Beni bu söz derinden etkilemişti ve ister istemez de beklenti çıtamı yükseltmişti HİS cim..Ama kitabın kapak yazısı çok güzelmiş gerçekten püsküütüm... İçeriği farklı olsa da buz sözü tuttum....
Nihayet sıra geldi Son Ada' ya.. heyecanla bekliyordum yorumunu.. Buradan çıkınca doğru başlığımıza bakmam lazım.. yerimsenibenSon Ada - Zülfü Livaneli okuyorum.
Açıkcası şu an kitap beni sarmış durumda... Her zamanki Zülfü akıcılığı var anlatımında. Yine Zülfü yapacağını yapmış ve değişik hayal gücü ve kendine has olay kurgusuyla parmakla gösterilebilecek bir kitap ortaya çıkarmayı başarmış... Meğer topluma ve doğaya ne kadar zarar verdiğimizi itiraf ettiriyor bize... Ah biz insanoğlu diyorsun okurken...
Çok değişik bir anlatım tarzı ve olay örgüsü var kitabın.... Zülfü bu tarz değişik bir anlatım tarzını Bir kedi, Bir adam, Bir ölüm isimli kitabında da yapmıştı... Tavsiye ederim iki kitabı da.... Sevgiler....
Bahsi geçen kitabı okumamıştım.. Detaylar okuma isteği uyandırdı.. Paylaşımın içeriği nedeniyle tebrik ve teşekkürler.. a.s.Zülfü Livaneli'nin çoğu kitabı vardı evde ..
Ben sadece mutluluğu okumuş hayran kalmıştım.
Burda bahsi geçince aldım elime kitaplarının
Engereğin Gözündeki Kamaşma ile başladım ..
17.yüzyıl Osmanlı Sarayı ... Bir idam mahkumu olarak yıllarca ölümü bekleyen şehzade, birdenbire mutlak iktidarın sahibi olur. Öyle bir iktidar ki bu, ülkesinde yaşayayan milyonlarca insanın canı onun iki dudağı arasındadır. Saraydaki siyağı haramağası ise,cinsel gücü elinden alınmış bir hadım olarak tam bir iktidarsızlık simgesidir. Ancak bu iktidar alışverişi yön değiştirecek ve padişah mutlak iktidarsızlığın,haremağası ise padişah üzerindeki iktidarın temsilcisi olacaktır...
İnsan doğası ve ihtirasları üzerine alegorik bir deneme olan Engereğin Gözündeki Kamaşma,dünya basınında, hemden bırakılmayacak kadar sürükleyici hem de felsefi derinliğe sahip bir edebiyat eseri olarak selamlanmıştır.
Kitabı merakla ve son sayfasına kadar eksilmeyen bir zevkle okudu. İnsanın,düşsel,zalim ve bazen de umutsuz bir dünyayı keşfetmesini sağlıyor
Costa Gavras
Yalnız ülkemizde değil,dünyada da hayranlıkla karşılanacak.
Yaşar Kemal
Yunan okuru bu kitaba gereken saygıyı gösterecektir;çünkü bunu gerçekten hak ediyor.
Mikis Theodorakis
17.yüzyıl başındaki Osmanlı kalipsosundan günümüze dönük ince oyalı,psikolojik bir eser.
Çetin Altan.
Kitabın arka kapağından alıntılar ..
Bitince kendi yorumumuda eklerim ..
Son Ada da bitti şimdi Leyla nın Evi ne başladım... Henüz yorum yapabilecek kadar okuyamadığım için bir şey diyemeyeceğim... Zaman gösterecek....
Zülfü Livaneli'nin çoğu kitabı vardı evde ..
Ben sadece mutluluğu okumuş hayran kalmıştım.
Burda bahsi geçince aldım elime kitaplarının
Engereğin Gözündeki Kamaşma ile başladım ..
17.yüzyıl Osmanlı Sarayı ... Bir idam mahkumu olarak yıllarca ölümü bekleyen şehzade, birdenbire mutlak iktidarın sahibi olur. Öyle bir iktidar ki bu, ülkesinde yaşayayan milyonlarca insanın canı onun iki dudağı arasındadır. Saraydaki siyağı haramağası ise,cinsel gücü elinden alınmış bir hadım olarak tam bir iktidarsızlık simgesidir. Ancak bu iktidar alışverişi yön değiştirecek ve padişah mutlak iktidarsızlığın,haremağası ise padişah üzerindeki iktidarın temsilcisi olacaktır...
