Yine kalbim paramparça

gitmedi halen
durumumuz stabil
iyi değil yani
 
eğer senin yaşadığın şeyler yoksa arkadaş çevrende (yani şiddet küfür kovulma vs) kocaları onlara sahip çıkıyorsa, sülaleler aylarca kalmıyorsa onlar senden daha iyi şartlarda yaşıyor demektir.

benim kv de evlendiğimiz hafta eşime kız bakmış, beni dövdürmek için çok uğraştı, eşimin kendi evini onlara bırakıp 5 parasız kiraya çıktık vs

yani eşin iyi olduktan sonra gerisi tırı vırı.
senin derdin önce eşin, sonra ailesi.
 
evet gerçekten öyle
eşimde iş bitiyor
o zaten belki beni çok mutlu etseydi
ben bazı şeyleri görmezdim bile bu kadar
belkide ilk zamanlarda kendi sevgimden dolayı görmüyordum yapılanları
 

Aslında dedikleri dogru, sebebi ne olursa olsun, bunlar sizin seçiminiz ve sefası da, cefası da her şeyiyle tüm sorumlulugu size aittir.

Bazı insanlar dert dinlemeyi veya sürekli birşeylerden şikayet eden insanları dinlemeyi istemeyebilirler, bu da onların seçimi.
Ancak o da bu tercihinin sorumlulugunu almalı. Mesela işin ucunda kızının kırılması, soguk davranması varsa seçimlerinin bedeli olur.

Hangi nedenle babanızın böyle davrandıgınızı bilmiyoruz, belki kendisi üzülmek istemiyor, belki size içten içe kızıyor ve öc alıyor, belki de kendi yetiştirmesinde özeleştiri yapıp sizin sorumluluk alan biri olmanız için zorluyor.

Siz bu durumdan rahatsızsanız -başka konulardaki sıkıntılarınızı onun dinlememe hakkını tanısam da- sizinle kurdugu ilişkiye dair şikayetlerinizi dinlemek zorunda.

Ona problemlerinizi çözmesi için değil, aile oldugunuz için anlattıgınız; hayatınızla ilgili olumlu olumsuz şeyleri paylaşmak, güvendiginiz insanların düşüncelerini ögrenmek istediginizi söyleyebilirsiniz.

Eğer yine dinlemiyorsa zaten ortada bir ilişki kalmıyor. Çünkü görüşmek istemediginiz birine ya da ilişkide sorunları gidermek yerine inceldigi yerden kopsun diyerek sizin için gözden çıkarmanın kolay oldugu birine bu şekilde davranırsınız...

Siz kendinize yetebilecek bir kadınsınız. Sadece silkelenip kendinize gelmeniz ve hakkınızı ezdirmeyen daha dişli biri olmanız gerekiyordu ki bu konuda degismeye basladıgınızı da yine kendiniz söylüyorsunuz zaten...
 
bende boşanmak istediğimi aileme söylediğimde sen istedin diyorlar aklından çıkar diyorlar

eve kabul ederler ama hayatıda zindan ederler kolay olmuyor.o dediklerinizi desem ailem beni siler peşimi bırakmaz devamlı rahatsız eder kimsem kalmaz etrafımda mesela.yalnız kalırım

Sizin ailenizin tavrı daha farklı. Sebebi ne olursa olsun, siz mutsuzlugunuzdan bahsettiginizde boşanmamanız icin baskı uyguluyor, sizi o mutsuzluga mahkum ediyorlar...

Bunu yapan kişi(ler) aileniz dahi olsa izin vermeyin. Kararlı olun ve kendinize yeni bir hayat kurmak için çabalayın.

Sizin kararlılıgınızı görürlerse sokakta kalmanıza razı gelmez belki tavır degistirirler. Yapmasalar bile siz kendi iyiliginiz için geri adım atmayın.
Sokakta mı kalacagım, kimsem yok diyorsanız boşanma nedenlerinize ve maddi imkanlarınıza göre bir süre kendi hayatınızı kurana kadar idare edebileceginiz bir sıgınma evine yerleşebilirsiniz mesela.


