Bu adamı seçebilirsiniz tabiki ama bilin ki bu adam değişmeyecek siz bunu anlamıyorsunuz.Meyve seçer gibi insan seçiyoruz ya, bu normal mi? Bizim istediğimiz gibi değilse canı cehenneme, haklısınız.
Düşünsene 6 aylık sevgilisi olan birisi ve buluşmaya en iyi şekilde geliyor, adamin en iyi hali bu demek ki. Evde ki halini dusunemedim bı an. Yarın bir gün senin kendine bakmana harcamalarına da karışacakSevgilim 26 yaşında, çalışıyor ve yalnız yaşıyor. 6 aydır konuşuyoruz kendisiyle, ilk başlarda önemsememiştim ama buluştukça çok gözüme batmaya başladı içinde bulunduğu durum. Saçları hep yağlıdır, uzadığında asla kolay kolay kestirmez öyle uzun ve yağlı saçla dolaşır, galiba kimsenin fark etmediğini zannediyor bilmiyorum. Hep aynı kıyafetleri giyip durur, çalıştığı halde kendisine yeni bir kıyafet, ayakkabı falan asla almıyor bir türlü anlam veremiyorum. Pinti biri de değil ama kendi için hiç harcama yapmıyor. Şu ana kadar hep gözlemledim, daha oturup bunları söylemedim hiç yüzüne. Daha bir sürü şey söyleyebilirim ama uzatmayayım, kısacası gerçekten kişisel bakımını yapabilen biri değil. Evine hiç gitmedim ama muhtemelen evi de çok derli toplu değildir.
Sizce ne yapmalıyım? Açıkçası psikolojisinin normal olduğunu düşünmüyorum, depresyonda gibi geliyor. Onu nasıl iyileştirebilirim?
Bunu ins ilkokul ogrencisi falan soyluyordur.Bu kadar zorlama benzetmeyi nasil yaptin ablacimCanım börek istedi de bir gün yanında saclarını yiyim senin şimdi sıksam 3 tepsilik yaglı börek cıkar valla normalde böyle mi diye sor
Ya tam sevgililik gibi de değil aslında. İnternetten tanıştık, iyi anlaşıyorduk birkaç kez buluştuk. İyi biri özünde, sırf tipine göre yargılamak istemiyorum. Bir sorunu var bence, biraz da iyileştirmek istiyorum onu sanırım.
Bu tarz insanlarla iletişim kurmak da çok zor gerçekten. Ama böyle insanları görünce üzülüyorum, sevgili de olsa başka biri de olsa, erkek veya kadın da olsa fark etmez. Bu insanların çoğunun elinden tutan birisine, manevi olarak kendisine destek olan birisine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Belki sizin tanıdığınız insanlar, sizin yardımınızı istemiyorlardır, belki sizin samimiyetinize inanmamışlardır bilemiyorum. Çünkü ''çok uğraşmak, defalarca söylemek, çok şans vermek'' aslında karşınızdaki insanı iten davranışlar. Direkt tanışır tanışmaz insanları değiştirmek yerine, önce o şekilde varlıklarını kabul edip ondan sonra yavaş yavaş işlemek daha iyi olur gibi. Çünkü direkt değiştirmeye çalıştığınız zaman, bunu kendilerine yapılmış bir saldırı olarak görüp reddediyorlar. Ve çoğu insan da bu şekilde davranıyor karşısındakine. Hemen kendi kafasındaki kalıba sokmaya çalışıyor, olmayınca da ''bak benim de böyle tanıdığım vardı, düzelmedi'' diyorlar.Konu sahibi ben sizi anlıyorum. Tanıdığım iki kişiden örnek vereceğim. çok yakın bir arkadaşım sizin erkek arkadaşınız gibiydi, yani hayattan hiçbir beklentisi kalmamış gibi bir hali vardı. yıllarca evden çıkmadı, çalışmadı, kendisini eve hapsetti. Sadece ölmek istediğini söylerdi hatta. Yardımcı olmaya çok çalıştım ama fayda etmedi. Ona bir uzman desteği alması gerektiğini, eğer onu da istemezse en azından sorunlarını bana anlatabileceğini söylediğimde hakaretler ederek beni kovmuştu. Eğer erkek arkadaşınızınki de mizacından gelen bir pasaklılık değil de depresyonsa, maalesef bu insanlar genelde yardım kabul etmiyor. Boşa çabalamak ve zaman harcamak olarak görüyorum, üzgünüm.
