hanımefendi, konu sizin üzerinizden ilerlemiyor. ben zaten sizin durumunuzu anlıyorum. tabii ki hem aşık olup hem de iyi bir hayat sürmek herkesin hakkı. ancak küba haricindeki ülkelerde öyle kolay kolay ev sahibi olunamıyor. evliliğinizin ilk yıllarındasınız. aslında fena bir para da almıyorsunuz. eğer tatile çıkamamak, rahat bir hayat sürememek bu kadar içinizi acıtıyorsa belli bir birikim yapmadan evlenmeyecektiniz. kaldı ki siz bir de bebek yapmışsınız durumunuz iyi olmadan. diyeceğim odur ki birinden biri olmamalıydı. yani önce sağlam bir birikim daha sonra evlilik olmalıydı. şeyma subaşı örneğini de instagram konusu üzerinden verdim. şunu demeye çalışıyorum. o çok ihtişamlı hayat yaşayan hanımlar büyük bir bedel ödüyorlar. o bedeli ödemeselerdi onlar da hayatları boyunca kredi ödemek zorunda kalacaklardı. siz de isteseydiniz bunu yapardınız. atıyorum çıkardınız bir programa, maddi durumu iyi olan talip bekliyorum derdiniz ve bir araba dolusu adam gelirdi. evlenir rahat rahat yaşardınız. ama bunu değil aşık olduğunuz kişiyi maddi durumunu önemsemeden seçmişsiniz. şimdi de niye böyle oldu diyorsunuz.
sizin durumunuz aslında çok vahim olmadığı için bunu diyorum. hani benim gibi uzun yıllar kpssye girip torpili olmadığı için ortada kalan biri olsaydınız anlardım. ama aldığınız para zaten tatile çıkmak gezip tozmak için çok yeterli bir para. sistem sorgulamasına tabi tutulacak kadar yoksul değilsiniz. diyorum ki zaten kredi borçlarınız bittiğinde gezip eğlenirsiniz. ama şimdi de ev alacağım deyip kendinizi yeni bir borca sokuyorsunuz. yahu bi durun, bi keyfini çıkarın hayatın. evi yine alırsınız. bir de eşinizin durumunu bilmiyorum ama ona daha iyi bir iş bulmaya çalışmalısınız. iki elin sesi var diye boşuna dememişler. ben mesela işi gücü olmayan biriyle istediğim kadar aşık olayım evlenemem. çünkü aşk bir yere kadar, para olmayınca huzur bozuluyor. siz de etrafa özenmeyi bırakın, kendi hayatımı nasıl güzelleştiririm derdine düşün.