Ağlama krizine girdiğim bir evlilik yıl dönümü..

Allah her zaman iyilerle karşılaştırsın.
 
8 yıl kadastro davasının bitmesini bekledim ama bu intikam planını bekliyemicem.
 
Mahkeme koridorunu yaşayan bilir. İllaki zor süreç alacak.Psikolojik destek alın.
 
Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim.

Tabi ki alice harikalar diyarında büyümedim:) bende ülkemizde doğdum büyüdüm. Sadece eşimin bu kadar çirkinleşeceğini tahmin etmiyordum, karşılıklı konuşulur ve anlaşmalı için çabalar sandım. O benim onu yakaladığımı anlayınca hemen yangından mal kaçırır gibi iftiralarla boşanma davası açtı.

Benim erkek kuzenim, şu an davamı üstleniyor, 2 kere evlendi boşandı. İkisinde de eski eşleri ile anlaşmalı boşandı. İlk eşiyle ortak çocukları yok. Ona rağmen kadın ne istiyorsa verdi. İkinci eşiyle 2 ortak çocukları var. İkinci eşine dünyanın malını bıraktı, hala eski eşine yardım yapar, çocuklarının okul taksitleri, tatilleri, giyim, kuşam, kurs onda. Ek kartı hala eski eşinde istediği gibi eski eşi kullanır. Bir şeyi belirteyim kuzenimin durumu baya iyi, hem hukuk bürosu var yanında 25 avukat çalışıyor hem de başka gelirleri var. Ona rağmen istemeyen bunların hiçbirini yapmazdı. Durumu yokuşa sürer, çirkinleşirdi.

İkinci eşiyle hadi ortak çocukları var. İlk eşiyle hiçbir ortak kan bağı yok ona rağmen 1. eski eşi de ne talep etti ise verdi, eski eşiyle anlaşmalı boşandı. Kadın evlilikte kalmak istemedi, ingiltere'ye gitti. Çekişmeli süreçlerinin hepsini biliyor ama eşlerinin helalliğini alıp ayrıldı. Ben eşimden de anlaşmalı boşanma talebi bekledim onun yerine çirkinleşti. Bizim ailede başka da boşanan yok.

Eşimin ablası boşanmış, hem de eski eşiyle yıllarca mal mülk kavgasına çok çirkinleşmişler. Zaten paracı bir aile. Paralarını alma da ne yaparsan yap modundalar. Şimdi anlıyorum onlar için diğer çocuklarının da çirkinleşmesi bir şey değil ki. Zaten diğer evlilikte çirkinleşip bitmiş, alışıklar. O yüzden umursamadılar. Biz alışık değildik şok olduk.

Çocuk konusunda da, ben anne olmak istiyorum ama kuzeniniz gibi yana yakıla değil. Kim olursa evlenip hemen çocuk yapayım deseydim 20'lerimde evlenirdim zaten. Benim için baba adayı çok önemli. İçime sinmeyen biri olursa gene olmaz. Ciddi olalım, yaşım 38. Hemen dava bitseydi bile önüme gelecek erkeklerin hepsi 40 ve üstü. Ve ülkemizde çoğu bu yaşlardaki erkeklerin çocuğu veya çocukları var. Beni çok sevecek, benden de bir tane isteyecek, şartlar uyacak vs ölme eşeğim ölme. Zaten bir veya iki çocuğu olup benden de çocuk istemesi için bir erkeğin çok iyi para kazanması lazım. Çünkü birden çok çocuğa bakacak, nafaka verecek, bizim çocuğa da bakacak vs. Yani benim anne olma ihtimalim düşük. İmkansız değil ama düşük. 20'lerin sonunda boşanıyor olsaydım, 38 değil 28 olsaydım anlaşmalı boşanma mantıklı olurdu. Ama şu an birkaç senenin de çok bir fark edeceğini sanmıyorum. Bir de şu var, diyelim yumurtam var karşıma gelecek adam tahminen 40'lı yaşların sonuna doğru olacak, beni çok seviyor olabilir ama çocuk istemeyecek de olabilir. Belki bende 48 yaşında olsam çocuk istemeyeceğim.

