Kendimi Sürekli Yük Gibi Hissediyorum

Ben sizi çok iyi anlıyorum.Ben de yıllarca çalıştım.Şimdi başka bir iş durumu var.Biraz korkuyorum farklı bir yer.Ama zamanla insan her şeyi öğrenir diye kendimi teskin ediyorum.Siz de böyle yapın.
 
Ben özel hayatımda sanki sizin kadar değilim gibi düşünüyorum ya da eskiden boyleydim de sanki biraz değiştim gibi
ama aileme değil yakın arkadaşlarıma sevgililerime vs
 
Seni çok iyi anlıyorum . Bazen ben kendime niye eziksin diyorum? Küçüklüğümden itibaren bana varlığımla kimseye rahatsızlık vermemem öğretildi . İnsanların benim için zahmete girmesinden kötü hissederdim kendimi. Hep fazlalık olduğumu düşünüyordum. çok eleştirildim küçüklüğümde.universite yıllarında prof. un dersi vardı.asistan yoklama imzalarını alıyordu. Sınıfta 30 kisi varsa 60 imza vardı.tam ben imzamı attım prof geldi aldım imza kağıdı elimden başkasının yerine imza atmaya utanmıyor musun sen Özlem misin ki dedi. Savunamadim bile kendimi.bu ve bunun gibi durumların ebeveynlerle kurulan bağlarla ilgili olduğunu biliyorum 1.5 yıl terapiye gittim hiç bir işime yaramadı . Yorumlarından seni takip ediyorum bence sen güçlü bir kadınsın . İç konusmalarin sanki başkasına nasihat öğüt veriyormussun gibi yapıcı olsun.Herkes anasının karnından mükemmel doğmuyor hadi kızım biz bunuda yaparız diyorum artık kendime. Bir cocukla konusuyormusum gibi öyle sefkatli davranıyorum ki bana
 
çok klasik ama ben yetiskinlikteki bu tarz durumların hep cocukluga dayandıgını dusunuyorum. bi dusunun bakalım cocukken yuk gibi mi hissettirildiniz? size zaten hali hazırda verilmesi gerekenler lütufmuş gibi mi verildi? sürekli yaptığınız hareketler başkalarını rahatsız ediyormus gibi tembihlediler mi? soyle yapma, bunu deme, sunu yapma tarzı sanki varlığınız rahatsız ediciymis duygusunu size herhangi bi sekilde aşılamış olabilir mi aileniz?
 
Ben de öyleyim ve bunu yeni yeni aşıyorum. "Başarılı olmalısın, başkasına minnet etmemelisin..." Sizin de içten içe içinde bulunduğunuz his bu diye düşünüyorum. Birisi karşılığını veremeyeceğim bir yardımda bulunacak diye ödüm kopuyor. Hediye verildi mi, bir şey ismarlandi mi en basitinden çok rahatsız oluyorum. Yeni yeni kendimi zorlayarak aşmaya çalışıyorum. Ben küçüklükten gelen bir şey olduğunu düşünüyorum. İçten içe annem başkalarına güvenme, işte kimse bizi sevmez, en iyi olacaksınız, en başarılı olacaksınız diye diye, hep şöyle yoruldum, ah bu çocuklar niye böyle, yok size şu kadar harcadım yok şunu yaptım bunu ettim diye diye büyüttü. Hâl böyle olunca insanlardan bir şey kabul etmek, bir alanda başarısız olmak fikri beni çok gerdi/ geriyor hâlâ. Ama aşıyorum. Bir arkadaşımla hep tasavvuf üstüne konuşuyoruz, eşim hep destekçim hiçbir konuda yargılamaz hep anlayışlıdır. Öyle öyle aşıyorum. Bakalım hâlâ çok yol kat etmem lazım ama
 
Ya ben de böyleyim.Daha hiç bir yere eli boş gitmedim.Babamın,kardeşimin evine bile.
 