Diğer örnek, eski sevgilim. Pis değildi aslında ama hayattan vazgeçmiş gibiydi, tüm arkadaşlarıyla da ilişkisini kesmiş, dedem gibi hayattan bezmiş bir tip. 6 aydır yalnız yaşadığı halde eve davet etmedi dediniz ya, aynı şekilde cinsel anlamda da içi geçmiş bir durumda oluyor bunlar. "Eski sevgili" dememden anlarsınız, çok kez şans verdim ama yürümedi çünkü bu insanlar kendileri istemedikçe değişmiyor. Konfor alanlarından ayrılmak istemiyorlar. İyilik yapmak istiyorsunuz, onun hayatına dokunmak istiyorsunuz biliyorum ama çok aşık değilseniz kimsenin kahramanı olmaya çalışmayın derim. çünkü bu insanlar sadece enerjinizi sömürüyorlar.
Ya tam sevgililik gibi de değil aslında. İnternetten tanıştık, iyi anlaşıyorduk birkaç kez buluştuk. İyi biri özünde, sırf tipine göre yargılamak istemiyorum. Bir sorunu var bence, biraz da iyileştirmek istiyorum onu sanırım.
Bir anda 26 yaşına gelmiyor insanlar değil mi? O yaşa gelene kadar bebekliği var, çocukluğu var, ergenliği var. Kimsenin hayatında ne yaşadığını bilmeden, ''aa bak bu yaşa gelmiş hala birşey öğrenememiş'' diyemiyorum maalesef. Gerçekten çoğu zaman karşımızdakilerin insan olduğunu unutuyoruz.konuya öz bakımdan girdiniz psikolojiden çıktınız. öncelikle psikolog ve ya psikiyatri olmadığınızı varsayarak konuşuyorum kimseye depresyon teşhisi koymayın ve kimseyi iyileştirmeye çalışmayın..26 yaşındaki yetişkin bir birey kendinin farkındadır diye düşünüyorum. her şeyi aile yok arkadaş yoka bağlamayalım. ailesi olmayan binlerce birey o yaşa geldiğinde öz bakımını kendi rahatsız olduğu için yapabiliyor. benim duşa girmemin kimsenin varlığıyla ya da öğretisiyle ilgisi yok mesela, eminim sizin de öyledir. bir süreden sonra aileden bağımsız insanın kendini geliştirmesi gerekir. yani istese sizinle konuştuğu görüştüğü gibi arkadaş sahibi de olabilir.. her şeye psikolojik, her şeye o yok bu yok diye bakmayalım. bazı şeyler de kişinin kendi tercihidir. banyo yapmayıp o şekilde işe ve sizinle buluşmaya geliyorsa demek ki bundan rahatsız olmuyor, illa depresyonda olduğundan değil.. inşallah anlatabilmişimdir.