Ayrıca kabul ederler diyorsunuz, tamam işte bu yeterli.
Size hayatı zindan etmemeleri için bir yandan çalışıp o evin geçimine katkı sunarak söz hakkınız oldugunu maddi anlamda da gösterebilirsiniz.

Zaten geçiş döneminde evlerini açsalar yeter. Sonrasında hem siz yalnızlıktan bu kadar korkmaz yeni bir sosyal cevre edinirsiniz hem de özgüveninizi geri kazanmış olursunuz.
Bu sürede de ya onlar sizin yeni halinize alışır ya da siz tek başınıza da ayaklarınızın üzerinde durabilecek gücü zaten toparlamış olursunuz.
 
ama ben öyle dert anlatan biri değilim ki
bunu belkide gerçek hayatta sizin kadar bilen yoktur
anlatabilsem zaten başta eşimle olan sıkıntı mı anlatırım
ama normal konuşmada diyelim 5 kez konuştuk 4 de ne yapıyorsun diyor ee insanım ne anlatayım ders çalışıyorum diyorum bu bir serzeniş değil ki ne yaptığı mi söylüyorum ama o direk hazır cevabı söylüyor sen istedin sen seçtin
babam bana o fabrika da hakkımla gireyim dediğim için kızgın sanki yanlarında olmayı istemediği mi düşündü galiba ama öyle değildi ben torpille felan girmek istemedim
o yüzden her defasında bunu söylerek belkide kızgınlığını belirtiyor
çünkü benim eşimin memleketinde zorunlu görevim var
terör bölgesi bu yüzden korkuyor
galiba oda kırgınlığını böyle çıkarıyor benden
 

Belirttigim gibi nedenini bilmiyorum, ihtimaller üzerine yazdım.
Dediginiz gibi kızgınlıgını çıkarmanın yanı sıra "Sen seçtin, mutluysan şikayet etme ya da sorunlarını kökten çöz" mesajı vermek istiyordur belki?..

Sizin şimdiye kadar yazdıklarınızdan anladıgım kadarıyla aileniz sizi seviyor ve onlar için gerçekten degerlisiniz. Bence kendiniz için bir karar verip onların da destegiyle bu süreci atlatabilirsiniz.


Kendi hayatıma dair pek yazmak istemiyordum ama konunuzda fazlasıyla bahsettim zaten.
Babam sevgisini pek gösteremez, sert biridir ancak karşısındaki insanları da aşagılamaz, incitmez. Çocukken hasta oldugumda kızardı, ateşler içinde yatsam da tutamazdı kendisini. Sanki virüsün tüm sorumlusu benmişim gibi...
Önceleri ergen düşüncelerle üzülürdüm tabii :) Zamanla anladım ki onun sevgisini gösterme biçimi buydu. Ben de hem kendi davranıslarım hem de onun davranıslarını düzeltmek icin cabaladım.

Ama bi noktada hak veriyordum, kendime dikkat etsem hasta olmazdım, onları bu sekilde hem yormaya hem de üzmeye hakkım yoktu, kendi dikkatsizligimi onlara ödetmemeliydim.
Sonra zamanla sorunları paylasmamaya basladım, kendim çözdüm, kritik konuları paylastım ancak çok zorlanmadıkca basit buldugum seyleri onlara belli etmedim, hasta da olsam mızmızlık yapmadım vs.

