Bu toplum hasta

Ya benim etrafimdaki insanlarda kesinlikle cok tedirginler.hep birilerinin onlara kumpas kuracagini iftira atacagini dusunuyorlar.bu da bana enteresan geliyir.mesela
 
Sonra da bu ülkede çocuk doğurulur mu diye düşün dur.Herşey bu kadar kötüye giderken insana bencillik gibi geliyor çocuk sahibi olmak.Umarım bir şeyler düzelir ülkemiz için pek umudum yok ama...
 
Aynen dediklerinize tamamen katılıyorum.
Ben yurt dışında yaşayanlardan sadece biraz dürüstlük bekliyorum.Çünkü orada euro kazanıp burada tl harcamak müthiş tabi ki.Çünkü paran şu an 7 kat değerli.Tabi ki sana bu durum iyidir.Ama böyle siz şanslısınız demiyorlar mı gelde çıldırma.
Dürüst olsunlar başka bir şey beklemiyorum.
Yoksa onların şartları da iyi olsun.
Şu an öğretmenlerden örnek verdim ama bu çoğu bölümde böyle.
Piyasadaki iş miktarı ile iş arayan sayısı arasında ciddi dengesizlik var.O yüzden emeğin ücreti şu an çok ucuzlamış durumda.
Zaten genç işsizlik yüzde 24.
O taksici adam gibi olan o kadar çok var ki.
Bir de bu duruma ileride zorunlu göç aldığımız insanların çocukları da eklenecek.Onlarda ileride iş isteyecek.
Zaten kendi gencimiz iş bulamıyor.Bir de başka milletlerden bir sürü işsiz genç olacak.
Bir an önce bu eğitim sorununu çözmeleri lazım.

Yoksa bu sorun katlanarak daha da büyüyecek.
Egitimde bence calismayan gitmeli ve gencler gelmeli.60 yasini gecmis hala calisiyor.calisiyor dedigime bakmayin.calismiyor.ya birak bari genc idealist insanlar gelsin.okulda degil git evinde ic cayini kahveni diyesim geliyor.ama susuyorum.cunku konussam saygisiz ben olacagim haksiz ben olacagim.ki komisip oldugum da coktur.
 
Egitimde bence calismayan gitmeli ve gencler gelmeli.60 yasini gecmis hala calisiyor.calisiyor dedigime bakmayin.calismiyor.ya birak bari genc idealist insanlar gelsin.okulda degil git evinde ic cayini kahveni diyesim geliyor.ama susuyorum.cunku konussam saygisiz ben olacagim haksiz ben olacagim.ki komisip oldugum da coktur.
Nasıl emekli olsun o yaşlarda üniversiteye giden evladı varsa emekli maaşı yetmez zaten emekli ikramiyesiyle evde aliniyor vallahi gec im zor markete girmeye korkuyorum
 
Ne yardımıymis sanki ozel sirrini vermis gibi atarlanmis ilginc..
En basta insanlara kin yukleniyor bunlar soyle bunlar boyle diyerek yazik yani.. toplumdaki ofke sadece gecim sıkıntısından degil milletin birbirine ofke duymasina dusman gibi bolunmesine yol acanlardan kaynaklaniyor
 
Aman hanımlar içinizdeki incilerin hepsini dökmeyin, küreme baktım konu farklı yerlere doğru gidiyor, benzeri bir topiğe kilidi vurduk, bu topik kilitlenirken kelle de götürmesin mazallah.
 
Ay bugün bu tarz bisey benimde başıma geldi abonelik için gittiğim dairede sıra bana geldiginde islemi yapan bayandan kibarca yapılması zor olmayan biseyi kontrol etmesini rica ettim bana bas bas bağırmaya başladı neye uğradığımı şaşırdım çok haklisiniz ya insanlarda saygı üslup güzelliği kalmamış yada tahammulsuzlesmisiz bu arada bayanin yaptığı terbiyesizligi yaanina birakmadim genel mudurluge cikip sikayet ettim yarinda savcılığa gidecem hiç usenmicem valla
 
Bu bizim psikopat dizilerden kaynaklanabilir. Bakıyorsun herkes herkese bağırıyor. İzlemesen de fragmanına denk geliyorsun bağrış çağrış en son leke diye bir dizi var hiç izlemedim ama reklam arasında tanıtım oluyor ya nefret ettim diziden. Sadece bağırma sesleri. O diziyi aslında RTÜK’e şikayet etmek gerek.
 
