Bu toplum hasta

fasfood ürünleri inanılmaz tüketmekten.. ben böyle düşünüyorum.. sağlıksız hayvanların etlerini aşırı tüketiyoruz.. o hayvanları ödleri koparılmadan canlı canlı makinalara atılarak kesimleri yapılıyor.. ve tüketim o kadar fazla ki insanlar da öd die bir şey kalmamış.. saldıran saldırana.. hep bu yüzden inanın bu yüzden.. hayvan besmele ile kesilmeli ödü önce bir alınmalı başını okşaya okşaya dua ile kesimi yapılmalı.. nerdeee.. at makinaya hoppp die.. biçilsin makinanın içinde canlı canlı.. sonra pişir en bilinmedik soslarla ve insanlar gelip yesinler..
Allah ıslah etsin bu insan oğlunu gerçekten
Bu ciddi bir yorum mu ?
Bana hafif ironik geldi
 
Sosyal medya provokatörleri konusunda tamamen katılıyorum size. Peki olur da bir gün ekonomi düzelirse sokakta çok kibar insanlarla karşılaşmayı umuyor musunuz? Ben ummuyorum. Hoş sosyal medyanın hayatımızdan çıktığını hayal ettiğimde de ummuyorum ben :) Birbirinden bağımsız olarak ele alınamayacak, iç içe geçmiş durumda ve karmaşık bir sistemle hayatımızı yönlendiren faktörler konuda anılan her problem.

Ekonomi konusunu asla yadsımıyorum fakat herkesin ekonomiyi öne sürdüğünü okuyunca farklı bir noktaya temas etmek istedim. Verdiğim yüzde doksan oran sosyal medyanın totalde hayatımıza etkisi değil aslında. Yorumlarda öne sürülen sorunların yüzde doksanından sosyal medyanın sorumlu olduğunu yazdım.

İnsanlar bence de avokado hayali kurmuyordur :) Bahsettiğim şey bir kelebek etkisi gibi kendi hayatından memnuniyetsizliğin çocuk yetiştirmekten başlayarak hayatın her alanını etkilemeye müsait oluşu. Yoksa neden yeni nesil anneler çocuklarını prens, prenses, paşa ilan etsin ki :) Dediğim gibi konu gerçekten çok geniş. Yazdığım her cümleyi bağlamak istediğim bir kaç nokta var. Bağlayacağım her noktayı ayrıca ele alıp yazmadan konu anlam bulmayacak benim açımdan. Fakat buraya bu kadar yazılır mı, gerek var mı, yazacaklarımın bir gücü olacak mı diye durup düşünüyor insan :)

Hava alanındaki kadının düşüklüğü bahsettiğiniz gibi sosyal medya olmasaydı çalışanın işine son verilmesiyle onaylanırdı büyük ihtimalle. Konu özelinde evet sosyal medya iyi iş çıkardı. Bundan sonra hava alanlarında herkes daha dikkatli olur. Kameraların açısına giren alanlarda da muhtemelen. Ya hayatın geri kalanında? Tecavüzcülere hapishanelerde empatik muameleler edildiği konuşulur eskiden beri. Hangi tecavüzcüyü durdurabiliyor bu durum? Özgecanın tecavüzcüsü öldürüldü, ardından bir çocuk kanlar içinde evinin kapısında ölüme terkedildi. Derler ya reklamın iyisi kötüsü olmaz. Bu durum da onun gibi. İnsanlık vicdanına aykırı olaylar ne kadar yerden yere vurulsa da sosyal medya aracılığıyla dillendiriliyor olmasıyla normalleştirildiler artık. Her gün duymaktan bile acizlendiğimiz haberleri ilk kez duyduğumuz anla yüzüncü kez duyduğunuz an arasında çok üzülerek söylüyorum bariz duygusal tepki farkı olacaktır. Biz normal insanların az da olsa duyarsızlaşarak içinde yer aldığımız bu süreçte kendi gibi kötü örnekleri daha çok görmeye başlayan kötü örnekler de otokontrole daha az ihtiyaç duyup daha fazla insana zarar vermeyi göze alarak yer alıyor.

Sosyal medya daha azı çözüm olacak bir etken değil maalesef. Keşke tamamen hayatımızdan cikabilse. Kar zarar hesabı yaptığımda sosyal medyanın bir felaket olduğunu düşünüyorum.

