Biz tanıştığımız günden beri bana sürekli hayat mücadelesini anlatırdı doğduğu yerleri eskiden yaşadıkları zorlukları çocukluk dönemini . Hayatlarımız o kadar farklı ki. Maddi durumları çok kötüymüş önceden çünkü onlarda dedeler ölmeden ağrının yarısı da onların olsa mal paylaşımı yapılmazmış ve hakkını alana kadar herkes fakirmiş anlayacağınız . Çoğu da erkenden evlendiği için dedelerin ölümü gençlerin 40 a dayandığı yaşlara tekabül ediyor. Dedesi ölüp miras bölündüğünde tarla tapan ekip toparlanmışlar öyle derdi . Ben karşımda mücadeleci , sağduyulu , herseyin kıymetini bilen alçakgönüllü bir adam görürdüm. Gelir babamla saatlerce sohbet ederdi ağrıdan çocukluktan köy kültüründen . Babam şaşırırdı o kadar genç birinin onunla aynı çocukluk devrelerini yaşamasına . Kısacası hepimizin kalbini çaldı , mert cesur anadolu erkeğini oynadı. Yıllar sonra ailesiyle görüşmeye başladığında direk sınır çizemezdim çünkü ne olursa olsun o insanlar onu büyütmüş ailesi dedim saygı göstermek gerekiyor. Ama asla böyle üstümüze çökeceklerini düşünmedim. Gerçekten doğduğun yer kaderinmiş . Bugün olmasa da bir gün hayatınızdaki insan köklerine dönüyor arkadaşlar . Sizinle mutlu sanıyorsunuz ama onun kafası sürekli geriye gidiyor aklı orda kalıyor