Rahatsızlık vermemek ... işte bu işin kilit noktası benim içinde en doğru tanımlama bu teşekkür ederim.
yakın olduğum arkadaşlarım ve sevgililerim dışında kimsenin benim için konforunu bozmasına tahammül edemiyorum.
çok zorlanıyorum.
terapinin ise yarama olayını bende kendi içimde imkansizlastirdim , yardım aldığım başka konular oldu ama işlevsel olmadı .
kendimle ilişkim iyi gibi hissediyorum ben saygılıyım en azından genelde
ama you go girl moduna hayatım boyunca geçemedim
 
Kusursuz insan olma sendromu diyorum ben buna mükemmeliyetçi yapınız ,kendinize olan saygınız yansıyor aslında lakin cevremizdeki insanlar öyle değil,siz naiflestikce onlar kabalasiyorlar hak görüyorlar herşeyi,saygıyı herkese,özveriyi sadece kendinize bunu asla unutmayın
 

ben de karşımdaki insan teşekkür etmeyi bilmediğinde, veya yapılanı küçümsediğinde
şoklardan şoklara giriyorum
 

evet, duruş pozisyonunuz bile karşınızdaki insanın size yaklaşımını belirliyor. Çok ilginç ama doğru.

deneyin
 
muhtemelen.
çok sınırları olan aşırı iradeli mükemmeliyetçi bir annem vardı.
hayatimin hiçbir anında duygusal olarak bir anne hissini hissetmedim , çocukken ya da 18/20 yaşına kadar bu konuya çok çok üzülüyordum
ama onu sonunda böyle kabul etmeye karar verdim.
hayatımda anne olarak değilde yakınımda olan biri olarak gördüm tüm duygusal beklentimi sıfırladım. maddi beklentimi de aslında ...
böyle yapınca rahatladım , varlığı gözüme kötü gelmemeye başladı
aslında iyi yönleri olan biri ama kendimi onunla sinirlarimda biraz salsam çok ama çok tetikleniyorum hala.
 
Bu bende de var biraz. Kimseye yük olmayayim duygusu. Ama aslinda bunun yük olmadigini, insanlara bana yardim etmeleri icin firsat vermem gerektigini anladigimdan beri daha rahatim bu konuda. Hatta artik direkt ben istiyorum. Insanlardan yardim isteyememenin ozunde de kibir ve narsistligin yattigini dusunuyorum. Bunlari kabullendikten sonra, almaya basladim ben.
Is konusu daha farkli bence. Herkes yeni ise baslayinca bocaliyor. Gerekirse kendinden kidemsiz kisilerden destek aliyor. Özür dilemek bir yere kadar guzel bir davranis ama fazlasi -ozellikle bizim ulkede- eziklik olarak goruluyor. Iste tecrube aldikca bu sorunu halledersiniz.
Ailenize kira vermeyi onlarin kabul etmesini su sekilde yorumladim. Eger kirayi kabul etmezlerse sizin o eve gelmeyeceginizi dusunduler bence. O yuzden kabul ettiler.
Evet herkes bagimsiz olsun ama bence onun bile sınırı var. Hep kendi cercevemde yasayayim diye bir durum maalesef yok. Hayat müşterek. İnsanlarin size uzanmasina izin verin.
 
es konusunda darısı başıma diyorum , evlilik çok derdim değil ama beni destekleyen biriyle hayat paylaşmak hoş bir deneyim olurdu.
ben maalesef iliskilerimi hiç bu aşamaya getiremedim.
aslında özel hayatimda bahsettiğiniz olayı astım ben yani öyle sanıyorum ama siz ısmarlama olayı diyince şimdi sanki emin olamadım
yakin arkadaşlarımla kesinlikle böyle değilim
ama kendini her güzel şeye layık gören almaya tamamen açan muhteşem kadınlar var (biz de en az onlar kadar muhtesemiz sadece yollarımız farklı) ben birazda onlar gibi olmak , o alanı deneyimlemek istiyorum
 

Sizin haliniz aslında normal. Kibar, nazik birisiniz. Ama bizim toplumuzda edepsizlik yapan, dişini gösteren, yüzsüzlük yapan ciddiye alınıyor, önemseniyor. Daha çıkarcı davranmaya çalışın.