Sadece konuşarak, fikir alışverişi yaparak bir şeyleri degistirebilmeyi dilerdim. Sanırım benim de gelecekten hiç umudum yok :)

ekonomi mucize eseri düzelirse evet, ben insanlarda bunun fark yaratacağına inanıyorum.
ay sonunu nasıl getireceğim kaygısı olmasa, doğalgaz faturasını korka korka eline almasa, çocuk ya bir şey isterse diye stres yapmasa, iş bulma kabusu olmasa, evet bir şeyler değişecek.
o daimi gerginlik biraz olsun yerini hoşgörüye bırakacaktır.
hatta şöyle söyleyeyim, insanlar fiziksel olarak da daha sağlıklı olacaktır.

ben sosyal medya kullanımının yönlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. yanlış kullanıyoruz.
çok faydalı olabilecekken, elimize yüzümüze bulaşıyor.

çünkü normal yaşantımızdaki zaafiyetlerimiz, orada vücut buluyor.
sadece sosyal medya degil, daha geniş olarak ‘internet’ şeklinde yazacağım;

normalde dedikodu seviyorsak, saatlerimizi kim ne yapmış, ne paylaşmış, ne giymiş diye harcayabiliyoruz.
dizi, film, tv seviyorsak, bir oturuşta bir sezon dizi izleyebiliyoruz.
şehvetse zayıf noktamız, her türlü cinsel içerikli görsele ulaşabiliyoruz,
eğer gösterişse, instamomlar, influencerlar için tık tık,
makyaj, güzellik vlogları ile dolu youtube.


aslında sosyal medyanın kötülüğü olarak gördüğümüz şey bizim yansımamız.
klavye kahramanı dediğimiz şeylerde bile aslında düşündüklerinin süzgeci kalkmış insanlar. çünkü noname’ler.
düşünüyorlardı, artık ifade edebiliyorlar.

taciz/tecavüz örneği için ben de eskiden sizin gibi düşünüyordum.
dillendirilmesi örnek teşkil ediyor, eşeğin aklına karpuz kabuğu düşüyor diye.
ama artık farklı düşünüyorum.
bence bunlar hep vardı.
sadece bilmiyorduk. artık daha çok biliyoruz
evet bu bildiklerimiz zihnimizi kirletiyor, duyarlılığımızı azaltıyor ama aynı zamanda öğretiyor.
çocuklarımızı gözümüzün önünden ayırmamayı, komşuya, ona-buna emanet etmemeyi, tehdit/şantaj durumlarında, önce ailemizle sonra güvenlik güçleri ile paylaşmamız gerektiğini, öğretiyor.
bunlar konuşulmadığında sessiz kaldığımızda, bir yapan bir daha yapıyor. böyle en azından bir yapanın tekrarının önüne geçilir.

velhasıl mutsuzuz, çünkü güzel şeyler olmuyor.
toplum ahlakının kötüye gidişinden endişeliyiz, çocuklarımızın güvende olmuyor olmasından gerginiz, hepimiz paranoyak olduk, sokakta yürürken biri arkamızdan yürüyorsa kalp atışımız hızlanıyor. parkta sadece kendi çocuklarımın değil, bütün çocukların üzerinde gözüm. yanlış bakan var mı diye.
ekonomik olarak sıkıştık. trafikte, kirlilikte de.
nefes alacak alanımız yok. camlarımızı açtığımızda egzoz kokusu.
psikolojik olarak arada kalmalar, toplum baskıları, elalem ne derler, doğu-batı sıkışmışlığı, göç problemleri...
ne yapsak da iyi olsak :) aslında bir kelebek etkisini böyle başlatmak gerek..
ne yapsak da iyi olsak?
bugün kaç kişiye gülümseyerek selam verdin?
kimin derdine ortak oldun?
kime yardım ettin?
bir tane de bununla ilgili fenomen olsa ya :)
 
ekonomi mucize eseri düzelirse evet, ben insanlarda bunun fark yaratacağına inanıyorum.
ay sonunu nasıl getireceğim kaygısı olmasa, doğalgaz faturasını korka korka eline almasa, çocuk ya bir şey isterse diye stres yapmasa, iş bulma kabusu olmasa, evet bir şeyler değişecek.
o daimi gerginlik biraz olsun yerini hoşgörüye bırakacaktır.
hatta şöyle söyleyeyim, insanlar fiziksel olarak da daha sağlıklı olacaktır.

ben sosyal medya kullanımının yönlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. yanlış kullanıyoruz.
çok faydalı olabilecekken, elimize yüzümüze bulaşıyor.