İnsan doğası ve ihtirasları üzerine alegorik bir deneme olan Engereğin Gözündeki Kamaşma,dünya basınında, hemden bırakılmayacak kadar sürükleyici hem de felsefi derinliğe sahip bir edebiyat eseri olarak selamlanmıştır.
Kitabı merakla ve son sayfasına kadar eksilmeyen bir zevkle okudu. İnsanın,düşsel,zalim ve bazen de umutsuz bir dünyayı keşfetmesini sağlıyor
Costa Gavras
Yalnız ülkemizde değil,dünyada da hayranlıkla karşılanacak.
Yaşar Kemal
Yunan okuru bu kitaba gereken saygıyı gösterecektir;çünkü bunu gerçekten hak ediyor.
Mikis Theodorakis
17.yüzyıl başındaki Osmanlı kalipsosundan günümüze dönük ince oyalı,psikolojik bir eser.
Çetin Altan.
Kitabın arka kapağından alıntılar ..
Bitince kendi yorumumuda eklerim ..
bir günde bitti ..
Akıcı bir dil ,hoş detaylar ..
Acımasızlığı anlatırken tarihi dekor olarak kulllanmış Livaneli ..
4 kıtaya hükmeden Osmanlıda ki şaşa ve acımasızlığı görebiliyorsunuz ..
Kadınların ihtiraslarını ve eşya muamele görmesine şahit oluyorsunuz ..
Tarihle ilgili güzel detaylar var
Tavsiye ederim ..
İzninizle listeme alıyorum cokacimcoook
Zülfü Livaneli'nin çoğu kitabı vardı evde ..
Ben sadece mutluluğu okumuş hayran kalmıştım.
Burda bahsi geçince aldım elime kitaplarının
Engereğin Gözündeki Kamaşma ile başladım ..
17.yüzyıl Osmanlı Sarayı ... Bir idam mahkumu olarak yıllarca ölümü bekleyen şehzade, birdenbire mutlak iktidarın sahibi olur. Öyle bir iktidar ki bu, ülkesinde yaşayayan milyonlarca insanın canı onun iki dudağı arasındadır. Saraydaki siyağı haramağası ise,cinsel gücü elinden alınmış bir hadım olarak tam bir iktidarsızlık simgesidir. Ancak bu iktidar alışverişi yön değiştirecek ve padişah mutlak iktidarsızlığın,haremağası ise padişah üzerindeki iktidarın temsilcisi olacaktır...
ınsan doğası ve ihtirasları üzerine alegorik bir deneme olan Engereğin Gözündeki Kamaşma,dünya basınında, hemden bırakılmayacak kadar sürükleyici hem de felsefi derinliğe sahip bir edebiyat eseri olarak selamlanmıştır.
Kitabı merakla ve son sayfasına kadar eksilmeyen bir zevkle okudu. ınsanın,düşsel,zalim ve bazen de umutsuz bir dünyayı keşfetmesini sağlıyor
Costa Gavras
Yalnız ülkemizde değil,dünyada da hayranlıkla karşılanacak.
Yaşar Kemal
Yunan okuru bu kitaba gereken saygıyı gösterecektir;çünkü bunu gerçekten hak ediyor.
Mikis Theodorakis
17.yüzyıl başındaki Osmanlı kalipsosundan günümüze dönük ince oyalı,psikolojik bir eser.
Çetin Altan.
Kitabın arka kapağından alıntılar ..
Bitince kendi yorumumuda eklerim ..
bir günde bitti ..
Akıcı bir dil ,hoş detaylar ..
Acımasızlığı anlatırken tarihi dekor olarak kulllanmış Livaneli ..
4 kıtaya hükmeden Osmanlıda ki şaşa ve acımasızlığı görebiliyorsunuz ..
Kadınların ihtiraslarını ve eşya muamele görmesine şahit oluyorsunuz ..
Tarihle ilgili güzel detaylar var
Tavsiye ederim ..
"Adı belirsiz bir ülkenin başkentinde seçim günü bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başlayınca kimse oy atmaya gitmez. Öğleden sonra yağmur durunca, saat tam dörtte, seçmenler sanki emir almışçasına sandıkların başına koşarlar. Ama sandıklar açıldığında, kullanılan oyların yüzde 83'ünün boş olduğu ortaya çıkar. Bunun bozguncu bir grubun, dahası uluslararası bir anarşist örgütün işi olduğunu düşünen hükümet olağanüstü hal ilan eder.
Yıllar önce kenti saran 'körlük' salgınından kurtulan tek kişinin bu olayla bağlantılı olduğundan kuşkulanılır. 'Beyaz veba'nın öteki kentlere de yayılmasını önlemek için başkent abluka altına alınır, bir polis komiseri suçluları bulmakla görevlendirilir."
GÖRMEK / José Saramago
Kapak yazısını alıntıladığım bu romanı ile 1998 Nobel ödülünü alan Saramago etkilendiğim, hayal gücü derinlikli yazarlardandır. Yazar "Körlük" kitabında da, bir kentte aniden başlayan ve hızla yayılan körlük hastalığının, ahlaki değerlerin çöküşüne nasıl yol aldığını anlatıyordu.. O kitabını da keyifle okumuştum.. Yukarıdaki alıntıdan da anladığım kadarı ile bir önceki kitabına atıfta bulunuyor.. demek ki aynı kentte geçiyor olaylar. Adı belli olmayan kentte..
Şimdi yine beklenti çıtam yüksek.. Bakalım ne sürprizler hazırladı Saramago.. :asigim:
Nerden de bulursun bu tarz konulu kitapları hayranım valla.... Özellikle mi seçiyorsun Püsküütüm... kaydirigubbakcemile3 Çok güzel bir konusu var ama bakalım içeriği nasıl olacak yorumlarını bekliyoruz artık...yerimseniben
Şu an "kıvılcım anı" nı okuyorum. İnsanlar üzerine bir inceleme- araştırma kitabı diyebiliriz, beni çok cezbetti. Hayatınızda ufak bir ayrıntıyı değiştirebilirseniz ummadığınız değişimler yaşayabilirsiniz. Düşün olsun tarzı kitaplardan değil. Deneylere, somut verilere dayanan bir kitap. Kendi adıma çok şey öğrendim.
"Ufak bir ayrıntıyı değiştirerek, umulmadık değişimler.."
ılginç geldi..
Zahmet olmazsa eğer; seni en çok etkileyen somut bir veriyi paylaşabilir misin?
Bir de yazarın adını mümkünse..
Keyifli okumalar dilerim.. a.s.
Malcolm Gladwell yazarı hatta dün düşünmeden düşünmenin gücü kitabınıda sipariş ettim yarın gelecek.
Kıvılcım Anı, daha çok insanlar üzerine bi inceleme kitabı gibi yani kişisel gelişim kitapları gibi değil, öyle yap böyle yap diye bir tavsiye kitabıda değil.
new york da metrolarda suç oranlarının aşırı yüksek olduğu bi dönemde aniden suç oranları keskin bir düşüş yaşamış herkez bu düşüşün değişik boyutlarını araştırıp bi tez öne sürmüş. Ama asıl düşüş nedeni çok basit bişey yeni bi emniyet müdürü atanmış ve metrolarda asla asla grafitiye izin vermemiş. Sırf grafitiyi ve temizliği sağlayarak suç oranında keskin bi düşüş yaşatmış yani. Normalde bi emniyet müdüründen önce cinayetleri, gasp olaylarını çeteleri engellemesi beklenir değil mi? ama adam oralara hiç takılmamış kafayı grafitiye takmış grafiti bi kıvılcım anı yaratmış yani.
kitapta değişik insanlardan, karakter diye birşey olmadığından, insanlar üzerinede deneylerden oluşuyo
bi de hapishane neden kötüdür diye bi deney var o da ilginçti. sıradan denekleri gardiyanlar ve mahkumlar olarak ayırıyolar, bunlar normal insan, ama zamanla deney yeri savaş alanına dönüyo, insanlar kendi var olduğunu sandıkları kimliklerden çıkıyorlar. Çünkü o ortamın havasına bürünüyorlar. İnsan psikolojisinde sadece o anda bile çevre ve ortamın en önemli şey olduğunu anlatıyor. yani karakterinin misyonun vizyonun bi önemi yok çevre ve o anki ortam karşısında.