Maşallah mı desem ne desem benim başıma böyle seyler gelmiyor hiç. Şansıma herhalde. Hatta cok şükür her işim tıkır tıkır işliyor ama mesela gecen manavdaydim,bir adam arabasinin camını açmış yavaşca sürüyor arabayi ,birine bas bas bağırıyordu küfür ediyordu😁😁🤣🤣 bende döndüm baktim sonra uzaklaştı. Millet cok gergin sinirli ve mutsuz gercekten.
 
İstanbulda ünlü bir caddede oturmaktayım. Sabah dan beri kaç kere camdan baktım ses geliyor bir kavga kavga daha güya nezih bir semt. Artık kimse nezih değil buna inanmıyorum , bir kadının yanından biraz hızlı yürüdüm bir yere yetişecektim atlı mı kovalıyor dedi bana o gün anladım ki herkesin canı burnunda laf atacak yer arıyor .. Herkes havlıyor kapacak kişi arıyor
 
Egitimde bence calismayan gitmeli ve gencler gelmeli.60 yasini gecmis hala calisiyor.calisiyor dedigime bakmayin.calismiyor.ya birak bari genc idealist insanlar gelsin.okulda degil git evinde ic cayini kahveni diyesim geliyor.ama susuyorum.cunku konussam saygisiz ben olacagim haksiz ben olacagim.ki komisip oldugum da coktur.

Siz de haklısınız, hala çalışmak zorunda olanlar da haklı.
Mesela diyelim bir öğretmen 4.5 bin tl alıyor, emekli olunca alacağı para max. 2 bin civarı.
Haliyle son vaktine kadar çalışmak istiyor, belki borcu harcı olmasa o da emekli olmak ister.
Gençlerin önünün açılması için emeklilik yaşı 65'ten daha erkene çekilmeli.
Zaten o zaman kadrolar boşalır ama o zamanda Sgk sistemi çöker.

Ülkede ciddi bir eğitim reformu lazım ama kim bilir ne zaman olur.. :ıslık:
 
Sorunun büyük bir ayağının sosyal medya olduğunu düşünüyorum. İnsanlar göstermek için yaşıyorlar aslında hiç sahip olmadıkları bir hayatı. Bu sözde çok mutlu, varlıklı insanları gören diğer insanlar daima hiç ulaşamayacakları bir hayatın eksikliğini hissederek mutsuz oluyorlar. Diğer taraftan sosyal medyada dolaşan espriler okuldan kaytarma, tembellikten haz alma, birilerine laf sokma, birilerinin eksiğiyle dalga geçme etrafında dolanıyor. İnsanlarla dalga geçmeyi misyon edinmiş hesapların binlerce takipçisi var örneğin. Bu insanlar gerçek hayatta sen, ben, o. Konuda sınır tanımaksızın bu kadar rahat sözde espri yapan hatta espri yapmayı amaç haline getiren insanların gerçek hayatta birilerini ciddiye almasını ya da saygı göstermesini beklememek gerek.

Partizanlar ya da din, milliyet gibi farklı alanlarda zıt görüşteki insanlar sosyal medya aracılığıyla birbiriyle çok sık karşı karşıya gelip klavye başı cesaretiyle insanlıktan çok kolay çıkabiliyorlar. Doğal olarak birbirine kin kusma da normal bir davranış olarak algılanıyor artık. İnsanların gününün çok ciddi bir kısmının sosyal medyada geçtiğini düşününce bu saldırgan tavırların gerçek hayata yansımış olması sürpriz değil.

Yanlış örnekler toplumuzda her zaman vardı. Sosyal medya bu örnekleri eleştirirken bile dilden düşürmeyerek pekiştirdi. Hava alanında terbiyesizlik yapan şu kadın kadar şahsiyetsiz olup pisliğini içine gömenler emin olun bu kadının düştüğü durumdan ibret almadılar. Aksine konuyu normalleştirdiler ve karşılaşacakları dişlerine uygun ilk insan üzerine kusacaklar pisliklerini. Tıpkı pedofil yaratıklar gibi.

Konu çok uzun ve dallı budaklı. Yorumlarda okuduğum ve hak verdiğim pek çok tespit var. Bana göre yüzde doksanı sosyal medyanın yaygın kullanımıyla açıklanabilecek sorunlar. Bazen düşünüyorum, keşke insanların zarar görmeyeceği bir felaket dünyayı vursa ve modern hayat yok olsa. Hepimiz toprakla ve hayvanla uğraşan, tek derdi kendine yetecek kadar üretmek olan basit ama mutlu insanlara dönüşsek.
 
Son düzenleme:
Ben sadece tatilden tatile Türkiyedeyim tabi, ama bizim kötü insanımız olduğu gibi iyi insanımız var. Mesela çocuklara çok cana yakın davranırlar mesela. Bizim insanımız la çok güzel sohbetler de edilir. Ama diğer tarafta tabi ki insanlarda hayat sıkıntısı mevcut. Mesela bir taksici ile sohbet ederken şunu söyledi: "ikinci çocuğu aslında çok istiyoruz da, ama maddi imkanlarımız yetmez" dedi. Cok Üzüldüm. Bir taraftan maddi sıkıntılar, diger taraftan stresli hayat şartları insanları acayip bunaltıyor. Trafik bile Türkiyede ayrı bir olay (tamam kimse kurallara uymayarak onu kendileri de yapıyor). En çok üzüldüğüm nokta çocuklar ve gençler oldu. Bazi yerlerde bir cok öğrenci anti depresan aldığını duydum (ne kadar doğru bilmiyorum) . Küçük yaştan irtibaren yarış atı gibi sınavdan sınava koşturuyor sistem çocukları. İçindeki ışık sönmesin de ne yapsın. Yani bilmiyorum zor. Aslinda bir cok sistem değişikliği gerekli bu konuda, ama bunu yapacak birileri lazım yani.
Antidepresan olsa yine iyi burda su satar gibi uyuşturucu satıyorlar antidepresan ne ki masum kalır diğerinin yanında
 
Sorunun büyük bir ayağının sosyal medya olduğunu düşünüyorum. İnsanlar göstermek için yaşıyorlar aslında hiç sahip olmadıkları bir hayatı. Bu sözde çok mutlu, varlıklı insanları gören diğer insanlar daima hiç ulaşamayacakları bir hayatın eksikliğini hissederek mutsuz oluyorlar. Diğer taraftan sosyal medyada dolaşan espriler okuldan kaytarma, tembellikten haz alma, birilerine laf sokma, birilerinin eksiğiyle dalga geçme etrafında dolanıyor. İnsanlarla dalga geçmeyi misyon edinmiş hesapların binlerce takipçisi var örneğin. Bu insanlar gerçek hayatta sen, ben, o. Konuda sınır tanımaksızın bu kadar rahat sözde espri yapan hatta espri yapmayı amaç haline getiren insanların gerçek hayatta birilerini ciddiye almasını ya da saygı göstermesini beklememek gerek.

Partizanlar ya da din, milliyet gibi farklı alanlarda zıt görüşteki insanlar sosyal medya aracılığıyla birbiriyle çok sık karşı karşıya gelip klavye başı cesaretiyle insanlıktan çok kolay çıkabiliyorlar. Doğal olarak birbirine kin kusma da normal bir davranış olarak algılanıyor artık. İnsanların gününün çok ciddi bir kısmının sosyal medyada geçtiğini düşününce bu saldırgan tavırların gerçek hayata yansımış olması sürpriz değil.

Yanlış örnekler toplumuzda her zaman vardı. Sosyal medya bu örnekleri eleştirirken bile dilden düşürmeyerek pekiştirdi. Hava alanında terbiyesizlik yapan şu kadın kadar şahsiyetsiz olup pisliğini içine gömenler emin olun bu kadının düştüğü durumdan ibret almadılar. Aksine konuyu normalleştirdiler ve karşılaşacakları dişlerine uygun ilk insan üzerine kusacaklar pisliklerini. Tıpkı pedofil yaratıklar gibi.