Eşim çocuk da yapabilir, evlenebilir de. Diğer üyelere de yazdım. Evlensin çocuğu da olsun. Ahlarım tutacaksa evli iken tutması daha iyi olur. Ben çocuksuz eşsiz kalsın diye ah etmedim ki. Tam tersini dedim, çocuğu da olsun eşi de. Ahlarım ona evliyken daim olsun dedim hatta. O yüzden sıkıntı yok. Evlenip çocuğu olduğunu duysam krize girmem yani. Şu an sevgili edinmiş bile olabilir. Evli iken sadakati olmayanın şimdi mi sadakati olacak? Tabi ki olmayacak.

Yani çocuk konusu artık benim için nasip kısmet. Bir daha evlenirsem korunmayacağım. Olursa olur diyeceğim. Ama olmazsa da vardır bir hayır diye bakıyorum. Benim kuzenim iki çocuklu olmasına rağmen boşandı. Boşanan boşanıyor.

Bu arada ben eşimin yerinde olsaydım, eşimi aldatmış olsaydım, eşimin ayağına gider, ondan özür diler anlaşmalı boşanma için çok çabalardım. Helallik isterdim, mert ve ahlaklı erkek bunu yapardı. Onu kendim gibi sanmışım, en büyük yanılgım bu oldu. Ama hayatımın en pahalı ve en öğretici dersini aldım. Resmen çivi gibi kafama çakıldı. inşallah bir daha aynı hataları ne olursa olsun yapmayacağım.
 
Size bir sorum var.

Alacağım katılma payının yıllar içinde kuşa dönüp dönmemesi umrumda bile değil. Zaten yaşadığım acıların kefareti hiçbir meblağ olamaz.

Diyelim anlaşmalı boşandım. Adam mahkemelerde yıllarca sürünmedi, bana dert olmaz mı? Pes etmişim gibi, tereyağından kıl çeker gibi adama sorunsuz bir boşanma hediye ettim diye dert olmaz mı? Seneler sonra keşke hemen pes etmeseydim der miyim?

Hemen anlaşmalı boşanıp bundan sonrasında pişman olan tanıdığınız müvekkil var mı? Ciddi soruyorum.
 
Evet bunlara rağmen sevmeye devam ettim eşimi.

Sadece ilk günden seni sevmiyorum demedi, sadece seviyorum deyip hiç hissettirmedi, gerçi o da sevmemek oluyor.

Sorunuza gelirsek, eşimi çok sevdim ama yavaş yavaş anlıyorum ki tahminen kendimi o ilişkide hiç sevmiyordum, kendime vermem gereken sevgiyi ona da vererek sevdim o yüzden de ondan vazgeçemedim. Başlangıçta ilişkide kendimi seviyordum, sonradan kendimi sevmemeye başladım. Kendime olan sevgimi de onun üzerinden konumlandırdım o yüzden ondan vazgeçemedim. Evliliğimde bazen sevilmediğimi hissediyordum, bir şeyler eşim tarafından eksik gibiydi ama anlayamıyordum, hep kendimde hata aradım, hüsnü kuruntu yapıyorsun, seni seviyor dedim, halbuki bir insan yanlış hissedemezmiş. Bazı zamanlar sevilmediğimi hissediyordum sevilmiyormuşum.

Ve bir laf var doğruymuş. ''Yanlış düşünebilir, yanlış anlayabilir veya yanlış bilebilirsin ama yanlış hissedemezsin.''

Bu arada full eşime yapışmadım. Bir kere ayrılalım dedi, tamam avukata gidelim dedim. Kararlıydım boşanacaktım. Sonra ağlaya ağlaya kendisi vazgeçti. Terapi alalım dedi, tamam dedim. Yani bir iki kere rest çektim. Sadece değerimden çok kaybettim, yerine koyamadım. Sınırlarımı koruyamadım en büyük kaybım bu oldu. Bana saygısı gitti.
 
Yazılan cevapların hepsini okumadım belki yazan da olmuştur ama bir psikiyatrik yardım almayı düşündünüz mü? Süreci biraz daha atlatılabilir kılabilirdi.
Terapi aldım, iyi geldi. Tekrar başlayabilirim sanırım. Kendimle ilgili ciddi çözümlemeler yapmıştım. Psikolojik kitap da okuyorum. Bildiğiniz kitap vs var mı?
 
