İyi geceler Nisan bebelerinin vefakâr, cefakâr ve fedakâr anaları!
(Arada böyle internete bağlanabildiğim zamanlar ancak foruma göz atabiliyorum.)
Ceku'ya iş dönüşü ayak üstü bir "iyi ki doğdun!" kutlaması yaptık salı günü. O kadar uykusu gelmişti ki önüne koyduğum pasta dilimine uzaylı gören masum köylü gibi bakıyordu. Babasının zoruyla tadına baktı, pek beğenmedi. "Biber turşusunu tercih ederim" der gibiydi.
Eki Görüntüle 1498954
Bugün de izin günümdü, aşısı için dışarı çıktık. Evin yakınındaki bir parka gittik.
-Bu arada, yazma fırsatım olmamış olabilir: Ceku'm artık yürümeye başladı =) -
Arabasından indirdim, arabanın orasını burasını kurcalıyordu. Dedik: "Bebeği çimenlerin üstünde yürütelim, iyi gelir." Henüz yürüme acemisi ya, ellerinden tuttum çimenlere yürüdük. Daha ayak basar basmaz itiraz etti. Teyzesine yürüsün diye ellerini bıraktım. Bu defa telaştan yere düştü. Elleri otlara değince kendini öbür tarafa attı. Orada da çimenlere değince iyice yaygarayı kopardı. Kucağıma aldım, yere oturayım diye çömeldim ki yine itiraz ediyor. Neyse, ayaklarını toparladım bacaklarımın üstüne, yere oturduk. Çiçeklerden, yoncalardan, otlardan koparıp eline verdik; sorun yok. Yere eğilir gibi yaptı bir an, sonra yine bağırdı.
Salıncak? Hangi bebek sevmez? CEKU! Salıncağa oturmak istemedi. Teyzesinin kucağında sallandı, onda da sanki "kalbiniz kırılmasın diye gülüyorum, yoksa hiç hoş değil" der gibi bakıyordu. Salıncağın zincirlerine dokunmadan önce parmak ucu testi yaptı. Salıncaktan indirip kumda yürütelim, dedik; yine istemedi ve bağırdı.
Özetle, tam bir apartman çocuğu yetişiyor hanımlar beyler!
Dünyayı anlamaya başladığı dönemde kış vaktiydi, çocuk doğa nedir bilmiyor ki! Oysa İzmir'in doğayla en iç içe yerlerinden birinde yaşıyoruz. Düşünüyorum da, deniz bizi çoookk zorlayacak.
Ceku yemekte sınır tanımıyor. Biber turşusundan bahsetmiş miydim? Bu akşam kendime koyduğum konserve bamyayı da öyle böyle derken gömdü. Ama aylardır (6. aydan beri) 10 kilo. Boyu da ortalamalarda: 75 cm.
Ha, onu anlatacaktım bir de: Travmatik

çimen tecrübesinden sonra aşıya gittik. ASM'nin giriş katından duyuluyordu sesi. İlk seferkinde ne kadar kıvrak olduğunu göz ardı edip birazcık gevşek bırakınca kolunu oynattı, canı yandı. Sonrakiler toptan çileliydi. Gerçi, daha odaya girer girmez kucağımdan inmek istemedi. Hatırladı mı 3 ay önceyi acaba?
Şimdiye kadar bir ateş yükselmesi durumu söz konusu olmadı çok şükür. Umarım olmaz da.. Çünkü bu kez calpol vermedim.
Gün içinde kullandığı kelimeler: bak, gel, al, ver, kalk... Hepsi emir kipi. Başımıza patron kesilecek!
Tek fena olan: artık sütüm iyice azaldı. Sadece geceleri emziriyorum. Gündüz tık yok. İnek sütüne geçmeyi planlıyorum yavaş yavaş. Devam sütleri oldum olası (formül olmalarından dolayı) beni rahatsız ediyor. Mecbur kaldığımdan 1 yaşına kadar vermeyi kabullendim sütüm yetmediği durumlarda. Ama artık pek gerek kalmayacak... dilerim. Bir de kefir denemek istiyorum. Benim manyak Ceku sevebilir.
Amma çok yazdım!