Yurtdna gelin giden arkadalar... Buraya

Zordur almanyada Gelin Olmak...

Yazar Rüstem Deveci
Çarşamba, 01 Haziran 2011

Bulunduğu yörenin dışına, biraz uzağına, belki başka bir şehre gidenler için bile gurbet zor. Ya dilini bilmediği; insanına, dinine, gelenek göreneğine yabancı olduğu başka bir ülkeye gitmek... İşte o hakiki gurbet ellerinde gelin olanlardan bahsedeceğiz bu dosyamızda. Özellikle 1960 yıllarının sonlarında Almanyaya para kazanarak dönme umuduyla gidip, oralarda yeni bir yaşam kuran ailelere gelin gidenlerin hallerine tercüman olacağız.

TOZPEMBE RÜYALARDAN ACI GERÇEKLERE

Yapılan bir araştırmaya göre; Almanyadaki Türk evliliklerinin %60ı Türkiyeden. Yakın akraba evlilikleri ön planda. Oradaki aileler çocuklarını Anadolu terbiyesi görmüş ve Alman kültüründen etkilenmemiş biriyle evlendirmeyi istiyorlar. Böyle bir talep Türkiyeden de "iyi bir kısmet" nazarıyla karşılanıyor. Sevmedikleri, denk olmayan kişilerle zorla evlendiriliyor kimi kızlar.

Nasıl bir sıkıntının içine atıldıklarınıysa gittikten kısa bir süre sonra fark ediyorlar. Çoğunun kurduğu tozpembe rüyalar yerini hayatın acı gerçeklerine bırakıyor. Yabancılık sendromu, fikir ve kültür çatışmaları, dil bilmemek, ciddi bunalımlara sebep oluyor ve diğer bazı ailevi sorunlarla birleşince hayat birçokları için cehenneme dönüyor. Kimileri sıkıntılar yüzünden psikolojik rahatsızlıklar yaşıyor. Genellikle çekilebildiği noktaya kadar katlanılıyor duruma. Bıçak kemiğe dayandığı gün ise boşanmayla sonuçlanıyor yaşananlar.

Almanyada psikolog olarak çalışan Pınar Burcu Güneş, konuyla ilgili şunları anlatıyor: "Kadın günden güne sıkılır, konuşacak paylaşacak kimsesi yoktur. Yeni yeni tanımaya başladığı eşi sürekli ev dışındadır. Kendisini yalnız kalmış hisseder. Kimi zaman evlerde ciddi şekilde kayınvalide baskısı da görülebilir... Yeni gelen genç kadın, hem dil, hem de Almanyadaki haklarını bilmediğinden sesini çıkaramaz. Ancak bu kadar stres yaşayan vücut, öfkenin diline tercüman olur. Pek çok ağrı, sızı hissedilir ama hiçbirisinin de altında fizyolojik bir soruna rastlanamaz".

AVRUPA SEVDASI DENK OLMAYAN EVLİLİKLERE SEBEP OLUYOR

Yurt dışına giden bir gelin şöyle yakınıyor: "Buraya aldanıp gelenler, hiç beklemediği koşullarla karşılaşıyor. Erkekler getirdikleri eşlerini ailesinin hizmetine veriyor, köle gibi davranıyorlar, onları beğenmeyip aldatıyorlar. Hatta bazıları şiddet bile kullanıyor. Çocukları için birçoğu katlanmaya çalışıyor. Ama buradaki kimsesizlik, sahipsizlik ve gurbet duygusu tam olarak insanı bitiriyor." Bir başkası ise "Bazıları buradan gidenleri zengin sanıyor. Avrupa sevdası, para hırsı denk olmayan evliliklere sebep oluyor. Çirkin erkekler; çok güzel, yaşı küçük kızlarla evlendiriliyor. Birbirini anlamayan iki insan, bir araya getiriliyor" diyor.

"ALLAH ORAYA İNSANI, GELİN ETMESİN!"

