Sümüklüböceğin hikayesi

başka bir yere bdv ye konu mu açmalıyım....böyle buraya yazdıkça kapatırlar mı burayı..ya da gri mi olurum bir süre...en azından uyarırlar dii mi..ama o zaman kopuk olur kimse bişey anlamaz...önce uyarırlar heralde..

yoğurdumu yiyorum kenarda...ellemeyin olur mu...
 
Ah ne önemi var. Nasıl önemsiz artık. Dün bir görüşmeye gittim ilk görüşme olumlu geçti. Aklıma sen geldin, bir sabah ezanlar saatinde ettigi dualar mi kabul oldu dedim.

Ne diyeceğimi bilmiyorum ne denir bilmiyorum , seni incitmek en son isteyeceğim şey. O yüzden dualar ediyorum ve taaa buralardan yanında olmaya çalışıyorum.
Denizimi de seni de çok öpüyorum
 

inşallah kabul olmuştur...benim duam bi bana geçmiyo...heh heh...şaka şaka...özür Allahım...

sana para her zaman kazanılır demiştim diii mi.az daha borcun olsun...sağ olun...sağ oldun mu olur her şey..


biliyor musun...bugün hava güzel olursa denizle babayı ziyarete gidec ektik...çıkamıyorum evden...ve bu beni geriyor...
sadece sabır dile...sabır..Yüce Allah ne büyük sabırlı...insanlar ne kadar kötülükler yapıyor...hemen muhasebe etmiyor.kesmiyor biletini....ben...kimim ki...neyim ki.....sadece o güçten o sabırdan bana göndermesini diliyorum..sen de siz de dileyin lütfen..
 
DenizGeldi sizi yıllardır sessiz okuyup takip eden Bir uyeyim ne güzel yürekli bir kadın mutlulukları daim olsun diyerek sayfadan çıkardım

Bir aydır bakmamisim bugün onu hatırladım sayfaları okurken gözlerim doldu ağladım rabbim size sabır güç versin
Rabbim size ve kiziniza uzun ömür versin eşinizden size kalan Bir kızınız var sıkı sıkı sarılın dualarım sizinle....
 

amin amin aminn....sağolasınız...dua eden sabır dileyen herkes sağolsun Allah razı olsun hepinizden.......
 
güçlü olacağım çok güçlü...buraya niye yazıyordum ben...insanlar doğal yolla çocuk sahibi olamadıklarında başka türlü de anne baba olunacağının ispatıydım ben,biz...şimdi kimseyi yıldıramam...yeni bir hikaye başlıyor...hikaye sevene....
yalnız bu sancılı dönemimi yine burada anlatarak geçireceğim...kendini en iyi ifade yolu...yazmak...en azından benimkisi.....ben düştükçe siz hişt kalk bakayım diyceksiniz ben de tamam abi ya da yeri geldiğinde çek elini bee diye tersleneceğim size..birbirimize hoşgörü ile...........

sevgi ile.. : )





not:dün ilk kez yemek yaptım...gelenlere servisi de ben yaptım..ve servis yaparken mutlu hissettim kendimi...normalleşmeye bir adım..her an cozutabilirim ama...
 

Çok sevindim sizi sevenler burada. Hep mutlu ol kalbindeki o ışık şimdi minik bir kıvılcım gibi belki zamanla büyüyecek denize baktıkça parlayacak ...
 
dün denizi okula bıraktıktan sonra fatura ödemeye gittim...ne kadar planlar yapsam daakıllı akıllı, haa laa o tuhaf duygu içindeyim...yaslı, acılı, biraz meczup..biraz akılla beraber geçinip gidiyoruz şimdilik..babamızın montunu giydim dün dışarı çıktığımda...aman.mont değil kaban.
leyla geliyor aklıma yaprak dökümü nü izleyen var mıydı aranızda...ablası ile arası bozuk psikolojik sorunları olan...benimki şimdi normal sayılmalı...hem belki daha giymem...iyileştiiiim.

