Sırf kişisel bakımına göre böyle düşünmüyorum ki. Genel hali davranışları da böyle düşündürttü bana.Katılıyorum. Sevgilimden ayrıldım, sabahına banyomu yapıp fönümü çekip işime gittim. Gün içinde de tonla sorun yaşıyoruz, çoğumuz mutsuzuz ama bir zahmet saçımızı yıkayıp kıçımızı siliyoruz. Her pis olan depresyonda olmuyor ayrıca. Ailemde birden fazla kişide ruhsal problem var. Ve hepsi de uzun yıllardır ilaç tedavisi görüyorlar. Ve birbirlerinden farklılar. Üstü başı dökülüyor, yıkanmıyor, hı o zaman depresyondadır bakış açısı her zaman tutmaz.
Zaten beni aşan bir durum olduğunun farkındayım. Tek başıma yapabileceğim şeyler değil en azından normal olmadığını, yardıma ve desteğe ihtiyacı olduğunu ona hissettirebilirsem o yeterli benim için. Bunu nasıl yapabileceğimi soruyorum burada ama herkes ya eleştiriyor, ya da motamot şeyler yazıp duruyor. Hayattaki herkes sizin tecrübe ettiğiniz insan gibi mi artık gerçekten sıkıldım bu yorumlardan.Kör gözü açılınca kırdığı ilk şey bastonudur...
Yaş aldıkça öğrenirsiniz, destek olduğunuz dönüp sizi beğenmez sonra
İnsan insana elbet destek olur ama kendini aşan durumlara girmemek gerek
Hele intihar aşamasına gelmiş falansa, başa büyük işler gelebiliyor yardım edeyim derken, tecrübe ettik bunu ailece o yüzden öyle büyük konuşmamak lazım
Bazı insanların yapısı böyle. Hepsine hasta demek yanlış olur. Velev ki hasta diyelim. Cidden böyle bir sorumluluk altına girmek istiyor musunuz? Çok yakınım biri hasta benim, inanın hiç kolay değil. Öyle bile isteye güle oynaya haydi herkese yardım edelim huhuuuu denecek gibi bir durum değil. Zamanla sizi de etkilemeye başlayacak. Biz de diyoruz ki elinizi bu denli taşın altına koymanız için yeterince güçlü sebepleriniz yok. Hadi benim ailem, kanım canım, ben yaparım. Ama siz niye yapasınız? Ayrıca başta yanında olup da zamanla yapamayacağınızı anlamanız da olasılık. Bu o kötülük olarak lanse ettiğiniz terk etme durumundan da beter bir durum olur. Bunu da unutmayın.Sırf kişisel bakımına göre böyle düşünmüyorum ki. Genel hali davranışları da böyle düşündürttü bana.
Tamam cafede oturken gelsin selam tanışabilir miyiz desin, yine bu misyonda mı olurdunuz? Ben hesabı öder kalkardım. İsterse yağlı saçlı, yırtık ayakkabılı kıvanç tatlıtuğ olsunYoldan geçen herhangi birinden sevgili olacak enerjiyi almam zaten, tanımadığım insanlardan sırf dış görünüşüne göre nasıl bir enerji alayım?
İyisini alayım kötüsü kalsın diyorlar aynen öyle. Çok kimsenin kötü şeyler yaşamış olması onları değersiz kılıyor insanların gözünde. ''Aman canım, baksaymış başının çaresine'' diyip insanları yalnızlığına terk etmek doğru mu? İleride kötü bir şey olursa insan nasıl vicdan azabı duymaz? Görüyoruz her gün 3-5 kişi intihar ediyor. Durduk yere mi ediyorlar? Herkes sağlıklı olmak zorunda mı, ruhen ve bedenen sağlıklı olmayan insanlara neden kimse el uzatmıyor?
