- 22 Nisan 2019
- 792
- 1.110
- 28
- 35
Herkese merhabalar, bildiğiniz dert yanmak için açtım konuyu, tavsiye falan istemiyorum. Bazı şeyleri paylaşmak istedim anlayacağız. Bayram bayram ne alaka diyenler gerisini okumasın.
Türkiyede iki çeşit insan kesimi olduğunu anladım, işleri yolundan giden insanlar ve bizler. Bu bizler kim? Hangi kapıyı çalsak torpilli olmadığımızdan ya da başka bir sebeple yüzüne kapılar kapanan insanlar. Faturaları nasıl ödeyeceğiz diye düşünüp yıllarca işsiz gezen insanlar, düşünce kalkamayan kadınlar.
Eee ne oldu da birden bu konuyu açtım derseniz turizm mezunu bir arkadaşım var, garsonluk yapıyor. Yıllardır bu alanda çalıştı, o da sizi bizim gibi üniversite mezunu, su gibi ingilizce bilir. İş bulamıyor, iş arıyordu yaz başından beri, kadın o da ve halen bir yere giremedi. Gittiği restoranın birinde buradan kimi tanıyorsun diye sormuşlar. Yanı bildiğin torpilin var mı demeye getirdiler, garsonluk için.
Tecrübe var, üniversite mezunu, yabancı dil var. Olmayan şey torpil. Ben eğitim sektöründe iş arıyorum aynı zamanda yayıncılık alanında.
Geçen gittiğim iş görüşmesinde devrelerimi yakacak bir hadise ile karşılaştım. Önce işe alınmama rağmen sonra arayıp fikir değiştirdiler nedenini dolaylı yoldan öğrendim. Komşuları olan bir kadını aldı işe, daha düşük maaşla, yani torpili, tanıdığı olduğu için.
Bunu da geçtim, gittiğim bir görüşmede şartlar arasında yazmamasına rağmen Almanca istediler, yazsalar başvurmazdım ve farklı bir şehirden gittim görüşmeye, yayınevinin adını vermeyeyim, gerekirse yazarım çekincem yok, üç aday var dediler, adaylar arasında diğer iki kişinin ne iş yaptığını söylediler bana. Biri ekonomi prof. bir yazar, tanıyorlarmış yayınevi sahibi öyle dedi. diğeri beni gibi dışarıdan gelen docentliğini yapmış bir avukat, bir de ben. otuz yaş sınırı var arkadaşlar, öğrendim ki prof. almışlar. Hayırlı olsun da bu adam/kadın otuz yaşını doldurmadan nasıl prof. olmuş? Bir de tanıdığı alacaksan beni niye çağırdın?
Ne demeye yazdım bunları, dert yanmak için. Eğitimden yayıncılığa hatta garsonluk, kasiyerlik gibi işlere kadar her işimiz torpille yürüyor bu ülkede.
Not: Eminim hakkıyla giren de vardır bir yerlere, her ne kadar ben görmediysem de, girenler yok öyle değil diye yazacaktır belki. Yine de siz tripli mesajları başka konuları saklayın, çekemem.
Herkese iyi bayramlar, bu ülkede ne kadar iyi bir bayram geçirilirse artık.
Yukarıda yazdım değil mi işi gücü yolunda olan var, gelip ahkam kesmesin burada. Tabi ki gelip kestiler! Yok şöyle girdim yok böyle çalıştım, ne yapayım, biz de çabalıyoruz. Demek ki sizin kadar şanslı olamadık. Dürüst insanlara denk gelemedik.
Bize böylesi denk geliyor demek ki, keyfimizden mi yazdık. Hiç çekilmiyor bilesiniz.
Bu arada nezaketimi son iş görüşmesinde bıraktım, takınmaya hiç niyetim yok!!!!!!!!!!!!
Türkiyede iki çeşit insan kesimi olduğunu anladım, işleri yolundan giden insanlar ve bizler. Bu bizler kim? Hangi kapıyı çalsak torpilli olmadığımızdan ya da başka bir sebeple yüzüne kapılar kapanan insanlar. Faturaları nasıl ödeyeceğiz diye düşünüp yıllarca işsiz gezen insanlar, düşünce kalkamayan kadınlar.
Eee ne oldu da birden bu konuyu açtım derseniz turizm mezunu bir arkadaşım var, garsonluk yapıyor. Yıllardır bu alanda çalıştı, o da sizi bizim gibi üniversite mezunu, su gibi ingilizce bilir. İş bulamıyor, iş arıyordu yaz başından beri, kadın o da ve halen bir yere giremedi. Gittiği restoranın birinde buradan kimi tanıyorsun diye sormuşlar. Yanı bildiğin torpilin var mı demeye getirdiler, garsonluk için.
Tecrübe var, üniversite mezunu, yabancı dil var. Olmayan şey torpil. Ben eğitim sektöründe iş arıyorum aynı zamanda yayıncılık alanında.
Geçen gittiğim iş görüşmesinde devrelerimi yakacak bir hadise ile karşılaştım. Önce işe alınmama rağmen sonra arayıp fikir değiştirdiler nedenini dolaylı yoldan öğrendim. Komşuları olan bir kadını aldı işe, daha düşük maaşla, yani torpili, tanıdığı olduğu için.
Bunu da geçtim, gittiğim bir görüşmede şartlar arasında yazmamasına rağmen Almanca istediler, yazsalar başvurmazdım ve farklı bir şehirden gittim görüşmeye, yayınevinin adını vermeyeyim, gerekirse yazarım çekincem yok, üç aday var dediler, adaylar arasında diğer iki kişinin ne iş yaptığını söylediler bana. Biri ekonomi prof. bir yazar, tanıyorlarmış yayınevi sahibi öyle dedi. diğeri beni gibi dışarıdan gelen docentliğini yapmış bir avukat, bir de ben. otuz yaş sınırı var arkadaşlar, öğrendim ki prof. almışlar. Hayırlı olsun da bu adam/kadın otuz yaşını doldurmadan nasıl prof. olmuş? Bir de tanıdığı alacaksan beni niye çağırdın?
Ne demeye yazdım bunları, dert yanmak için. Eğitimden yayıncılığa hatta garsonluk, kasiyerlik gibi işlere kadar her işimiz torpille yürüyor bu ülkede.
Not: Eminim hakkıyla giren de vardır bir yerlere, her ne kadar ben görmediysem de, girenler yok öyle değil diye yazacaktır belki. Yine de siz tripli mesajları başka konuları saklayın, çekemem.
Herkese iyi bayramlar, bu ülkede ne kadar iyi bir bayram geçirilirse artık.
Yukarıda yazdım değil mi işi gücü yolunda olan var, gelip ahkam kesmesin burada. Tabi ki gelip kestiler! Yok şöyle girdim yok böyle çalıştım, ne yapayım, biz de çabalıyoruz. Demek ki sizin kadar şanslı olamadık. Dürüst insanlara denk gelemedik.
Bize böylesi denk geliyor demek ki, keyfimizden mi yazdık. Hiç çekilmiyor bilesiniz.
Bu arada nezaketimi son iş görüşmesinde bıraktım, takınmaya hiç niyetim yok!!!!!!!!!!!!
Son düzenleme: