2011 Kasım Anneleri

:119:kızlar kaç haftada öğrendiniz cinsiyetini:119:

  • 11 haftalıkken

    OY: 30 7,2%
  • 12 haftalıkken

    OY: 75 17,9%
  • 13 haftalıkken

    OY: 38 9,1%
  • 14 haftalıkken

    OY: 54 12,9%
  • 15 veya dah uzun sürede

    OY: 222 53,0%

  • Ankete Katılan
    419
Kızlar bugun hıc keyfım yok sabahtan berı felaket derecede mıdem yanıyo napacagımı sasırdım kulaklarıma vuruo resmen yanması hıc tadım kalmadı..

ramazan şerbeti diye bi içecek cıkmıs.. bugünlerde onu içiyorum.. öncesinde hep limonata ayran arada kocadan kacırma bi kac yudum kola bide kayısı suyu..

ben haftasonu dısında cok nadir cay içiyorummm...
 
Bu arada benim de oğlum olcak inşallah.İsmi de Utku. Zafer anlamına geliyo.Hamileliğin ilk dönemlerinde hep kızım olcak gibi hissediyodum ismini Ela veya Dila koyucaktım.Kısa isimlere bayılıyorum nedense.
 
bir küçücük niliput varmışş
Helen halası baksın diye gelmiş

Eki Görüntüle 216850

Merhaba, Sitede yer alan link yapısı değiştirildiğinden dolayı ilgili konuya ulaşamıyorsunuz. Sitenin ana sayfasına giderek alt başlıklardan ilgili konuya ulaşabilirsiniz ! Ana sayfaya gitmek için ; tıklayınız.

halacım böle bişey yazıyoo ben ve çağan senii göremiyoruzz annene söle küçük resim olarak eklesinn ..

Halasının güzelii Nill..:))
 
Merhaba arkadaşlar 22+1 haftalığım bende yalnız bi ayda 4 kilo almışım doktor çok kızdı.Hep kötü kötü şeyler söyledi canımızı sıktı.Diyetisyen önerdi ama ben gitmedim.Yediklerime dikkat edşiyorum.Ekmeği kestim sayılır. Benim gibi kiloa alanlar varmı neler yapıyosunuz diyet için???
 
DOĞUMDAN SONRA YAŞAM VAR MI?

Doğumdan sonra yaşam var, ya sonrası?

Anne rahmine düşen ikiz kardeşler önceleri herşeyden habersizmiş. Haftalar birbirini izledikçe onlar da gelişmişler. Elleri, ayakları,iç organları oluşmaya
başlamış. Bu arada, etraflarında olup biteni farketmeye başlamışlar. Bulundukları rahat, güvenli yeri tanıdıkça mutlulukları artmış. Birbirlerine hep aynı şeyi söylüyorlarmış:
"Anne rahmine düşmemiz, burada yaşamamız ne harika değil mi?

Hayat ne güzel şey be kardeşim!"

Büyüdükçe, içinde yaşadıkları dünyayı keşfe koyulmuşlar. Öyle ya, hayatın kaynağı neymiş? İşte bunu araştırırken, karşılarına anneleriyle onları birbirine bağlayan kordon çıkmış. Bu kordon sayesinde, hiçbir zahmet çekmeden, güven içinde beslenip büyütüldüklerini tesbit etmişler.

"Annemizin şefkati ne kadar büyük! Bize bu kordonla ihtiyacımız olan herşeyi gönderiyor."

Artık aylar birbiri ardınca geçiyor, ikizler hızla büyüyor, diğer bir deyişle "yolun sonu"na yaklaşıyormuş. Bu değişiklikleri hayretle gözlemlerken, bir gün gelip bu güzelim dünyayı terkedeceklerinin işaretlerini almaya başlamışlar.

Dokuzuncu aya yaklaştıklarında, bu işaretleri daha kuvvetli hissetmeye başlamışlar. Durumdan telaşlanan ikizlerden birisi diğerine sormuş: "Neler oluyor? Bütün bunların anlamı nedir?" Öteki daha sakin ve aklı başındaymış. Üstelik, bulundukları bu dünya çoğu zaman ona yetmiyor; duyguları daha geniş bir alemi arzuluyormuş. O cevap vermiş:
"Bütün bunlar, bu dünyada daha fazla kalamayacağız anlamına geliyor".

Ve eklemiş: "Buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz."

"Ama ben gitmek istemiyorum" diye haykırmış kardeşi. "Hep burada kalmak istiyorum."

"Elimizden gelen birşey yok. Hem, belki doğumdan sonra hayat vardır."

"Bize hayat veren o kordon kesildikten sonra bu nasıl mümkün olabilir ki?" diye cevaplamış öteki.

"Bize hayat veren kordon kesilirse nasıl hayatta kalabiliriz, söyler misin bana? Hem, bak bizden once başkaları da buraya gelmiş ve sonra da gitmişler. Hiçbirisi geri gelmemis ki bize doğumdan sonra hayat olduğunu söylesin. Hayır, bu herşeyin sonu olacak."

Bütün bunları söyledikten sonra eklemiş: "Hem, belki de anne diye birşey de yok!"

"Olmak zorunda" diye itiraz etmiş kardeşi. "Buraya başka türlü nasıl gelmiş olabiliriz, nasıl hayatta kalabiliriz ki?"