Neden hissettirmeye çalışıyorsunuz? Adama nasılsın, neyin var diye sormuyorsunuz? Bir derdi varsa paylaşır sizinle sevgilisisiniz ya. Baktınız o da içinde bulunduğu durumun farkında ve hoşnut değil birlikte çare ararsınız.Zaten beni aşan bir durum olduğunun farkındayım. Tek başıma yapabileceğim şeyler değil en azından normal olmadığını, yardıma ve desteğe ihtiyacı olduğunu ona hissettirebilirsem o yeterli benim için. Bunu nasıl yapabileceğimi soruyorum burada ama herkes ya eleştiriyor, ya da motamot şeyler yazıp duruyor. Hayattaki herkes sizin tecrübe ettiğiniz insan gibi mi artık gerçekten sıkıldım bu yorumlardan.
E tabii ki bencil olucam. Sevgili denen şey yaşamsal bir ihtiyaç değil. Sevgili olmadan da yaşanır ki şu an benim yok mesela ve uzun bir süre hayatımda istemiyorum. Çünkü sevgili denen şey bana iyi gelmeli, beni yormamalı, hayatıma katkı sağlamalı. Benden götürmemeli. Enerjimi çekmemeli, emmemeli. Kendine bakmayan, saçını yıkamayan, dişini fırçalamayan adamı napayım? Bu tip şeyleri çok daha küçük yaşlarda öğrenmesi lazım insanın. Benim karşıma pis gelen adamın önce kendine sonra da bana saygısı yoktur. Tırnak, diş, kıyafet, saç baş, ağız bakım hijyeni hoşuma gitmeyen adamın üzerini çizerim ben ve çizdim de zamanında. Bir iki kere denk geldi, internetten tanışmıştık. Buluştuk adamın tırnakları pis. Yok yani hayal edemem o ellerle bana dokunduğunu. Görüşmedim bi daha. Yine böyle bir iki bişeyini beğenmediğim insanla bi daha görüşmediğim çok olmuştur. Bunun karşımdakinin insanlığı ile alakası yok, kendime duyduğum saygı ile alakası var. Ben bakımlı, temiz, eli yüzü düzgün, gözüme hoş gelen birilerine layığım fiziksel olarak. Ve iyi karakteristik özellikleri olan birine layığım bunların yanında. Karşıma bu özelliklerde biri çıkmadığı sürece de yalnız, sevgilisiz biçimde hayatıma devam ederim ve ediyorum da. Bunun adına ne dersen de, evet kendime göre en güzeli, en iyisi benim peşimde olsun. Benim bir tane hayatım var, neden kötüsüne razı olayım?O konuda haklısınız. Hiçbir erkek kötü durumda, bakımsız olan bir kadın için uğraşmaz, yüzüne bile bakmaz. Aslında benim tepkim biraz da insanların bu bencilliğine. Hep en güzeli, en iyisi benim olsun peşinde herkes. Yukarıda da söyledim, kimse karşındakinin insan olduğunun farkında değil artık. Kişisel bakım işin görünen kısmı. Eleştirebiliriz, yanlış bulabiliriz ama bencilce davranmak çok yanlış geliyor bana. Bu kadar acımasız olmaya gerek var mı?
Ayy çok güzel bir alıntı eklemek istiyorum kendisi uzman psikolojik danışmanKimseyi iyileştirmeyi amaç edinmeyin, en büyük kazık iyileştirdiklerinizden gelir
Kendine düzen kurmuş, işi gücü olan bir adam yıkanmayı da başarsın bir zahmet
Saçını yıkamayan adam kıçını başını hiç yıkayamaz of çekilecek iş değil
Çünkü içten içe bunu hak etmediklerini düşünüyorlar. Elin 150 kilo çulsuz ekşicisi bile 170+ boyda manken gibi kız hayali kursun. Bizimkiler de saçını yıkasın, g.tünü silsin yeter kafasında.E tabii ki bencil olucam. Sevgili denen şey yaşamsal bir ihtiyaç değil. Sevgili olmadan da yaşanır ki şu an benim yok mesela ve uzun bir süre hayatımda istemiyorum. Çünkü sevgili denen şey bana iyi gelmeli, beni yormamalı, hayatıma katkı sağlamalı. Benden götürmemeli. Enerjimi çekmemeli, emmemeli. Kendine bakmayan, saçını yıkamayan, dişini fırçalamayan adamı napayım? Bu tip şeyleri çok daha küçük yaşlarda öğrenmesi lazım insanın. Benim karşıma pis gelen adamın önce kendine sonra da bana saygısı yoktur. Tırnak, diş, kıyafet, saç baş, ağız bakım hijyeni hoşuma gitmeyen adamın üzerini çizerim ben ve çizdim de zamanında. Bir iki kere denk geldi, internetten tanışmıştık. Buluştuk adamın tırnakları pis. Yok yani hayal edemem o ellerle bana dokunduğunu. Görüşmedim bi daha. Yine böyle bir iki bişeyini beğenmediğim insanla bi daha görüşmediğim çok olmuştur. Bunun karşımdakinin insanlığı ile alakası yok, kendime duyduğum saygı ile alakası var. Ben bakımlı, temiz, eli yüzü düzgün, gözüme hoş gelen birilerine layığım fiziksel olarak. Ve iyi karakteristik özellikleri olan birine layığım bunların yanında. Karşıma bu özelliklerde biri çıkmadığı sürece de yalnız, sevgilisiz biçimde hayatıma devam ederim ve ediyorum da. Bunun adına ne dersen de, evet kendime göre en güzeli, en iyisi benim peşimde olsun. Benim bir tane hayatım var, neden kötüsüne razı olayım?
