• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Muhtaç Olma Korkusu

aynısını babam derdi bana. benim kızlarım her işi yapar kimseye muhtaç olmaz. iyiliğimiz içindi elbet. arabanın lastiğini değiştirmekten tutun da pek çok şeyi bana öğretmiştir. ha çok işime yaradı dediği gibi her işimi kendim hallederim. ablam biraz daha hanım yetişti o da sonradan gerçi her işi öğrendi. aslında annneniz kendinize yetmenizi kimseye muhtaç olmamayı öğretmeye çalışmış kendince. başarılı da olmuş. ama insanız neticede şartlarımız değişebilir. ben de asla hata yapmamalıyım psikolojisinden çıkamadım hiç. mükemmel olmak zorundayım sürekli. çok büyük bir baskı oluyor insanın üstünde haklısınız. umarım yenersiniz.
 
Konu sahibi, seni en iyi ben anlarım:) benim ailemden 'oku,kismeye muhtaç olma' sözünü belki yüz bin kere duymuşumdur. Annem, kendisini okutmadilar diye ve potansiyeli olduğunu düşündüğü için çok kızgın ailesine (sonradan açıktan okudu) . O hırsla 'ben okumadım çocuklarım okusun / beni okutmadilar,okula gidenlere pencereden bakar aglardim. Ben kendi cocuklarimi okutuyorum onlar da salak, karnede üç getiriyor' falan muhabbetleri falan evimizin olmazsa olmaziydi 😅😅😅
Babam da hep 'erkek okumasa da olur - her işi yapar ama kadın okumalı, yarın bir gün pştun pzevenkin eline bakmamali' derdi 😂😂
İyi geceler cümlesi kadar sık duyduğum cümleler bunlar.
Onları anlıyorum ama bu benim hayatım. Anne ya da babamin (ki babamı çok severim) hayallerinin benim hayatımın önüne geçmesine asla izin vermek istemem.
Ablam mesela, böyle bir evde büyüyen bir çocuk olarak unisi biter bitmez evlendi, bir de çocuk doğurdu :) şimdi eşi ve çocuğuyla evinde çalışmaktan gayet mutlu.
Mutlu yani, mutlu olmanın binlerce yolu var.
Ben de 25 yaşındayken işten istifa edip Avrupa turuna çıkmıştım, döndüm bir buçuk seneye yakın iş bulamadım. Günlük part- aylık part çalışıp ailemden yüz lira bile istemeden kendimi gecindirip boş vakitlerinde de seyehat ettim. Ailem mutlu değildi bu durumdan ama ben çok mutluydum.
Sonuçta mutlu olmanın bin türlü yolu var, dediğim gibi.
Kimse ailesinin istediği şekilde yaşamak zorunda değil. Uçurtma avcısında bir söz vardi 'Çocuklar, boyama kitabı değildir. Onları en sevdiğin renklere boyayamazsın'
Sen de bunu kabul et bence.
Ne annenin hayalindeki çocuk olmak zorundasın ne baska bir şey.
Hatta anneyle yüzleşmek çok iyi gelir böyle durumlarda, kendimden biliyorum:))
 
Soruldu mu bilmiyorum ama peki babanız ? O nerdeydi? Ben güven ve emniyet duygusu babadan alınıyor diye biliyorum yanlışsa düzeltin lütfen. Siz kendinizi emniyette hissetmiyorsanız, her an birilerine muhtaç olacağım telaşı içindeyseniz bunun sebebi babanızdan alamadığınız güven de olabilir.
 
Bence anneniz çok doğru bir öngörü ile çocuk büyütmüş. Günümüz hayat koşullarında 'Allah kimseyi kimseye muhtaç etmesin' çok doğru bir mantık. Ama sizin kişiliğiniz buna uygun olmadığı ve tam olarak onun ne yapmak istediğini içselleştiremediğiniz için size yanlış gelmiş.

Hayatta çocuklarımıza en büyük tavsiyemiz : kimseye sırtınızı dayamayın olmalı.
 
Bizi de kimseye muhtaç olmayın diye büyüttüler ama bu kimseye sırtını yaslama, kimseye güvenme vs demek değildi ki. Yeri geldiğinde masaya yumruğunu vurup ceketini alip çıkabilecek gücün olsun demekti. Ya siz olayı yanlış anlamışsınız ya anneniz yanlış anlatmış bilemedim.
 