koca mont sıcacık tuttu....ama rahat değildi..fermuarlarını rahat kavuşturamadım..emanet kaldım içinde..ama sıcacık tuttu.. kolları bir kere dışa kıvrık...hem ne farkeder ki...ömür boyu giysem ne olur...ben aslında öyle toplumda genel geçer kurallara fazlaca takan biri değilim...bayan, erkek...sıcak tutuyo mu ?sen ona bak...
neyse düne devam edeyim...yolda yürüyorum...gideceğim istikamete doğru...insanları daha bi gözlemler oldum...fatura ödemeden sonra bir büyük markete girdim...bakınayım da canım bişeyler istesin diye zorladım kendimi...çık! yeni çıkmış bir bisküvi türünü denemek için aldım....kendime mi ona mı şans verdim...ikisi de.
sonra bir adam farketti montu...içindeki beni..kaşını kaldırıp baktı..sonrasında adımlarımı hızlandırdım..biraz yaşlı bir adam..
bir markete daha girdim sonra...denize salatalık ile kırmızı biber aldım...hani şu tarhanaya konulan kırmızı etli biberlerden...deniz çok sever...tuhaf bi ruh hali içinde sebzeleri seçtim.
olsuuun...aldım ya.
denizin okul yolundayım geri dönüyorum..bir köpek var oradaki parkta da...bizim mahallemizdeki Ahmet köpüşün kardeşi gibi benzeri....Ahmet köpüş...deniz verdi ona bu ismi...heh...hayvan dişi...ama olsun...biz öyle dedik daha uzaktan çağırdık mı ya sesimizi duydu mu yanımıza geliyor...denize diyordum ki kızım bu hayvan erkek değilmiş...gel bunun adını değiştirelim...olmaz anne...o şimdi Ahmet köpüş...başka isimle çağırsak bakmaz...çocuk benden akıllı.....

eve geldim...kahvaltı ettim teyzemizle...





deniz...deniz yavaştan huysuzluklarını göstermeye başladı...istediği bişey olmayınca hemen silah olarak ağlamaya başlıyor ..önceden pek umursamaz görünürdüm..
offf...çok sıcaklattı mont...çıkarayım da öyle devam edeyim...
şimdi,,biraz daha az umursamazım.ağlayarak birşey elde edemeyeceğini biliyordu.
yemek yeme konusu hiç bir zaman problem olmamıştı...bu gün akşam üzeri 4 e kadar hiç bir şey yememiş..geri getirmiş beslenmeyi..sabah ta bişey atmadı ağzına...benimle özdeşleştiriyor kendini gibime geliyor.
.akşam....
kızım,dedim..ben yemiyorum diye mi sende yemiyorsun...ben artık yemeye başladım.seni okula bıraktıktan sonra fatura yatırmaya gittiiim..oooo oh..eve gelince teyzenle bi güzel kahvaltı hazırladık yedik...yiyorum artık ben...ikimizde yemeliyiz..güçlü olmalıyız..güçten düşersek hasta oluruz..sen okulundan olursun.ikimiz de üzülürüz...
biraz yüksek sesle oldu..ve gözyaşlarıma yenildim...hiç böyle yapmazdım ben..beni yarı yalvarır gözyaşıyla gördü..aynısını bana geri iletebilir...çocuk büyütürken davranışlarımızda çok dikkatli olmamız gerektiğini öğrendim ben..sizi çok iyi takipçiler...en ummadığınız bi anda sizi sizin davranışınızla alt edebiliyorlar...ya da aynısını uyguluyorlar...dikkatli olmalıyım...
yaa ..atladım...okulun ordaki köpüşten bahsediyordum...simsiyah...kitaplarda romanlarda kömür karası diye vurgu yaparlar ya...öyle..parlak tüylerivar.kıvrılmış, kalın kısacık bir yılan gibi kendi kendini sarmış.hava da çok soğuktu hee bu sabah...üşümüş..başını okşadıııım okşadııım okşadım...ona da bana da iyi geldi..üşüyon mu sen dedim...sen de benim gibi yalnız mısın dedim...öyle üşümüş ki patilerini birbirine doladı karnının içine saklamaya çalıştı...
iyi geldi iyi...e şimdi bana bi köpek mi lazım...lazım.ortam uygun değil ki..benim mutlaka bir şeylere dokunmam lazım...dokunulmayı bekleyen...teşhisi koydum ben...köpek barınaklarına mı gitsem...ama ya geçici olup ta isteğim...sonra o hayvanlar daha kötü olur..

insan evladında da böyle....bazı insanlar gönüllü anne olmak isterler kendilerini iyi hissetmek adına...yuvaya gidip çocuk sevmek...daha iyi olduklarında hayat onlara artık daha güzelse bi daha gitmezler...e nooldu..kaş yapayım derken göz çıktı şimdi..

kimbilir ..belki başka imkanlarda kendi köpeğim olur...o beni bırakana ben onu bırakana kadar....
 
29 Ekim dolayısı ile öğretmen sınıfın yarısına görev vermiş...mini gösteri...bizimkini listeye almamış..isabet olmuş...benim bu hafta hiç uygun değildi bu tür organizasyonlarla ilgilenmeye...

bir de bir kaç zamandan beri deniz ben hep parmak kaldırıyom beni kaldırmıyo diye şikayet eder dururdu...böyle de olunca +öğretmeni dersini çalışanları seçtim gibi bir gafta bulunmuş...