çünkü normal yaşantımızdaki zaafiyetlerimiz, orada vücut buluyor.
sadece sosyal medya degil, daha geniş olarak ‘internet’ şeklinde yazacağım;

normalde dedikodu seviyorsak, saatlerimizi kim ne yapmış, ne paylaşmış, ne giymiş diye harcayabiliyoruz.
dizi, film, tv seviyorsak, bir oturuşta bir sezon dizi izleyebiliyoruz.
şehvetse zayıf noktamız, her türlü cinsel içerikli görsele ulaşabiliyoruz,
eğer gösterişse, instamomlar, influencerlar için tık tık,
makyaj, güzellik vlogları ile dolu youtube.


aslında sosyal medyanın kötülüğü olarak gördüğümüz şey bizim yansımamız.
klavye kahramanı dediğimiz şeylerde bile aslında düşündüklerinin süzgeci kalkmış insanlar. çünkü noname’ler.
düşünüyorlardı, artık ifade edebiliyorlar.

taciz/tecavüz örneği için ben de eskiden sizin gibi düşünüyordum.
dillendirilmesi örnek teşkil ediyor, eşeğin aklına karpuz kabuğu düşüyor diye.
ama artık farklı düşünüyorum.
bence bunlar hep vardı.
sadece bilmiyorduk. artık daha çok biliyoruz
evet bu bildiklerimiz zihnimizi kirletiyor, duyarlılığımızı azaltıyor ama aynı zamanda öğretiyor.
çocuklarımızı gözümüzün önünden ayırmamayı, komşuya, ona-buna emanet etmemeyi, tehdit/şantaj durumlarında, önce ailemizle sonra güvenlik güçleri ile paylaşmamız gerektiğini, öğretiyor.
bunlar konuşulmadığında sessiz kaldığımızda, bir yapan bir daha yapıyor. böyle en azından bir yapanın tekrarının önüne geçilir.

velhasıl mutsuzuz, çünkü güzel şeyler olmuyor.
toplum ahlakının kötüye gidişinden endişeliyiz, çocuklarımızın güvende olmuyor olmasından gerginiz, hepimiz paranoyak olduk, sokakta yürürken biri arkamızdan yürüyorsa kalp atışımız hızlanıyor. parkta sadece kendi çocuklarımın değil, bütün çocukların üzerinde gözüm. yanlış bakan var mı diye.
ekonomik olarak sıkıştık. trafikte, kirlilikte de.
nefes alacak alanımız yok. camlarımızı açtığımızda egzoz kokusu.
psikolojik olarak arada kalmalar, toplum baskıları, elalem ne derler, doğu-batı sıkışmışlığı, göç problemleri...
ne yapsak da iyi olsak :) aslında bir kelebek etkisini böyle başlatmak gerek..
ne yapsak da iyi olsak?
bugün kaç kişiye gülümseyerek selam verdin?
kimin derdine ortak oldun?
kime yardım ettin?
bir tane de bununla ilgili fenomen olsa ya :)
Fenomen olmanın doğasına aykırı bir istekte bulundunuz ama :) Fenomen olmanın ilk koşullardan biri toplumun değerlerine aykırı olmak çünkü 🤦
 
Egitimde bence calismayan gitmeli ve gencler gelmeli.60 yasini gecmis hala calisiyor.calisiyor dedigime bakmayin.calismiyor.ya birak bari genc idealist insanlar gelsin.okulda degil git evinde ic cayini kahveni diyesim geliyor.ama susuyorum.cunku konussam saygisiz ben olacagim haksiz ben olacagim.ki komisip oldugum da coktur.

niye?

bence 60 yaş yaşlı değil artık ben zinde hissettiğim sürece çalışmak isterim tabi istemeyen emekli olabilir.

depresyon gençlere has bir hastalık değil. yaşlandıkça işe yaramıyorum duygusuna kapılan çok oluyor iş onlara tutunacak bir dal veriyor. bence ülkede gençlere de yetecek iş potansiyeli var. şu an işsiz gençler varsa suçlusu çalışan yaşlılar değil.
 