Gerçekten hiç işin gücün yok, böyle bişeyle mi uğraşacaksın? Kıçını temizlemekten acizdir o be, saçını yıkamayan adamdan bahsediyoruz. Aynı durumda kişi erkek değil de bir kadın olsaydı, hiçbir erkek uğraşıp iyileştirmeye çalışmazdı. Saçtaki yağı geçtim kadının kolundaki tüyü görüp bakımsız diyen var. Aynı durumda bir kadın olsaydı tek bir erkek bile uğraşmaz, hemen pelinsu'lara kırardı direksiyonu.Bu tarz insanlarla iletişim kurmak da çok zor gerçekten. Ama böyle insanları görünce üzülüyorum, sevgili de olsa başka biri de olsa, erkek veya kadın da olsa fark etmez. Bu insanların çoğunun elinden tutan birisine, manevi olarak kendisine destek olan birisine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Belki sizin tanıdığınız insanlar, sizin yardımınızı istemiyorlardır, belki sizin samimiyetinize inanmamışlardır bilemiyorum. Çünkü ''çok uğraşmak, defalarca söylemek, çok şans vermek'' aslında karşınızdaki insanı iten davranışlar. Direkt tanışır tanışmaz insanları değiştirmek yerine, önce o şekilde varlıklarını kabul edip ondan sonra yavaş yavaş işlemek daha iyi olur gibi. Çünkü direkt değiştirmeye çalıştığınız zaman, bunu kendilerine yapılmış bir saldırı olarak görüp reddediyorlar. Ve çoğu insan da bu şekilde davranıyor karşısındakine. Hemen kendi kafasındaki kalıba sokmaya çalışıyor, olmayınca da ''bak benim de böyle tanıdığım vardı, düzelmedi'' diyorlar.
O konuda haklısınız. Hiçbir erkek kötü durumda, bakımsız olan bir kadın için uğraşmaz, yüzüne bile bakmaz. Aslında benim tepkim biraz da insanların bu bencilliğine. Hep en güzeli, en iyisi benim olsun peşinde herkes. Yukarıda da söyledim, kimse karşındakinin insan olduğunun farkında değil artık. Kişisel bakım işin görünen kısmı. Eleştirebiliriz, yanlış bulabiliriz ama bencilce davranmak çok yanlış geliyor bana. Bu kadar acımasız olmaya gerek var mı?Gerçekten hiç işin gücün yok, böyle bişeyle mi uğraşacaksın? Kıçını temizlemekten acizdir o be, saçını yıkamayan adamdan bahsediyoruz. Aynı durumda kişi erkek değil de bir kadın olsaydı, hiçbir erkek uğraşıp iyileştirmeye çalışmazdı. Saçtaki yağı geçtim kadının kolundaki tüyü görüp bakımsız diyen var. Aynı durumda bir kadın olsaydı tek bir erkek bile uğraşmaz, hemen pelinsu'lara kırardı direksiyonu.
Yoldan geçse saçı başı yağlı, yırtık ayakkabılı biri sevgili olabilecek enerjiyi cidden alacak mıydınız? Bu gerçekle yüzleşmeden sanalda içiyle haşır neşir oldunuz.Bir anda 26 yaşına gelmiyor insanlar değil mi? O yaşa gelene kadar bebekliği var, çocukluğu var, ergenliği var. Kimsenin hayatında ne yaşadığını bilmeden, ''aa bak bu yaşa gelmiş hala birşey öğrenememiş'' diyemiyorum maalesef. Gerçekten çoğu zaman karşımızdakilerin insan olduğunu unutuyoruz.
Yoldan geçen herhangi birinden sevgili olacak enerjiyi almam zaten, tanımadığım insanlardan sırf dış görünüşüne göre nasıl bir enerji alayım?Yoldan geçse saçı başı yağlı, yırtık ayakkabılı biri sevgili olabilecek enerjiyi cidden alacak mıydınız? Bu gerçekle yüzleşmeden sanalda içiyle haşır neşir oldunuz.
On insandan dokuzu bunalımda, kokarca gibi gezmiyor kimse.Yani "insanca" yaşıyoruz.
İyisini alayım kötüsü kalsın diyorlar aynen öyle. Çok kimsenin kötü şeyler yaşamış olması onları değersiz kılıyor insanların gözünde. ''Aman canım, baksaymış başının çaresine'' diyip insanları yalnızlığına terk etmek doğru mu? İleride kötü bir şey olursa insan nasıl vicdan azabı duymaz? Görüyoruz her gün 3-5 kişi intihar ediyor. Durduk yere mi ediyorlar? Herkes sağlıklı olmak zorunda mı, ruhen ve bedenen sağlıklı olmayan insanlara neden kimse el uzatmıyor?Ya hu siz dünya da bi tek kendinizin iyi olduğuna inandırmışsınız kendinizi. Kimse insanlara çöp gözüyle bakmıyor. İyisini alayım kötüsü kalsın da demiyor. Kendisine saygısı olmayan adama napabiliriz ki?
