Anneler neden böyle? Her anne aynı mıdır

Harcamaya gelince ayda 3000 de 5000 de harcanabilir ancak aileniz size bir harçlık sistemi uygun gördüyse ya harçlığınızın artırılmasını talep edeceksiniz ya da ekstra harcamanızı kendiniz kazanıp harcayacaksınız madem derecelisiniz özel ders verin.

Ebeveynlerinizin harcamasına karışma lüksünüz yok. İlerde kendi kazancınızı ne yaptığınıza kimse karışmayacak.
 
Bu işlerin geniş bir bütçeyle alakası yok bana göre. Eğer ki size haftalık veriliyorsa o para ile geçinmeniz bekleniyordur. Her ihtiyacınızı kartla alacaksanız o zaman haftalığa ihtiyacınız yoktur mantıken bu böyle. Haftalığınız yeterli gelmiyorsa bunu ailenizle paylaşmalısınız,ya da kredi kartı isteyip harcamalarınızı öyle kontrol etmelerini isteyebilirsiniz. Akademisyenliğe kadar önünüzde çok uzun bir yol var,bu süreçte çalışmayıp ailenizden para almanız çok gereksiz olur,zira her YL yapan akademisyen olmuyor bile.Bence bir an önce ayaklarınız yere bassın, ailenizin nereye ne harcadığı da kendi meseleleri,sorgulama hakkınız yok. Siz kazanın kendi paranızı,birileri de gelip nereye ne harcamışsınız laf etsin hoş olur mu? Bakın daha kendinize ait olmayan parayla aldığınız sorgulansın istemiyorsunuz,kendinizi ailenizin yerine koyun.
 
Annenizin kartını kullanırken müsade istemiş miydiniz? 400 tl haftalık yetmediğinde düzgünce konuşup ekonomiden bahsettiniz mi? Yani siz kendinizce haklı olabilirsiniz ama onlar da kendileri açısından haklı. İki taraf da kendini en absürt şekilde ifade ediyor gibi geldi bana.
 
hemen konuya girmek istiyorum.
üniversite son sınıf öğrencisiyim temmuzda mezuniyetim var derece öğrencisiyim derslerimde başarılı,çalışkanım.
Babamın durumu iyi,standartın bir üstü diyebilirim. Her hafta harçlık verir 400 tl ama 2-3 kere anca yemek yiyebiliyorum o para ile malum fiyatlar. Geçenlerde kendime 2 tane parfüm almıştım 220₺ falan tutmuştu. Tanesi 100 tl birinin diğeri de 120. Neyse bunu da babamın anneme verdigi kredi kartı ile almıştım. Annem o zamanda kızmıştı neden kendi paranla almıyorsun karttan ufak şeyler alıyorsun diye. Halbuki kendi harçlığımı sadece yemek yiyeceğim zaman harcayabiliyorum ya da çok ihtiyacım olan bir şey olursa alıyorum. Babamın kartı varken oradan alayım istedim her neyse.
Babam bir arkadaşına 30 bin küsürlerde hediye almış kılıç. Arkadaşı ile ticaret yaptıgı için birbirlerine bu derece fiyatlarda hediyeler alıyorlar genelde. Kardeşimde bunu dile getirip benim içinde o 100 tl harcayınca sorun ediyorsunuz dedi. Ben de dogru dedim elaleme gelince sıvarsınız bize gelince 100 tl bile gözünüzde büyüyor dedim.
Sonra başladı benimle alay etmeye. “ Seme iş bul da işe gir.Paranı kazan” gibi gibi hakaretler…
Öncelikle ben işe girip çalışmak istemiyorum kendiside bunu çok iyi biliyor. Yüksek lisans yapmak istediğimi bilmesine rağmen yeni mezun birine bu şekilde işe bir baskısı yapıyor. Sanıyor ki her yeni mezun hemen iş buluyor.
Annem çok sığ görüşlü ve ben artık çok yoruldum.
Babam da aynı harcamalarımızı abartı bulur. Halbuki ihtiyacımız dışına asla çıkmayız. Ama görüyorsunuz ki 100 tl bile dert anneme göre…
bence yemeğe çok gidiyor diyorsan, hazır yememeni kendin hazırlamanı daha uyguna getirmeni tavsiye ederim. ya da yurt gibi bir yerden ya da yemekhaneye yazılıp daha uyguna yemen mümkün. bence bir yaştan sonra artık ailelere çok yüklenmemek gerek. verilenle idare etmek ya da part çalışmak gerek. annen sığ görüşlü değil hayat çok pahalı. ve ben okulumun son senelerinde nerdeyse artık para almadım çünkü çok zorlandılar. durumları olsa bile bence dikkat etmen iyi olur.
 
