- 24 Nisan 2018
- 660
- 382
- 23
- 32
- Konu Sahibi resurrection93
-
- #101
Biz de neredeyse 1,5 senedir bir iş için uğraşıyoruz. Açık söyleyeyim, yoktan çevre yarattık. Tanıdıklar da var yani işin olması için. Yani az buçuk tanıdıkla bir yerlere gelmeye çalışıyorum, işi almaya çalışıyorum. Devlete bağlı bir iş sayılır. Bu iş için oldu olacak deniyor, ertesi gün gidiyoruz bambaşka tavır falan. 2 seneye yakındır böyle bu. Ve artık çıldırma noktasına geldim. Her ağızdan bir ses çıkıyor. her seferinde farklı bir şey oluyor. Dediklerinize harfi harfine katılıyorum. Ben 1 değil 2 alanda kendimi geliştirdim. Hem mütercim tercüman oldum, hem spor eğitmeni. Ama 2 alanda da “hah işte bu” diyebileceğim gönlümce bir işe başlayamadım. Benden de kaynaklı sorunlar oldu elbette ama genelde işletmeden kaynaklı sıkıntı çektim hep. Her gün görüyorum duyuyorum en ufak vasfı olmadan büyük büyük yerlere gelenleri bazı güçler (!) sayesinde. Kimsenin kimseye saygı duymadığını üniversiteden mezun olup ayağımı iş hayatına attığımda acı bir şekilde öğrendim. Okul bitirmek için bir taraflarımı yırttım baya ama şimdiki aklım olsa uzatırdım hiç boşluğa düşmezdim bir süre. Benimle aynı anda mezun olan arkadaşlarımın bazıları sekreterlik, banka işlerine vs bile yöneldiler yokluktan. Bütün bu saydıklarım ve kötü şansım birleşince hayat benim için iyice çekilmez oluyor.inanmam sadece insanlar kötü, memleket kötü.
Kimse işini saygı duyarak düzgün yapmıyor, iş gördürebilmek için hemen her devlet kurumunda tanıdığının olması lazım.
Mesela ülkemizde arabalar insanlardan daha değerli ve kimse bunu sorgulamıyor. Arabalar belli periyodlarla muayneye götürülmek zorunda insanlar değil. Arabaların muaynesinde randevu alıyorsun ve randevu dışında bir gün gittiğinde mümkün değil muayne olamıyorsun, çünkü tesisin belirli bir kapatisesi var ve fazlasına bakmak arabaların düzgün muayne edilememesine yol açar. Ama doktorların çoğuna sabahtan gidersen aynı günde muayne olabilirsin, çok daha fazla kayıt açılabilir, ama önemli değil insanların muaynesi aceleye getirilebilir yeter ki herkese bakılsın, nasıl bakıldığı önemli değil. ama arabaların muaynesi aceleye getirilemez...
Tanıdığının olmadığı kurumlarda oradan oraya boş boş dolanıp durursun kimseye soru soramazsın. Sorduğunda asık yüzle cevaplar alırsın ya da yüzüne bön bön bakar aman neyse dolmuşum ben.
Bilinçaltını temizlemek gerekiyor evet.Bence karma değil de bilinç altı olabilir neyi kendine çekersen o gelir elinde sonunda bunu çok iyi biliyorum... (kendimden)
tamam kuzum deneyeceğim çünkü ihtiyacım varOnu tam bilemicem sekerim ama telefondan acsan uzaktan dinleye dinleye uyusan da olur bence ya da laptoptan
İnsanın üst üste şanssızlık yaşadığı durumları sürekli yaşaması, sürekli bu da olmaz denilen şeylerin başa gelmesi tarzında açıklanabilir... Yani sanki bir şanssızlık yapışmış gibi hisseder insan. Bende öyle en azından.
Benim de hatam vardır. Ama başkalarına daha kolay şeyler gelirken bana elle seçilmiş gibi en zorlarının gelmesi kötü şans. Bu hayatımın her alanında böyle. Sadece sınav konusunda değil. Hep en abuk şeyleri kendime çekmişimdir. Tesadüf olduğunu düşünmüyorum yani.Ama pilates eğitmeni olacaksanız, zaten kolaydı zordu demeden bütün hareketlere hakim olmanız gerekmez mi? Yani şu benim başıma gelse, ya yeterince çalışmadım ya da bu iş için fiziksel yeterliliğe sahip değilim derim.
Bir de karma tanımınız bana yanlış geldi. Karma denen şey, bizden bağımsız bir dış etken, şanssızlık gibi bir şey değil ki, onu suçlayalım. Tam aksine hayatta yaptıklarımızın ya da yapmadıklarımızın dönüp dolaşıp bize etki etmesine deniyor. Eee o zaman karmayı değil, ben ne yaptım ya da yapmadım kısmını düşünüp, ona göre düzeltme şansımız olan şeylere odaklanmak lazım. Herhalde aynı sınava tekrar girebilirsiniz. Karmayı filan sallayın, çalışmaya bakın.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?