- 3 Temmuz 2009
- 8.583
- 3.546
- 723
- Konu Sahibi DenizGeldi
-
- #2.841
selam böcekseverler.........''deniz tatilde''ydi....
sevgi ile..
Merhaba
Burada ve denize kavusma surenizde yazdiginiz bir suru yaziyi okudum. Çok mutlu olun. Tum anne baba ve evlatlar mutlu olsun.
Burada ve denize kavusma surenizde yazdiginiz bir suru yaziyi okudum. Çok mutlu olun. Tum anne baba ve evlatlar mutlu olsun.
Evladınızla mutlu bir ömür dilerim
Benim de bir kızım vardeniz
öğrenilmiş çaresizlik:
yarım saat kadar önce uyumaya çalışırken beni şimdi buraya yazmaya teşvik eden düşünceler...uyutmayan..şimdi; dedirten.
yüksekti ...çok yüksekti yataklarının yüksekliği...bir yaş çocuğunu konduğu karyolalar....tututnma yerlerine sımsıkı sarılırlar da al beni derler...direnirler uyumaya..ama yok öyle ağladığında onlaro kucaklarına alacak bir çift el...kol,bacak. beden.
ağlar ağlar ağlarlar...sonu...ağlamaktan yorulmuş uyumaya mecbur bırakılmış minik bedenler...bir yaş çocukları...
ancak...ancak siz merhamet ederseniz alırsınız kucağınıza...sakinleştirir huşuuu ile uyutursunuz.o yavruya çaresizliği öğretmeden...
öğrenilmiş çaresizlik bu olmalıydı evet...
kızımla birlikte büyüyorum...duygularım da gelişiyor büyüyor...gelişiyor olgunlaşıyor...beni uyutmayan ışılar çakıyor bana...yaz diye...
sonrasında burada buluyorum kendimi...
acitasyon değil,bir ezik hissettirme değil benimkisi...okuduklarımdan yaşadıklarımdan canlı capcanlı öğrendiklerim...
şimdi burada yazdığım gibi canlı,,,,sağ.
kızımın bana benimde ona alışmaya çalıştığımız o bir hafta içerisinde....çocukların herşeyleri bir zamana bağlanmış...askerii usul.şu saatte yiyeceksin...şu saatte uyuyacaksın.şu saatlerde gez ,emekle, uykun gelirse uyuyabilirsin uykunun geldiği yerde.ister bir oyuncağın üstünde ister uyumuş başka bir bebenin herhangi bir uzvuna değmiş olarak...
oradaki anneler....hepsi annecimli konuşuyorlardı ya...şimdi şimdi anlıyorum sahte olduğunu..annelik bir robot gibi yapılacak bir şey değil...ya da askerii usul..yat uyu kalk ye ..yine yat uyu..yine ye..suyunu iç...ya da meyve suyunu...her ne ise.
şimdi şimdi çözümlüyorum...birşeyleri anlıyordum da...kızımın sarhoşluğundan...
çok yüksek 1 yaş bebeklerin karyolaları...çok yüksek...düşüp bir yerlerini incitmesinler diye değil...kucağa alınmayı istemesinler diye....tırmanıp çıkamasınlar diye..
kayıtsızdı oradaki anneler...bakıcı anneler...anne...nasıl hepsi bütün çocukların anneleri olabiliyordu ki...karışık...çok karışık .
uyuma odası....var mı evlerinizde çocuklarınızın uyumaya bırakıldıkları uyuma odaları...
ağlaya ağlaya .....sesleri kesilinceye,,,,,kısılıncaya kadar ağladıkları uyuma odası........
ağlama odası ;daha doğru değil mi?
hepsinin sesleri birbirlerine karışıyor.ve öğreniyorlar uyumayı....çaresizlik içinde uyumayı...bitkin ,yorgun.mecburen uyumuş...
öğrenilmiş çaresizlik bu olmalı.
karyolaların arasında gezinirken...(benimki uyuduğunda gezinirdim odayı,,,,hatta diğer odaları)strateji geliştiren bir başka bir yaş kız bebeği vardı...sizin yüzünüzü gördüğünüzde gülümsemesini ağzının sonlarına kadar yayan...siz başınızı çektiğinizde duran sabit kalan bir kız bebek...çok etkilemişti beni....
bir de selin adında kara mı kara kapkara bir kız çocuğu vardı.ismini söylemekte sakınca görmüyorum...şansları varsa eğer isimleri değişecek...selin ,ayşe, fatma...ya da ali, veli ,ahmet meee met.ne farkeder ki...
selin..başka bir şeydi...canlı capcanlı bir şeydi...diğerlerinden daha bir çocuk...kıpır kıpır yerinde durmaz bir şey...bittim ona...oradaki bakıcı anneler benimki garanti nasılsa şunu da bana verin karnıma saklayım götüreyim demiştim güldürmüştüm oradakileri...içinize saklanası selin....
akıbeti ne oldu kimbilir?
daha gelmiyor...............
baktım da....
yazı tahtasını çiziyle boylamasına ikiye bölmüş...birine yazdıkları aynen şöyle:
aşağıdaki mendillerden çok ıslak olanı maviye(mavi yazısını maviyle yazmış)
biraz ıslak olanı kırmızıya(kırmızıyla )
hiç ıslak olmayanı ise siyaha(siyah yine)
boyayınız...aşağıya da üç mendil çizmiş...ona göre çok ıslak,biraz ıslak ve hiç ıslak olmayan : )
diğer ikinci bölüme de bir resim çizmiş...sonrasında sormuş...burada ne kadar daire var:kutuya yazın...
geleceğin karikatüristi olur mu dersiniz?
