Çocukların Da Kalbi Kırılır

halam ölüm döşeğindeyken anlattım babama ve onu neden görmek istemediğimi babamda beni haklı buldu o halde gelme sen dedi annemde yıllar sonra anlattım ama o şaşırmadı onun kötü bir insan olduğunu biliyordu
 
Gerçekten çocuklukta yapılan şeyleri insan hiç unutmuyor. Yetişkinken yaşadığım şeylerin çoğunu unuttum, daha doğrusu kafama takmadım..
O yüzden bizler evlatlarımızı bilinçli bir şekilde yetiştirelim kalplerinde yara bırakacak şeyler yapmayalım.
Biz unuturuz ama onlar asla unutmaz. Tıpkı bizim de unutmadığımız gibi..

Ben 6 yaşlarındayken altıma kaçırırdım ara sıra.. Ki bu olabilen birşey.. Çok iyi hatırlıyorum babam çikolata getirmiş ben de nasıl sevinmiştim, hani şu çekmeceli çikolatalar var ya ulkerin minik minik, onlardan.. Tam çikolatayı alacakken babam dedi ki hayır bunlar kardeşin için sana yok, çünkü sen altına kaçırıyorsun...
Kendince bana yöntem uyguluyor ama bilmedi ki yaraliycak. Ve ben yaşım 27 olmuş hala unutmuyorum..
 
Çocukken yaşadığım travma çok yokluk değilde ailenin önceliği ev yapmak para biriktirmek bize yansıyan hep gözümüzün bişeylerde kalması.. Ondanmidir bilmem çocuklarıma ve tüm çocuklara çok hassasım bir çocuğun benim çocuğumdaki bir şeye ozenmesi içimi acıtıyor geçen anasifina giden oğluma süt koymamisim süt günüydü unutmuşum eve geldi ağladı onlar içerken canım çok istedi diye.. Evde var ama içmiyor okulda içemedim diye ağladı kendime çok kızdım ama benim yaşadıklarım geldi aklıma çokmu zayıf çocuk yetistiriyorum diye... Öğretmen süt vermiş bizimki sade süt diye istememiş
 
Insanlarin derdi kalp kirmak kirmamak degil çünkü. Yetiskinler birbirlerine daha nazik davraniyorsa sebebi çıkarları, aman basim agrimasin, huzurum bozulmasin hesaplari. Ama bir cocuk onlarin çıkarlarını zedeleyemeyecegi icin istedikleri gibi davranabiliyorlar.
Birçoğumuz annemize babamiza çıt diyemezken cocuklarimiza istedigimizi söyleyebiliyoruz. Çünkü anne babayi karsina almak elini taşın altina koymayi gerektirirken, çocuklarımızla boyle bir seye ihtiyacimiz yok. Ne zaman ki o çocuklar büyüyor ve çıkarlarımız oluşuyor, o zaman iste dilimizin ayarı olusuyor.
 
Madem herkes anlatıyor ben de yazayım. Küçükken çok sevdiğim bir arkadaşımla Kuran kursuna giderdik. Benim babam alkolik ayyaşın tekiydi evin bütün yükü annemin üzerindeydi maddi durumumuz da kötüydü. Onun babası iyi bir insandı. Hoca derste içki içmenin kötü bir şey olduğundan bahsederken arkadaşım bana dönüp imalı bir şekilde "Benim babam içki içmez." demişti. O an kendimi çok kötü hissetmiştim.
 
Düşündükçe çıkıyor hep. 7-8 yaşlarındayım annem ben abim (9yasinda) anneannem ve dedemin evindeydik. Yemek yiyoruz mutfakta. Dedem de çok agresif alkolik korkunç bi adam. Şimdi çok sessiz olunca abimle ben gülmeye başladık ama tutuyoruz kendimizi patlicaz yani niyeyse komiğimize gitti. Sonra dedem olucak adam " Ne gülüyorsun kitabını bilmemne yaptığım" demesin mi ? Ertesi günü annem bi not birakti bizi de alıp evi terk etti. O zaman annemin mücadelesi tam anlamı ile başlamış oldu. O zamanlar ettiği küfürü anlamamıştım sadece çok kızdığını ona guldugumuzu düşündüğünü anlamıştım. En son 4 sene evvel gördük yine annem ben abim ziyaretlerine gittik ve güya şakayla karışık bu p..leri niye getirdin diyo. Annem de herseferinde onlarin anasi belli babası belli der usulsüz bişeyde yok. Oyle iste suanda hicbi sekilde gorusmuyoruz. Benim cocuklugum malesef pek guzel gecmedi
 
Tavır çok yanlış ama yaklastirmamakta haklılar.
İlk bebegime bir şey yapmaz diyerek gorumcemin 3 yaşındaki kızına alıştırma çalışıyorlardı ve oğlum daha 2 haftalikti.
Kafasını avuclayip tirnaklarini geçirip kanatti.
Kalıcı bi hasar da olabilirdi bingildak daha açık yani.
O gün bu gündür kendi büyük bebeğimi küçüğün yanına yaklastirmam çünkü 7 yastan ince zarar verme algısı yoktur çocuklarda.
Dediğim gibi tavır hatalı ama uyarı doğrudur.
 