Valla ben öyle manken gibi falan değilim. Kilo sorunum falan yok ama boyum uzun değildir mesela. Kusursuz değil hiçbir şeyim. Çok farklı, kimsede olmayan bi kaş göz yok bende. Tipsiz değilim o ayrı konu. Ama mükemmel bi genetiğim de yok hani. Sadece bi tık genç duruyorum, aileden gelen bişey, hakikaten yüzümde pek kırışıklık yok, göz altı torbam, morluğum yok. Yaşıtlarımda bunları olanlar var, misal yani. Başka da bi numaram yok yani. Ama hiçbir zaman kendimi kötüsüne layık görmedim. Dürüstçe söyleyebilirim ki son aylarda çok sayıda kişiyle buluştum. Flörtüm, sevgili adayım çok oldu. Kendi kafamdaki standartlara en çok uyan insanla ayrıldıktan sonra düştüm bu arayışa. Ki o da mükemmel değildi, ona yakın olan var mı diye bakındım, çıkmadı. Bişeyler de hissedemedim ki zaten hissetmiş olsam kimseyle kıyas da yapmazdım. Evet kıyas yapmak çok yanlış ama elimde değildi. Kaç kişiyle denedim, olmadı. Sorunu kendimde de aradım ama hissedemiyor olmak sahiden bi sorun muydu ki? Ya da dış görünüşü hoşuma gitmediği için çekim hissetmemiş olmak. Normal geldi bunlar, kabullendim. Doğru kişiyle denk gelmediğimi düşünüyorum. Hayatıma alacaksam buna değmeli. Artık bi kahve içmek bile zaman kaybı benim için. Elbet bu ruh halim de geçer, yeniden toplarım enerjimi. Ama sevgili işine ara verdim diye kendimi salmadım. Hala en güzel kıyafetlerimi giyiyorum dışarı çıkarken, her şeyime özeniyorum kendim için.Çünkü içten içe bunu hak etmediklerini düşünüyorlar. Elin 150 kilo çulsuz ekşicisi bile 170+ boyda manken gibi kız hayali kursun. Bizimkiler de saçını yıkasın, g.tünü silsin yeter kafasında.XY kromozomu mu? Tamam o zaman, erkek erkektir. Sevgilim de var mı? Var.
İşte daha yeni tanıştığı için millet bırak falan diyor. Yıllardır beraber olduğu insan olsa kimse bırak demezdi. Daha üç günlük adam için neden enerjisini tüketsin? Gerek mi var böyle bişeye? Aynı örnek değil ayrıca seninki eşin, hayat arkadaşın, belki çocuklarının babası. Konudaki ise üç günlük bi adam. Fark var arada.Buradaki kadinlarin acimasizligina da bazen hayret ediyorum dogrusu. Hemen ayril birak cart curt. Herkesin esi sevgilisi piril piril masallah. Kisisel temizligine hakikaten dikkat etmiyorsa bu psikolojik olarak zor bir donemden gectigini isaret eder. Daha yeni tanismissiniz sanirim, evine falan da gitmemissiniz. Biraz daha gozlemleyip ufak ufak iste askim bak ayakkabiya ihtiyacin var hadi gidip alalim vs diyebilirsiniz. Ben de inanin esim zorlamasa bazen farkedemeyebiliyorum ayakkabimin eskidigini vs pek umursamam boyle seyleri.
