Ağlama krizine girdiğim bir evlilik yıl dönümü..

Bir şey diyeceğim, ok eşim bana saygı duymadı, sıkıldı beni istemedi vs. Gelirsin karşıma ben seni istemiyorum artık dersin aldatmadan boşanırsın. Bunu yapmadı, benimle evliliğine devam ederken, benim yaptığım yemeyi yiyip, benimle aynı yatakta uyurken beni aldatmayı seçti.

Aldatılmak bir insanın onuruna, haysiyetine, şerefine yapılacak en büyük darbedir. Sıkılmışmış, saygı duymuyormuş geçiniz. İnsan evladı olan aldatmadan ayrılırdı. Eşim zerre dinlenmeyi hak etmiyor. Beni aldatmasaydı zaten anlaşmalı boşanmıştım.
 
Önceki konumuzda belirttiğim gibi eşimizin sözlerine , fikirlerine , değer yargılarına aşırı değer veriyorsunuz. Fikir pusulanız eşiniz olmuş. Sizin için bitmiş , geçmiş, gitmiş bir adamın size iftira atmasının ne önemi var, ona sizin paracı olmadığınızı , katil , dolandırıcı olmadığınızı kanıtlamaya neden ihtiyacınız var? Onun dilekçesinde saçmalamasının ne önemi var? Onun dilekçede yazdıklarını kim önemser ki ? Aileniz mi önemser , onlar sizi zaten biliyor, arkadaşlarınız mı önemser , onlar zaten sizi tanıyor. Kim kaldı gereye , kocanızın bir dilekçede yazdıklarını önemseyen , sadece ve sadece siz. Çünkü eşinizin sözleri çok değerli, fikirleri sizin yok göstericiniz, siz katil , dolandırıcı olmadığınızı bildiğinizi söylüyorsunuz ama her cevabınızda dilekçede bana neler dedi , ne iftiralar attı diyorsunuz. Ben size açıkça sorayım , siz dolamdıcı , katil, para düşkünü müsünüz.?? Eğer cevabınız hayır ise , artık sevmediğiniz , önemsemediğiniz bir insanın sözleri fikirleri neden bu kadar değerli ?
Sakın bana mahkeme hakimine kanıtlamak için devam ediyorum demeyin, onun için bir dosya numarasından ibaretsiniz o kadar .
Size yaptıkları için acı çekmesini istiyorsunuz ama gene diyorum , semer vurmasına izin veren sizsiniz. Size kötü davrandıkça daha çok taviz veren , sizsiniz , adam sizi sevmiyorum dedikten sonra elektriğini , suyunu ödeyen sizsiniz.
Tamam size kötü davrandı , iyi bir eş değildi ama onun eline taşmanın ucunu siz verdiniz. Bunları kendinize kızın diye söylemiyorum, bunların gerekçesini bahane bulmadan kendiniz anlayın diye söyleyin diye söylüyorum. Öncekle kendinizi , bakış açınızı , değiştirmek zorundasınız, Kocanızın fikir ve düşünceleri o kadar sizin için kesin ve net olmuş ki, hala kurtulamamışsınız. Kurtulmak için çabalayıp , başardığınız an ,” aman salak adam , benim için katil demiş , çok da tın. “ ya da birisini boşanma dosyasını anlatırken “ görsen neler yazmış , ay çok komik , kim inanır ona “ diyeceksiniz. Ama siz hala bana iftira attı , benim için neler yazmış , katil demiş , şunu demiş , bunu demiş. Siz okuduğunuzda hala o sözlerden etkilenip üzülüyorsunuz , çünkü o dilekçe sizin fikir pusulanızın , kocanızın sözleri.
Şu yaşadıklarını yaşasın falan da , hala eşiniz ne yaşadı , ne yaptı , mutlu mu, değil mi , bu mu önemli olan .
Eğer dünyada ilahi adalet olsaydı ve siz de buna 100% inansaydınız , bu davayı zaten sürdürmezdiniz. İlahi adalet dünyada etkili olsaydı, mahkemelere , cezalara gerek kalmazdı. Adı üstünde ilahi bir konu , öteki dünyada artık neye inanıyorsa onunla hesaplaşır.
Artık eski eşinizi sevmediğinizi , istemediğinizi söylüyorsunuz ama bu onun hayatınızın merkezi olmasını engellemiyor, dava dilekçesinde söyledikleri sizi etkiliyor, hem de çok, başkası ile ilişkisinde mutlu olmamasını istiyorsunuz, onun açı çekmesini istiyorsunuz, yıldönümünde ağlıyorsunuz, duruşma için panik atak geçirmek üzeresiniz. Kocanızı görmüyorsunuz , istemiyorsunuz, sevmiyorsunuz ama fikirleri değerli ve adam hala hayatınızın merkezinde , böyle kazık çakmış gibi .
 