Konu çok uzun ve dallı budaklı. Yorumlarda okuduğum ve hak verdiğim pek çok tespit var. Bana göre yüzde doksanı sosyal medyanın yaygın kullanımıyla açıklanabilecek sorunlar. Bazen düşünüyorum, keşke insanların zarar görmeyeceği bir felaket dünyayı vursa ve modern hayat yok olsa. Hepimiz toprakla ve hayvanla uğraşan, tek derdi kendine yetecek kadar üretmek olan basit ama mutlu insanlara dönüşsek.
Son cümleniz harikulade aynen ben de öyle olsa ne güzel yaşardık diyorum kimse kimsenin yüzüne bakmıyor artık bu tlflardan yolda bile tanıdık birini görsem selam vericem yüzü tlfda beni nereden görsün
 
Maneviyat birakilip maddiyata yonelindi. Cocuklara bile önce anlayış, tahammül, merhamet, hoşgörü, sevgi kazandirilacagina sayılar, renkler, şekiller öğretiliyor. Sonra bir de "bunların ingilizcesi neydi bebeğim hadi say" diyoruz. Degerler egitimi neredeyse sifir. Eee sonuc olarak da sinirli, insanliktan nasibini almamis onca insan ve gelecek nesil... Bir de ulkenin kotu gidişatı eklenince...
 
Anlamayacak bir sey yok aslında. Kendimden örnek vereyim. Bu yasima kadar disimi tırnagıma takıp çalışıp kazandığım cok severek bin bir türlü emekle okuduğum bölümümden mezun oldum. 4 aydır işsizim. Bu gidişle daha ne 4 aylar gorcem bakalım.. Çalışmak sevdigim isi yapmak istiyorum. Annem babam emekli. Kıt kanaat ucu ucuna geçiniyoruz. Onlara yardımcı olmak istiyorum ise girmedigim her gün onlara daha çok yük oluyorum gibi geliyor. Evlenmek istiyorum evlilik planları yapıyoruz sevgilimle ama işim olmayınca evlenemiyorum. Çünkü o düğün neyle yapılacak o ev nasıl kurulacak nasıl gecinecegiz? Akrabalar tanıdklar her gördükleri yerde is buldun mu diye soruyorlar hic kimseyi görmek istemiyorum.

Cok mutsuzum cok sinirliyim cok depresifim. Hayata dair hic umut yok icimde. Haftalardır insan icine çıkmadım çıkarsam birine catabilirim çünkü. Bu benim derdim. Herkesin kendince bi derdi var ülke yangın yeri gibi hayat pahalı zor pek cok insan icin tahammül edilemez düzeyde bence. Bu kimsenin kimseye sacma bi nedenle bağırmasını haklı çıkarmaz ama ben bu durumu anlayabiliyorum. Su ulkede herkes insanca düzgünce yasayabilse eminim hersey daha farklı olurdu. Ama acaba bugun karnımı doyurabilecek miyim diye düşünen insandan ne beklenir ki baska?
 
Sorunun büyük bir ayağının sosyal medya olduğunu düşünüyorum. İnsanlar göstermek için yaşıyorlar aslında hiç sahip olmadıkları bir hayatı. Bu sözde çok mutlu, varlıklı insanları gören diğer insanlar daima hiç ulaşamayacakları bir hayatın eksikliğini hissederek mutsuz oluyorlar. Diğer taraftan sosyal medyada dolaşan espriler okuldan kaytarma, tembellikten haz alma, birilerine laf sokma, birilerinin eksiğiyle dalga geçme etrafında dolanıyor. İnsanlarla dalga geçmeyi misyon edinmiş hesapların binlerce takipçisi var örneğin. Bu insanlar gerçek hayatta sen, ben, o. Konuda sınır tanımaksızın bu kadar rahat sözde espri yapan hatta espri yapmayı amaç haline getiren insanların gerçek hayatta birilerini ciddiye almasını ya da saygı göstermesini beklememek gerek.

Partizanlar ya da din, milliyet gibi farklı alanlarda zıt görüşteki insanlar sosyal medya aracılığıyla birbiriyle çok sık karşı karşıya gelip klavye başı cesaretiyle insanlıktan çok kolay çıkabiliyorlar. Doğal olarak birbirine kin kusma da normal bir davranış olarak algılanıyor artık. İnsanların gününün çok ciddi bir kısmının sosyal medyada geçtiğini düşününce bu saldırgan tavırların gerçek hayata yansımış olması sürpriz değil.