Almanyaya 1969da bir çocuk annesi olarak 22 yaşında giden ve orada mutlu olabilen şanslı gelinlerden biri Elmas teyze. Mutluluğunuysa çocuklarıyla birlikte muhabbetli bir yuvaya, eşinin sevgi ve şefkatine, şehrin dışında kurulmuş Türk mahallesinde geleneklerine göre yaşayabilmelerine ve dine saygılı, anlayışlı patronlarının olmasına bağlıyor. Fakat diğer gelinleri düşününce; "Allah oraya insanı, gelin etmesin!" demekten kendini alamıyor.

"SEN ANNEMLERLE SAKİNCE EVDE OTUR!"

Gurbetteki gelinlerle ilgili çok fazla yaşanmış acı hikaye mevcut. İşte bir kaçı: Anne-baba oğullarını dışarı hayatından ve Alman kızlarından kurtarabilmek için Türkiyeden güzeller güzeli Seville ihtişamlı bir düğünle evlendiriyorlar. Resmi işlemler yüzünden düğünden bir ay sonra Almanyaya giden geline eşinin ilk sözleri "Evlendim diye değişeceğimi zannetme. Eskisi gibi yaşayacağım. Canım ne zaman eve gelmek isterse, o zaman gelirim. Dışarıdaki hayatıma karışmayacaksın. Sen annemlerle sakince evde otur!" oluyor.

Hasretle kocasından güzel birkaç duygulu cümle duymayı uman Sevilin bu ilk isteklerle başından aşağı kaynar sular dökülmüş adeta. Sonraki bir yıl da boşuna geceleri eve dönmesini beklemiş eşinin. Kayınvalide, kayınpeder ve kayınlarıyla küçücük evde, gündüzleri onların hizmetinde, geceleri ağlayarak ya da eşinden azar işiterek geçirmiş. "Sanki benimle ailesi evlenmiş gibiydi. Hiçbir şekilde beni sahiplenmiyordu. İkimizin yaşamdan beklentileri, ahlak anlayışı çok farklıydı ve düzelecek bir hali de yoktu. O nedenle oralarda ömrümü harcamak istemediğimden, dönüp boşandım" diyor Sevil geçmişteki evliliğinden bahsederken. Fatma Hanım ise önceleri Almanyaya gelin olmanın ayrıcalık olduğunu düşündüğünü, ama gidince kendisini, kör ve sağırlar gibi hissettiğini, çocuklarını istediği şekilde yetiştiremediğini, hayatın robot, maneviyatınsa zor olduğunu söylüyor ve gelin adaylarına sesleniyor: "Sakın vatanınızı bırakıp buralara gelmeyin!"

GELİNİN YENİ YERE UYUM SAĞLAMASINA YARDIMCI OLUNMALI

PSİKOLOG FARİKA TEYMUR ARTIR

Yurtdışına gelin gitmek aile çevresinde alışılan ortamdan uzak olmak açısından oldukça zor bir durum. Fakat her yeni durum birey için stres kaynağı olabildiği gibi geliştirici de olabilir. Yaşanan bütün problemlerde içinde bulunulan durum kadar insan faktörü yani bireysel farklılıklar da önemli. Bireyler ne kadar bilinçli, merhametli ve anlayışlı olursa yaşanan sıkıntılar da o kadar az olacaktır.

Önce eş seçiminde uygunluk önemli. Burada hem evlenen gençlere hem de ailelere sorumluluk düşüyor. Maddi imkanlardan ziyade uyum için gereken diğer özelliklere bakılması sıkıntıları azaltacaktır. Gelin adaylarının karar verirken kendilerini bekleyen durum hakkında bilgi sahibi olması eş adayı ile bir süre telefonla ve internet aracılığıyla olsun görüşmeleri "kararda aile mi, bireysel tercih mi daha etkili" anlamaları açısından uygun olacaktır. Memnuniyetsizlik fark edilirse sonradan değişir diye düşünülmemelidir.
Sevgi saygı ve kararlılığın olduğu bir evliliğin uyum içinde yürümesi daha kolaydır. Eşler arasında uyum olursa, sağlıklı bir aile yapısı varsa, içinde bulunulan şartların zorlukları ile daha kolay baş edilebilir. Tabii başta istekli başlayan evliliklerde de sıkıntılar görülebiliyor. Bu durumda gelinlerin de kendilerini geliştirmeye, yeni duruma uyum sağlamaya istekli olmaları, hallerinden şikayetçi olmak yerine güzel taraflarını görmeleri uyumu kolaylaştıracaktır. Bu durumda erkeğin anlayışlı olması, karısının içinde bulunduğu şartlara uyum sağlamasını kolaylaştırması, bulunulan ülkenin dilini öğrenmesine yardımcı olması, ailesinin, karısının kendisini geliştirmesine engel olucu davranışları varsa buna güzellikle mani olması gerekmektedir.

