Bebeğim Büyürken
Sevgili anne babalar, sahip olduğunuz yeni bebeğinizle beraber yaşamızda yeni ve anlamlı bir dönem başlamış oluyor. Bu dönemde karşımıza daha önce hiç karşılaşmadığımız sorunlar çıkacabilecektir. Bu sorunlarla ilgili kısa bilgiler vermek istiyorum sizlere.
Beslenme Doğumdan hemen sonra başlamalıdır. Emzirme her memede 5 - 15 dakika şeklinde olucakdır yoksa emzirme, alışmamış meme başında çaklaklara ve ağrıya yol açabilir. Daha sonra emzirme süresi yavaş yavaş artırarak bebeğin isteğine uydurulur. Her yeni doğanın beslenme şekli değişiktir. Kararlılar: Bunlar acıkınca meme başını hemen yakalar, 10 - 20 dakika kuvvetle emerler; Heyecanlılar: Meme başında o kadar heyecanlılar ki memeyi devamlı yakalayıp kaybeder ve doğru dürüst ememezler, sonuçta ağlamaya başlarlar; Sakinler: Bunlar süt yeterli miktarda gelene kadar yani 3 - 4 gün fazla emmeye rağbet etmezler, süt gelince iyi emmeye başlarlar; Tembeller: Bunlar bir kaç dakika emer, bir kaç dakika dinlenirler. Ağzının tadını bilenler: Emmeye başlamadan önce memeyle bir süre oynarlar, ağızlarını şapıdadırlar. Anne sütü ve doğumdan sonra ilk gelen süt (colostrum) bebek için çok önemlidir. Bebeği ishal, kansızlık, karın ağrısı, pişik, kabızlık, soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı korur. Bebeğe şekerli su verilmemelidir. Doygunluğa sebep olup, iştahını kapatır. Anne sütünün % 90’ nı su olduğu için çok sıcak iklimlerde dahi bebeğe su vermeye gerek yoktur. Anne sütü 4 - 6 ayda tek başına verilmeli, daha sonra ek besinlere başlanmalıdır. Sütün yeterli olduğu bebeğin günde 5 - 6 defa idrara çıkmasından ve aylık kontrollerde düzenli kilo almasından anlaşılabilir.
Göbek bir iki hafta içinde kendiliğinden düşecektir. Düşene kadar antiseptik solüsyonlar ile her gün temizlenmelidir. Bu arada çevresindeki derinin korunmasına özen göstermelidir. Alt bağlanırken göbeğin dışarıda kalmasına dikkat edilmeli, göbek idrar ile temas etmemelidir. Göbek düşmeden banyo yaptırabilir. Bebeğe her gün banyo yaptırılmasında sakınca yoktur. Saçlar haftada 2 - 3 kezden fazla şampuanlanmamalıdır. Banyonunun arkasından kurulanıp bolca bebe yağı sürülmelidir.
Bebeğin kakası ilk günlerdeki koyu kahverengi renkten sarımtrak kahverengine dönüşecektir. Her beslenmeden sonra kaka yapılabilir. Genellikle bebeğin kakasının kıvamı çok sert olmadığı süre kabız olduğu düşünülmez. Alt Temizliği kaynamış ılınmış su ile yapılmalı ve kurulanıp pişik kremleri kullanmalıdır.
Yeni doğan döneminde uyku - uyanıklık devreleri yaklaşık 45 dakikadır. Bebekler çok aşırı olmamak kaydıyla çevre gürültüsüne karşı çok uyum sağlarlar. Evin olağan gürültüsü bebeği rahatsız etmez. Bu nedenle aşırı sessizliğe gerek yoktur. Genellikle tüm gece uyanmadan uyuma ancak 3. aydan sonra gerçekleşir.
Anne baba bebeği kendilerinden daha kalın giydirmemelidir. Oda sıcaklığı 22 - 24 C dolaylarında olmalıdır. Bebek genellikle annede kendini iyi hissetmeye başladıktan sonra dışarı çıkabilir.
