- 25 Aralık 2020
- 6.439
- 23.159
- 298
- 41
hak olmadığını kabul ediyorum daBabasıda var zaten. Babası saglıklı ama huysuz oldugu için kadına kötü davranıyor. Abisiyle ortak kalan parayı verebilirler. Bende çare olarak bakıcı diyorum. Yatılı olmasada belli saat gelse bile yükü hafifler. Tek kişiye sorumluluk binmesi hak degil.
Ben böyle şeylerin sevap olduğuna pek inanmıyorum. İnsanın kendi anne babasına bile bakma mecburiyeti yoktur. Ben şahsen annem elden ayaktan düşse direk huzur evine gönderirim. Kendi ailem bile olsa kimsenin yükünü taşıyamam
En doğrusu bu zaten. Bakım ve huzur evleri çok iyi gerçekten.Dünya değişiyor. Bizim annelerimizin nesli çalışmıyordu. Yaşlı bakımı doğrudan evin kızı-evin gelini arasında bir sorumluluk olarak görülüyordu. Neredeyse mecburiyet gözüyle bakılıyordu. Ama şimdi herkes çalışıyor. Benim annem veya eşimin annesi elden ayaktan düşse evime getiremem. Bu kadar büyük bir sorumluluğun altına giremem. Başka bir çözüm bulmak zorunda kalırım.
işte sizin durumunuz biraz farklı9 sene yatalaktı. Babam ben 40 yaşımda iken vefat etti. Ben 43 yaşımda evlendim.
Bu zamanda kimse kabul etmiyor çok dogru. Bekar olanda maalesef tüm yükü omuzlanıyor. Son çare suriyeli ile evlenecek.Eskidendi o bakan kişilerde. Yeni nesilin bakacagını pek sanmiyorumhak olmadığını kabul ediyorum da
evlenmiş olan erkekler eğer eşi bakmıyorsa genelde hiç yük altına girmiyor, büyük oranda bu böyle
bekar kız varsa %90 o bakar, bekar erkek varsa da bir ihtimal o bakıyor
bu yükün altına girip evlenen de ben görmedim.
etrafınızda 4-5 veya daha çok kardeş olup eşit bakan kaç kişi gördünüz?
valla ben görmedim.
ailede en az 7-8 tane 80+ 90+ hasta yaşlımız var şu an
hepsinde bakan sadece 1 kişi (kızı veya gelini, gelin birlikte yaşayan gelin) kızıysa da bekar olduğu için bakıyor
tek 1 tane evli kız baktı annesine, o da 1-2 sene fazla uzamadı öldü kadıncağız
Evliliği bitirmek bir çözüm değil bence. Ortada elle tutulur bir sebep yok ayrılmak için. Bence eşiniz ailesini ikna etmeli ve size yakın bir yere taşınmalılar. Bakıma muhtaç haldeyken şehir konusunda bu kadar inatçı ve seçici olmaları bence çok yersiz. B şehrindeki evlerini de kapatmazlar durumları müsaitse, zaman zaman, dönemlik olarak gidip oradaki evlerinde de kalabilirler. Eşiniz bence iyi bir insan, sırf şehir konusu yüzünden evliliğinizi bitirmeyin.Ev üstüne ev şeklinde değil tabi ki. Tamamen yatalak olmadıkları sürece, aynı apartman ya da aynı sokakta, birbirine yakın evlerde yaşamayı kastettim, gerektiğinde kalınır tabi ama onun dışında onların da evlerinin üzerine ev olmasın, bizim de. Şehirin sorun olması gerçekten de üzücü. Benim sorum şu. Onların şehirine taşınmayan kötü gelin olarak ve eşimle uzak yaşayarak bu evliliği yine de sağlıklı bir şekilde yürütebilir miyim? yoksa boşanmalı mıyım? Eşimle birlikte mutsuz olacağım bir yerde mutsuz bir hayatı sürerken, evliliğim yine mutlu bir evlilik olabilir mi? Her iki türlü de evlilik çatırdayacak galiba. "Kötü gelin, hain evlat" statüsüne düşmeden ben bu evliliği bitireyim mi? yoksa bırakayım inceldiği yerden kopsun mu? yoksa "bu da benim kaderim miş" deyip mutsuz halde yaşayım mı? Ki bu sonuncusunu yapmak istemiyorum. Yani kötü taraf olmadan bitireyim mi bu evliliği yoksa yine de sürdürebilme şansım var mı?
Eşiniz tek çocuk mu? Aslında her iki taraf da haklı, yaşlı insanlar da bir çevreleri var, bulundukları yerden çıkmak istemeyebilir.Bundurumda durumda oğlum biz tek idare ediyoruz demeleri lazımŞu annelerini babalarını huzur evine göndermeyi hayal edenler lütfen bana özelden bir yazabilir mi? size benim gazetede çıkan haberimi ve yazılarımı göndereyim. Sizin saçının teline kıyamadığınız pamuklara sarmaladığınız ananızı alıyorlar, sanki bir pislikmiş gibi davranıyorlar, tepsiyi önüne koymadıkları için yiyemeyen kadını "yemek yemeği reddetti" deyip, aç bırakıyorlar. Gençliğinizde size höt dedi mi cevap vermeye çekindiğiniz aslan gibi babanızı köpek gibi azarlıyorlar. Yapmayın arkadaşlar dışarıdan göründüğü gibi değil her sey. Bir içine girin görün. Bakıcı tutun, bakıcı tutma paranız yoksa kredi çekin bulun. Bakıcı tuttunuz mu en azından patron sizsiniz. O bakıcı işini ya doğru yapacak ya doğru yapmazsa onun işine devam edip etmeyeceği sizin iki dudağınızın arasında ama huzur evine verdiniz mi siz yoksunuz. Girişinizi bile yasaklıyorlar. "yok ananızın yanına giremezsiniz şimdi altını değiştiriyoruz" diyorlar.
