sanirim yoruldum artik :'(

sanırım bizde pek kulanılmadığı ve hoş bakılmadığı için bu şaşırttı beni..

canım narmiği hatırlarsın o da sıpa- sıpalarım derdi öyle severdi çocuklarını ki bilirsin iyi bir annedir.yani sıpayı dedem de çok kullanırdı bize.annelik bununla ölçülecek birşey değil
 

Çok kez agladigimi biliyorum..bu yaşananlardan ötürü...ve hani sipa kelimeme takan arkadaşlar acaba hiç mi çocuklarına bişey demiyo veya kendi annelerinden babalarından duymadilar merak içindeyim..
 

Özellikle boşanmış anne baba çocuklarında daha da dikkat edilmesi gereken bir davranış biçimi.

Boşanmış olmalarının çocukta oluşturabileceği boşluğu çocuğun her istediğini yapıp ,alan ebebeynlerde çok sık yaşanan bir durum.
 
Buradaki bazi kadinlar "Ben mukemmel bir anneyim, sinir kelimesi lugatimda yok, cocugumun .okunu bile yerim ne mide bulanmasi ayol." bilmisligine girmisler.

Anne olduklarinda/olacaklarinda ustun irk olduklarini/olacaklarini saniyorlar. Kendini savunmak zorunda birakildigi icin "cocuk 5 gundur bende." cumlesini kuran kadina "Ehe ehe, yakaladim. Bu cumleyi kac defa kurdun. Demek ki sana gelmesinden rahatsizsin. Ben cozdum ben cozdum." minvalinde sacma cumlelerle karsilik veriyorlar.

Bir kisim ise var ki cocuklarina sadece ama sadece asil insanlara yarasir sozcuklerle hitap ettikleri icin "ne sipa mi, aman ne igrenc." cumlesini gayet rahat kurabiliyorlar.

Cunku kadinlar mustakbel veya mevcut anneliklerini yaristirmaya bayiliyorlar. Tipki kadinliklarini da yaristirmaya kalktiklari gibi. Komiksiniz vesselam.

Arkadasim, cocuk iki anneyle buyudugu icin her sey daha zor olacak. Senin babasiyla konusman gerekiyor. Burada seni azarlayarak, kucumseyerek kendi anneliklerini, kadinliklarini yuceltmeye calisan kadinlarin hicbirinin cocuk egitiminden anladigi yok. Zira su cumleyi bile kuran var: "uvey oldugunuz icin her hareketine tahammul gostereceksiniz." Bu anlama cikan bir cumleydi iste.
Cocugun her istedigi yapilmaz. Istedigini elde etmek icin kendini yere atan bir cocuk var ise o cocugun yetistirilis tarzinda ciddi bir problem vardir. Eger bir uzmandan yardim alamiyorsaniz hic olmazsa televizyondaki super dadi'yi izleyin. Yardimci olacaktir. Esine bu bilinci vermen gerekir yalniz. Bunu da kuserek yapamazsin. Esinle konus. Umarim anlayisli biridir.
Cocugun kurallara uymasi normal sartlarda buyuyen cocuklardan daha zor olacaktir. Cunku siz duzeltmeye calistikca annesinden farkli bir tavir gorecek. Ama sabirla devam ederseniz sizin evinize geldiginde sizin kurallarinizla hareket etmeyi ogrenecektir. Annesine gittiginde yine eski cocuk olacaktir muhtemelen. Yalniz annesiyle iletisiminiz varsa ona da bahsedebilirsiniz bu durumdan, ne yapmak istediginizden. O zaman isiniz daha kolay olacaktir.
 
Son düzenleme:

faatcım bırak 4 yaşı 4 aylık kızım bile her şeyden anlıyor kızınca suratımıza bakmıyor dudaklar büzülüyor hemen ,evince kocaman gülüyor :)

yani çocuklar zekidir,insan kullanmayı bilirler :) geçen gün oğlumun biri beni yemek yememeyle tehdit ediyor düşün.

olay konu sahibinin öz anne olmaması.
 