Anne babalar ağlamasını acıya, sıkıtınya bağlı ağlamadan ayırt etmesini öğrenmelidir. Bir çok gereksiz yere ek besinler vermeye başlar. Ağlama sıklığı ilk haftalarda giderek artar, 6 haftalık bir bebek günde toplam 2 - 3 saat ağlayabilir. Ağlama süresi bebeği şımartma korkusuyla kucağa almakta çok katı davranmamalıdırlar. Ancak karnı tok, altı temiz bir bebeği ağlar ağlamazda kucağa almak gereksizdir.
Bazen anne bazı yemekleri yediği zaman bebeğinin rahatsız olduğunu fark eder. Nedeni yenilen bir çok maddenin anne sütüne geçmesidir. Bu olay her türlü yiyecekte görülebilir. Ama kendisi neyi etkilediğini fark etmedikçe annenin yememesini önerebileceğimiz özel besin yoktur. Fakat, inek sütü, soya, yumurta ve fıstık, kola, kahve, çay, sigara çocuğu rahatsız eden yiyeceklerdir. Bebek günün bazı saatlerinde genelde akşamlar sürekli ağlar. Karnı ağrıyormuş gibi görülebilir. Ama bebeği rahatlatmak çok zordur. Bu, bebeklerin aşırı barsak hareketleri ve gazlanmaları olur. 3 aylıktan sonra bu gaz sancıları azalır.
Bebeğimiz büyüdükçe anne ve baba ile arasında özel bir dil oluşur. Bu anlaşma ile herşey yavaş yavaş daha kolay ve daha keyifli bir hal alır.
Uz. Dr. Günay Ermergen
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
Emzirme
Bir bebeği beslemek için seçilecek en doğal ve en doğru yol onu emzirmektir. Anne sütü bebeklerin gelişmeleri için gerekli tüm besinleri içerir, bulaşıcı hastalıklara karşı ona bağışıklık kazandırır. Emzirme, aynı zamanda, anne ile çocuk arasında, çocuğun ruhsal açıdan büyük önem taşır. Bebeğin emme hareketi kanda süt eritici hormonların serbest dolaşımını sağlar. Bu da, süt bezlerinin faaliyetlerini canlandırmanın yanı sıra rahiminde normal haline dönmesini hızlandırır. Emziren annenin vücudu, emzirmeyen annelere kıyasla daha çabuk doğum öncesi ölçülerine döner.
Emzirme, annenin de bebeğin de benimsemesi ve iyi öğrenmesi gereken bir sanattır. Bu nedenle, ilk anda bazı aksiliklerle karşılaşsanız bile sabırlı olmalısınız.
Bebeğinizi Nasıl Emzireceksiniz
Ezirmenin zamanlarını, kendiniz için en uygun ve dinlendirici olan saatlere göre programlayın. Bebeğinizi emzirirken size en rahat gelen duruşu benimseyin.
İlk bir kaç gün, yana doğru yatıp bebeğinizi kolunuz üzerine yaslayıp emzirmek size rahat gelebilir. Daha sonra bir koltukta oturarak sırtınızı yumuşak bir yastığa, ayaklarınızı da bir tabureye dayararak bebeği emzirmeniz daha çok hoşunuza gidecektir.
Bebeğinizi emzirmeye başlamadan önce ellerinizi sıcak suyla yıkayın. Göğüs uçlarınızı temizleyin. Bebeğe önce bir memenizi verin ve 10 dakika daha emzirin. Bir sonraki emzirmeyi, bebeğin en son emdiği göğüsten başlatın.
Bebeğiniz, süt gereksinmesinin önemli bir bölümünü emzirmenin ilk bir kaç dakikasında alacaktır. Fakat sütün devamlı oluşabilmesi içn bebeğin her iki göğüsle de emzirilmesi şarttır.
Bebekler içgüdüsel olarak meme emmeyi bilirler. Ama ilk günler meme ucunu bulmakta güçlük çekebilirler.
Göğsünüzün ucunu başparmağınızla orta parmağınız arasına alıp bebeğin ağzına vererek ona yardımcı olun. İyi beslenebilmesi için bebeğin, ağzını tamamen açması ve sadece göğüs ucunu değil göğsün koyu renkli bölgesinin tümünü dudakları ile kavrayarak meme emmesi gerekir.
Meme verirken göğsünüzün bebeğin nefes almasını engellememesine dikkat edin.