Bilinçli, güzel ahlak sahibi, kendilerini sürekli geliştiren anne babalar diğer aile üyeleri ile birlikte çocuklarının evlilik hayatlarını da kolaylaştırıcı bir etkiye sahiptir. Bu etki önce uygun adayın seçiminde çocuklarına destek olmak ve daha sonra onların tercihine saygılı olmakla başlar. Eğer eşlerin kişilikleri ve davranışları ile ilgili endişeleri varsa bu endişeler uygun bir dille kırmadan güzel bir şekilde dile getirilmelidir. Bu, müdahaleden ziyade bilinçlendirici bir üslupla yapılmalı, eşlerin kendi duygu, düşünce ve davranışlarının sorumluluğunu üstlenmelerine yardımcı olunmalıdır.

Erkeğin ailesi gelinden önce yurtdışında bulunuyorsa, gelinin yeni yerler görmesi ve geliştirici bir sosyal çevreye girmesine yardımcı olmalıdır. Onun içinde bulunduğu şartlara kendi kişiliğini, ruh ve beden sağlığını, manevi değerlerini ve kültürel kimliğini kaybetmeden uyum sağlamasına karşılıklı anlayış ve isteğe bağlı olarak destek olmalıdır. Böylece ailede ve sosyal hayatta uyumun temelleri atılmış, gelecek nesillerin de daha sağlıklı olarak yetişmesi için uygun ortam sağlanmış olacaktır.

GURBETÇİ AİLELERE HAYATI KOLAYLAŞTIRICI ÖNERİLER

• Öncelikle evlenecek tarafların küfüv, yani denk olmalarına dikkat edilmeli.
• Düşünce yapısı, dünya görüşü, yaşantısı farklı olan kişiler sonradan anlaşırlar
düşüncesiyle birbiriyle evlendirilmemeli.
• Yurt dışına çıkmadan önce, gidilecek ülke dilini öğrenebilmek için dil kursuna katılmak faydalı olacaktır.
• Mümkünse sadece eşlerin yaşayacağı ayrı bir ev tutulmalı.
• Özellikle koca, karısından ilgi, şefkat ve sevgisini esirgememeli.
• Karısıyla baş başa vakit geçirmeye, sohbet etmeye, sıkıntılarına çözüm bulmaya çalışmalı.
• Kayınvalide, bir zamanlar kendisinin de gelin olduğunu, yaşadığı zorlukları hatırlamalı ve gelinine,
ortak gibi değil, şefkat ve merhamet gösterdiği kızı gibi davranmalı.
• Hatalarını hoşgörüyle karşılayıp, eksiklerine kırmadan yardımcı olmalı.
• Gelinin evin dışında uygun ortamlara gitmesine, arkadaş edinmesine müsaade edilmeli.
• Gelin uygun şartlarda sosyal hayatın içinde bulunmalı.

SOSYAL HAYATLARI ÇOK DAR

MİMAR DİLEK KAYHAN

Almanyada doğup büyümesine rağmen çocuklarının Almanlaşmaması için Türkiyeye kesin dönüş yapan mimar Dilek Kayhanın anlattıkları da oradaki hayatlar hakkında çok şey söylüyor. "Almanyada çoğu aile, otuz-kırk sene öncesinin göreneğiyle kalmışlar. Kendisi kaynana kaynatasından nasıl bir gelinlik görmüşse, aynı hali gelinine uyguluyor. Aileni, memleketini bırakıp başka bir aileye, memlekete gidiyorsun. Başka bir kültüre karışıyorsun. Oraya gelin gidenler bu nedenle üç-dört kat zorluk yaşıyor. Gelinimizin gözü açılmasın, bize bağlı kalsın, söz dinlesin, başkaları ona akıl verir gibi nedenlerle gelinleri çok sıkı tutuyorlar, bir yere göndermiyorlar. Böylece dar olan sosyal hayatı, evdekiler daha da kısıtlıyor.