Bugun baktıgımda biraz daha tuttugunu koparan, ilk ruzgarda savrulmayan, sorunlarıyla başa çıkan -en azından ugrasan- biri olma yolundaysam o zamanlar babamın kızmasının bana kattıgı olumlu şeylerin de etkisi vardır.
Keşke duygusal ilişkileri, insanların bencilliklerini normal karşılamamayı da ögretmiş olsalardı... İster küçük olun, ister yetişkin aslında farketmiyor büyüklü küçüklü her konuda bir şekilde üzülüyor insan ve sonrasında daha güçlü oluyor.
Yeter ki kararlarınızı zaaflarınıza göre vermeyin, mantıktan sapmayın.
 
kızlar biraz önce eşim aradı
dedi ben müdürle konuşacağım haftaya memlekete gideceğim dedi
bende eee bana ne diyorsun anlamadım dedim
işte haftaya senin bir planın var mı dedi
bende planım olsa ne olmasa ne sen zaten gideceğim diye arıyorsun
bana söylemende ki amacı pek anlamadım ama sen bilirsin
ben git yada gitme demem
gitme desem nolacak bu seferde sen ailemle beni görüştürmüyorsun lafını ortaya atarsın dedim
o yüzden beni ilgilendiren bir durum yok
ayrıyeten ben zaten yalnız yaşayan bir insanım bir planım varsada bu yalnızca beni ilgilendirir dedim
kapattı...
 
eşinin sevecen ve gönül alıcı tavrı gözlerimi yaşarttı.
nasıl da çabalıyor evliliği kurtarmak için.
 

Bu bölüm tripli, arası soguk, kızgın ama evlilikteki şikayetlerini tekrarlayarak aslında çözüm isteyen bir kadın yani eşinizin kabullendigi ve hatta normalleştirdigi geçici zannettigi kısım.

ayrıyeten ben zaten yalnız yaşayan bir insanım bir planım varsada bu yalnızca beni ilgilendirir dedim
kapattı...

Bu ise eşinizin ne yapacagını bilmedigi, eski konusmalarınızda onun sözde panikledigi fakat onun da tepki gösterme hakkı kazandıgını zannettigi bölüm diyelim.


Bir kere o son cümleyi kuran kadın zaten o evde kalmaz. Ya da davayı açmış olurdu, o adamı eve almaz.

Bunları yapmıyorsa baya baya kendisini yalnız bıraktıgı için serzenişte bulunuyordur karşısındakine. Zaten yalnız kaldım, bundan sonra yalnızlıgımı kabullenip kendim için çalışacagım diyorsunuz.
Benim gözümden o birşey yapsın, düzeltsin diye bir umut bekliyorsunuz işte.


Bize mi farklı yazıyorsunuz, yoksa kusura bakmayın ama eşinizin anlama problemi mi var bilmiyorum. Gerçekten tuhaf geliyor bana. Annem de annem deyişi...
Müdürden izin aldım, seninle buralardan biraz uzaklaşalım artık konuşmamız gerek. Ya da zaman istiyorsan bana bunun süresini ver ve neler yapabilecegim konusunda yönlendir yeni baştan baslayalım falan dese hadi yine tamam da. Şu haliyle... Ne diyeyim, sabırlısınız gerçekten.

Kendi penceremden bakınca zaten eşinizin geçmişteki davranısları ve sözleriyle çoktan silmis olurdum da...
Diyorum kopamıyorsunuz, neler istediginizi ve mevcut durumu analiz edelim yani bir anlamda kendi düşüncelerimi cigneyerek tepkisel yaklaşmamaya çalışıyorum ama eşinizin tavrı izin vermiyor bir türlü...

Ne yapsanız zaten haklıydınız da... Artık 2-3 kat daha da haklısınız. Verdiginiz şansı degerlendiremeyen biri var karşınızda.
Tabii ona sorsanız bunu şans olarak da görmüyordur, alışmış tabii, o kadar lafa sessiz kalan kadın şimdi sürprizlere tatli söze, notere(!) bile umursamaz davrandıgını açık kapı bırakmadıgınızı zannediyordur.
 
Zaten gitcekti.
Biliyodun gitcegini.
Sana niye tekrar soyluyo ki.
 
Zaten gitcekti.
Biliyodun gitcegini.
Sana niye tekrar soyluyo ki.