Bebeğinizi 20 dakikadan fazla emzirmeyin. Bebeğinizin memenizi bırakmasını sağlamak için parmağınızı, meme ucuna ve bebeğinizin ağzının köşesine aynı anda hafifçe bastırın. Genellikle bebeğiniz doyduğuna kendisi karar verip memenizi bırakacaktır.
Her emzirmeden sonra gerekiyorsa emzirme sırasında bebeğinizin gaz çıkarmasını sağlayın. Bunun en kolay yolu, onu midesi omuzunuza değecek biçimde yatırmak ve hafifçe sırtına vurmaktır. Bebeğiniz gaz çıkarırken, emdiği sütün birazını da kusabileceğinden omuzunuza ufak bir havlu veya temiz bez koymayı unutmayın.
Bebeğinizi her emzirmeden önce ve sonra tartmanız gerekmez. Kilosunu haftada bir kontrol etmeniz yeterlidir.
Bebeğinizi emzirdikten sonra meme uçlarınızı sıcak su ile silin. Sabun kullanmaktan kaçının. Meme uçlarının temiz havada tamamen kurumasını bekleyin. Sızabilecek sütü emmesi için sütyenizin içine temiz bir tampon koyun. Emzirmeye başladığınız ilk günlerde göğüs uçlarınız biraz acırsa hafif bir krem veya losyonla yumuşak bir biçimde ovun.
Emzirme Saatleri
Hastanede, Bebekler genellikle 2 - 3 saatte bir emzirilir. Eve döndükten sonra bebeğinizin emzirilme saatlerini onun beslenme gereksinmesine göre kendiniz programlayabilirsiniz. Onu acıktıkça emzirin. İlk haftalarda bebeğinizi iki - üç saatte bir, hatta gece bile emzirmeniz gerekebilir. Genellikle doğduktan 4 veya 6 hafta sonra bebekler 4 saatte bir emzirilir. Daha sonra ise günde 5 kez emzirme onlar için yeterlidir.
Göğüs, her defasında yanlız bir doyumluk sütü kendiliğinden otomatik olarak üretir.
Anne Sütünün Oluşumu
Emzirmenin başladığı ilk günlerde göğüsten “colostrum” denilen sarımsı bir sıvı akar. Bağışıklık sağlayan maddeler bakımdan çok zengin olan bu sıvı, bebeğinizi çeşitli bulaşıcı hastalıklardan korur. Ayrıca, hafif bir mühsil etkisi yaparak bebeğin bağırsaklarının boşalmasına ve sütü sindirmeye hazır duruma gelmesine yardımcı olur.
İlk bir kaç gün bebeğiniz beslenmek için “colostrum” dışında hiç bir şeye gereksinme duymaz. Zamanla bu sarımsı sıvının yerini olgunlaşmış süt olarak bilinen beyaz süt alır.
Bebeğinizin, meme emmesi göğüslerinizi daha fazla süt üretmek üzere harekete geçirir ve vücudunuzun, sütün oluşmasını sağlayan hormonu salgılamasını gerçekleşir. Bu hormon ayrıca, rahim doğum önceki halini almasını da hızlandırır.
Ek Gıdalara Geçerken
Bir çok anne bebeğini kollarına alır almaz kafasında onunla ilgili bir çok soru dolaşmaya başlar. Bu sorulardan biride onu en doğru nasıl besleyeceği sorusudur. Gerçekte, doğumdan sonra ona verebileceği en değerli besin kendi sütüdür. Çünkü anne sütü, her açıdan ideal besin kaynağıdır. Ekonomiktir, sterildir ve her an her koşulda verilmeye hazırdır. Aynı zamanda anne ve bebek arasındaki ilişkiyi güçlendirici psikolojik bir işleve sahiptir. Bebeklerde aşırı kiloya neden olmaz ve kolaylıkla hazmedilebilir. Hiçbir alerjik reaksiyona yol açmadığı gibi bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirir. Anne sütü bebeği çeşitli mikroplardan ve hastalıklardan koruyan antikor adı verilen bağışıklık maddeleri içerir.