Siz kendinize saygı duydunuz mu? balayında seni sevmiyorum diyen adamla kalarak mı , size kötü davranan eşe yemek hazırlayarak mı, tüm evin harçamalarını karşılayıp , size paracı diyen adamla sevişerek mi, size nefretini , öfkesini açıkça belli eden adamın donlarını yıkıyarak mı saygı duydunuz kendinize?
Aldatmayı çok büyük bişey gibi anlatıyorsunuz ama sizde haysiyet , şeref, , öz saygı , kendi fikirlerine değer verme, kendine güvenme çoktan gitmişti ki zaten . Aldatmaya gidecek bişey kalmamış .
Sanki aldatmasa çok muhteşem giden bir evliliğiniz vardı gibi anlatıyorsunuz, size saygı duymayan, sizi aşağılayan, küçük gören, sevmediğini söyleyen , size kuruş harcamak istemeyen aksine sizden alan adamın evliliğimiz boyunca size sadakat yükümlülüğünü yerine getirdiğini düşünmek ya da beklemek saflık , aptallık kendini kandırmaktır. O sizi kandırmadı , siz kendinizi kandırdınız.
İnsan evladı olan , kendisine böyle davranan koca ile evli kalmazdı zaten, çoktan boşanırdı. Kocanızın size ne yaptığına değil, neden ssize bunları yapmasına izin verdiğinize odaklanın.
Eşinizin neyi hakettiğinin ne önemi var , önemli olan sizin bundan sonraki hayatınız.
 
Geçmiş olsun. Yorumunuz için teşekkür ederim.

Benzer süreçten geçmişsiniz. İzniniz olursa birkaç sorum olacak.

- Kendimi deşiyorum, sevilmek için hep bir şeyler feda etmem gerektiğine dair inancım varmış. Hep kendimi çok feda edersem eşim bana değer verir diye düşünmüşüm, hep onun mutluluğu, istekleri benim için daha önemliydi. Bunun nedeni tahminen içten içe ruhum sevilmediğini hissediyordu, konduramadım. Evliliğimde hatırlıyorum arada beni seviyor musun diye eşime sorardım. Çok acınası değil mi, şu an fark ediyorum. Sevildiğini hissetmen lazım, lafla olmaz ki. Ruhum sevilmediğimi hissetmiş olabilir sadece prefrontal korteks sevilmediğimi kabul etmek istemedi ondan bu kadar yıl boşuna çabaladım.

- Kendimi deşiyorum peki iyileşme ne zaman gelecek? Farkındalık çok geldi ama tam iyileşme olmadı.

- Bu süreç bitince içiniz soğudu mu? Çok özel değilse eski eşinizden tüm hak ettiklerinizi alınca adalet isteğiniz geçti mi? Ben eşimin bana yaptıklarının bedelini ödesin istiyorum. Bu his sizde bitti mi?

- Nötr olmak istiyorum ama daha olamadım, zorluyorum ama olmadı. Sizin şu an tüm duygularınız öldü mü?
 
Anlaşmalı boşanmayı size daha iyi gelebilir diye düşünmüştüm. Bir kadın olarak önceliğim, özellikle de bir mağduriyeti varsa, hemcinsimin iyiliğini göz önünde bulundurmaktır. Ama tabii ki her ilişki gibi ayrılıkların da dinamikleri farklıdır. Kendiniz için en doğru okanı siz bilirsiniz elbette.
 

Evet ben evlilikten gitmeliydim bu konuda çok haklısınız. Beni sevmeyen, istemeyen bu adamla evliliğimi hemen bitirmeliydim. Zaten sinirimin büyük kısmı kendime. Şimdiki kafam olsa '' ben seni arzulamıyorum ama başka kadınları arzuluyorum. '' lafını duyar duymaz hemen evleri ayırırdım. Bazı tespitleriniz nokta atışı ama bazıları değil gene yazayım.