deniz üzülmüş bu etkinlikte olmadığı için..ben kızıma...annecim...öğretmenin durumumuzdan haberdar...benim seninle ilgilenemeyeceğimi düşünmüş olmalı...biliyorsun evimiz hep doluydu...bu yüzden olmalı..hem hersoruşumda seni öğretmenin iyi iyidemiyor mu....diyeee diyeee...kafasındaki soruları cevapladık...
parmak kaldırma konusunda da....küçükken ben de öğretmenimin gözüne sokardım nerdeyse okulda..ama beni de hiç kaldırmazdı..niye..çünkü cevabı bildiğimi biliyordu...bilmeyenlere soruyordu..bilmeyenleri arıyordu...senin öğretmenin de böyle yapıyor..yoksa seninle ilgili bir şey yok..
çocuk yetersiz hissediyor kendini...yok öyle bir şey..
 
kızı okula bıraktım geldim.....bu gün de kedi sevdim....şükür diyelim...ya onlar da olmasaydı...kimi izinsiz sevebilirsiniz...
 
gün aydın olsun.............


deniz yine çok iyi almaya başladı......canımm...
19 soruda 2 hatası olmuş..çok üzülüyor...o da sanırım bir an önce bitirip öğretmene ilk vermek istemesi...ben ona önemli olanın hepsini doğru yapması değil problemi anlaması olduğunu başka sefere yapamadıklarını da yapabileceğini söyledim...keyifler yerinde....
beni de biraz biraz yerken görünce yemek yemene sevindim dedi...akşam da bana karnının acıktığını söyledi...
şükür..
 
denizi okula götürdüm..oradan bir yere uğradım...insanları inceledim yine..birinin ayağında yazlık terlik vardı..ince de bir çorap..şu tül çoraplardan...siyah.
şükrettim...baktım ..benim ayağımda ayakkabı,içinde mevsime uygun çorap...onun ayağı benim yüreğim üşüyor...eşitiz.
sonra okul yolunda ,deniz farketmedi ya,bir adam kızını kucağında okula götürüyordu...kucağında taşıyarak...yine kendimi şanslı hissettim..Allah korusun...denizi...ben de taşırdım ...sırtımda...

pis şımarık şey...daha ileride gördüm..bal gibi de yürüyormuş...nasıl kullanıyorlar anne babayı görüyor musunuz...ana babada da var kabahat....

sonra bir kedi daha yetişti bu gün imdadıma...dünden sonra yani..dilini çıkarıp çıkarıp suyunu içiyordu..merdiven yanında bir yerdeydi...oturdum ilk merdivene...izlediiim....izlediiiim...izledim.sonra;gel,gel bakalım seveyim seni biraz..geldi...elimdeki minik poşeti kokladı...sana göre bir şey yok dedim..başını okşadııım...okşadııım..okşadım...yine suyunu içmeye devam etti...ben yoluma.....
sonra...ne çok sonra diyorum di mi..sonrasız olsun...aşağıdan öyle devam edeyim.......


bir kırtasiyeye girdim...denizin babasıyla çekilmiş bir fotoğrafı vardı...az önce tab ettirmiştim..babanın başında denizin pembe kokoş tacı........denizin kafada babayla birlikte yaptıkları kağıttan kraliçe tacı..babanın üzerine prenses yazdığı...........
en büyük boy renkli fotokopi istedim..bekleme sırasında ne çalıyordu biliyor musunuz.....babanın en sevdiği şarkı......galiba bir sivas türküsü....oy gelin geliiiiiiiiin yandırdın geliiiiiiiiiinn...soldurdun gelin..sözler yanlış olabilir...benim gibi böcek yürekliyseniz hikayemi de biliyorsanız gözyaşı garanti.
dayanamadım döndüm arkamı...döküldüm...dükkan sahibinden başka kimse yoktu..
anladı zaar...adam benden özür diledi...ben ondan...duygulandınız sanırım dedi kapadı..çıktım bir süre kapı önündeki sandalyde oturdum..tahmin edersiniz....

gelirken yumurta alacaktım...kaldı..teyzeye bi açma aldım..çay demlemiş...yok..kahve açar beni...kahve...iştahımı kapatır...zihnimi açar...tuvalete çıkartır zinde tutar...farkında olmadan formunuzu tutarsınız...
haydiyin....iyi kahveler ossun.....




çok ,iç karartıyorum diimi...yakında şutlarlar beni buradan...millete umut olacağım yerde............ney se yaaa......önce bir grileşme durumu olur..o zamana toparlarım...
 
Her şeyin yavaş yavaş yoluna girmesine sevindim...fırsat buldukça girip iki satır da olsa yazmaya, yanında olmaya çalışacağım...hayatın bundan sonra tüm güzellikleri cömertçe sunması dileğiyle...
 
Neden iç karartasin? Neden gri olasın?
Hayatın içinden değil mi hikayen, sümüklü böceğin hikayesi değil mi bu da?

Hep mutlu, umutlu hikaye olur mu?

Sen hep yaz, içini dök ve rahatla.

Bir de, yanindayim. Taaa buralardan hem de. Deniz i öpüyor seni kucaklıyorum.
 

sağ ol...sen de sağ ol......
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…