İlk 4 - 6 Yalnız Anne Sütü
İlk 4 hatta 6 ay bebekleri anne sütüyle beslemek çok önemli. Bebeğin sağlığının temeli anne sütüyle atılıyor. Uzmanlar eğer süt yeterliyse ve bebek düzenli kilo alıyorsa ek besin vermekten kaçınmak gerektiğini belirtiyorlar. Çünkü ek besinler bebeğin emme gereksinimini azalttığından anne sütünden yeterince yararlanmasını engelliyor. Diğer yandan, bebek ne hastalık durumunda nede çok sıcak havada bile ilk dört ay içinde anne sütünden başka bir sıvıya ihtiyaç duymuyor.
EK BESİNLERE GEÇİŞ:Yalnız anne sütüyle beslenen bebeklerde ek besinlere en erken 4. ayda başlanıyor.4-6 ay arası bebek yeterli kilo alıyorsa yalnız anne sütüyle beslenmeye devam etmek ek besinle beslemeye 6. ayda başlamak gerekiyor. Bu dönemde bebeğe verilen ek besin anne sütünün tamamlayıcısı durumunda.
Ek besine geçişte özellikle katı besinlerin verilmeye başlandığı dönemde bebekler besinleri dilleri ile geri itebiliyorlar. Bu istemsiz hareket genellikle 6. aydan sonradüzeliyor. Bebek daha rahat yemeye başlıyor. Ek besinlere geç başlaması durumunda bebekte çiğneme ve yutma yeteneğinin gelişiminin gecikeceğini ise unutmamak gerekiyor.
Ne, Nezaman Verilmeli?
6. aydan itibaren bebeği değişik tatlara ve kıvamlara alıştıran onlara ileri yaşlar için kolay yeme alışkanlığı kazandıran besleyici değeri daha yüksek besinlere geçilmesi gerekiyor. Bu dönemde verilebilecek besinler arasında meyve püreleri, sebze püreleri, muhallebi, yoğurt, peynir, reçel, bisküvi, ekmek ve yumurta yer alıyor. Aylara göre ek besin olarak neleri kullanabilirsiniz:
4-6 AY ARASI ek besinlerin püre şeklinde hazırlanması gerekiyor. İlk verilecek ek besin, alerji riski çok düşük olduğundan pirinç unu muhallebisi olabiliyor. Sonra sırasıyla; sebze çorbası, meyve püresi, yoğurt verilebiliyor.
6. AYDAN İTİBAREN, kahvaltıda yumurta sarısına başlamak gerekirken, sebze çorbasının tuzsuz hazırlanması ve içine her gün bir kuşbaşı büyüklüğünde dana eti konulması bebeğin gereksinimleri açısından önemli. Ayrıca günlük mayalanmış yoğurt, rendelenir rendelenmez yedirilen meyve püresinin daha fazla besin değeri taşıdığını unutmamak gerekiyor. Püresi yapılacak meyveler arasında elma, armut, şeftali, kivi ve muz yer alırken altıncı aydan sonra portakal suyu da içirilebiliyor.
7. AYDAN İTİBAREN: Sebze çorbasının yanında menüye tarhana çorbası, yayla çorbası, tel şehriye çorbası gibi çorbalar da eklenebiliyor.
8. AYDAN İTİBAREN: Bebeğe haftada bir balık, on günde bir ise ciğer verilebilir.
9. AYDAN İTİBAREN: Bebeğin aile sofrasına oturup değişik ev yemeklerinden tatması onun kendi başına yemek yeme alışkanlığı kazanması açısından önemli. Ayrıca bu aydan sonra hazırlanan sebze çorbasının içine karnıbahar, lahana gibi gaz yapıcı sebzeleri de ilave etmek gerekiyor.
12. AY VE SONRASI ise yumurtanın beyazı, bal ve kuru baklagiller de ek besinler listesine ekleniyor.
BUNLARA DİKKAT!!!!!!
Bebekleri ek besinle beslemeye başlayan annelerin dikkat etmeleri gereken bazı noktalar var. Bunları şöyle sıralamak mümkün:
� Püresi yapılacak sebze ve meyvelerin taze, mevsimlik ve hormonsuz olmasına dikkat edilmeli
� Bebeğe verilen yoğurt en geç bir gün önce mayalanmış olmalı.
� Ek besinler kaşıkla ve az miktarda başlanarak verilmeli.