- Eşimin şu anda sevgilisi de olabilir, kadın/kadınlar da bulmuş olabilir. Hepsi ihtimal dahilinde. Hakkımda o kadınlara istediğini söyleyebilir, istediği gibi beni kötü gösterebilir, benim hikayemin kötüsü de eşim. Birbirimizin hikayesinde kötüyüz artık.

- Ben eşimin ilerde evlenmesini hatta çocuğu olmasını istiyorum. Siz istemiyorum mu sandınız? Ben ileride evliliği ve eşi ile sınanmasını istiyorum. Bana sende annelik vasfı yok demişti. İleride eşinin ona bu sözün sınamasını göstermesini istiyorum, kimde annelik vasfı yokmuş görsün istiyorum. O yüzden evlenip çocuğu olmasını diliyorum. Ahlarım da hep bu yönde.

- Ben evliliğe değil, adalet arayışıma sıkı sıkı bağlandım. Eğer anlaşmalı boşanırsam eşim hiçbir bedel ödememiş olacak gibi geliyor. Bana yaptıkları yanına kar kalacak gibi geliyor. Eğer ruhani olarak ilahi adaletin bu dünyada eşim için yüzde yüz tecelli edeceğini, bana yaptıklarını ileride evliliğinde misliyle ödeyeceğini bilsem yarın anlaşmalı boşanma için iletişim kurarım. İlahi adalet bu dünyada tecelli etmezse bana yapılanlar yanına kar kalacak gibi geliyor. Adalet arayışım beni tutuyor, evlilik değil.
 
Son düzenleme:
Gelirsin karşıma ben seni istemiyorum artık dersin aldatmadan boşanırsın. Bunu yapmadı,
bunu yapan kaç erkek gördün
sözle söylemesine gerek var mı adam tüm hareketleriyle söylemiş zaten
siz anlamak istememişsiniz
hala bunu da anlamıyorsunuz
benimle evliliğine devam ederken, benim yaptığım yemeyi yiyip, benimle aynı yatakta uyurken beni aldatmayı seçti.
adamlar zaten böyle aldatıyorlar bu ülkede
karısının yaptığı yemeği yiyip karısının yıkadığı donla ütülediği gömlekle başka kadının yanına gidiyor
hangisi düzenini bozuyor ki gerçekten aşık olmadıkça
aşık olması için de zaten evdekinden çoktan vazgeçmiş oluyor
ama yine de o hizmeti kullanıyor rahatça
Ben eşimin bana yaptıklarının bedelini ödesin istiyorum.
üzgünüm ama ilahi adalet yok
aradığın buysa bulamayacaksın
ha beşeri adalet de ne kadar işler bilmiyorum
bunları kabul edersen belki kendine gelirsin o da zor görünüyor
evirip çevirip aynı cümleleri farklı paragraflarla yazıyorsun
 
Senin için çok üzüldüm. Sakın içine atma. Öfke patlaması da yaşa ağla üzül ama içine atma. Tüm hastalıklar stresden çıkıyor. Bu süreçte psikolojik destek de alabilirsin
 
Bence ilerlemenin yolu kabul etmekten geciyor. Ben bunlari yasadim, buda 5 para etmez seytanin tekiymis, onume bakmam gerekiyor seklinde. Hayatiniza baska birisi girerse daha iyi hissedersiniz bu arada. Karsi cins tarafindan begenilmek, dusunulmek insana iyi geliyor.
Şükredin cocugunuz olmamis bu adamdan. Ben aldatilmadim şiddet gormedim anlasamadigimiz icin bosandik buna ragmen eski esim her agzini actiginda kisa sureli iq düşüşü ve tansiyon yuksekligii yasiyorum
 