Bir demir lady olarak yaziyorum, gecen gun farkli bir konuda sana ve kalbinin yumusakligina laf atmistim hatirlarsan 🥰 sen demir lady degilsin, yani o boyutta degilsin findik kurdum. Ben merhamet etsem de bunu belli edemeyecek kadar demirim ama sen bana gore biraz daha minnossun o yuzden bi rahatla oncelikle 🤗

benzer sekillerde yetismisiz, asiri notr gorunuyorum disardan yani ne sinirlenirim ne aglarim ne de kahkahalarla gulerim. O kadar notrum ki karsimdaki insani rahatsiz eder bu halim ve tek sebebi yetistirilme seklimiz ben de farkindayim ama ne olursa olsun ben yanindayim konusmak istedigin zaman 🤗🤗🤗
Öyle kıymetli ki bu. Gerçekten. Dün geceden sonra bunları duymak çok iyi geldi. Rahatsızım, düzelemiyorum, ağlattın beni :(
 
annenız dogru olanı yapmıs da sız mevzuyu yanlıs anlamıssınız :) muhtac olma korkusu asılamamıs muhtac olmayacak kadar guclu kalabılecegınızı amaclamıs kendı gucunuzu gostermıs kendı degerının gucunun farkında ol hayat acımasız zor sırtını dayama kımseye en cok kendıne guven demıs helal kadına

ozellıkle guclu olması empoze edılmelı guclusun herseyın altından kalkarsın kımseye muhtac olmadan boyun egmeden basarırsın diktelerı en dogru sey zaten

bensız hıc bırsey yapamazsın mı deseydı kendıne bagımlı mı buyutseydı :)
Ben neredeyim, ne diyorum. Siz neredesiniz. Neyse.
 
Anneniz genlerinizdeki bu gucsuzlugu farkedip sizi ayakta tutmak istemis olabilir mi?
Sadece ogrenmek icin soruyorum,cunki esimin tarafinda da amacsizlik,sebatsizlik gibi karakter ozellikleri var.
Ben de bunun farkina vardigim icin cocuklarima 2 kat daha dikkat ediyorum,destekliyorum ve amac asilamaya calisiyorum.
Annenizin ogutlerini veriyorum ben de,simdiden farki da goruyorum,neyi yanlis yapmis anneniz anlamaya calisiyorum su anda...
Amaçsız ve sebatsız olsaydım şuan hedeflediğim yerde ve hayatta olmazdım. Çok açık soracağım ? Hiç mi sevilmediniz ? Neden bu kadar kötüsünüz ? Bunun adı kötülük çünkü. Bile isteye insan kırmaya yaralamaya çalışmak. İstiyorsunuz ki çocukken yaşadığınız travmaları ben de yaşamış olayım ki , anca o zaman. Yazık. Eşinize inanılmaz üzüldüm. Gerçekten.
 
Başka bir konuda bir üye, Kadınlar Kulübü önceden herkesin bir çözüm aradığı, çözüm bulduğu bir yerdi ancak şimdilerde herkes başkalarıyla alay etme peşinde, kimsenin kimseye karşı bir hassasiyeti kalmamış demişti. Sizin konunuzda da aynı onu gördüm. Bir işiniz ve eşiniz var diye prenses olmuşsunuz bakın şu işe.. Bir kere burada yaşadığınız her şeyi anlatmak zorunda değilsiniz, ki siz de normal olarak küçüklükten beri mükemmelliyetçi bir anne tarafından büyütülmenin ileriki yaşlarda üzerinizdeki yükü kimseyle paylaşmak istememe itiyadından ötürü sizde tahribatlara yol açtığından bahsetmişsiniz. Ki çok dikkat ettim annenizi suçlamamışsınız bile. Lütfen buradaki yorumlara takılmayın, herkes kendi savaşını veriyor şu hayatta, sırf bu yüzden bile insanlara nezaket çerçevesinde davranmak bu kadar zor olmamalıydı.. Tecrübenizi paylaştığınız için kendi adıma teşekkür ederim. Daha çok şey yazmak isterdim ama bir üye tam da içimdekileri yazmış, bir sonraki mesajda da ona teşekkür edeceğim.
Öncelikle teşekkürler, ama lütfen bazı yazarlar annemi yerdiğimi söylemiş ki; tek saç teline canımı veririm. Benim konudaki tek amacım; çocuk yaşta elbette bu konuda bilgilendirilir çocuk da baskı yapılmazdı. Sonuçlarını bildiğimden uyarmak istemiştim.
 
Yazdıklarından çok etkilendim ve seni çok iyi anladım arkadaşım hatta seni okuduktan sonra kızımla olan ilişkimde hatalar farkettim ve bundan sonraki davranışlarıma sözlerime daha dikkat etmeye karar verdim.