Zaten gelin, dili olmadığından sadece komşu gezmesine, bir iki düğüne ya da alışverişe gidebilir. Genelde dayanılabildiği yere kadar çekiliyor, ama o sıkıntıya katlanamayıp hemen dönenler de fazla. Mesela bir arkadaşım vardı; kaynana, kaynata, kayın, iki görümce, dört çocuk bir arada yaşıyordu. Gelinsin, ancak hizmet ediyorum. O küçücük evden beni çıkarmıyorlar, alışverişe bile götürmüyorlar diyordu. Bir nevi esirsin onların elinde. Üç-beş kuruş verip ailenin yanına gidemezsin. Uçak bileti alacaksın, bir sürü para lazım. Üç senede bir Türkiyeye gidebiliyordu arkadaş. O zaman da ailesini üç gün görebiliyor, onun için de bir sürü laf işitiyordu.

Biz bahçemizde çay içerdik. Komşunun gelini kızcağızın canı giderdi biraz bizimle dışarıda vakit geçirmek için, ama beş dakika kalamazdı. Kimseye ve hiçbir yere göndermezlerdi. Ancak gelen misafirlere çay-pasta-börek hazırlar, ev işi yapardı. Zaten eşlerin kendi başlarına bir hayatları yok. Bir de kocalar boş bir vakit bulunca oturup Almanca film seyreder. Karısı da bir kelime anlamadan yanında oturur. Ortak paylaşım olmuyor haliyle.

Gelinlerine iyi davrananlar, ayrı ev açanlar, mutlu olanlar da var. Özellikle eğitimli ve ekonomik durumu iyi olanlar, daha düzgün bir aile hayatına sahip. Ama yine de farklı kültür ve gurbetin zorluğunu onlar da yaşıyor. Sohbetler, seminerler son beş yıldır daha yoğun. 2000den sonra kendilerini geliştirmeye başladı oradakiler de. Son dönemlerde bazı aileler oğullarını, birbirlerini daha iyi anlarlar düşüncesiyle, orada yetişen kızlarla evlendiriyorlar.

Hazirlayan: Nardane KÖSKER
 
ben bir yil önce istanbuldan almanyaya gelin geldim onca fedakarliklar yapip 30 yillik ailem isim cevrem herseyi geride birakip kalbimin sesine kapildim buralara kadar geldim ama keske ikinci bir sansim olsa asla ve asla gelmezdim cok pismanim geldigim icin hergun cekip gitmeyi düsünüyorum her günüm aglamakli geciyor ama artik aglamak bile rahatlatmiyor beni cunku esimide artik istemiyorum beni dört duvar arasin birakti butun gununu disarida gereksiz bos insanlarla gecirmeye basladi ve bende daha fazla yalniz kalmaya basladim...yurtdisina gelmek isteyenlere bir tavsiyem sakin sakin gelmeyin son pismanliklar sonradan fayda etmiyor...ne kadar severseniz sevin birgün gelir sevgide askta biter ve yapayalniz kaldiginizda gercekler tokat gibi insanin yüzüne carpar iste o saatten sonra yapacak birsey olmaz GECMIS OLA.................
 
ben de Kanada'dan bahsedeyim o zaman...