yüksek lisans yapabilmem için ingilizce sınavını geçmem gerekiyor ama o sınav icin biraz ders calısmam lazım o yüzden çalışmak istememiştim ingilizcemi rahat rahat geliştirmek için

Akademisyenlikten istifa edip kurumsal sirkete gecmis biri olarak soyluyorum, eger akademisyenlik icin is hayatini geciktirirsen -ozellikle yuksek lisans doneminde- sonradan pisman olmama gibi bir olasiligin neredeyse yok. Is aramaya basla, zaten o bir zaman alacagi icin Ingilizce calisirsin o surede. Eger dil egitimi icin yurtdisina gitmeyeceksen, evde Ingilizce calismak icin ise girmemek hic mantikli degil.
 
Niye şikayet ediyorsun. 400 TL çocuk gibi harçlıkla geçinmeyi kabul etmişsin ki çalışmıyorsun. Şikayet ediyorsan da çalış kendi ayaklarının üzerinde dur. Benimde ailemin durumu iyi ben üniversiteden mezun olduğumdan beri çabaladım. Hatta akrabalarım bana güldü. Sanki aç kaldın, gözün doysun ailenden kalan sana yeter dediler. Şimdi işim var çok şükür. Kimsenin ailemde dahil ne birikimi ne de parasına ihtiyacım var
 
Haftada 400 lira ayda 1600 lira eder az para mı her ay 1600 lira anneniz haklı bence azla yetinmeyi bilmen gerekiyor ama yok yetinmem diyorsan calısman lazım böylece parfumu kendi paranla alırsın
 
hemen konuya girmek istiyorum.
üniversite son sınıf öğrencisiyim temmuzda mezuniyetim var derece öğrencisiyim derslerimde başarılı,çalışkanım.
Babamın durumu iyi,standartın bir üstü diyebilirim. Her hafta harçlık verir 400 tl ama 2-3 kere anca yemek yiyebiliyorum o para ile malum fiyatlar. Geçenlerde kendime 2 tane parfüm almıştım 220₺ falan tutmuştu. Tanesi 100 tl birinin diğeri de 120. Neyse bunu da babamın anneme verdigi kredi kartı ile almıştım. Annem o zamanda kızmıştı neden kendi paranla almıyorsun karttan ufak şeyler alıyorsun diye. Halbuki kendi harçlığımı sadece yemek yiyeceğim zaman harcayabiliyorum ya da çok ihtiyacım olan bir şey olursa alıyorum. Babamın kartı varken oradan alayım istedim her neyse.
Babam bir arkadaşına 30 bin küsürlerde hediye almış kılıç. Arkadaşı ile ticaret yaptıgı için birbirlerine bu derece fiyatlarda hediyeler alıyorlar genelde. Kardeşimde bunu dile getirip benim içinde o 100 tl harcayınca sorun ediyorsunuz dedi. Ben de dogru dedim elaleme gelince sıvarsınız bize gelince 100 tl bile gözünüzde büyüyor dedim.
Sonra başladı benimle alay etmeye. “ Seme iş bul da işe gir.Paranı kazan” gibi gibi hakaretler…
Öncelikle ben işe girip çalışmak istemiyorum kendiside bunu çok iyi biliyor. Yüksek lisans yapmak istediğimi bilmesine rağmen yeni mezun birine bu şekilde işe bir baskısı yapıyor. Sanıyor ki her yeni mezun hemen iş buluyor.
Annem çok sığ görüşlü ve ben artık çok yoruldum.
Babam da aynı harcamalarımızı abartı bulur. Halbuki ihtiyacımız dışına asla çıkmayız. Ama görüyorsunuz ki 100 tl bile dert anneme göre…
Yüksek lisans yaparken çalışanlar var. Ben de kardeşlerim de çalıştık bizim de maddi durum iyiydi.4kardesiz hepimiz yukseklisans yaptık abimler doktora da yapti. Herkes çalıştı yedi içti gezdi harcadı.
 