Konu sahibinin dur gitme diyecegini, türk filmine cevireceklerini zannediyor herhalde.

Bu kadar tartışmadan sonra yine ailem dediginde kızmasın diye onay almak ise mesele, bunu da acıkca söylesin.

Karar alıp ayarlamaları yaptıktan sonra haber vermenin ne anlamı var.
Benim tek cıkardıgım anlam "umrumda degilsin, ya sen düzelirsin ya da ben ailemi secerim" oluyor. Davranıslarının baska bir karşılıgı yok bence.
 


Bencede kocası Pinki boşanacağım diye hep blöf yapan sitem eden biri gibi görüyor. O yüzdende ailesine tamamen rest çekmiyor.

Nasılsa Pink gitmeyecek ,hep kocasının yanında kalacak, konuşup konuşup duracak gibi.

En fazla soğuk durması ile ailesine laf etmesine sinir oluyordur.Ona da bir şey yapamıyor.
 
luyor

Aslında bu sefer blöf olmadıgını belli etmek icin cok ugrastı ama adam anlamıyor/anlamamazlıga vuruyor demek ki.
Reste rest diyor herhalde. Kendi kaybeder. Konu sahibi istedikten sonra kendisine bambaşka bir hayat kurar aslında.

Ama istiyor ki "eşimle olsun", "ikimiz de gerçekten ugrasırsak basarabiliriz" diye düşünüyor.
Burada umursamazlıgından bahsetse de o evde hala beraber kalmasının tek sebebi bu, zaman vermek.
Bunu karşı taraf dogru degerlendiremiyorsa yapacak bir şey yok. Bence konu sahibinin karar vermesini kolaylastırıyor eşi.
 
pink sınavın geçmesini ve ailesine anlatmak için cesaretini toplamaya çalışıyor.
eşi onun evde kalmasına ve ailelerin hala habersiz olmasına istinaden restlerini blöf olarak görüyor sanırım.
 
pink sınavın geçmesini ve ailesine anlatmak için cesaretini toplamaya çalışıyor.
eşi onun evde kalmasına ve ailelerin hala habersiz olmasına istinaden restlerini blöf olarak görüyor sanırım.

Açıkçası ben de eşi gibi görürdüm.
Sınav da, aile de gerçek anlamda bir neden degil. Davayı açıp yine sınava calısabilir mesela.
Eğer eşinin konusmasına izin veriyorsa bir beklentisi oldugu, umudunu henüz kaybetmedigi içindir. Kızdıgım nokta da eşinin bunu farketmiyor oluşu, keza konu sahibinin "neden hemen inanıyorum" şeklinde kendisine kızarak tekrarlayan gönül kırgınlıgı da bundan kaynaklı bence.

Tabii ki yanılmak ve sizin yazdıgınız gibi olmasını isterim.
 


Şu durumda eşinin ailesine gitmesinin ne mantığı olabilir onu anlamaya çalışıyorum.Yok çaban varsa ailenle konuşacaksan bunu neden Pinkle paylaşmıyorsun.Ailesinin tepkisini mi ölçemiyor ondan mı Pinke bir şey söyleyemiyor?
 
Planın var mı deyince ilk aklıma sende benimle gel diyecek sandım .Saçma ama

normalde öyledir ya hani bir yere gideceksen eşinde gelsin diye o soruyu sorarsın.Kızın planı ne olabilir ki en fazla ailesine gidebilir.Ne soruyorsa iş olsun.
 
Bana da gitme demesin diye soyluyor gibi geldi.
Ya da pink gitme diyecek adam bunada mi karisiyon diyecek kavga tartisma adam pinki suclu cikartcak.Ben bilincli soyledigini dusunuyorum bi amaci var yani adamin.
 
ben de sizin gibi düşünüyorum.
pink bize bile bu bahaneleri sunup, hala eşinden umutlu olduğunu çok belli ederken, eşinin bunu anlamaması imkansızdı zaten.

pink için bir hatırlatmaydı o yorum.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…