Ben de aynın şekilde .
 
Gene söylüyorum bir daha söylüyorum , önemli olan sizsiniz, sizin hayatınız. Siz adalet dıygusu ile değil , adama çektirme , süründürme amacı ile bu davayı sürdürüyorsunuz . Sizin amacınız adalet değil çünkü farkındasınız mahkemeden adalet çıkmayacağının. ‘ adam mahkemede yıllarca sürünmedi,’ bu laftaki psikolojik yanlışı, hatayı görmüyor musunuz? Mahkeme günü stresi yaşayan sizsiniz , adam büyük olasılıkla avukatı hatırlatınca farkına varacak günün. Sizin amacınınz kocanızın sizden kolayca gitmemesi sağlamak, çünkü hala ve hala bu evlilik ve adam hayatınızdaki en önemli konu. Bu evliliğe o kadar bağlısınız ki , bir günde bitmesi sizi korkutuyor. Sizin bu evlilik bir intikam bir süründürme savaşından başka elinizde hiç bir şey yok, hayatınız buna endeksli ve bağlı. Bu evlilik öylece biterse nefes alamaz hala geleceksiniz.
ben söyleyeyim o süründürme sadece size etkili, sürünen, acı çeken , mahvolan sadece ve sadece sizsiniz. Kocanızın süründüğü falan yok, şimdi sevgilisi ile beraber , tamam evlenemiyor ama hayatını yaşıyor bir güzel. Siz onun için , saplantılı, paragöz birisiniz.
Süründürme pardon sürünme yolculuğunuzda mutluluklar.
 
Pes etmek derken , evlilikten zaten pes etmediniz mi, adamı sevmiyor ve istemiyorsunuz. Neyin savaşını veriyorsunuz.
Evlenip pişman olanı gördüm, çocuk yapıp pişman olanı gördüm ama anlaşmalı boşanıp görmedim.
 
Şunu demek istedim. Bir adam var karısını aldatmış yakalanınca da bilerek iftiralarla çekişmeli dava açmış. Kadın da eşi çekişmeli dava açınca o da açmış. Şu an dava sürüyor olay bu. Buradaki adam eşim. O kadın da benim.

Bana tercih hakkı sunuldu mu sizce? Gel anlaşmalı boşanalım dendi mi? Denmedi. Eee ben niye beni aldatan adamın ayağına gidip anlaşmalı istiyorum? Bu kadar mı kendimi sevmiyorum?

Sizin müvekkiliniz olsaydım gel adamın ayağına gidip anlaşmalı için uğraşalım der miydiniz? Ne yapardınız? Gerçekten merak ediyorum.
 
Avukatınız, Adamın avukatını arar, biz boşanmanın hemen olmasını istiyoruz, siz de müvekkilinle konuşun derdim, hatta durun dedim kaç kez. Ayağına gitme diye birşey yok, bi telefon. Sonra zaten herkes adliyeye gidiyor , kısa duruşma oldu bitti.
İftira da, iftira diye kafayı bozmuşunuz siz, adama rahat vermek istemiyorsunuz, anlaşmalı boşanmayı kendi kurtuluşunuz olduğu için önerdim , ama aslında çekilmeli boşanma sizin harika ötesi intikam planınınızın en önemli ayağı.Muhteşem intikam planınız olan, mahkemelerde süründürme taktiğinizle mutluluklar dilerim. Duruşma günü için panik atak geçiren siz sürünüyor gibisiniz ama tabiki önemli olan intikam almak .
 

"sevilmek için hep bir şeyler feda etmem gerektiğine dair inancım varmış." > Bu bende de vardı, eskisi kadar olmasa da hala var. Yeter ki gitmesin diye yapmadığım şey kalmadı. Bu da içten içe kendime yabancılaşmama neden oldu.

"Evliliğimde hatırlıyorum arada beni seviyor musun diye eşime sorardım" > her gece sorardım aynı soruyu ve bu soruyu sormam bile tartışma sebebi olurdu. Şimdi düşününce bu soruyu sormam asla tartışma sebebi olmamalıydı, benim duygularımı regüle etmeliydi, beni teskin etmeliydi diye düşünüyorum. Yapmak zorunda mıydı ? Hayır , ama ben kaygılı bağlanan biriyim ve güvenli bi şekilde bağlanmam hem benimle hem de ilişkide olduğum insanla ilgili. O da elini taşın altına koymalıydı. Koymadı, canı sağ olsun.