  • Şaşırdım
Reactions: 000
Fenomen olmanın doğasına aykırı bir istekte bulundunuz ama :) Fenomen olmanın ilk koşullardan biri toplumun değerlerine aykırı olmak çünkü 🤦

nefret ediyorum fenomenlerden influencerlardan. o kadar boş beleş geliyorlar ki bana. hiçbirini takip etmem bakmam.

sanki bizim gözümüz elimiz yok markaları takip edemiyoruz koyun gibi ne derlerse onu alalım kafasında insanları da anlamıyorum. bir nevi eziklik yaşayanları sömürüyorlar bence egolarıyla. değişik bir köle efendi ilişkisi gibi sanki. narsizmin değişik bir boyutu.
 
bence ülkede gençlere de yetecek iş potansiyeli var.
Sadece bu cümle için yazıyorum.
Ntvde mayıs ayı işsizlik oranları genç işşizlerde yüzde 24ten yüzde 26ya cıkmış.
Hangi imkandan bahsediyorsunuz çok anlayamadım?
Mesela 600 bin öğretmen atama bekliyor.Devletin bu kadar öğretmen alacak durumu yok.Bu kadar kişi nerede iş bulacak?
Özelde bile iş bulmak çok zor artık.
Evet devletin planlamasız olmasının ceremesini hicbir grup çekmemeli.Ona katılıyorum ama dediğiniz bu cümle ülke gerçeğinden çok kopuk.
Eğitimli işsiz yığınlarımız var artık.

Bunu inkar edemeyiz.
 
Aynen dediklerinize tamamen katılıyorum.
Ben yurt dışında yaşayanlardan sadece biraz dürüstlük bekliyorum.Çünkü orada euro kazanıp burada tl harcamak müthiş tabi ki.Çünkü paran şu an 7 kat değerli.Tabi ki sana bu durum iyidir.Ama böyle siz şanslısınız demiyorlar mı gelde çıldırma.
Dürüst olsunlar başka bir şey beklemiyorum.
Yoksa onların şartları da iyi olsun.
Şu an öğretmenlerden örnek verdim ama bu çoğu bölümde böyle.
Piyasadaki iş miktarı ile iş arayan sayısı arasında ciddi dengesizlik var.O yüzden emeğin ücreti şu an çok ucuzlamış durumda.
Zaten genç işsizlik yüzde 24.
O taksici adam gibi olan o kadar çok var ki.
Bir de bu duruma ileride zorunlu göç aldığımız insanların çocukları da eklenecek.Onlarda ileride iş isteyecek.
Zaten kendi gencimiz iş bulamıyor.Bir de başka milletlerden bir sürü işsiz genç olacak.
Bir an önce bu eğitim sorununu çözmeleri lazım.

Yoksa bu sorun katlanarak daha da büyüyecek.
Egitimde bence calismayan gitmeli ve gencler gelmeli.60 yasini gecmis hala calisiyor.calisiyor dedigime bakmayin.calismiyor.ya birak bari genc idealist insanlar gelsin.okulda degil git evinde ic cayini kahveni diyesim geliyor.ama susuyorum.cunku konussam saygisiz ben olacagim haksiz ben olacagim.ki komisip oldugum da coktur.
niye?

bence 60 yaş yaşlı değil artık ben zinde hissettiğim sürece çalışmak isterim tabi istemeyen emekli olabilir.

depresyon gençlere has bir hastalık değil. yaşlandıkça işe yaramıyorum duygusuna kapılan çok oluyor iş onlara tutunacak bir dal veriyor. bence ülkede gençlere de yetecek iş potansiyeli var. şu an işsiz gençler varsa suçlusu çalışan yaşlılar değil.
Baska sektorlerde olabilir ama egitimde bence belli bir yas ustune yer olmamali.
 