Adalet aramanızı anlıyorum ama adaleti mahkemede, sizi ve durumunuzu sadece bir dosya numarası olarak gören, büyük olasılıkla yargılama boyunca 2,3 kez değişecek bir hakimden beklemenizi anlamıyorum. Aynı şeyleri söylüyorum gibi olacak ama olsun. Hayatınızın merkezi siz olmalısınız , ama siz hayatınızın merkezi kocanızdan intikam almak yani gene koca gene koca. İlahi adalete bir inanıyorum bir inanmıyorum diyorsunuz ama hala merkez kocanızın yaptıklarını ödemesi yani gene koca gene koca. Hala kocanızın yaptıkları , yani gene koca , gene koca. Mahkemeden alacağınızı söyleyeyim, belki 3 sayfa kâğıt ve bir miktar para, siz bununla mı acı çektirmeyi düşünüyorsunuz, siz bununla mı intikam alacağınızı düşünüyorsunuz.? Ben size söyleyeyim , kocanız için gene paracı , gene saygı duymadığı, gene sevmediği, önemsemedi kadın olacaksınız.
Takmışsınız bi misliyle çıksın , misliyle çıksın. Hala kocam , kocam , kocam . Eminim evliyle. Bu kadar hayatınızın merkezinde değildi . Ama şimdi hayatınızın tamamı kocanız, görmesenizde iletişim kurmasanızda . “ben seni arzulamıyorum ama başka kadınları arzuluyorum. ' demiş, size zaten . Hani daha nasıl anlatacaktı bu evliliğin yürümeyeceğini, siz bu sözden sonra aldattığını öğrenince mi şok oldunuz yani.
Sizin için üzülüyordum ama artık size acımaya başladım. Nasıl evliliğinizde kendinize saygınız yoksa boşanırken de yok. Sizden değerlisi olmaması gerekirken, içimizdeki intikam , öfke ile adamı gene oturtmuşsunuz hayatınızın ortasına.
Sizin ki adalet aramak değil. Sizin ki ne bedel ödemeniz gerekirse gereksin , hayatınızdan kaç yıl giderse gitsin, adama huzur vermemek , rahatsız etmek, hala onun hayatının bir yerinde olmak , boşanma davası bile olsa kocanızın hayatında yer almak. Onun hayatından basitçe silinip gitmek , hiç varolmamışsınız gibi olmak sizin için katlanılamayacak bir acı , çünkü siz kocanızla var oldunuz , görüşmesenizde , konuşmasanızda , sevmesenizde hala onunla olan evliliğe sıkı sıkı yapışmış durumdasınız
Sizin düzelmek , geride bırakmak gibi bir isteğimiz yok, siz savaşa odaklandınız tek gerçeğiniz bu. Siz hala kendinize , hayatınıza , zamanınıza , kendi değerlerinize saygı duymayan insansınız, ve üzgünüm ama bu mantık ve bakış açısı ile devam ettiğimiz sürece , mağduriyet tahtında , bir elinizde öfke , bir elinizde nefret öylece oturacaksınız.
 
Belki de evliliğinde de bu hırs vardı. Kazanmak… Neye göre ,kime göre kazanmak? Öfke değil de hırs var konu sahibinde.
Hayır, adalet arayışı var. Bana yapılanların bir bedeli olmalı. Öyle evlilikten her türlü kötülüğü yapıp yanına kar kalarak gidemezsin. Boşanmanın kazananı olmaz. Eşimi kazanma hırsım yok, şu an eşim gelse kabul etmem. Ben sadece bir tarafın (benim) dünya kadar travması var iken diğer tarafın öyle elini kolunu sallaya sallaya gitmesini kabul edemiyorum.
 
bence kabul etseniz iyi olur

yani erkeklerden çok var öyle elini kolunu sallayarak gidip hayatını yaşayan,

sizinki nasrettin hoca hikayesi gibi dikenli çift çekeceksiniz de koyunlar takılacak da yününü alacaksınız da satacaksınız da paranız olacak, borcu ödeyeceksiniz

adam evlenecek de çocuk yapacak da o kadın annelik etmeyecek onu bırakacak da evliliğiyle eşiyle sınanacak da

belki çok aşık olacak kadın da, çok güzel evliliği de olacak ve mis gibi bir çocuğu olacak. o zaman kahrınızdan ölecek misiniz?
 