"Bu süreç bitince içiniz soğudu mu?" > Birden soğumadı , zikzaklar çizen bi sürecim oldu. Bunu sadece yaşayan bilir. Bazen çok iyi huzurlu hissederken bazı geceler içimde alev topu varmış koca dünyaya sığamıyormuşum gibi geliyordu. Bunların hepsinin çok normal olduğunu düşünüyorum. Hiç kaçmadım. Hiç kendimi oyalamadım öyle zamanlarda. Yerde sürünmekse, süründüm. Yakın arkadaşımdan destek aldım. Terapi aldım. Yeri geldi annem bile anlamadı. Yeter artık kurtuldun şükret dedi. Ama kendime hep şunu söyledim "sen şu an nekahat dönemindesin, dinlen." Kendi kendimin ebeveyni oldum. Zaten yalnız yaşıyorum.

Ben resmi olarak boşanınca kuş gibi hafifledim. Süreci hemen noktalamayı bu yüzden çok öneriyor herkes. Bunu göz ardı etmeyin derim. Maddi olarak çok fazla kaybınız olmayacaksa deyim yerindeyse olacaksa da olsun sadakanız olsun. Soyadınızı geri alın. Kimliğinizi yenileyin. Bunlar basit şeyler gibi görünse de iyileşme sürecindeki en büyük tuğlalar.

Gelelim bana göre en önemli meseleye. Hiçbir zaman acı çekmesini, bedel ödemesini, intikam almayı istemedim, düşünmedim. O da insan ben de insanım. Bi insana vazgeçilmez gibi davranırsan gelir ağzının orta yerine s.çar çok afedersin. Ne diyebilirim ki ? Ben sınır çizmemişim. Beni terk etmiş yalvarmışım. Bana şiddet uygulamış evden kovmamışım. Sorumluluk almamış tamam demişim. E o da insan sonuçta. Bana da biri böyle davransa ben de kıymetini bilmem ki.

Geçmişi değiştiremeyiz. Olanlar oldu. Başkalarını hele hiç değiştiremeyiz. Siz bedel ödesin istiyorsunuz ama nasıl ne şekilde ödeyecek ? Ne olsun mesela ? Ne olsa içiniz soğur bi düşünün. Benim eski eşim de çok ağladı yalvardı acı çekti ama ben mutlu olmadım. Bedelmiş. Geçmiş olsun. Oralarda değilim ben. Sadece arınmak istiyorum. Sadece kendimi bulmak istiyorum. Kendi yolumdayım bana da kimse bulaşmasın istiyorum. Ben boşandıktan 6 ay sonra hayatıma birini aldım. Hakkını asla yiyemem iyileşme sürecimi çok hızlandırdı. Bana hem yas tutmam için alan bıraktı hem de yeri geldi ben ağlarken saçımı okşadı. O yüzden "bence" resmen boşanıp hayata akmak karışmak, bu evliliği gündeminizden çıkarmak (elbette yasını arka planda tek başınıza tutarak) yeniden hayata karışmak, hem yeni arkadaşlar edinmek hem de hafiften tatlı tatlı flörtleşmeye başlamak yapılacak en iyi şey olur.
 
Sizin şu an tüm duygularınız öldü mü?

Birini zamanında çok sevmiş olmak orda öylece durur hep.
Eski eşinizi özleyebilir onu hala seviyor olabilirsiniz
Bunu insanın kendine itiraf etmesi bile çok çok güç olabilir.
Bu duygu çok ağır geldiğinde eğer kendinize kızarsanız ters teper.
İllaki bi yolunu bulacak burdan çıkacaksınız, biraz sabırlı olun.
 
Kesintisiz bir terapi almanız gerek. Size en iyi tavsiyeleri bir terapist verir. Eşinizle aranızda geçmiş geçen ya da geçecek şeylerin sizi nasıl tetiklediğini ve tetikleyeceğini bi sindirmeniz lazım burda kim size nasıl yardımcı olabilir ki anlamıyorun
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…