Kesinlikle iki kez düşünülmeli...dediğiniz gibi her ortamda gözler benim üstümde oluyor
 

Ben derim ki bu yüzden çocuk yetiştirmek bir sanattır.

Çocuğu hiç ağlatmadan büyütmek değildir marifet, topluma karıştığında en az ağlayabileceği
yeterliliğe ulaştırmaktır..
 

Isır onun yanağını benim için
 
Canım selam ben bir gruba üyeyim sosyal medyada. Senin konundaki yorumları tam okuyamadım ama çalışan bir annesiniz sanırım ve çok fazla sorumluluğunuz var haliyle.En önemlisi de eşiniz size yardımcı olmuyor. Benimle çok benzer sizin durumunuz da böyleyse, ben sinirliyim eşim sinirli ve 17 aylık kızım da hırçın. Bu yazıyı okumuştum bahsettiğim grupta ve çok etkilendim.Sana da göndermek istedim,uygun zamanında okursan belki sizin evdeki durum da bundan olabilir.


AİLEDE,
HAYAT MÜŞTEREK DEĞİLDİR

• Güzel anneciğim;senaryo öyle değil işte...

- Bu yazı belki hoşuna gitmeyecek,
- Belki de, tepki gösterip beğenmeyeceksin...

* Ailede, eşler arasındaki hayat “müşterek” değil ki.

- Bunu bilmezsen, eşinle aranıza “kara kediler” girer.
- Bunu bilmezsen, çocuğunla aranızda “soğuk rüzgarlar” eser.
- Bunu bilmezsen, gelin-kaynana atışmalarını başlatırsın.
- Bunu bilmezsen, çocuğuna “bağlanamazsın”…

• Sana; hayatın müşterek olduğunu,
“on sekizinci” yüzyılda kimlerin söylediğini,
uzun uzun anlatmıştım değil mi…

• Özellikle “ilk 2 yıl”:
- Doyurması, uyutması, oynaşması, oyalaması, oynaması…için,
- Ufak-tefek hizmetlerini görmesi için,
- Ev işi,sofra işi sizin yapmanız için...
babaya çocuk “teslim edilmez”.

• Kısa aralıklar ve “acil” durumlar hariç;

- Kocaya çocuk “emanet” edilmez.
- Bey den, çocuğu “oyalaması” istenmez.
- Alt değişme, üst giydirme, pışpışlama…babadan istenmez.

• ÇÜNKÜ:

- Bunları anne yapmazsa;
çocukla annenin arasında “bağlanma” gerçekleşmez.
- Yanılmıyorsam, anneye “bağlanamamanın”,
çocuk için “bir tür delilik” olduğunu da anlatmıştım, birkaç paylaşımla.

• İşte bu delilik hali, koşar döner sizin başınıza patlar,
ve bir gün bana, bir çok anne gibi gelip:

- “Hocam bu çocuk beni delirtecek” diye onu şikayete geleceksin.

• Çocukların;

- Sizi üzen “TÜM” hallerinin altında, “bağlanamama” sorunu vardır.

• Aslında siz;

- Boşuna bana dert yanıyorsunuz,
- Pedagogların, Psikologların peşinde, “yoktan yere” koşuyorsunuz.

• Çünkü;

- Çocuğun kime bağlandığı belli değil çokçası;
- Bazen anneanne, kimi zaman babaanne, olmadı teyze,
o da olmadı bakıcı, ona da güvenemedik: Kreş…
- Sorarım size, siz olsanız kime bağlanırsınız?