Sosyal salgınlardan ve bu salgınların neden olduğunu anlatıyor.
ve bi oğlum olduğu için en çok dikkatimi çeken şey çocukların yaşadığı çevrenin bulundukları durumların aileden kat ve kat önemli olduğu gibi bi iddasıda var, eskiden tam aksi fikri savunurdum yani aile daha öenmli herşeyden derdim ama kitaptan sonra fikrim değişti.
okumam iyidir ama anlatma ve yazma konusjnda yeteneksizim kusura bakma
kaydirigubbakcemile3a.s.
İnsanlara karşı farklı bi bakış açısı yaratabilir, bi 70 sayfa kaldı, o sayfalardada neden takıntılarımız var gibi bi konuya değiniyo sanırım. Ve herkezin sevebileceği ve sıkılmadan okuyabileceği bi kitap değil açıkcası, bu tip konulara ilgi duyuyor olmak lazım, bi nevi insan belgeseli gibi bbc nin var ya :)
Malcolm Gladwell yazarı hatta dün düşünmeden düşünmenin gücü kitabınıda sipariş ettim yarın gelecek.
Kıvılcım Anı, daha çok insanlar üzerine bi inceleme kitabı gibi yani kişisel gelişim kitapları gibi değil, öyle yap böyle yap diye bir tavsiye kitabıda değil.
new york da metrolarda suç oranlarının aşırı yüksek olduğu bi dönemde aniden suç oranları keskin bir düşüş yaşamış herkez bu düşüşün değişik boyutlarını araştırıp bi tez öne sürmüş. Ama asıl düşüş nedeni çok basit bişey yeni bi emniyet müdürü atanmış ve metrolarda asla asla grafitiye izin vermemiş. Sırf grafitiyi ve temizliği sağlayarak suç oranında keskin bi düşüş yaşatmış yani. Normalde bi emniyet müdüründen önce cinayetleri, gasp olaylarını çeteleri engellemesi beklenir değil mi? ama adam oralara hiç takılmamış kafayı grafitiye takmış grafiti bi kıvılcım anı yaratmış yani.
kitapta değişik insanlardan, karakter diye birşey olmadığından, insanlar üzerinede deneylerden oluşuyo
bi de hapishane neden kötüdür diye bi deney var o da ilginçti. sıradan denekleri gardiyanlar ve mahkumlar olarak ayırıyolar, bunlar normal insan, ama zamanla deney yeri savaş alanına dönüyo, insanlar kendi var olduğunu sandıkları kimliklerden çıkıyorlar. Çünkü o ortamın havasına bürünüyorlar. İnsan psikolojisinde sadece o anda bile çevre ve ortamın en önemli şey olduğunu anlatıyor. yani karakterinin misyonun vizyonun bi önemi yok çevre ve o anki ortam karşısında.
Sosyal salgınlardan ve bu salgınların neden olduğunu anlatıyor.
ve bi oğlum olduğu için en çok dikkatimi çeken şey çocukların yaşadığı çevrenin bulundukları durumların aileden kat ve kat önemli olduğu gibi bi iddasıda var, eskiden tam aksi fikri savunurdum yani aile daha öenmli herşeyden derdim ama kitaptan sonra fikrim değişti.
okumam iyidir ama anlatma ve yazma konusjnda yeteneksizim kusura bakma
kaydirigubbakcemile3a.s.
İnsanlara karşı farklı bi bakış açısı yaratabilir, bi 70 sayfa kaldı, o sayfalardada neden takıntılarımız var gibi bi konuya değiniyo sanırım. Ve herkezin sevebileceği ve sıkılmadan okuyabileceği bi kitap değil açıkcası, bu tip konulara ilgi duyuyor olmak lazım, bi nevi insan belgeseli gibi bbc nin var ya :)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?