Benim annem senin annenin tam zıddı olarak boşver okuma kocan sana baksın diyen bir tipti. Elimden kitabı çekip alan bir kadındı. Kitap okuyacağına elişi yap diyen bir kadın. Evde besleme gibiydim tüm ev işlerini üstüme yıkmıştı. Her sene zorla okula gittim. Her sene okulu bıraktırdı. Her sene ağlaya ağlaya yeniden başladım. Okula gitme şartım tüm mutfak temizliğini yapmamdı. Bazen sırf mutfagı temizletmek için bana oyun oynadığını düşünüyorum .Hatta son sınıfa 1 ay falan geç başladım. Deşifre olmamak için ayrıntı yazmayacağım ama şehrin ileri gelenlerinden biri babamı ikna etmiş de öyle yeniden başladım okula. Komşuların toplanıp yapma etme kızın hayatı ile oynama diye evimize gelip annemi ikna etmeye çalıştıklarını hatırlıyorum. Okulumu birincilikle bitirdim o sene sınava dahi giremedim izin vermedi annem. Ertesi yıĺ ise yine birilerinin çabaları ve ikna çalışmaları sonucunda hiç ders çalış(a)madığım halde İstanbul'da çok iyi bir üniversiteyi kazandım. Bu arada yüzlerini bile hatırlamadığım insanların benim için harcadıkları çaba sebebiyle onlara sürekli dua ediyorum. Allah cennetine koysun onları.

Benim hiç birilerine yük olma kaygım yok ama mesela ben de şöyle bir durum var. Annen beni hep çok eleştirdi. Hep sen aptalsın sen salak mısın sen çok safsın vs diye diye hala kendimi gerizekalı gibi hissediyorum. Böyle demesinin sebebi evlenip kocamı kendime köle edebilecekken zor yolu seçip kendi ayaklarımın üstünde durmaya çalışmam. Aynı zamanda bir de sadece burada rahat konuşabiliyorum kimle nerede ne zaman konuşsam sonrasında pişman oluyorum. Bu yüzden kendimi hep geri plana atıyorum. Mesela arkadaslarla toplandık öyle havadan sudan konuşuyoruz eve gelince derin bir pişmanlık kendini berbat hissetme durumu. Bu yüzden insanlardan kaçıyorum. Kimseyle konuşmak istemiyorum. ( Bu arada sevilen sayılan biriyim çevremde . Biri bunları okusa çok şaşırırdı) Ya da sadece suya sabuna dokunmadan hep kenardan konusuyorum hiçbir gerçek fikrimi söylemiyorum. Ama yine de sen aptalsın sen salaksın yeminlen gerizekalıyım ben sözleri hep aklımda ama hep...
O günlerin mükafatı orada, ahirette inan bana. Yaralarından kocaman sarılıyorum kardeşim benim.
 
Soruldu mu bilmiyorum ama peki babanız ? O nerdeydi? Ben güven ve emniyet duygusu babadan alınıyor diye biliyorum yanlışsa düzeltin lütfen. Siz kendinizi emniyette hissetmiyorsanız, her an birilerine muhtaç olacağım telaşı içindeyseniz bunun sebebi babanızdan alamadığınız güven de olabilir.
Belki de , babam biraz daha çekingen bir yapıdadır. Annem baskındır benim, yani annem ne derse o olur :)
 
Bence anneniz çok doğru bir öngörü ile çocuk büyütmüş. Günümüz hayat koşullarında 'Allah kimseyi kimseye muhtaç etmesin' çok doğru bir mantık. Ama sizin kişiliğiniz buna uygun olmadığı ve tam olarak onun ne yapmak istediğini içselleştiremediğiniz için size yanlış gelmiş.

Hayatta çocuklarımıza en büyük tavsiyemiz : kimseye sırtınızı dayamayın olmalı.
Tavsiye... işte anahtar kelime. Bana tavsiye edilmedi. Yıllarca beynim didiklendi. Hep en iyi en başarılı en akıllı en bilmem ne olmam için...
 
Ben neredeyim, ne diyorum. Siz neredesiniz. Neyse.
enteresan gercekten :KK70: :KK70: :KK70:

baska gezegenden konusmuyoruz
konunuz muhtac olma korkusu ve annenızın yetıstırme tarzı ıcın keske boyle yetıstırmeseydı ıyı yapmadı demıssınız
bende burdakı cogu arkadas gıbı annenız dogru olanı yapmıs dedım
bana verdıgınız cevap ıse ben ne dıyorum sız ne dıyorsunuz seklınde

sahı gercekten ne dıyorsunuz ???
 
