Ben de sıkıntısını çekmedim değil, hala vardır, hayatım da bir dönüm noktası daha yaşadım.. Bir tecrübe daha.
Ama gerçekten ağırlık vardı çok üstümde, gidince o kadar iyi anladım ki.
Eskileri anma özleme zamanlarım geçti gibi, oluyordu tabi..
Benim için değerli bir insana sabrımın sonuna kadar şans veririm, beklerim(bir daha ne kadar olur, olur mu bilmem) sonrası zaten "acımasız" damgası yerim olması gerekeni yaptığım için, çünkü onlara göre bir sorun yok, işlerine gelmez, görmezler, suçlamak için yer ararlar... (Belki de daha önceden acımasız olmak gerekiyordu) Geriye dönüp bakma ihtimalim de çok düşüktür çünkü artık tahammülüm kalmamıştır, kaldıramıyorumdur, geriye at at yer kalmamıştır. İstesem de içim almaz, doğru değildir.. Yine aynı sıkıntılar...
Yalnızlık daha güzel kalabalıkta yalnızlık çekmekten. Ama elbette ihtiyacı olur insanın en azından bir tane gerçek dosta, dostluklarım bitmiş sıkıntısını yaşarken annem ameliyat oldu o ara artmıştı sıkıntım, yanımda olabilecek bir kişi yok.
"Allah, yalnızlığı, yalnızlığın ortağı olan dostluk olmaksızın yaratmazdı. Havva'yı Adem'in yalnızlığını bitirmek için yaratmıştı. Ne merhemi olmadan ağrı ne de doygunluk olmadan açlık var olamaz. Yalnızlığın ilacı beklemekten geçer, çünkü yalnızlık sadece zamanın bir oyunudur: Bir bütünün parçaları yalnızca anlarla birbirlerinden ayrılmışlardır.
..."
Aşkın Gözyaşları Hz. Mevlana kitabından, malum durumdan daha bir ilgimi çekmişti : )
Bir şekilde gelecektir diliyorum ki.