Bu kusura bakma, özür dilerim gibi cümleler yerine,
"Benim aklımda böyle kalmış emin olamadım, sende bir kontrol etsene"
"Gözümden kaçmış, dikkat etmemişim"
"Sen halletiysen bana gönder"
"Demek bu böyle olacak, ben tekrar gözden geçireyim"

Üniversiteye kadar bende böyle kibar nazik biriydim. Üniversite ortamım tam kurtlar sofrası gibiydi. Böyle karakterime nolduysa, bir çirkef, bir edepsiz güncellemesi aldım. Yeri geldiğinde edepsizlik yapmak çok fark ediyor, her ortamda. Hak ediyor bazı insanlar. Siz şimdi işyerinde kibarlıkta değil demeniz gerektiği gibi tşk ediyorsunuz, eksiğiniz varsa belli ediyorsunuz ki kendinizi geliştirebilesiniz ama insanlar bunu anlamıyor, bunu zayıflık olarak görüyorlar. Bu her ortamda böyle, eğitim seviyesi, maddiyat bir değişken değil. Toplumumuzun düşünce yapısı çok yanlış maalesef.

Ek olarak aile ve arkadaşlık gibi ilişkilerinizde hep veren taraf olursanız olmaz. Karşılık bekleyin. Gerekirse sözlü olarak beklentinizi iletin. Önceliğiniz kendiniz olmalı hayatta.
 
şu kısım o kadar doğru ki temelinde bence de ben nasıl bunların eline düşerim hissi var
halbuki hepimiz birbirimizin elindeyiz ve hayata birbirimize karşı çok aciziz.
Umarım ben de sizin gibi ilerleme kat edebilirim
 
Birinden bir şey istemeyi ayıp olarak gördüğümüz için almaya kapalıyız.Küçükken annemin yanında bir arkadaşına gittiğimiz de annem tembihlerdi önceden.Sakın yaramazlık yapma,evi kariştırma,bir şey isteme ev sahibinden,ikram edilen şeye teşekkür et.Çiğlik etmek gibi bir şeydi benim gözümde birinden bir şey istemelk.Belki ben kafamda birinden bir şey istemeyi ayıp olarak kodladım.Sizin benzer deneyimleriniz var mı?
 
Aslında çok da anormal hiçbir durum göremedim. Gayet nazik, bağımsız, kimseye muhtaç olmayı sevmeyen ve sorumluluk sahibi bir kadın gördüm. Amaaaa bu toplum nezaketi eziklik olarak yorumladığı için dert haline gelmesine de şaşırmıyorum.
Ben de sizin gibiyim, geçen kahve fincanından özür dilerken arkadaşım yıkıldı gülmekten. Halbuki istemsiz "ay çok özür dilerim" diyiverdim çünkü sakarlık yaptım.. 6 aydır ailemi görmüyorum, tatilde gittim 3 gece kaldım döndüm. Yalvardılar gitme diye, yok, sevmiyorum yük gibi hissediyorum başka yerde kendimi. Çok da yüklenmeyin kendinize. Ayrı eve çıkınca daha iyi hissedersiniz. Ama iş yerinde en azından rol yapmanızı, azıcık sert durmanızı tavsiye ederim, ilerisi için..
 
Akıl vermek veya yapmak istemediğiniz bir şeyi yapın diye sizi darlamak haddim değil ama benzer şeyleri ben de düşünüyordum, ara sıra hala düşünüyorum ama yönetebiliyorum durumu artık. Terapi alma nedenim bu düşünceler değildi ama terapi bütünsel bir süreç, arada bu da düzeldi büyük ölçüde. Bende şöyle ilerledi örneğin, kendime saygım sizin gibi çok büyüktü (hala öyle), çok katı sınırlarım vardı (hala var), e madem ben kendime saygı duyuyorum, bir başkasına hak gördüğüm şeyleri neden kendime layık bulmuyorum? Örneğin hata yapmaya örneğin yardım kabul etmeye hakkı varsa bir başkasının, madem ben kendime de değer veriyorsam, kendimi bu hata yapma hakkını neden mahrum ediyorum? Burada bu şekilde iletişim kurmak zor ancak kendine saygı duyma - net sınırlar çizme - kendine yeten güçlü kadın olma - yardım kabul etmeme döngüsünü anlayabiliyorum. Terapi seçeneğini en azından gündeminize almanızı içtenlikle tavsiye ederim. Kendimizi bu kadar yormaya hakkımız yok.
 
evet siz deyince hatırladım maalesef bir çok var ,
çocukken ailemden duygusal olarak inanılmaz koptum ve sonrasında da hep kopuk bir hayat yaşadım.
üniversite döneminde babamla tekrar duygusal bağa geri döndüm ama annemle hiç dönüş olmadi
2 hafta sonra 31 e gireceğim sanırım bundan sonra hiç olmaz.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…