Kanada'nin kendine ait yemek kulturu yok. kendine ait neyi var diye sorarsaniz bir tek maple syrup var:) yani akcaagac pekmezi...normal pekmeze benziyor tadi biraz...
yemek olarak genelde cin, japon, italyan, yunan (yunan diye yapilan yemeklerin arasinda o kadar cok calinti Turk tarifi var ki inanamazsiniz!) yemekleri hakim...
tatli olarak konusursak, mesela pastalar...pastalar hic guzel degil..Turkiye'deki pastalari cok ozluyoruz burdakiler cok basit...
sabah ogunlerinde tatli seyler yemeleri cok meshur, Tim Horton's ve Starbucks gibi sadece kahve ve atistirmalik yiyecek satan yerlerde bazen tuzlu yiyecek bulmak cok zor olabiliyor...sandvic tuzlu sadece o kadar:) uzerinde koca koca sekerler bulunan donutlar var bir suru...yenmiyorlar pek:)

Kanada yemyesil bir ulke..yesillikte insanin ici aciliyor...kocaman kocaman golleri var ucsuz bucaksiz gibi gorunur bazilari...insanlar deniz goremedigi icin bu gollere deniz niyetine giriyorlar, yapay sahil falan yapilmis bir coguna...sahilinde ise aynen deniz sahilindeki gibi voleybol oynayanlar, kremlenip guneslenenler falan ne ararsan...

insanlarindan bahsedeyim...
bir kere heryerde oldugu gibi Turkler birbirlerinden uzaklar...
bunun nedenini ben Turkler arasindaki kultur farkina bagliyorum...
mesele Kahramanmaras'in Adiyaman'in kucuk bir yerlesim biriminden kalkip gelmis biriyle ile Izmir'den Istanbul'dan gelen insanlarin kulturleri arasinda ucurum gibi fark var...
bu iki kultur birbiriyle anlasamiyor...ben de dahil
bunun disinda bazi insanlar, kimse alinmasin ama genelde bahsettigim dogu kulturunden gelen insanlar, sonradan gorme hallerine girdigi icin bu insanlarla anlasilamiyor ve uzak duruluyor...
bunun yaninda Turk-Kurt muhabbeti yapan ve ayrimcilik yapan insanlar var...bu yuzden de ayriliklar yasaniyor...
ben Turkiye'de 19 yillik yasadigim hayatta hic bir zaman gormedigim Kurt-Turk ayrimciligini burada gordum, hala alisamadim...cunku insanlar birbirlerini ayiriyor...
dedikodu olayi girla var...nefret ederim...bir cok insan, yine ben de dahil, kendi milletimizden insanlardan uzak durmaya calisiyoruz...ozellikle erkekler cok dedikoducu
kim ne kadar kazaniyormus, kim nerede calisiyormus vs vs...

egitim acisindan lise ve orta ogretim okullari Turkiye'deki okullardan cok daha kolaymis...burdaki insanlarin matematik bilgisi genelde zayif...
kolej de cok zor degil...
universiteye henuz gitmedim bilemiyorum ama bazi universitelerin zor oldugunu soyluyorlar...

is olanaklarina gelirsek...cok fazla is olanagi oldugunu soyleyemem...
kendi ulkenden diploman olsa bile cok umrunda olmuyor buradakilerin...
ayrica burada egitim almak sart...
 
Son düzenleme:

gercekten cok katiliyorum.. o bahsettigin insanlar arasindaki uyumsuzluk burda da var.. özellikle benim yasadigim bölgede.. ayrim hele.. ben türkiyede bu kadar ayrim görmedim.. insan lanet ediyor resmen.. gercekten anlasip uyusabilecegin kimseler olmuyor.. bi arkadasim vardi, köyden gelmis, geldigi ailenin durumu cok iyiydi.. cok severdim o kizi da.. ama bi türlü tam anlamiyla samimiyetini hissedemedim. yani bi yaris havasi, sürekli karsilastirma.. darliktan bolluga düsen insanlar baskalarinin iyisini kaldiramiyor, bolluktan darliga düsen insanlar da rsmen essekten düsmüse dönüyorlar... e bir de bunun üstüne dil, din, irk gibi farkliliklari ekle.. buralar hic cekilmez gercekten...
 
arkadaslar benim durumum sizden biraz farkli, sanki daha kolay ama yinede sizi anlayabiliyorum.