Çok kimse kötü şeyler yaşıyor. Kimi kendini yetiştiriyor, kimi o durumda kalmaktan zevk alıyor.
Burada kimse size ne derse desin idealist ve siyah-beyaz bakış açınızdan vazgeçmeyeceksiniz. Neyse tecrübe edinerek öğrenirsiniz zamanla
Düzelmesi gerektiğinin farkında olmayan biri için "kendisi düzelsin" diye düşünemiyorum işte. En azından o farkındalığı sağlayabilirsem yeterli benim için. Ondan sonra ayrılsak da en azından vicdanım rahat olur. Psikolojik olarak kötü durumda bir insanı görüp de "umarım çok mutlu olursun" diyecek kadar düşüncesiz olamıyorum.ben bu i can fix him kafasini hic anlamiyorum yani neden, size mi guvenmis? tabi ki “iyy tipine bak oggg kokuyosun igrenc sacin yagli geberrrr” demeyin ama hani kibarca “ben artik gorusmek istemiyorum, kendine iyi bak, umarim cok mutlu olursun” dedikten sonra adama bir zarariniz dokunmaz ki. niye ille de onu duzeltmeye calisiyorsunuz birakin kendisi duzelsin duzelesi varsa.
Katılıyorum. Sevgilimden ayrıldım, sabahına banyomu yapıp fönümü çekip işime gittim. Gün içinde de tonla sorun yaşıyoruz, çoğumuz mutsuzuz ama bir zahmet saçımızı yıkayıp kıçımızı siliyoruz. Her pis olan depresyonda olmuyor ayrıca. Ailemde birden fazla kişide ruhsal problem var. Ve hepsi de uzun yıllardır ilaç tedavisi görüyorlar. Ve birbirlerinden farklılar. Üstü başı dökülüyor, yıkanmıyor, hı o zaman depresyondadır bakış açısı her zaman tutmaz.Yoldan geçse saçı başı yağlı, yırtık ayakkabılı biri sevgili olabilecek enerjiyi cidden alacak mıydınız? Bu gerçekle yüzleşmeden sanalda içiyle haşır neşir oldunuz.
On insandan dokuzu bunalımda, kokarca gibi gezmiyor kimse.Yani "insanca" yaşıyoruz.
ben dusuncesiz degilim sahsen ama sizin de psikolojiniz bozuk bence. ayrilmayin sevgilinizden. :)Düzelmesi gerektiğinin farkında olmayan biri için "kendisi düzelsin" diye düşünemiyorum işte. En azından o farkındalığı sağlayabilirsem yeterli benim için. Ondan sonra ayrılsak da en azından vicdanım rahat olur. Psikolojik olarak kötü durumda bir insanı görüp de "umarım çok mutlu olursun" diyecek kadar düşüncesiz olamıyorum.
Yoldan geçen herhangi birinden sevgili olacak enerjiyi almam zaten, tanımadığım insanlardan sırf dış görünüşüne göre nasıl bir enerji alayım?
İyisini alayım kötüsü kalsın diyorlar aynen öyle. Çok kimsenin kötü şeyler yaşamış olması onları değersiz kılıyor insanların gözünde. ''Aman canım, baksaymış başının çaresine'' diyip insanları yalnızlığına terk etmek doğru mu? İleride kötü bir şey olursa insan nasıl vicdan azabı duymaz? Görüyoruz her gün 3-5 kişi intihar ediyor. Durduk yere mi ediyorlar? Herkes sağlıklı olmak zorunda mı, ruhen ve bedenen sağlıklı olmayan insanlara neden kimse el uzatmıyor?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?