Selam Kızlar, hepinize güzel bir gün diliyorum.
Ben sizin gibi sık sık giremiyorum malesef, bütün gün iş yerinde pc başında olunca evde de hiç giresim gelmiyor, zaten 4 yaşında kızım var onunlayken zaman akıp geçiyor. Doğumlar yaklaştı, herkes de bir heyecan, ben size ilk doğum hikayemi yazayım da biraz moral olsun istedim.
Hamileliliğimin ilk 4 ayı çok zor geçmişti sürekli bulantı ve kusmalarla bir daha hamile kalmıycam diye ağlaya ağlaya 4 ay geçirdim, 4 kilo verdim o zman. Sonra bulantılar gitti, herşey yoluna girdi, geriye kalan zaman çok keyifli geçti, 50 kiloyla hamile kalmıştım, 61 ile doğuma gittim, doğum anında 7,5 kilosu gitmişti , kızım 51 cm, 3420gr doğmuştu, geri kalan kilolar da bir hafta da gitti, ben yine 50 kiloya döndüm.
Hamileliğimin 38. haftasındaydım doktoruma gittik, ntsye bağladı, baktı hiç sancı yok dedi, ilk kez o gün çatı muayenesi yaptı, korkulacak gibi bir şey değil, sadece iki parmağıyla açıklığı kontrol ediyor ve ufak bir baskı hissediyorsunuz, hemen geçiyor zaten, uzun bir işlem değil. Doktorum daha hiç bir açılma yok, çok sıkı ve dar, sen git bir hafta gez dolaş, haftaya yine gel, ona göre doğum şekline karar veririz dedi. Ben normal doğum istiyordum, ama şunu söyleyeyim doğumla ilgili yanlış yönlendirme olmasın diye hiç bir şey izlemedim ve okumadım, akışına bıraktım süreci, sadece bol bol yürüdüm. Doktorun muayehanesi çalışlar caddedindeydi ordan çıktık, bakırköy ctsi pazarının altını üstüne getirdik, alışveriş yapıp eve döndük eşimle, benim ve eşimin annesi gelmişti doğum yakın diye, ama doktor daha bişey yok dedi , bir hafta daha bekleyeceğiz dedik, annem çalıştığı için geri dönmek zorundaydı, hamsi tava yaptık afiyetle yedik, akşam saat 19.00 da sancı gibi bişey başladı, şöyle bir vurup geçiyordu, doktor da daha var deyince doğum hiç aklımıza gelmedi, hatta bize yalancı sancılar olur, çantanızı alıp hastaneye koşarsınız sonra eve dönersiniz, bu süreç böyledir demişti, ben de pek ciddiye almadım, öyle dayanılmayacak bir şey değildi, ama saatler ilerlemesine rağmen sancı geçmiyordu, hiç zaman tutmak falan aklıma gelmedi, herşey kendi akışındaydı saat ilerledikçe, evin odalarını turlamaya başladım, sancı gelince elimdeki havluyu ısırıp yere çömeliyordum ya da bir yere yaslanıp geçmesini bekliyordum, hiç yüksek sesle bağırmadım, çünkü sancı geliyor, bir an dayanamayacak gibi oluyorsunuz ama sonra geçiyor ve rahatlıyorsunuz, sancı geçince tekrar yürüyordum, bir ara gittim duş aldım, saat gece yarısı olmuştu, bizimkileri yatırdım çünkü ben yürüdükçe evin içinde peşimden 3 kişi daha yürüyordu, komik oluyordu tren gibi sıra sıra, onlar yattı ama ben evi turlamaya devam ettim, bazen yere attığım yer yatağına uzanıyordum, sancı geldiğinde dört ayak pozisyonunda durup atlatıyordum böyle böyle sabah saat 7 oldu, eşime dedim hadi bi hastaneye gidip, nts ye girelim bunlar neymiş dedim. Çantamızı da yanımıza aldık ama eşim heralde yalancı sancı biz de geri döneriz dedi, o sırada doktoru aradık, doktor anadolu yakısında sezeryana gitmişti, hastaneyi arayıp geleceğimizi, daha doğumuma zaman olduğunu söylemiş. Ben bu arada sancı geldikçe elimdeki havluyu ısırarak sancıyı atlatıyorum atlatıyorum, bağırıp kendimi yormak istemediğim için ve çok iyi geldiğini söylemeliyim. Hastaneye gittiğimizde beni bir odaya aldılar içerde sezeryan olmayı bekleyen bir kadın vardı ve tesadüf onun doktoru da benim doktorumdu, doktorum daha önce hiç bir doğumum çakışmadı demişti ama ben doğuracağım zaman 3 doğum üstüste gelmişti :) Ebe gelip alttan ölçüm yaptı ve 6 cm açılmışsın dedi, hemen üzerimdekileri çıkartıp bir önlük giydirdiler, yanımdaki