Kızlar selam, bu konuyu yeni evlat yetiştirmeye başlayan kızkardeşlerim için açmak istedim. Çünkü genç kızlığım ve genç kadınlığım hep bu mutaç olma korkusu ile geçti. Çalışan bir annenin çocuğuyum ve iki kardeşiz benden 14 yaş büyük bir ablam var ve o da ikinci annem gibi oldu. Çocukluğum gündüzleri anneannemde akşamları ve haftasonu kendi evimde geçti. Annemin yorucu ve yıpratıcı bir işi vardı, o dönemlere göre beyaz yaka bir işti ama üzerindeki psikolojik baskı çoktu zannediyorum. Tahammülsüz sürekli gergin bir kadındı, hala daha öyle. Ablama pek yetişemedi ama beni hep “kimseye muhtaç olmayacaksın, herşeyine kendin yeteceksin, kendine yaslanacaksın, ben sizler için çalışıyorum okuyacaksın” baskısıyla büyüttü. İyi bir üniversitenin kabul gören bir bölümünü dereceyle bitirdim, mühendisim, sosyal hayatı aktif gülen güldüren bir kadın oldum hep, ama içim o derece yıpranık ki; en ufak bir hata da , hastalıkta, tartışmada, kendimi inanılmaz kimsesiz hissediyorum. Kimseye müdana etmediğim için ve çocukluğumun buhranına sarılıyorum. Günlerce dua ettiriyordu bana annem, ‘allahım birine muhtaç olacaksam muhtaçlığım bir tek sana olsun’ diye. Başarı, seyahat, dostluk ve keyifle dolu bir yaşantım oldu ama arka planda hep bu var. Geç evlendim, neredeyse tüm dünyayı gezdim. Ama küçücük bir şehire tıkılıp kaldım. Evliliğimin hemen arkasından salgın başladı. 1.5 yıldır işsizim. Şuan da bu duruma takık vaziyetteyim. Sürekli tetikteyim, lütfen bunu çocuklarınıza yapmayın.
Güçlü çocuk, güçlü insan yetiştireceğim diye kızların içindeki o naif dişil enerjiyi yok etmeyin. Demir lady değiliz biz. Lütfen çocuk yetiştirirken buna dikkat edin...
Ben işin psikolojik boyutunun eğer kişi genlerinde güçsüzse, erkek gibi canhıraş yaşamak istemiyorsa bu yaşamı, onu çok zorluyor çoculukta yapılan bu baskı demek istiyorum.

Gerek konuda gerek yorumlarınızda sizin tabirinizle sürekli bir "naif dişil enerji" vurgusu var ama benden söylemesi dişil enerji öyle zannettiğiniz gibi naif bi enerji değildir; aksine dişlidir, güçlüdür, dayanıklıdır, sızlamadan yapılması gerekeni yapandır, üretendir, yaratandır, hırçındır ve hatta yıkıcıdır.

Evet erkek fiziksel kondisyonu itibariyle kadından çok daha iyi bi konumdadır. İşte bu yüzden kadın her zaman erkekten çok daha iyi bi savaşçı olmuştur, olmak zorundadır zira aksi halde varlığını sürdüremez.

Dönün bi doğaya bakın mesela. Yalnız başına, kimseye yaslanmadan yavru büyütürken aynı anda tüm koşullara; doğaya, diğer canlılara ve kendi türünün erkeklerine meydan okuyan dişilere bi bakın. Nerede naiflik? Doğanın kendisi dişildir bi kere, siz doğanın düzeninde herhangi bi naiflik görebiliyo musunuz?

Bi insanlık tarihine bakın sonra, kadınların çesitli sebeplerle sistematik olarak çektiği eziyetlerden kaçını erkekler atlatabilir bi düşünün. Hayatı kimseye muhtaç olmadan, canhıraş yaşayan cinsiyet kimmmiş, kendine yetmek sadece kariyerden mi ibaretmiş yoksa maddi manevi bi bütün olarak var olma savaşı mıymış, anneniz size ne anlatmaya çalışmış bi bakın.

Bazı aileler bile isteye bu dişil gücü kızlarının elinden almaya, onların kollarını kanatlarını kırmaya çalışırken arkanızda dağ gibi duran ve bi gün sizi de kendi gibi dağ gibi görmek isteyen bi kadını yersiz suçluyorsunuz. Bu kadar güclüyken, potansiyelinizi gerceklestirin diye çabalayan bi anneniz varken yapabileceklerinizi düşünüp bundan haz almak yerine kimseye yaslanamama (bakın yardımlasamama, bağ kuramama demiyorum cünkü siz de demiyorsunuz) korkusu yaşamanız ne derece sağlıklı bunu düsünün.
 
Son düzenleme:
Back
X