tamam işte arkadaşım bende sana diyorum ki bu süreçte zaten öz bakımı öğrenmiştir bir şey öğrenememiş demiyorum ama rahatsız olmuyor ve yapmayı tercih etmiyor.. illa bunu psikolojiye bağlamak bir yerlerden depresyon çıkarmaya da gerek yok. ne yaşadığını siz de bilmiyorsunuz zaten. belki de sadece hayatta bir amacı olmayan, işe gidip gelince yorulup dinlenmek isteyen biri. belki arkadaş edinmek istemiyor ve şikayetçi de değil.. sizin gözlemleriniz doğru olacak diye bir şey yok ki.Bir anda 26 yaşına gelmiyor insanlar değil mi? O yaşa gelene kadar bebekliği var, çocukluğu var, ergenliği var. Kimsenin hayatında ne yaşadığını bilmeden, ''aa bak bu yaşa gelmiş hala birşey öğrenememiş'' diyemiyorum maalesef. Gerçekten çoğu zaman karşımızdakilerin insan olduğunu unutuyoruz.
ben de sizin minnoslugunuza sasirdim. adamla daha sevgili bile degiller, bu donemde bile boyle olan adami cekmek zorunda mi? siz esinizden bahsediyorsunuz ama burada soz konusu kisi daha internetten tanisilmis evine bile gidilmemis sevgili bile olunmayan biri. tabi ki kendi 5 yillik nisanlimla bir tutup yorum yapmayacagim, siz de esinizle bir tutmayin. bu da acimasizlik degil insanin kendini dusunmesi.Buradaki kadinlarin acimasizligina da bazen hayret ediyorum dogrusu. Hemen ayril birak cart curt. Herkesin esi sevgilisi piril piril masallah. Kisisel temizligine hakikaten dikkat etmiyorsa bu psikolojik olarak zor bir donemden gectigini isaret eder. Daha yeni tanismissiniz sanirim, evine falan da gitmemissiniz. Biraz daha gozlemleyip ufak ufak iste askim bak ayakkabiya ihtiyacin var hadi gidip alalim vs diyebilirsiniz. Ben de inanin esim zorlamasa bazen farkedemeyebiliyorum ayakkabimin eskidigini vs pek umursamam boyle seyleri.
Aynen, ben de mükemmel değilim. Ben de eskiden herkes mükemmel mi deyip deyip en olmayacak adamlara boyun eğdim. Son sevgilimden de bir hafta önce ayrıldım. Çünkü olmayanı oldurmaya çalışmıyorum artık. Olmuyorsa olmuyordur, zorlamanın anlamı yok. Ve niye kendin için iyi olanı seçmek bencillik, acımasızlık olarak düşünülüyor? Gelmişim 30 yaşıma, ömrümün yarısı zaten bitmiş. Kalan yarısını da elin sorunlu bireylerini tedavi etmeye çalışarak mı geçireceğim? Yukarıyla bir anlaşmam da yok ki bunun karşılığında bir ömür daha versinler diye. Kalan kısıtlı zamanımı yüce gönüllü olacağım diye harcayınca ne olacak? Madalya mı verecekler?Valla ben öyle manken gibi falan değilim. Kilo sorunum falan yok ama boyum uzun değildir mesela. Kusursuz değil hiçbir şeyim. Çok farklı, kimsede olmayan bi kaş göz yok bende. Tipsiz değilim o ayrı konu. Ama mükemmel bi genetiğim de yok hani. Sadece bi tık genç duruyorum, aileden gelen bişey, hakikaten yüzümde pek kırışıklık yok, göz altı torbam, morluğum yok. Yaşıtlarımda bunları olanlar var, misal yani. Başka da bi numaram yok yani. Ama hiçbir zaman kendimi kötüsüne layık görmedim. Dürüstçe söyleyebilirim ki son aylarda çok sayıda kişiyle buluştum. Flörtüm, sevgili adayım çok oldu. Kendi kafamdaki standartlara en çok uyan insanla ayrıldıktan sonra düştüm bu arayışa. Ki o da mükemmel değildi, ona yakın olan var mı diye bakındım, çıkmadı. Bişeyler de hissedemedim ki zaten hissetmiş olsam kimseyle kıyas da yapmazdım. Evet kıyas yapmak çok yanlış ama elimde değildi. Kaç kişiyle denedim, olmadı. Sorunu kendimde de aradım ama hissedemiyor olmak sahiden bi sorun muydu ki? Ya da dış görünüşü hoşuma gitmediği için çekim hissetmemiş olmak. Normal geldi bunlar, kabullendim. Doğru kişiyle denk gelmediğimi düşünüyorum. Hayatıma alacaksam buna değmeli. Artık bi kahve içmek bile zaman kaybı benim için. Elbet bu ruh halim de geçer, yeniden toplarım enerjimi. Ama sevgili işine ara verdim diye kendimi salmadım. Hala en güzel kıyafetlerimi giyiyorum dışarı çıkarken, her şeyime özeniyorum kendim için.