Yanlış örnekler toplumuzda her zaman vardı. Sosyal medya bu örnekleri eleştirirken bile dilden düşürmeyerek pekiştirdi. Hava alanında terbiyesizlik yapan şu kadın kadar şahsiyetsiz olup pisliğini içine gömenler emin olun bu kadının düştüğü durumdan ibret almadılar. Aksine konuyu normalleştirdiler ve karşılaşacakları dişlerine uygun ilk insan üzerine kusacaklar pisliklerini. Tıpkı pedofil yaratıklar gibi.

Konu çok uzun ve dallı budaklı. Yorumlarda okuduğum ve hak verdiğim pek çok tespit var. Bana göre yüzde doksanı sosyal medyanın yaygın kullanımıyla açıklanabilecek sorunlar. Bazen düşünüyorum, keşke insanların zarar görmeyeceği bir felaket dünyayı vursa ve modern hayat yok olsa. Hepimiz toprakla ve hayvanla uğraşan, tek derdi kendine yetecek kadar üretmek olan basit ama mutlu insanlara dönüşsek.


kısmi katılıyorum, katılmadığım noktaları yazayım :)
sosyal medya etkisinin çok olduğunu kabul ediyorum, ama en büyük etken asla değil.
çoğu arkadaşın yazdığı gibi en büyük etken ekonomi.
siz sosyal medyada ulaşılmaz hayatlara sahip olamama mutsuzluğu diye değerlendirdiniz ama bu kısım bence yüzde 10 luk bir kesim.
geri kalan basit ve insani şeyler istiyor...
mezun olan öğrenci, iş, evlenecek olan en azından evlilik ypluna girebilecek az da olsa bir birikim vs..
hani öyle kahvaltıda avokado ezmeli kanepeler hayal etmiyor kimse. normal standart bir evin mutfak masrafını kaldıramıyor.
meyve, salata lüks. et lüks.
ulaşılmaz hayatlara gelene kadar, insanlar geçinemiyor.


bir diğer nokta, havaalanındaki olay örneği.
bu konu bence sosyal medyanın güzel yönü.
sebebini söyleyeyim, eğer o video sosyal medyada paylaşılıp, bir toplum vicdanı oluşturulmasaydı, o kadına yaptırım olmazdı.
çalışan kadının gerek fiziksel görüntüsü ile dalga geçmesi, gerek hakaret etmesi yanına kar kalırdı
daha acısı ne biliyor musunuz? o kadın o genç kadını işten bile attırıldık. bana saldıracaktı zor tuttular diye.
ama olmadı.
video yayıldı, genç kadına sahip çıkıldı.
o kadının ne kadar pespaye olduğu ifşa edildi.
hayat boyu uçuş yasağına varana kadar bir yaptırım uygulandı.
şimdi biri bir havaalanı çalışanını stres topu olarak kullanacak olduğunda iki kere düşünür.

din/mezhep/ırk/siyasi görüş/ve hatta futbol gibi toplumun kolayca ayrışmaya müsait oldugu meselelerde ise sosyal medya kabus gerçekten.
ben bunun profesyonel olarak, bilerek yapıldığını düşünüyorum.
toplumun karakterini değiştiriyorlar bu şekilde.
troll hesaplar, ortalığı karıştıranlar, fenomenler..
bir kısmı toplumun ayrışmasına bir kısmı ahlakın yozlaşmasına çalışıyor.
itibar suikastine varana kadar iğrençleşiyorlar.

elimde telefon x partinin karşıt görüşler hakkında yaptığı yakıştırmaları 1 saat okusam, hangi taraftan olursam olayım toplum için tehlikeli birine dönüşüyorum.

ben sosyal medya kullanımı, güvenli internet, internet sosyolojisi, gizli kimlik psikolojisi gibi alanlarda çalışılıp, zorunlu eğitimler olması gerektiğini düşünüyorum.
dünya hızla değişti ve bu değişimi çok çabuk içselleştirdik. bazı şeyleri kaçırıyor ve önlemlerimizi alamıyoruz. her şeyin suyunu çıkarıyoruz.