"Sen hiç anneni gördün mü?" diye üstelemiş öteki. "O belki de sadece zihinlerimizde var. Bir annemiz olduğu düşüncesi bizi rahatlattığı için onu belki de biz uydurduk."

Böylece, anne rahmindeki son günleri derin sorgulamalar ve tartışmalarla geçmiş. Sonunda doğum anı gelmiş çatmış.

İkizler dünyalarını terkettiklerinde gözlerini başka bir dünyaya açmışlar ve sevinçten ağlamaya başlamışlar. Çünkü gördükleri manzara hayallerinin bile ötesindeymiş...

gebelik.org

(Anthony de Mello'dan)
 
ekliom sona kaldırıom yahuuu
bakın hepiniz birden :)
ilk foto da bizden bu aradaaaa beklioruz sizinkileri de

Eki Görüntüle 216868

MAŞALLAHHHH MAŞALLAHH MAŞALLAHH

yerim o tombik kollarınıı benn seninn sen gör bak bu kız beyaz tenli olacakk :))

çağanda ses yok bugün cool takılıyoo oğlum Nili görünce tepkisiz kaldı kardeş gözüyle bakıyoo sanırsamm :))

merci canım bizim scanner bozuk nasıl atıcam bilmemm..
 
Son düzenleme:
DOĞUMDAN SONRA YAŞAM VAR MI?
________________________________________
Doğumdan sonra yaşam var, ya sonrası?

Anne rahmine düşen ikiz kardeşler önceleri herşeyden habersizmiş. Haftalar birbirini izledikçe onlar da gelişmişler. Elleri, ayakları,iç organları oluşmaya başlamış. Bu arada, etraflarında olup biteni farketmeye başlamışlar. Bulundukları rahat, güvenli yeri tanıdıkça mutlulukları artmış. Birbirlerine hep aynı şeyi söylüyorlarmış:

"Anne rahmine düşmemiz, burada yaşamamız ne harika değil mi?
Hayat ne güzel şey be kardeşim!"
Büyüdükçe, içinde yaşadıkları dünyayı keşfe koyulmuşlar. ÖyleEki Görüntüle 216876 Eki Görüntüle 216876 ya, hayatın kaynağı neymiş? İşte bunu araştırırken, karşılarına anneleriyle onları birbirine bağlayan kordon çıkmış. Bu kordon sayesinde, hiçbir zahmet çekmeden, güven içinde beslenip büyütüldüklerini tesbit etmişler.
"Annemizin şefkati ne kadar büyük! Bize bu kordonla ihtiyacımız olan herşeyi gönderiyor."
Artık aylar birbiri ardınca geçiyor, ikizler hızla büyüyor, diğer bir deyişle "yolun sonu"na yaklaşıyormuş. Bu değişiklikleri hayretle gözlemlerken, bir gün gelip bu güzelim dünyayı terkedeceklerinin işaretlerini almaya başlamışlar.
Dokuzuncu aya yaklaştıklarında, bu işaretleri daha kuvvetli hissetmeye başlamışlar. Durumdan telaşlanan ikizlerden birisi diğerine sormuş: "Neler oluyor? Bütün bunların anlamı nedir?" Öteki daha sakin ve aklı başındaymış. Üstelik, bulundukları bu dünya çoğu zaman ona yetmiyor; duyguları daha geniş bir alemi arzuluyormuş. O cevap vermiş:

"Bütün bunlar, bu dünyada daha fazla kalamayacağız anlamına geliyor".
Ve eklemiş: "Buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz."
"Ama ben gitmek istemiyorum" diye haykırmış kardeşi. "Hep burada kalmak istiyorum."
"Elimizden gelen birşey yok. Hem, belki doğumdan sonra hayat vardır."
"Bize hayat veren o kordon kesildikten sonra bu nasıl mümkün olabilir ki?" diye cevaplamış öteki.
"Bize hayat veren kordon kesilirse nasıl hayatta kalabiliriz, söyler misin bana? Hem, bak bizden once başkaları da buraya gelmiş ve sonra da gitmişler. Hiçbirisi geri gelmemis ki bize doğumdan sonra hayat olduğunu söylesin. Hayır, bu herşeyin sonu olacak."
Bütün bunları söyledikten sonra eklemiş: "Hem, belki de anne diye birşey de yok!"
"Olmak zorunda" diye itiraz etmiş kardeşi. "Buraya başka türlü nasıl gelmiş olabiliriz, nasıl hayatta kalabiliriz ki?"
"Sen hiç anneni gördün mü?" diye üstelemiş öteki. "O belki de sadece zihinlerimizde var. Bir annemiz olduğu düşüncesi bizi rahatlattığı için onu belki de biz uydurduk."
Böylece, anne rahmindeki son günleri derin sorgulamalar ve tartışmalarla geçmiş. Sonunda doğum anı gelmiş çatmış.
İkizler dünyalarını terkettiklerinde gözlerini başka bir dünyaya açmışlar ve sevinçten ağlamaya başlamışlar. Çünkü gördükleri manzara hayallerinin bile ötesindeymiş...

(Anthony de Mello'dan)
 
ya kızlar bi yazı okudum moralim bozuldu benim bu ayaklarımda şişlik gün geçtikçe artıyo gizli tansiyon çıkabiliyormuş bundan dolayı allah korusun düşüğe sebep olabiliyomuş bukadar şişlik yaşayan varmı ayaklarımın üzerine basarken zorlanıyorum ayakkabıdan çok sıkıyo artık..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…