• Kimseye “adam gibi” bağlanamayınca da,
minik kalbinizin üzerine gelip oturan o “stres” yumağının tesirinden kurtulmak için;
annenizin-babanızın başına evi yıkmaz mısınız…

- İşte, çocuk da onu yapıyor…
- Daha ne yapsın…küçük ki.
- Şu anda sadece yapabildiği;
- Saçınızı çekmek, kafasını yere vurmak, size eşya fırlatmak,
ağlama krizlerine girmek, misafir çocuklarının saçını başını yolmak,
sizi ısırmak, morartırcasına etinize çimdik atmak,
gücünün yettiği çocuğu pataklamak, isteklerini ağlayarak ifade etmek…
- Bunlar, “bağlanamamanın” “şimdiki” karşılıkları…
- Sokağa kaçamaz, evi terk edemez,
- “Aslanağzında” onu bekleyen insan avcılarına koşamaz…
- O günleri de gelecek…Ara ki bulasın çocuğu…

• Okul çağında ve ergenlik dönemlerinde,
çocuklarından yaka silkenlerin hallerini görmüş olsanız,

- O benim çok sık kullandığım tabirle:
çocuğunuzu, en az 2 yıl ve normalde 4 yıl;“cebinizde” taşırdınız…
- Benim bu tabirim, gelişigüzel, yakışsın…diye söylenmiş söz değildir…

• ÇOCUK RUHUNUN:

- Anneden alacakları başka, babadan alacakları başkadır.
- Siz; 2 yıl boyunca çocuğun bazı hizmetlerini babaya gördürürseniz,
- Çocuğun “antenleri karışır”,
- Sonra sizinle “frekaslarınız” tutmaz.
- Tıpkı, “karlanan” televizyon ekranı gibi,
“ben bu çocuktan bir şey anlayamıyorum hocam” dersiniz…

• Şayet:

- Bu senaryoyu “Yazan”,:
- “Çocuğun ruhsal ihtiyaçlarını, kim müsaitse o karşılasın”, diye yazmış olsaydı,
- İşte o zaman bugünkü gibi, ev hayatınız, “müşterek” olabilirdi…

• Oysa; kız olsun erkek olsun her çocuk 2 yıl boyunca;

- Anneden: Sevgi, şefkat, ilgi, sükünet, güven depolar…alması gereken bunlar.

• Babadan ise:

- Dirayeti, metaneti, dayanıklılığı,
- Otoriteyi, aile nasıl yönetiliri,
- Evi çekip çevirmeyi,
- Kadına nasıl davranılması gerektiğini,
- Nasıl bir erkekle evlenmesi gerektiğini…ruhuna “kopyalar.
• Annelik duygusu:
- Doğuştandır, içgüdüseldir,
- Kadının fıtratına önceden yüklenmiştir,
- Hazırdır…Bir çaba göstererek kazanılmaz.
- “Refleksel” bir olgudur…ve ömür boyu sürer.

• Babalık duygusu ise:

- Belirli faktörlerin devreye girmesiyle,
- Ve, “zamanla” kazanılır.
- Çocuğun, özellikle 2-3 yaşından sonraki çocuksu tavırlarıyla,
teşvikleriyle ve kışkırtmasıyla…
- Tabir caizse; babanın gönlünü “gıdıklamaya” başlamasıyla birlikte kazanılır.

YAŞAR KURU
 
Ben derim ki bu yüzden çocuk yetiştirmek bir sanattır.

Çocuğu hiç ağlatmadan büyütmek değildir marifet, topluma karıştığında en az ağlayabileceği
yeterliliğe ulaştırmaktır..

Gerçekten bir sanat,tam yaptım oldu,işte bu benim eserim dediğin anda biranda ergenliğe giriyor ,herşey sil baştan
 

İşiniz o kadar zor ki . İnsanlar öz evlatlarına neler yapıyor yeri geliyor bağırıyor avazı çıktığı kadar yeri geliyor şiddet bile uyguluyor.
Ama işte onlar ne yapsa yapsın göze batmıyor sizin bir hareketiniz bir sözünüz batıyor.
Allah yardımcınız olsun .
 

Evet aynen canım, işte onlar ne anlar dedikleri zaman sinir oluyorum ben bu yüzden.
Öz anne de var bu mantıkla hareket eden çocuk at koşturuyor ortalıkta.
Çocuk mu anne o mu belli değil.
Hiç bir yaptırımları yok.. Nasıl bir ömür bunu göze alıyorlar anlamıyorum.