bayanı alıp götürdüler, sancı aralarında kadınla sohbet etmeye falan çalıştığımı hatırlıyorum, ama kadın benimle hiç konuşmadı :) Ebeler doktorumu aramışlar doktorum şaşırıp apar topar geldi, o gelene kadar açıklığım 10cm olmuş, odadan çıkartılıp doğumhaneye götürülürken eşime dedim doğuma gidiyoruz, eşim de doğuma girdi, yanınızda eşinizin olması çok güven veriyor emin olun. Çoraplarımı çıkarmadım, üzerimde önlük, ayağımda çoraplar doğumhaneye gittim, ne bir ilaç, ne bir ağrı kesici hiç bir şey verilmedi, zaten açıklık tam olunca bir şey verilmiyormuş, doktor geldi, suyumu bi çubukla patlattı, ve sedyeye yatırdılar, lavman falan da yapılmadı, doktor ıkın dedikçe ıkındım, ancak gerçekten dar bir kemik yapım varmış, kızımın kafası gelip gelip kemiğe dayanıyormuş, bir de bütün gece ayakta dolandığım için yorulmuşum, gücüm azalmıştı, ebelerden biri karnımı bastırarak kızımı aşağı doğru ittiriyordu, onun bastırması kaburga kemiklerimi sıkıştırdığı için canım yanıyordu, ebeye kızdığımı hatırlıyorum, belkide vardiya değişikliği saatiydi çocuk çıksın diye acele ediyordu, neyse sonra doktorumun kesik attığını hissettim, ama öyle büyük bir acı falan olmuyor, hani farkında olmadan elinizi kesersiniz ya birden küçük bir sızı olur gibi, aynen öyleydi, sonra bir daha ıkındım, kızımın başı çıktı ve sonrası kaydı gitti. O an hissettiğim şeyi kelimelerle ifade edemem, dünyanın en tarif edilemez rahatlığını ve mutluluğunu yaşıyorsunuz. Müthiş bir duygu, Kızımın havaya kaldırılışı, göbek kordonunun kesilişi, örtüye sarılışı hepsini gördüm, sonra yanıma getirdiler, alnına küçük bir öpücük kondurdum ve temizlemek için götürdüler, kızımın doğum fotoğraflarını eşim çekecekti ama heyecandan hep eli titremiş ve bütün resimler bulanık çıktı ama olsun yine de hepsi çok güzeller. Bu arada doğum boyunca hep eşimin elini tuttum ve yanımda olduğu için içim çok rahattı,ben saate bakmadım ama eşim 25 dakika sürdüğünü söyledi. Sonra herkes çıktı, doktor ve hasta bakıcı kaldı, doktorum dikişlerimi attı, sinek ısırığı şeklinde küçük şeyler hissettim, ama o kadar yorgun ve mutlu oluyorsunuz ki onu hiç hissetmiyorsunuz. Doğumhane soğuktu, dikiş sırasında baya üşüdüm, iyiki çoraplarım varmış ayağımda :) Sonra hasta bakıcı bana temiz bir önlük giydirdi ve odama gittim, kızım geldi, hemen emzirdim. Dünyadaki en büyük mutlulukmuş anne olmak, o küçük, masum şey, kollarının arasında ve sana sarılıyor. İyi ki normal doğurmuşum diyorum şimdi düşününce. Bir gece hastane de yattık, aslında hemen de eve gidebilirdik ama ne olur olmaz diye tutuyorlar işte. Kendim yürüdüm, kendim giyindim, kızımın her şeyini kendim yaptım, dikişlerin iyileşmesi için temiz tutmak ve bakımını yapmak yetiyor, hemen iyileşti zaten. sadece çok ıkınmaktan hemoroid yadigar kalmıştı o da zamanla hafifleyip geçiyor. Şimdi 33 yaşındayım ve oğluma hamileyim, yine normal doğum için dua ediyorum, kızım gibi oğlumda normal bir şekilde doğsun ve kucağıma alayım istiyorum. Allah hepimize kolay ve sağlıklı doğumlar nasip etsin. Evet acıyor, evet yoruluyorsunuz ama inanaın çabuk geçiyor, hiç bir şey hatırlamıyorsunuz. Kimsenin sizi korkutmasına izin vermeyin, hep güzel şeyler düşünün ve akışına bırakın, siz ne kadar rahat hissederseniz doğum süreci o kadar rahat geçiyor, onu anladım. ben doğum sırasında ıkındıkça büyük tuvaletimi de altıma yapıyor gibi hissediyordum, belkide yaptım bilmiyorum, çünkü bebeği itmek için ıkınıyorsunuz, böyle hissettiğim içinde utanıp ıkınamıyordum, belkide rahat rahat ıkınsam daha çabuk doğardı kızım. Bu defa hiç bişeyi kafama takmadan ıkınacağım, ohhhhhh yeterki yavrum sağlıkla doğsun.