öğrenilmiş çaresizlik:
yarım saat kadar önce uyumaya çalışırken beni şimdi buraya yazmaya teşvik eden düşünceler...uyutmayan..şimdi; dedirten.
yüksekti ...çok yüksekti yataklarının yüksekliği...bir yaş çocuğunu konduğu karyolalar....tututnma yerlerine sımsıkı sarılırlar da al beni derler...direnirler uyumaya..ama yok öyle ağladığında onlaro kucaklarına alacak bir çift el...kol,bacak. beden.
ağlar ağlar ağlarlar...sonu...ağlamaktan yorulmuş uyumaya mecbur bırakılmış minik bedenler...bir yaş çocukları...
ancak...ancak siz merhamet ederseniz alırsınız kucağınıza...sakinleştirir huşuuu ile uyutursunuz.o yavruya çaresizliği öğretmeden...
öğrenilmiş çaresizlik bu olmalıydı evet...
kızımla birlikte büyüyorum...duygularım da gelişiyor büyüyor...gelişiyor olgunlaşıyor...beni uyutmayan ışılar çakıyor bana...yaz diye...
sonrasında burada buluyorum kendimi...
acitasyon değil,bir ezik hissettirme değil benimkisi...okuduklarımdan yaşadıklarımdan canlı capcanlı öğrendiklerim...
şimdi burada yazdığım gibi canlı,,,,sağ.
kızımın bana benimde ona alışmaya çalıştığımız o bir hafta içerisinde....çocukların herşeyleri bir zamana bağlanmış...askerii usul.şu saatte yiyeceksin...şu saatte uyuyacaksın.şu saatlerde gez ,emekle, uykun gelirse uyuyabilirsin uykunun geldiği yerde.ister bir oyuncağın üstünde ister uyumuş başka bir bebenin herhangi bir uzvuna değmiş olarak...
oradaki anneler....hepsi annecimli konuşuyorlardı ya...şimdi şimdi anlıyorum sahte olduğunu..annelik bir robot gibi yapılacak bir şey değil...ya da askerii usul..yat uyu kalk ye ..yine yat uyu..yine ye..suyunu iç...ya da meyve suyunu...her ne ise.
şimdi şimdi çözümlüyorum...birşeyleri anlıyordum da...kızımın sarhoşluğundan...
çok yüksek 1 yaş bebeklerin karyolaları...çok yüksek...düşüp bir yerlerini incitmesinler diye değil...kucağa alınmayı istemesinler diye....tırmanıp çıkamasınlar diye..
kayıtsızdı oradaki anneler...bakıcı anneler...anne...nasıl hepsi bütün çocukların anneleri olabiliyordu ki...karışık...çok karışık .
uyuma odası....var mı evlerinizde çocuklarınızın uyumaya bırakıldıkları uyuma odaları...
ağlaya ağlaya .....sesleri kesilinceye,,,,,kısılıncaya kadar ağladıkları uyuma odası........
ağlama odası ;daha doğru değil mi?
hepsinin sesleri birbirlerine karışıyor.ve öğreniyorlar uyumayı....çaresizlik içinde uyumayı...bitkin ,yorgun.mecburen uyumuş...
öğrenilmiş çaresizlik bu olmalı.
karyolaların arasında gezinirken...(benimki uyuduğunda gezinirdim odayı,,,,hatta diğer odaları)strateji geliştiren bir başka bir yaş kız bebeği vardı...sizin yüzünüzü gördüğünüzde gülümsemesini ağzının sonlarına kadar yayan...siz başınızı çektiğinizde duran sabit kalan bir kız bebek...çok etkilemişti beni....
bir de selin adında kara mı kara kapkara bir kız çocuğu vardı.ismini söylemekte sakınca görmüyorum...şansları varsa eğer isimleri değişecek...selin ,ayşe, fatma...ya da ali, veli ,ahmet meee met.ne farkeder ki...
selin..başka bir şeydi...canlı capcanlı bir şeydi...diğerlerinden daha bir çocuk...kıpır kıpır yerinde durmaz bir şey...bittim ona...oradaki bakıcı anneler benimki garanti nasılsa şunu da bana verin karnıma saklayım götüreyim demiştim güldürmüştüm oradakileri...içinize saklanası selin....
akıbeti ne oldu kimbilir?
daha gelmiyor...............
baktım da....
yazı tahtasını çiziyle boylamasına ikiye bölmüş...birine yazdıkları aynen şöyle:
aşağıdaki mendillerden çok ıslak olanı maviye(mavi yazısını maviyle yazmış)
biraz ıslak olanı kırmızıya(kırmızıyla )
hiç ıslak olmayanı ise siyaha(siyah yine)
boyayınız...aşağıya da üç mendil çizmiş...ona göre çok ıslak,biraz ıslak ve hiç ıslak olmayan : )
diğer ikinci bölüme de bir resim çizmiş...sonrasında sormuş...burada ne kadar daire var:kutuya yazın...
geleceğin karikatüristi olur mu dersiniz?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?