Yazık zaten konu sahibi ne yapsa herkese batacak.
Bugün eşine kırılmış, eşi sarılır, özür diler unutur.
Görümce bile tepki veriyor demiş bunları nasıl unutacak.

Zor bir evlilik. Eminim pişman olmuştur bu tercihinden

babamda derdi eşşşek sıpalarıı
hem şu cici sey nası kötü olur ki

Eki Görüntüle 1184278

Çok tatlı gerçekten yaaa
 


yazdım yazdım sildim, oruç kafama vurdu cümleleri toparlayamadım.. sen benim yazıp sildiklerimi toparlamışsın..


bu arada ben miniklerimi "sümüklü böceklerim" diye seviyorum, benimseyemedim kanımca kesecem kendimi
 

Annesine soluyorum ama pek ilgili değil..iki arada büyüdüğü icin zor olduğununda bilincindeyim..ama ben dikkat etmeye çalışıyorum mesela ben aliyrm çocuğu konuşurken bile ona cus salak falan dediğinde yavrum onlar kötü kelime soleme oyle diyrm bana sabah anne salak kötü kelime dimi diyo...veya dedesini görünce elini op dedenin diyorum ama bazen babaanneaine bile terlik falan fırlatıyor o zama. Kiziyrm ben kızında hemen ay ama. Kızma o daha çocuk oluyo deli oluyrm
 


bu cümleleri yazan gerçekten bir psikolog mu? gerçekten öyle mi? şoku bi atlatayım en iyisi.
 

Benim babaannem babam 9 yaşındayken ölmüş. Dedem de 5 çocuğun üstüne başka biriyle evlenmiş. Üvey babaannemin de 2 tane çocuğu var. Çocuklar kavga ettiğinde babaannem yanlış anlaşılma olmasın diye hep kendi çocuklarını azarlarmış. Üvey çocuklarına ne kötülük yaparlarsa yapsınlar bi kere bile of demeden sesini yükseltmeden büyütmüş çocukları ki bunların en büyüğü 13 en küçüğü 3 yaşında 5 tane çocuk. Babaannemin bu kadar hassasiyet göstermesinin sebebi şu: kendi çocuğuna bağırsa da dövse de kimse bişey demez. Ama üvey çocuk olunca değil bağırmak ters bi bakış bile göze batar. Ne yaparsanız yapın bu durum değişmeyecek. Gerçekten kendi öz evladınız gibi sevebilirsiniz ama üvey evlat olduğunu unutmayıp ona göre davranmalısınız. Bu sabra ve hassasiyete sahip olmak zorundasınız. Evlenmeden önce de kendinizi bu yönde ölçüp biçtiğinizi düşünüyorum. Tüm bunları düşünmüş olmalıydınız. O çocuk şu an ne yaparsa yapsın haklılık konusunda her zaman sizden bi adım önde olacak. Onun için daha sabırlı davranmalısınız.
 
Gerçekten bir sanat,tam yaptım oldu,işte bu benim eserim dediğin anda biranda ergenliğe giriyor ,herşey sil baştan

o da geçici bir süreç, yine tutturmalarına karşı tatlı sert tutumu sürdürebilmek çok önemli..
Özü oluşmuştur onun sonrası çok zor olmaz..

Yaa biz 6 kız annemin terlikleri, yeri geldi oklavaları ile büyüdük yahu..
Bir şey olmadı, saygıyı, beklemeyi, doğruyu, yanlışı öğrendik.
Bu kadın hiç bağırmadan bizimle nasıl başa çıksın.
O zaman tabi şartlar zor, maddi sıkıntı, kayınvalide ile yaşamalar.
Kadının mesleği yok falan gibi zor şartlar var.
Elinden terlik kaçması ondan..

Bizim halimiz çok iyi tahammül eşiğimiz de yüksek olsun bir zahmet..
Dayak şart değil ama yeri gelecek bağırcaz, ceza vercez o anlamaz diye bir şey yok..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…