son kısma katılamayacak kadar modern hayat zehirlenmesi yaşıyorum :)
haklı ve kaliteli bir istek, ama kendim için isteyeceğimi düşünemedim :)
 
kısmi katılıyorum, katılmadığım noktaları yazayım :)
sosyal medya etkisinin çok olduğunu kabul ediyorum, ama en büyük etken asla değil.
çoğu arkadaşın yazdığı gibi en büyük etken ekonomi.
siz sosyal medyada ulaşılmaz hayatlara sahip olamama mutsuzluğu diye değerlendirdiniz ama bu kısım bence yüzde 10 luk bir kesim.
geri kalan basit ve insani şeyler istiyor...
mezun olan öğrenci, iş, evlenecek olan en azından evlilik ypluna girebilecek az da olsa bir birikim vs..
hani öyle kahvaltıda avokado ezmeli kanepeler hayal etmiyor kimse. normal standart bir evin mutfak masrafını kaldıramıyor.
meyve, salata lüks. et lüks.
ulaşılmaz hayatlara gelene kadar, insanlar geçinemiyor.


bir diğer nokta, havaalanındaki olay örneği.
bu konu bence sosyal medyanın güzel yönü.
sebebini söyleyeyim, eğer o video sosyal medyada paylaşılıp, bir toplum vicdanı oluşturulmasaydı, o kadına yaptırım olmazdı.
çalışan kadının gerek fiziksel görüntüsü ile dalga geçmesi, gerek hakaret etmesi yanına kar kalırdı
daha acısı ne biliyor musunuz? o kadın o genç kadını işten bile attırıldık. bana saldıracaktı zor tuttular diye.
ama olmadı.
video yayıldı, genç kadına sahip çıkıldı.
o kadının ne kadar pespaye olduğu ifşa edildi.
hayat boyu uçuş yasağına varana kadar bir yaptırım uygulandı.
şimdi biri bir havaalanı çalışanını stres topu olarak kullanacak olduğunda iki kere düşünür.

din/mezhep/ırk/siyasi görüş/ve hatta futbol gibi toplumun kolayca ayrışmaya müsait oldugu meselelerde ise sosyal medya kabus gerçekten.
ben bunun profesyonel olarak, bilerek yapıldığını düşünüyorum.
toplumun karakterini değiştiriyorlar bu şekilde.
troll hesaplar, ortalığı karıştıranlar, fenomenler..
bir kısmı toplumun ayrışmasına bir kısmı ahlakın yozlaşmasına çalışıyor.
itibar suikastine varana kadar iğrençleşiyorlar.

elimde telefon x partinin karşıt görüşler hakkında yaptığı yakıştırmaları 1 saat okusam, hangi taraftan olursam olayım toplum için tehlikeli birine dönüşüyorum.

ben sosyal medya kullanımı, güvenli internet, internet sosyolojisi, gizli kimlik psikolojisi gibi alanlarda çalışılıp, zorunlu eğitimler olması gerektiğini düşünüyorum.
dünya hızla değişti ve bu değişimi çok çabuk içselleştirdik. bazı şeyleri kaçırıyor ve önlemlerimizi alamıyoruz. her şeyin suyunu çıkarıyoruz.

son kısma katılamayacak kadar modern hayat zehirlenmesi yaşıyorum :)
haklı ve kaliteli bir istek, ama kendim için isteyeceğimi düşünemedim :)
Sosyal medya provokatörleri konusunda tamamen katılıyorum size. Peki olur da bir gün ekonomi düzelirse sokakta çok kibar insanlarla karşılaşmayı umuyor musunuz? Ben ummuyorum. Hoş sosyal medyanın hayatımızdan çıktığını hayal ettiğimde de ummuyorum ben :) Birbirinden bağımsız olarak ele alınamayacak, iç içe geçmiş durumda ve karmaşık bir sistemle hayatımızı yönlendiren faktörler konuda anılan her problem.

Ekonomi konusunu asla yadsımıyorum fakat herkesin ekonomiyi öne sürdüğünü okuyunca farklı bir noktaya temas etmek istedim. Verdiğim yüzde doksan oran sosyal medyanın totalde hayatımıza etkisi değil aslında. Yorumlarda öne sürülen sorunların yüzde doksanından sosyal medyanın sorumlu olduğunu yazdım.