Çoook kötü düşünce… Şehir antalya falan mı? yada izmir. Siz böyle bağnaz olunca şehir muhtemelen açık fikirlilerin yaşadığı yer olacaktır.evet :) Biz aramızda öyle espiri yapıyoruz da . Aslında evli erkeklerin metresi olur ama hani kadın erkek nikahsız beraber olunca toplumda kadına hakaret etmek için "metres" deniyor ya :)
Bakıcı dediğimizde öyle diyorlar. Biz tek idare ederiz diyorlar. Ama edemiyorlar yani, biz oraya gittiğimizde "Allah razı olsun" diyorlar "rahat ettik sayenizde" diyorlar.Eşiniz tek çocuk mu? Aslında her iki taraf da haklı, yaşlı insanlar da bir çevreleri var, bulundukları yerden çıkmak istemeyebilir.Bundurumda durumda oğlum biz tek idare ediyoruz demeleri lazım
Yok öyle değil, tam tersi. O espri yanlış anlaşıldı, boşver, silinmiyor ya yok sayın. Tamamen mizahtı anlaşılmadı.Çoook kötü düşünce… Şehir antalya falan mı? yada izmir. Siz böyle bağnaz olunca şehir muhtemelen açık fikirlilerin yaşadığı yer olacaktır.
dost hayatı denir metres duymadım anneannem bile öyle der. ki hayat arkadası da denir bizde.o anlamda da kullanıyorlar hakaret olarak; yani belki şimdiki gençler değil de annemin babamın zamanında nikahsız olarak bir erkekle aynı evi paylaşan ya da belli bir erkekle evlenmeden cinsel anlamda takılan kadına diyorlarmış. Biz eşimle espri yaptık bunu da şimdi buraya yazınca o espri şeysini aktaramadım.
Yeminle bunu ben de sordum kendimi konuyu açarken. Bu konu içime çok dert olduğu için yazdım. Belki empati için yazdım. belki benim durumumda olan varsa yazar, ben de deneyimlerinden yararlanırım diye düşündüm. Bilmiyorum yani. Ama şimdi farklı bir yere gitti. Huzur evlerini çözüm zannedenlere huzur evlerinin çözüm olmadığını tam tersine sorun olduğunu anlatabilirsem, biraz işe yaramış hissedeceğim kendimi.Siz ne istiyorsunuz bizden onu söyleyin ne yazalım size
evet doğru dost hayatı denir.dost hayatı denir metres duymadım anneannem bile öyle der. ki hayat arkadası da denir bizde.
Evet gerekiyordu kesinlikle. Düşünemedim. Ayrıca biz eşimle bir yıla yakın, bir yıldan az kısa bir süre içerisinde evlendik. Evlenmeden önce eşimle kayın ailemin oturduğu şehre 2 defa gittik. Tanıdım onları da sevdim ama B şehri inatları olduğunu hiç bilmiyordum. Düşünmedim değil, aklıma geldi tabi bunlar yaşlanacaklar, o zaman ne olacak? diye. Ama o zaman sağlıklı gibiydiler ve bunu düşünmek için erken diye düşündüm. Hem öyle bir şey olursa yanımıza alır bakarız diye düşünmüştüm. Hiç düşünemedim B şehrinden çıkmayacaklarını. E eşimde A şehrinde yaşıyordu, işi vardı vs, A şehirini sevdiği için burada yaşıyordu. B şehrine taşınmaya hiç niyeti yoktu.o durumda (kadın erkek nikahsızsa) sizin yaş grubu için "dost hayatı yaşıyor" denir. evli olmayan adama sevgilisi var diye kimse metres tutmuş demez. bu bir.
ikincisi de anlamadığım şu benim
galiba ileri yaşta evlenmişsiniz
ve çocuğunuz yok
yani bu anne-babaya bakma meselesinin eşinize patlayacağı sizin de çocuk vs bahaneniz olmadığı için direkt işin içinde olacağınız belliymiş bunları düşünmüş olmanız gerekmiyor muydu?
Bu da geçti aklımdan; ama ben işte hayatımı A şehirinde yaşamayı hayal ediyordum. Neyse kuzenimle de konuşuyoruz. Kuzenim olayları akışına bırak, eşin eninde sonunda bu işin böyle yürümeyeceğini anlayacak. A şehrine alışmış, B şehirinde yaşayamaz o ya annesini babasını alır gelir, alıp gelemezse bakıcı tutar gelir diyor. Bilemiyorum artık ama eşim orada olmaktan gayet mutlu görünüyor şu an. Konuşuyoruz hep telefonda, ve orada olmadığım için kendimi suçlu hissediyorum zaman zaman.Peki şöyle yapsanız B şehrine yakın bir ile tasinsanız. 1 saat-2 saat mesafede bir ile esinizde istediği zaman gider gelir
Bu şekilde olmazki. Uçak varsa oraya ayda bir gitse 2 3gün kalsa.Bu da geçti aklımdan; ama ben işte hayatımı A şehirinde yaşamayı hayal ediyordum. Neyse kuzenimle de konuşuyoruz. Kuzenim olayları akışına bırak, eşin eninde sonunda bu işin böyle yürümeyeceğini anlayacak. A şehrine alışmış, B şehirinde yaşayamaz o ya annesini babasını alır gelir, alıp gelemezse bakıcı tutar gelir diyor. Bilemiyorum artık ama eşim orada olmaktan gayet mutlu görünüyor şu an. Konuşuyoruz hep telefonda, ve orada olmadığım için kendimi suçlu hissediyorum zaman zaman.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?