� Yeni denenecek yiyecekler bebeğin yeme olasılığını arttırmak için açken verilmeli.
� Ek besinlerin hepsine aynı hafta da başlanmamalı. En az 5 günlük aralarla beslenme programına eklenmeli.
� 4-6 ay arası yiyecekler püre şeklinde hazırlanmalı (süzgeçten geçirme şeklinde), 7. aydan sonra ezmeye geçilmeli.
� Özellikle 8. aydan sonra köfte, kabak dolması, makarna gibi yiyeceklerle, pütürlü yiyeceklere geçiş yapılmalı.
� Yiyecekler hazırlanırken işe eller yıkanarak başlanmalı ve temiz kaplarda pişirilmeli.
� Bebeğin hoşlanmadığı yiyecekler 2-3 haftalık aralarla zaman zaman tekrar denenmeli, her şeye rağmen yemek istemiyorsa ısrar etmekten kaçınmalı, bu besin bebeğin sevdiği bir başka besinin içine katarak verilmeli
Hazır Ek Mamalar
Birkaç yıl öncesine kadar besleyici katkılar içerdikleri kadar hazırlanması kolay oldukları içinde tercih edilen hazır mamalar günümüzde farklı bir nedenle de tercih edilmeye başladılar. Bu neden, hazır mamaların içeriğindeki ürünlerin organik tarım yönetimi ile üretilmesi. İçerisinde yer alan her ürünün tamamen doğal koşullarda yetiştirildiğinin uzman kurumlar tarafından onaylandığı anlamına gelen BİO/EKOLOJİK hazır mamalar Türkiye genelinde henüz birkaç firma tarafından üretiliyor olsalar da her geçen gün yaygınlık kazanıyorlar.
Toksik maddeler ve hormon içermeyen, besin ve vitamin değerleri ise daha fazla olan BİO/EKOLOJİK hazır mamalar anne babalar tarafından her geçen gün daha fazla tercih ediliyorlar.
BİO/EKOLOJİK hazır mamalar, bir kullanımlık kağıt poşetlerde, kutularda olduğu gibi bir süredir kavanozlarda da satılıyor.
Hangi Besinler Verilmeli
BİR YAŞIN ALTINDA VERİLMEMESİ GEREKEN BESİNLER;
� Balın içinde üreyebilen bir cins mikrobun, 1 yaş altındaki çocuklarda bağırsak hareketlerini ve solunum kaslarını sinsice felç etme olasılığına karşı 1 yaş altında kullanılmaması önerilir.
� Çay, hiçbir besleyici özelliği olmadığından ve demir emilimini engellediğinden bebeklere verilmemelidir.
� Yumurta beyazı en alerjik yiyecektir. Bu nedenle 1 yaşın altında kesinlikle kullanılmamalıdır.
� Yemek sularının hiçbir besleyici değeri olmadığı için bebeğe yemeğin kendisi verilmelidir. (sebze veya et)
� Meşrubatlar ve hazır meyve suları katkı maddeleri içerdiklerinden ve besleyici olmadıklarından bebeklere verilmemelidir.
� Emilim kolaylığı ve damar sertliğini önlemesi açısından sıvı yağların kullanılması önerilir. (Ayçiçek yağı, zeytinyağı, mısırözü yağı)
� Et suyu ve kemik suyunun hiçbir besleyici değeri yoktur. Etin kendisi kullanılmalıdır.
İNEK SÜTÜ VERİLMEMELİ!!!
Bebeklerin en az bir yıl inek sütüyle beslenmemesi gerekiyor. Çünkü;
� İlk 1 yaşta inek sütü ile beslenen bebeklerde alerjik hastalıklara daha sık rastlanır.
� İnek sütü daha fazla yağ ve sodyum içerdiğinden böbrek yükünü ağırlaştırıyor.
� İnek sütünün hazmı zor oluyor.
� İnek sütü daha düşük D vitamini içerdiğinden bebekte normal kemik gelişimini sağlayamıyor.
� İnek sütü daha düşük demir ve C vitamini içerdiğinden bağırsaklarda gözle görülmeyen çok küçük kanamalara ve bunun sonucunda bebekte kansızlığa yol açabiliyor.
Uz. Dr. GÜNAY ERMERGEN