İnsanlar bence de avokado hayali kurmuyordur :) Bahsettiğim şey bir kelebek etkisi gibi kendi hayatından memnuniyetsizliğin çocuk yetiştirmekten başlayarak hayatın her alanını etkilemeye müsait oluşu. Yoksa neden yeni nesil anneler çocuklarını prens, prenses, paşa ilan etsin ki :) Dediğim gibi konu gerçekten çok geniş. Yazdığım her cümleyi bağlamak istediğim bir kaç nokta var. Bağlayacağım her noktayı ayrıca ele alıp yazmadan konu anlam bulmayacak benim açımdan. Fakat buraya bu kadar yazılır mı, gerek var mı, yazacaklarımın bir gücü olacak mı diye durup düşünüyor insan :)

Hava alanındaki kadının düşüklüğü bahsettiğiniz gibi sosyal medya olmasaydı çalışanın işine son verilmesiyle onaylanırdı büyük ihtimalle. Konu özelinde evet sosyal medya iyi iş çıkardı. Bundan sonra hava alanlarında herkes daha dikkatli olur. Kameraların açısına giren alanlarda da muhtemelen. Ya hayatın geri kalanında? Tecavüzcülere hapishanelerde empatik muameleler edildiği konuşulur eskiden beri. Hangi tecavüzcüyü durdurabiliyor bu durum? Özgecanın tecavüzcüsü öldürüldü, ardından bir çocuk kanlar içinde evinin kapısında ölüme terkedildi. Derler ya reklamın iyisi kötüsü olmaz. Bu durum da onun gibi. İnsanlık vicdanına aykırı olaylar ne kadar yerden yere vurulsa da sosyal medya aracılığıyla dillendiriliyor olmasıyla normalleştirildiler artık. Her gün duymaktan bile acizlendiğimiz haberleri ilk kez duyduğumuz anla yüzüncü kez duyduğunuz an arasında çok üzülerek söylüyorum bariz duygusal tepki farkı olacaktır. Biz normal insanların az da olsa duyarsızlaşarak içinde yer aldığımız bu süreçte kendi gibi kötü örnekleri daha çok görmeye başlayan kötü örnekler de otokontrole daha az ihtiyaç duyup daha fazla insana zarar vermeyi göze alarak yer alıyor.

Sosyal medya daha azı çözüm olacak bir etken değil maalesef. Keşke tamamen hayatımızdan cikabilse. Kar zarar hesabı yaptığımda sosyal medyanın bir felaket olduğunu düşünüyorum.

Sadece konuşarak, fikir alışverişi yaparak bir şeyleri degistirebilmeyi dilerdim. Sanırım benim de gelecekten hiç umudum yok :)
 
Geçengün bir konu hakkında birinin yardımını istedim atölyeye cikayim eleman bana bilgi versin dedim
Eleman istemez dedi
Tamam ok dedim iş için konuşurken konu konuyu açtı yardım istediğim konuda eleman bana yardım etmeye Adam da bağırmaya başladı
Bu ne saygısızlık ben sana yardım edemez dedim işini hallet çık diye bağırmaya başladı
Bana sen elemanı oyuna getirdin
Diyor
Inanın hiç niyetim bu değildi
Adamın gözlerinden alev çıkıyor
Hiç bir şey demeyip
Özür dileyip çıktım
Elamana mal etmesin diye telkinde bulundum
Dışarda herkes sinirli öfkeli
Trafikte kavga manavda kasapta okulda
Delirmiş mi bu millet nedir dertleri anlamıyorum
Ben mi abartıyorum acaba?
fasfood ürünleri inanılmaz tüketmekten.. ben böyle düşünüyorum.. sağlıksız hayvanların etlerini aşırı tüketiyoruz.. o hayvanları ödleri koparılmadan canlı canlı makinalara atılarak kesimleri yapılıyor.. ve tüketim o kadar fazla ki insanlar da öd die bir şey kalmamış.. saldıran saldırana.. hep bu yüzden inanın bu yüzden.. hayvan besmele ile kesilmeli ödü önce bir alınmalı başını okşaya okşaya dua ile kesimi yapılmalı.. nerdeee.. at makinaya hoppp die.. biçilsin makinanın içinde canlı canlı.. sonra pişir en bilinmedik soslarla ve insanlar gelip yesinler..
Allah ıslah etsin bu insan oğlunu gerçekten
 
Back
X