Peki bu sizce bu 5 yıl sonra kesinlecek bir boşanma kararı ve bir miktar para ile mi sağlanacak ? Beklentiniz bunun üstündeyse boşuna bekliyorsunuz? Bu kadar mı önemli intikam , çektirmek , gününü göstermek . Sizin yılllarınızdan daha mı değerli , 3 sayfa kâğıt ve bir miktar para? Ben eşiniz gelse kabul edersiniz, hala seviyorsunuz demedim . Hayatınızın merkezi eşiniz dedim. Hayatınızın amacı , temel anlamı eşinizden intikam almak yani gene eşiniz dedim Dönse kabul edersiniz demedim, ama hala ve hala onun sözleri, söyledikleri yazdıkları kendi fikir ve düşüncelerinizden önemli dedim.
Siz kocanıza 3 sayfa kararı göstermek ve bir miktar para almak için ne kadar bedel ödemeye razısınız peki. ? Mesela 5 yıl , 7 yıl, onunla hala evli olmak bedel değil mi, sizin soyadınızı taşıdığınız adamın başka kadınlarla sevişmesi ama sizin ilşkiye başlayamamanız bedel değil mi , doğurdanlık zamanınızı kaybetmemiz bedel değil mi, hayatını bu evlilik için sinir kirizlerine girip , her yıldönümünde ağlamak, sürekli bu konuyu düşünmek , üç lafınızdan birinin kocanıza beddua etmek olması bedel değil mi?
Sizin alacağınız 3 sayfa karar ve bir miktar para ile bundan 5 yıl sonra her şey düzelecek , siz sanki sihirli değnek değmiş gibi bir anda rahatlayacaksanız , tüm sağlıksız düşünceleriniz yok olacaksa tamam, alın adaletinizi.
Ben bugüne kadar 3 sayfa ve bir miktar para ile bunların düzeldiğimi görmedim , siz tarihte ilk okursunuz belki adaletinize kavuşunca .
 
Sizinle şu konuda anlaşamadık:) Amma gömmüşsünüz beni yahu..

Eski ben çok hata yaptı, ama şu an önceliğim kendimim. Bencilleştim, kendime saygım var, kendime sevgim var, bir adam hayatımı güzelleştirmiyor ise artık hayatımda olamaz. Anında def ederim. Yalnızlığa alıştım, öncelik kendimim. Fazla fedakarlık istesem de yapamam, içimden gelmez. Çok başka biri oldum. Bu evlilik de bitiyor, sadece adaleti sağlayıp öyle gitmek istiyorum. Birini kaybettikten sonra gelen pişmanlık, pişmanlık değildir. Daha iyisini, daha fedakarını bulamamıştır ondan pişman olmuştur. Gerçekten pişman olacak olan beni kaybetmezdi.

Sandığınız kadar ezik, zayıf olsaydım evliliğim bitmesin diye ağlar zırlar davayı uzatırdım. Yapmadım yapmam da. Boşanma davası açtım. Beni istemeyeni bende istemiyorum. Evet boşandıktan sonra başka ilişkiye hemen başlayamam, eşim sağ olsun (!) nur topu gibi aldatılma travmalarım var. Aldatıldığım için erkeklere güvenim bitti. Güya eşim için sadakat çok önemliydi, palavra atmış.

Önceden de yazdım,eşim ileride evlensin diye özellikle istiyorum. Eğer ahlarım tutacaksa evliliğinde tutması daha güzel olur.
 
biz de beğene beğene körler sağırlar gibi olduk ama tespitler süper
 
konu sahibi affetsin istemsiz güldüm
 
Tamam güçlüsünüz ama ben seni çekici bulmuyorum , başka kadınlarla ilgim var diyen adamla evli kalmak , ağlamak zırlamak ile aynı değil mi? Seni çekici buluyorum dedikten sonra hangi güç ile evliliğe devam ettiniz. adamın açıkça başka kadını sevdiğini , belki ona aşk sözcüklerini görünce bile kocanız sizden önce dava açmış, ve siz yüzünüze bunları söyleyen adamın aldatmasına inanamıyorsunuz. Gerçekten sizin için neden büyük yıkım ve şok oldu, bu kadar üzdü sizi?
 
arkadaşım kabul et etme gitti işte elini kolunu sallaya sallaya
bu ülkede adamlar çocuklarını boşuyor çocuğunuz olsa ne yapacaktın
bence yatıp kalkıp şükretmen lazım ama sen sabit fikirli şekilde tutturdun adalet adalet diye
o da yok işte tükendi bitti gitti
olsa tükan senin
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…