Ben y kuşağıyım o yüzden “işe gir çalış” bana göre hakaret değil. Biraz fazla abartmışsınız bence. Annenize sığ demeyin kadın bir şey dememiş belki bu ay o da karta biraz yüklenmiştir , babanızın gözüne batmak istememiştir.
 
Benim ailem de böyle yapardı lakin para yönetimini öğrenmem için.
İhtiyaçlarımı onlar karşılar, günlük giderimi ise sınırlı tutmam adına yemek ve yol olarak hesaplarlardı.
Bu mantık ise doğru derim lakin varyemez şekilde sizin hayatınıza bir katkıları yok ise kızarım.
İş maddiyata gelince modern olur herkes 18 de git çalış para kazan, diğer meselelere gelince aa annedir babadır kalp kırılmaz, kötü söylenmez elbet yardımcı olacak bakacak edeceksiniz vs.
Kendi paranızı kazanıp üzerinizde sıfır söz sahibi olacaklarsa eyvallah, diğer türlü ise zaten başarılı ve tutumlu bir genç kadınsınız, ne istiyorlar daha!
 
Sizce orada konu sahibinin ailesinden mi bahsediyorumdur ya
Herkes gelirine göre yaşar, oraları bilir, sosyal çevre diye bir şey var.
Asgari ücretlinin oturduğu semtte bir çay 10 lira ise orta üst semtlerde 20 30 hatta daha üzeri.
Neyle neyi kıyaslıyorsunuz, çok saçma.
Konu sahibi yaşadığı hayat içerisinde bu parayla geçinemez, başkasını düşünüp aç mı kalsın kmlerce yol tepip ucuzunu mu arasın?
 
Evet çalışmayı şuan düşünmüyorum. Yüksek lisans yapıp akademisyen olmayı hedefliyorum. Bunun için de ingilizcemi geliştirmem gerekiyor. Hem iş hem ingilizce konusunda zorlanacağımı düşündüğüm iş çalışmayı düşünmüyorum.
Eee sen çalışmayı düşünmüyorsun, onlar da yaşı 22 olan ve zaten bunca yıldır bakıp okuttuklari çocuklarına üç - beş sene daha bakmak istemiyorlar.
Yine akademisyen ol ama en azindan cep harçlığini cikar. Bu nasıl bir zihniyet anlamadım sendeki
İngilizceni geliştirmek istiyorsan, istanbuldaysan ankaradaysan mesela havalimanı transferi yapan yerlere git, telefon numarani bırak. Havalimanı transferi için elemna lazım olduğunda seni arayabileceklerini söyle. Elinde kağıt bekliyorsun, bir de arabada sohbet ediyorsun, otellerine bırakıp dönüyorsun. Böyle bir şey, neredeyse hiç vaktini almayacak- cep harçlığı verecek ve sana bol bol pratik yaptıracak bir is.
Ya da turistik bir yerde part-time çalış. Hem diline katkısı olur hem cebine.
Ben de istemem koca çocuğumun benden harçlık almasını, yüksek lisans çağına gelip hala benim bütçemle planlar yapmasını. Az ayakların üstünde durmaya baslamalisin
 