Bu tarz insanlarla iletişim kurmak da çok zor gerçekten. Ama böyle insanları görünce üzülüyorum, sevgili de olsa başka biri de olsa, erkek veya kadın da olsa fark etmez. Bu insanların çoğunun elinden tutan birisine, manevi olarak kendisine destek olan birisine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Belki sizin tanıdığınız insanlar, sizin yardımınızı istemiyorlardır, belki sizin samimiyetinize inanmamışlardır bilemiyorum. Çünkü ''çok uğraşmak, defalarca söylemek, çok şans vermek'' aslında karşınızdaki insanı iten davranışlar. Direkt tanışır tanışmaz insanları değiştirmek yerine, önce o şekilde varlıklarını kabul edip ondan sonra yavaş yavaş işlemek daha iyi olur gibi. Çünkü direkt değiştirmeye çalıştığınız zaman, bunu kendilerine yapılmış bir saldırı olarak görüp reddediyorlar. Ve çoğu insan da bu şekilde davranıyor karşısındakine. Hemen kendi kafasındaki kalıba sokmaya çalışıyor, olmayınca da ''bak benim de böyle tanıdığım vardı, düzelmedi'' diyorlar.
Onu iyileştirirken sen hasta olma…Ya tam sevgililik gibi de değil aslında. İnternetten tanıştık, iyi anlaşıyorduk birkaç kez buluştuk. İyi biri özünde, sırf tipine göre yargılamak istemiyorum. Bir sorunu var bence, biraz da iyileştirmek istiyorum onu sanırım.
tabii ki karşımızdaki kişinin de mükemmel olmasını bekleyemeyiz ama bu demek değil ki sorunlu tipleri düzeltmekle uğraşalım, kaldı ki düzelmiyorlar zaten. ben de olmayanı zorlamadım ve hayatımdan çıkardım. arkadaş olarak kalmak istedi, ben istemedim. bana iyi gelmeyen insanın hayatımda ne işi var? iş, hayat pahalılığı, aile derken yeterince stresli bir hal aldı zaten yaşamak, nefes almak. bi de elin adamını mı çekelim di mi ama :)Aynen, ben de mükemmel değilim. Ben de eskiden herkes mükemmel mi deyip deyip en olmayacak adamlara boyun eğdim. Son sevgilimden de bir hafta önce ayrıldım. Çünkü olmayanı oldurmaya çalışmıyorum artık. Olmuyorsa olmuyordur, zorlamanın anlamı yok. Ve niye kendin için iyi olanı seçmek bencillik, acımasızlık olarak düşünülüyor? Gelmişim 30 yaşıma, ömrümün yarısı zaten bitmiş. Kalan yarısını da elin sorunlu bireylerini tedavi etmeye çalışarak mı geçireceğim? Yukarıyla bir anlaşmam da yok ki bunun karşılığında bir ömür daha versinler diye. Kalan kısıtlı zamanımı yüce gönüllü olacağım diye harcayınca ne olacak? Madalya mı verecekler?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?