Sadece bu cümle için yazıyorum.
Ntvde mayıs ayı işsizlik oranları genç işşizlerde yüzde 24ten yüzde 26ya cıkmış.
Hangi imkandan bahsediyorsunuz çok anlayamadım?
Mesela 600 bin öğretmen atama bekliyor.Devletin bu kadar öğretmen alacak durumu yok.Bu kadar kişi nerede iş bulacak?
Özelde bile iş bulmak çok zor artık.
Evet devletin planlamasız olmasının ceremesini hicbir grup çekmemeli.Ona katılıyorum ama dediğiniz bu cümle ülke gerçeğinden çok kopuk.
Eğitimli işsiz yığınlarımız var artık.

Bunu inkar edemeyiz.

iş "potansiyeli" var demişim. potansiyeli kullanmayan hatta yok edenlere lafınızı edin.

eğitimli işsiz yığınları üretim olmadığı için var. öğrenci sayımız çok fazla öğretmenlerin hepsi işe girebilir bugün. doktor ihtiyacı olduğu halde bile doktor sayısı arttırılmıyor, uzmanlık kadroları bile çok kısıldı. bunların hepsi ihtiyaç olmadığından mı yanlış politikadan mı?

bu kadar büyük bir yüzölçümü olan ülkede tarım bitti ya. gerisini konuşmayın artık. tarım potansiyeli yok mu bu ülkenin?
 
iş "potansiyeli" var demişim. potansiyeli kullanmayan hatta yok edenlere lafınızı edin.

eğitimli işsiz yığınları üretim olmadığı için var. öğrenci sayımız çok fazla öğretmenlerin hepsi işe girebilir bugün. doktor ihtiyacı olduğu halde bile doktor sayısı arttırılmıyor, uzmanlık kadroları bile çok kısıldı. bunların hepsi ihtiyaç olmadığından mı yanlış politikadan mı?

bu kadar büyük bir yüzölçümü olan ülkede tarım bitti ya. gerisini konuşmayın artık. tarım potansiyeli yok mu bu ülkenin?
"Lafınızı edin, gerisini konuşmayın artik."
Üslubunuzu beğenmedim.
O yüzden konuşmayı sonlandırıyorum.Polemiğe girecek gerek yok.

Ama politiklar hakkında dediklerinize katılıyorum.Diyeceğim bu kadar.
 
:KK14: Herkes delirmis durumda...
Parasizlik gecimsizlik saygisizlik diz boyu kapiya cikmaya korkar olduk...
 
  • Beğen
Reactions: 000
Egitimde bence calismayan gitmeli ve gencler gelmeli.60 yasini gecmis hala calisiyor.calisiyor dedigime bakmayin.calismiyor.ya birak bari genc idealist insanlar gelsin.okulda degil git evinde ic cayini kahveni diyesim geliyor.ama susuyorum.cunku konussam saygisiz ben olacagim haksiz ben olacagim.ki komisip oldugum da coktur.

Baska sektorlerde olabilir ama egitimde bence belli bir yas ustune yer olmamali.
Herkes şu an kendini düşünüyor.
Mecbur işte geçim çok zor.
Siz de haklısınız hala çalışanlar da haklı.

Buna bir çözüm bulunmalı ama ne ?
 
"Lafınızı edin, gerisini konuşmayın artik."
Üslubunuzu beğenmedim.
O yüzden konuşmayı sonlandırıyorum.Polemiğe girecek gerek yok.

Ama politiklar hakkında dediklerinize katılıyorum.Diyeceğim bu kadar.

potansiyel ne demek bilmiyorsunuz herhalde. "gerisini konuşmayın artık" diye bir cümle kurmadım ben magazinciler gibi cümlelerime ekleme yapmayın dediklerimi çarpıtmayın. üslubum da gayet güzel sizin gibi kışkırtıcı bir tavra göre gayet sabırlıyım.

polemiğe girmek istemiyorsanız beni alıntılayıp ters yorum yapıp durmazsınız kendi kendinize polemik yaratan sizsiniz. ben size yazmadım zaten. yazımdan cümle cımbızlayıp yanlış anlayıp yorum yapıp sonra da yine cımbızlar gibi yapıp cümle ekliyorsunuz. bence de susun.
 
  • Beğenmedim
Reactions: 000
Neden kapatıldığını yazayım ve çıkayım, yorumlarınızda siyaset de var dini içerik de, polemiğe de ramak kalmış.
 
  • Beğen
Reactions: 000
Back
X