ben brezilyanin rio de janeiro sehrinde dodum, sao paulo sehrinde buyudum. babam turk, annem ise brezilyali/italyan. yani 3 ana dilim var. ablam ve ben evde babamizla turkce, annemizle italyanca, ev disinda da portekizce konusuyorduk. ablam 26 yasindaken (o sirada ben de 24 yasindadim) italyan bir adamla tanisip evlendi. bende onlarin dugunde ablamin kocasinin bir arkadasiyla tanistim, 2 bucuk yil sonra da evlendik, once brezilya da yasadik. 2 yildir italyada yasiyoruz. ilk basta ana dilim olmasina ragmen sorun yasadim. arkadas bulamadim. annem italyan olmasina ragmen italyan kutlurune alisamadim.



brezilyaya ilk geldiginde babam cok sorun yasamis, ancak sonrasinda cok rahatlamis. bence siz su anda cok zorlaniyorsunuz, ama cocuklariniz yabanci bir ulkede yasadiklari icin cok rahat olacak onlar icin.
 
Son düzenleme:
Ben hic ama hic tavsiye etmiyorum.Eger trde güzel bir isin ve gücünüz varsa, avrupa resmen ölüm.Ben danisman olarak calistigimda öyle bayanlarla tanisiyordumki cok üzülüyordum hallerine.;(
 
walla türk marketlerinde ne ararsan var ayrica türkiyedeki marketlerden bile cok fazla ürün var..ben ne ariyorsam cok kolay buluyorum..

reklam hayatim bence de yani eskisi gibi olsa belki derdim ama su an hic bir sIkIntI yok.. artik alman mallarinin sütünde bile türkce aciklama görüyorum

ee sen nasilsin bakalim??
 
ahh ahh gurbetlik....herkes ayni dertlerden muzdarip belliki...kimse vatanindan , ailesinden uzakta 4/4 'luk mutlu yasamiyor...ama yaz tatiline Turkiyeye gidildiginde kimse bunlari goremiyor tabi..ordakilere gore burdan gidenlerde para var, hava var, mutluluk var, mal mulk hersey var....ama burdan bakildiginda durum cok farkli...maddi acidan herseyimiz olsa bile manen bir yanimiz hep eksik, hep yalniz, hep mutsuz.......
 

valla yaa... cok kisinin de dedigi gibi; türkiyede almanciyiz, almanyada yabanci
 

merhabalar yıllar yıllar sonra konunuza dalış yaptım ama kusura bkamyaın. ben ve eşim arkeologuz. eşim gecen ocakta amerıkaya gıttı master ıcın agustosta dugun yapıp bende gıdecegım master ıcın. sızden munkunse bıraz bılgı almak ıstedım. özellıkle alınacaklar konusunda. turkıyeden ne getırmelıyım. oraya geldıgımde örneğin hangı markanın tabak tava vs almalıyım. yardımcı olursanız sevınırm. oğlunuzu öpuyorumm:)
 
Merhaba arkadaşlar şu anda sizin fikirlerinize çok ihtiyacım var. bn türkiyede doğup büyümüş bir kızım. Almanyada yaşayan türk bir aile talibim oldu. Ben tamamen islama endeksli bir jaya yaşamak istiyorum. fakat tanıştığımız çocuk tahmin edersiniz dine uzak yetişmiş ve bu konuda bilgisi de kültürü de yok. ama ben saygılı ve nalayışlı olurum tavrında. bu şartlarda türkiyeden tanıştuğım insanlara direk hyr diyorum çünkü türkiye insanının anlayışlı olurum demesi ile avrupa kültürünün ki farklılık göstereblir. bu yüzden şimdi kararsızım . aradaki tek ve en büyük mesele şu anda bu ?
 
Bütün yazıları okuduktan sonra.. Korkum dahada büyüdü.. Başka bir ülkede yaşamak çok zor olsa gerek..
 
Tam benlik bir konu.
10 seneyi gecti fransadayim. ilk geldigim seneler çoooookkk sorunlar yasadim (ailevi). dili kolay ogrendim
ama ilk baslarda milletin agzina mal mal bakiyosun ne diyo bunlar diye. simdi bile bazen oluyor. memleket hasreti bi baska zaten. yiyecegi havasi suyu herseyine hasretsin turkiyenin.
gecen ay iki hafta turkiyeye geldim. tekrar fransaya döndügümde markete girerken oyle bi kotu kokular geldiki icerden, afedersin nerdeyse icim disima cikacakti.
yani anlayacagin kokusu bile kotu herseyin heryerin.

bi gelen pisman bide gelmeyen demisler. diger yorumlar ne yonde bilmiyorum ama benim tavsiyem GITME YURTDISINA.
 