Üzücü bir anne
Bir daha kibar ebeveynler olalım
 
Annem ile dayim bir sebepten konusmuyorlardi kuslerdi yani. Bende bir gun anneanneme gittim. 10 11 yaslarindaydim. Herneyse dayim da ogun tesaduf anneanneme geldi , beni gordugunde bahcede oturuyorduk. Tam selam verecektim hosgeldin dayi diye bogazima dizildi cunku beni gorur gormez anneanneme bunun burda ne isi var eve neden aliyorsun bunlari , bunlar burdaysa ben buraya ayak basmam dedi ve gitti . Ogun okadar cok kirildim ve agladimki..
Kendimi cok aciz hissetmistim.

Simdi yuzume bakacak yuzu yok. Kimsesi kalmadi etrafinda . Herkez ektigini biciyor gunu gelince yasattigini yasiyor
 
Çocukken yaşadığımız şeyler şimdi bir çok şeyin nedeni aslında..
Benimde Fransa 'da bir kuzenim vardı. Çok küçüktü tabi o zaman onlar tatile gelmişti. Bizde köydeydik ve pek iyi değildi durumumuz. Kuzenimde bir elbise görmüştüm çok beğenmiştim. Çocukluk işte.. yengemde anneme kuzenimin elbiseyi giderken bana bırakacağını söylemiş..
O kadar mutlu olmuştum ki.. Hep hayal kuruyordum;kendimi elbisenin içinde hAyal ediyordum falan.. tabi kuzenim bırakmadan gitti..o kadar zoruma gitmişti ki çok ağlamıştım unutamam.. şimdi elbise var hersey var ama niyetse aynı hazzı vermiyor
 
Annemle babam ayrılmaya karar vermişler.. Tabi ben 5 yaşındayım ve ne olduğundan hiçbir şekilde haberim yok.. Bir akşam babam bana dedi ki "kızım artık ayrı evlerde yaşamamız gerek. Siz annen ve kardeşinle anneannenlerin evinde yaşayayacaksınız. Ama sizi sık sık görmeye geleceğim." Dedi. Ben pek anlayamamışım tabi ki. 5 yaşındayım ne anlayacaksam işte.. Ama babama aşıktım ve ondan ayrı kalma fikri idi hoşuma gitmeyen.. O zamanda kornetto dondurmalar yeni çıkmıştı ve çok istiyordum annem izin vermiyordu hasta olurum diye.. Babama dedim ki " Eğer bana kornetto alırsan olur.." Bilseydim ne zor bir hayat yaşayacağım der miydim hiç öyle.. 26 yıldır ayrılar.. Babam bizi sık sık görmeye gelmedi..
 
Biz insanlar olarak konuşmayı da uyarmayı da bilmiyoruz he valla.
Çocukları adamdan saymıyorlar kafalarına göre azarlıyorlar. Ben çocuklara daha ılıman ve nazik davranırım kırılmasınlar kırılırlarsa kendimi ifade edip toparlayamam üzülürler diye. Hani dengim olsa yav ben öyle demek istemedim der düzeltirim ama ufaklıklar bi kırılırsa toparlayamayız.
 
Bebeklere en çok zararı bahsettiğiniz yaş grubundaki çocuklar veriyor. Birincisi henüz acı zarar algısı oluşmadığı için merak duygusunun da etkisiyle fiziksel hasar verebiliyorlar, ikincisi pek çok bulaşıcı hastalık çocuklardan geçiyor. Ama tabi bu o teyzenin davranış şeklini haklı çıkarmıyor. Ben de bebeğime yaklasilmasina izin vermiyorum en azından hemen müdahale edebilecek mesafede duruyorum ama hiçbir masumu da bu şekilde azarlayıp kırmıyorum.
 
Babam ozamanlar askermiş ablamda doğal olarak evin gözdesi ilgi alakayla büyütüldü cinsiyet farketmeden. Babannem ikinci çocuk erkek olur hevesiyle istemiş annemden zorla tabi ozaman ultrason falan zor işler kız doğduğunu duyduğu andan itibaren bana hep soğukmus. Birgün dedem pazardan gelmiş koca koca portakallar poşette ablamın ismini seslendi gel diye ablam koştu bende tabi arkasından. Dedem ablami içeri aldı ama bir hışımla ben adım attım eşik kısmına taak tahta ev kapısı yüzüme kapandı. Beni içeri almadı haz etmediklerini biliyordum benden ama sanırım onlardan sevgi dilenmeyi ozaman kesmiştim.
 
Bende küçükken ailem maddi durum olmadığı için tanıdık bi akrabanın kresine verdiler beni krestekilerden 1 yaş büyüktüm 6 sanırsam :)
Tanıdık olduğu için para almıyorlardı
Kreşteki arkadaşlarımdan ikisi yaramazlık yapıp benim üzerime atmışlardı her ne kadar ben yapmadığimi söylemeye çalışsamda azar ve iteleme oldu kreşin sahibi şahıstan öyle kırılmış üzülmüştüm ki anlatamam..
Para almadıkları için acısını bu şekilde çıkardı galiba :))
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…