Valla herkes laf etmiş ama ben konuyu okuyunca vizyonsuz bir aile gördüm. Belli ki durumunuz iyi babanız ticaret falan yapıyormuş. Herkes kendi maddiyatına göre şekil alır. Asgari ücretle geçinen aile olsaydınız haksızsınız derdim. Ama şu şartlar altında haftalık 400 tl çok komik. İşe gir çalış demek kötü bir şey değil de “seme” ne ya? Genç kızsın altı üstü 100 tl parfüm. O da dp’den doldurma parfümdür. Tabii sıkacaksın da alacaksın da. Benim genç kızım olsa maddi durumum da iyi olsa parfüm de alırım güzel kıyafetler de. Elde avuçta varken yok yoksul gibi takılınca ne geçiyor ele bilemedim.
Bölümünüzü bilmiyorum ama yüksek lisans yapmak, ingilizce çalışmak istiyorsunuz. Şu an lisans okumak yeterli olmuyor, dil zaten şart. Bunlar mantıklı ve güzel istekler. Geçmiş kuşaklar 10 parmak klavye kullanabildiği için iş bulabildiklerinden her mezun olanın şak diye iş bulacağını zannediyor. Genelde old money dediğimiz kesim küçük yaştan itibaren dil öğrenimi, sosyal hobiler gibi kurslara yazdırır çocuklarını. Bu çocuğu şımartmak değildir. Elde olan imkanlarla donanım kazandırmak ve hayata hazırlamaktır, rehberliktir. Diğer memur kesim ya da eli para gören ilk kuşaklar ise bunlara pek önem vermezler. Okulunu bitir, aza kanaat et, kpss ye hazırlan derdindedirler. Yeni gelişmeleri, globali takip etmezler.
Açıkçası arkadaşına kılıç hediye edip genç bir kızın aldığı 100 tl lik parfümden dolayı “seme” git çalış demek normal gelmedi. Kırıcı.
 
Herkes gelirine göre yaşar, oraları bilir, sosyal çevre diye bir şey var.
Asgari ücretlinin oturduğu semtte bir çay 10 lira ise orta üst semtlerde 20 30 hatta daha üzeri.
Neyle neyi kıyaslıyorsunuz, çok saçma.
Konu sahibi yaşadığı hayat içerisinde bu parayla geçinemez, başkasını düşünüp aç mı kalsın kmlerce yol tepip ucuzunu mu arasın?
Bir mesaj var yukarıda. MaHlass MaHlass yazmış. Aynı şeyleri yazacağım hemen hemen. Harcamaya gelirse 1000 TL de harcanır 10.000 TL de. Mesele size ayrılan bütçeyi aşıp verilen parayı görmezden gelip 100 TL' nin lafını yapıyorlar demesi.
 
Benim ailem de böyle yapardı lakin para yönetimini öğrenmem için.
İhtiyaçlarımı onlar karşılar, günlük giderimi ise sınırlı tutmam adına yemek ve yol olarak hesaplarlardı.
Bu mantık ise doğru derim lakin varyemez şekilde sizin hayatınıza bir katkıları yok ise kızarım.
İş maddiyata gelince modern olur herkes 18 de git çalış para kazan, diğer meselelere gelince aa annedir babadır kalp kırılmaz, kötü söylenmez elbet yardımcı olacak bakacak edeceksiniz vs.
Kendi paranızı kazanıp üzerinizde sıfır söz sahibi olacaklarsa eyvallah, diğer türlü ise zaten başarılı ve tutumlu bir genç kadınsınız, ne istiyorlar daha!
Para yönetimi vs güzel düşünceler ama hayat keşke öyle işlese. Torpilliler, zengin aile çocukları maddi imkanları dibine kadar kullanırken sen “aman para yönetimi öğrensin” diye kısarsan çocuk hayattan geri kalıyor. Mesela iyi bir puan alamamıştır gidip ışık üniversitesi yüzde sıfır burslu grafik tasarım bölümüne yazdırmak şımartmaktır. Gerekirse bir yıl daha çalışsın düzgün yer kazansın dersin. Ama dil öğrenimi, yüksek lisans falan bunlardan kısarsan anca zamandan çalmış olursun. Çoğu başarılı insanın arkasında da cidden aile desteği var. Medyada “zorluklardan geçmiş” diye lanse edilseler de o işin şov kısmı. İmkan varsa değerlendirilmeli.
 
X