Dil öğrenme sürecin nasıl geçti. Kolaymıydı.. Ben şimdi kendi kendime öğreniyorum.. tabi fransızca değil. Başka ülkede yaşamak çok zor olmalı.
 
Dil öğrenme sürecin nasıl geçti. Kolaymıydı.. Ben şimdi kendi kendime öğreniyorum.. tabi fransızca değil. Başka ülkede yaşamak çok zor olmalı.
ilk basta mal mal bakiyosun milletin suratina ama cok sukur bizimle ayni anda gelen bazi yasitlarima ragmen kolay ogrendim dili. 3 diploma kazandim 10 sene icinde ve simdi çalisiyorum Allaha bin sukur. baska ulke cok zor evet. tamamen gitmek istiyorum burdan ama turkiyede tekrar baslamak kolay olcakmi orasini bilmiyorum. diplomalarim orda gecerli olcakmi orasini bilmiyorum
 
Aahh kizlar bu konuyu gorunce nasil icim yandi bir bilseniz... Ben de 3 sene dolmak uzere yurtdisindayim. Evlendikten iki ay sonra geldik esimle, esim doktora yapiyor ilk iki sene o kdar zor gecti ki bir ben bir Allahim biliyor inanin hayatta basima gelmez diye dusundgm ne varsa her seyi yasadm cok zorlandim hala da zorlaniorum aslinda.. Tr de cok farkli bi hayatim vardi calisiordum kendi parami kazaniordum unv. Mezunuyum hep cok aktif bir insandim hep kalabaliklar icindeydim ama buraya geldik calisma iznim yok esimin okuldan aldgi para cok cok az maddi zorluklar bizi !ahvetti ailelerimizinndurumu da iyi degil onlardan destek alamioruz burada inanin her sey ama her sey para! Paran biterse isin btti yani yasama artik... Her yere arabayla gdilior yurume hic yok her yer birbirine cok uzak.. Ve yalnizlik.. Inanin yalnizligin ne dmk oldgunu gurbettekilerden ii kmse bilemez. Burayi okudum sayfalarca herkesin yazdiklari hemen hemen ayni! Burda da bazi turkler var ama tr dekingbi degil iliskiler samimiuyetsz herkes birbirine hava atma derdinde.. Bzm zaten maddi olarak coknimkanmz yok degsk seylerbyapamioruz o yuzden de.. Aglama krizleri yazmis bi arkdsmz.. Ah sen bide bana sor onu kardesim.. Aglama krizi gecrmedgm bi gunum yoktu ilk sene... Annem babam kardeslerim... Calismak yurumek istedgini yiyip icmek deniz kenarinda yurumek ezan sesleri camilerimiz.. Her seyi coooook ama cooooook ozluyorum icim yanior ulkem aklima gelince...

bu arada hicbir mi bir sey yapmadim? Hayir yaptim dil ogrendim sonunda ehliyet aldm hem de buranin ehliyeti turkiyedeyken ehliyetim yoktu smdi dandik de olsa bi arabamz var istedgm yere kendm gidebiliorum universtelerdeki genele acik programlara gittim bircoknkonferansa sempozyuma katildm cok sey ogrendim hayata dair en cok.. Ama her seye ragmen olmuyor asla kendi ulken gbi Musluman topraklar gbi olmuyor buralar kizlar.. En iyi ogrendgm sey burada yasadiklarini unutma tamam ama onlarla guclu ol kotu seyler yasadm deyip yikilma! Bizim son 9 ayimiz kaldi burada insallah bir senedir ailemi gormuyorum nasil dayaniorum gelin bana sorun! Sadece cok dua etmeye calisiorum daha iyi bir kul olmaya calisiorum burada Allahtan baska kimsemiz yok!

