- 25 Nisan 2021
- 3.211
- 6.546
- 108
- Konu Sahibi YagmurrTanem
- #22.821
Canım, o kadar içten ve güzel anlatmışsın ki... Her kelimeni okurken hem bir kadın hem de bu yolu yürüyen biri olarak kalbim seninle attı.Ne güzel betimledin. Çok da haklısın. Kendini , vücudunu hazırlama denen şey nefes alma verme, masajlar, yürüyüşler değil sadece. Hatta en başta esas olan kafa olarak hazır hissedebilmek. Şimdi bazılarımız planlı bile olmayan ilk gebeliklerini yaşıyordur. Benimki onlardan değil planlı sayılır. Gerçi bu aslında biyolojik saatin gelmesinden kaynaklı bir plan neyse bu da konumuz değil. Bazı insanlar sanki bazı anları yaşamak için dünyaya gelmiştir. Önünde nasıl engeller olursa olsun ona ulaşınca dünyada bütün terslikler son bulacak gibi hisseder ve tüm motivasyonu ona kavuşmaktır. Ben şu an doğumla alakalı tam olarak öyle hissetmiyorum. Yani istesem de öyle hissedemiyorum. Belki ona kavuşunca dünyanın en hazır annesi olacağım ama bu doğum anındaki korkuma engel değil :) Sancının verdiği acıyı yaşarken inşallah ve inşallah " sorun değil bebeğime yaklaşıyorum" derken bulurum kendimi. Hormonlarım değişirken kendimin de değişeceğini ve artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını da biliyorum. Sadece bu durum bile korkuturken beni sağdan soldan gelen kanlı doğum hikayelerini duyunca elimden bir şey gelmeden panikliyorum.
Ama ben de her şey bittiğinde farklı, geri dönülmez ama güzel şeylerin başlangıcı olacağına inanıyorum![]()
Doğumun zihinsel hazırlık gerektirdiğini fark etmiş olman, o en kıymetli adımı zaten attığını gösteriyor. Hazır hissetmemek, korkmak, paniklemek—bunların hepsi insan olmanın, anne olmanın, dönüşümün bir parçası. Hatta belki de bu hisler doğumun görünmeyen doğum sancılarıdır… Senin içindeki eski "ben" yavaş yavaş yerini yepyeni bir sen’e bırakıyor.
Planlı ya da plansız, bir bebekle buluşma fikri herkesi başka bir yerden yakalar. Bazen coşku, bazen belirsizlik, bazen de korku kapıdan girer ama inan bana, hepsi geçici misafirlerdir. Doğum anında “bebeğime yaklaşıyorum” diyecek gücü bulamıyorum şu an diyorsun ya, belki de tam da bu yüzden o an geldiğinde söyleyebileceksin. Çünkü sen şu anda bile kendine alan açıyor, o anı farkındalıkla bekliyorsun.
Kanlı hikâyeler değil, senin kendi iç sesin, bedenin ve bebeğinle kurduğun bağ olacak sana en çok güç verecek olan. Hikâyeni kendin yazacaksın. Ve evet, her şey bittiğinde yepyeni, geri dönülmez ama ışıl ışıl bir başlangıcın kıyısında olacaksın. Çünkü doğum sadece bir bebeğin değil, bir annenin de doğumu.
Bu senin yilculuğun ve kimseninkime benzemeyen sadece sana ve bebeğine özgü bir hikayesi olacak
