazla fedakarlık sadece nankörlük getirir.
 
hepsiyle yüzleşir bir daha asla kimseye yardım etmem gerekirse de silerim
zaten yalnızlığı severim kardeşim de olmayıversin
 
Yeri geldiğinde , beni aradıklarında yani vs gereken cevabı verir hesabını sorardım . Sizde kendi halinize bakın onlarda okuyup iş güç sahibi olsaymış.
Anlayınki başınıza bir iş gelse kimseniz yok. Artık bu şekilde hareket edin
 
Aslında yapacak pek bişey yok bence . Kapatın kapınızı hayatınıza bakın. Kimseye yetişmek zorunda değilsiniz , kardeşiniz bile olsa bu böyle
 
İstanbul’daki ile yüzlestim
Keşke bi konferans falan yapsaydınız. Ya o da yalan söylüyosa? Güvenebileceğinize emin misiniz? Aynı şehirde olduğunuz kardeşinizin bunda rahatsızlık ve yalan için ne sebebi olabilir ki? İstanbul'dakine iftira atmış resmen. Ne çıkarı olabilir yani?
 
Herkese yetismeye calistigin icin boyle oluyor. Yardim etme fazla muhatap olma kendi iyiligin icin bence.
Öyle yapacağım
nasıl oldu,ne dedi
yani sordum. İşte benim oraya gitmemden rahatsızmış. Suratını asıyormus anlamıyormuşum. Bir çikolata alıp gidiyormuşum sadece. Arabamı Enistem yapıyormuş masraf yapıyorlarmış parasını ödemiyormusum(öyle bir şey yok bu arada) ben çocuklara bir kere 100 lira vermişim sadece. Üniversiteden kalma kıyafetlerimi veriyormuşum o atıyormuş verdiklerimi İstanbul’dakine de at demiş. Benim üniversitede kıyafetim bile yoktu. Ben İstanbul’daki bir evime gelmiş diye rahatsız olmusum Enistem için gelmesinler demişim annemle. Maaşım 80 binmiş ben bu parayı ne yapıyormuşum. Vs vs bu söylenenlerde en ufak bir doğru yok. Evine gidince haber verip giderdim hep. Bir kahve içip kalkardım. Asla bir gün olsun yemeğe çağırmamış beni aslında burdan anlamalıydım.
 
Yani çağırmak zorunda da değil ama oraya gitmemden rahatsız olduğunu bilsem asla gitmezdim. Ben farklı şehirde yaşarken günübirlik gelir alışverişini yapar geri dönerdim. Kredi çektim borcu var diye. Geçen ay yarım altın verdim. İstemedim bile. Son bir iki aydır alışveriş yapmıyorum onun sebebi de biraz toparlandılar borçları azaldı. Ondan yapmıyorum. Çok üzgünüm sadece
 
İlla ki vardır. Ama ben artık bir şey sorup üzülmek istemiyorum. İstanbul’daki başka kız kardeşime beni kötülemiş bu konuşulanlardan sonra. Bilmiyorum sorun bende herhalde
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…