Cok zor yurtdisina gelin olmak kizlar iyi dusunun ve kendinizi cok iyi nhazirlayin diorum evleneceklere
 
Ben evlenip, dugunden sonra hemen ABD ye geldim, ilk evim burada oldu. Esim doktoraya hak kazanmisti. Esimden bir sene sonra ben de burs kazandim. 3. senemizde bebegimiz de oldu. Simdi buraya kadar zaten hersey kolaydi. ABD de zaten hayat cok kolay, para olduktan ve de dili de az cok bildikten sonra. Ama zor olan kisim anne ve baba ikisi de ogrenciyken bir bebegin olmasi ve ona bakacak kimsenin olmamasi. Buraya kadar hersey eglenceli burdan sonra resmen aci. Bebegim kucuk, bulundugum yerde pek arkadasim yok, yeniyim, guvenebilecegim biri yok bakici olarak tutsam, krese vermek icin yasi cok kucuk daha yeni 1 yasina girdi. Oyle ya da boyle, ev pislik icinde kalarak, ben gunde 3 saat uyuyarak, babasi ile donusumlu bakarak, bir o kutuphaneye gidiyordu, bir ben gidiyordum, cocuga yemek pisiremeyip, hazir bebek gidalari yedirerek, kendimiz de bir ac kalip, bir hazir pizza, ekmek arasi urunler alip yiyerek vs. bu senenin sonuna geldik, cocugu da cok sukur 1 yasina getirdik. Ama bundan sonra ne yapariz artik bilmiyorum. Ha ben okumuyor olsaydim daha kolay olurdu tabi ki de. Ve tabi ki de anneanne ve babaanneden bir tanesi azicik fedakarlik yapip cok degil iki ay gelseydi de super olurdu. Ama gelmediler, cok kirginim, cok agladim, cok yalvardim, gel-me-di-ler. Bu sene cocukla birlikte gecti ama inanin ben bittim, tukendim, kafayi yedim resmen, o kadar ruhen cokmus haldeyim. Cok sukur cocugum var, cok seviyorum, annelik anlatilamayacak kadar guzel bir duygu, ama cocuk sahibi olmadan, ozellikle de yurtdisindayken, hele de gelecek bakacak biri yoksa ve siz yogunsaniz milyonlarca kez dusunmelisiniz.
 
slm kizlar yazilarin cogunu okudum bende hollandaya geldin geldim 5. senem olucak hala alisamadim ben 2 senedir haftada 2 gun 1 gun yada 3 gun calisiorum calismaya baslayana kadar hersey cok kotuydu calismaya basladikdan sonra biraz daha iyi hissettim kendimi ehliyetimide aldim dil kursunda ilk diplomamida aldim ama devam edicegim diploma almaya allahin izniyle. ama burda hala arkadasim guvenebilcegim kimsem yok cocugum olmasini istedim ama olmadi tedavi fln derken cok yiprandim isede gitmek istemiorum hicbirsey yapmak istemiorm artik bir sene oncede annecigimi kaybettim malesef o benim herseyimdi internetten hergun gorusuordum arkadasimdi herseyimdi dert ortagimdi ama simdi oda yok cok kotu durumdayim isteyse cocugum olsun tutunacak bir dalim olsun istedim ama oda olmadi malesef esimle bendede hicbir sorunumuz yok cocuk konusunda zamani gelmedi daha herhalde...esimle birbirmizi severek evlendik ama esimle aramizda sorunlar olmaya basladi ailesiyle aaramiz iyi deil esim anlayisli olmya calisior ama benim artik sabrim yok hep birseyler yapmaya kalktigimda burda sanki bir engel cikio ...burda boyle bir konu acildigina sevindim isteyse burda paylasabilriz dertlerimizi .Turkieyey gidicem ve uzn bir sure orda kalicam 6 yada 7 hafta belki kafami toplarim ama ordada annemi arior gzlerim cok zor gunler geciriorm beni benden Allahtan baska anlayan yok esimde anlamaya calisio ama anladgini sanmiorum cunku benim yasadgim seyleri o yasamio ...off kizlar basinizi agrittim baya uzun oldu belki hala yazan olursa dertlesebiliriz bizede iyi gelir umarim
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…