Dönsek mi, Kalsak mı ??


Helal olsun sizin gibi gerçekleri görüp, eleştirebilen bayanlara... Sizler, bizler olduğumuz sürece umudum hala var... Her ne kadar umutlarım son zamanlarda baya tükenmiş de olsa ve artık bende ciddi ciddi yurtdışına dahi gitmeyi düşünüyor da olsak sizin gibileri görmek tüylerimi diken diken yapıyor gerçekten! Saygı ve sevgilerimle selam olsun =)
 
Bende bir Gurbetci olarak seni cok iyi anliyorum.. bende su Gurbeti sevmiyorum, sevemedim sevmeyecegimde..

Bildigim kadariyla Isvec te cok fazla Türk yasamiyor, biz Almanyada biraz daha sansliyiz bu konuda sanirim.
Iskandinav ülkelerinde insanlarin daha depresif ve intihar olaylarinin daha cok karsilalisdigini duymustum, sebebide Gündüz/Gece arasindaki farklarmis. Kislar uzun, yazlar kisa, günler ve geceler arasinda da büyük farklar oldugundan. Birde yanlizim diyorsun en zoruda bu olsa gerek. Valla yakinimizda olsan seni annemlerin arasina alirdim, hiiiic sikilmazdin bir Gün´den diger Gün´e kosuyorlar valla haha

Ama sundan emin ol ki ilerde Cocuklariniz biraz daha büyüsün, ayni benim Aileme yaptigim gibi sizi sorgulayacak “Neden buralara geldik “ diye.

Simdi Türkiyede yasayanlar orada hayatin zor oldugundan bahsedecek, gelmemeni ve orada cevre edinmeye bak filan filan..

Bence is olanaklarini arastirip, veya is ayarlayip ona gore hareket etmeniz gerek. Esinin iyi bir meslegi varsa sizin icin daha kolay olur zaten.

Türkiyede yasam zor, is yok diye Avrupada depresif yasamali mi bir insan? Ama Para var dogru ya, oturup Para ya bakar mutlu oluruz paranin yüzü sicak ya Günese de gerek yok..
(Türkiyedekiler, Avrupadakileri hep Para´li olarak görüyor ya malesef, kendi sülalem dahil)

Her neyse bence her zaman care ler aramak gerek, oturup üzülmek ve memnun olmadigin halde olmaya calismak sadece zaman kaybi diye düsünüyorum.

Allah yardimciniz olsun, insallah hakkinizda hayirlisi olur..

Not: Bekar oldugum icin bana hersey kolay, cözülür geliyorda olabilir yani =)
 

Çok merak ediyorum yaptığım yorumdan nasıl böyle bir sonuç çıkardığınızı
Hayır yani kadının şunu bunu hakkettiğini veya 'böyle olması gerektiğini' imaladığım cümleyi çıkartıp gösterirmisiniz?
Gerçekler ve doğrular çok farklıdır benim inkar ettiğim bir gerçek yok ki
Yorumumu iyi okursanız ben eskiye nazaran olan ve değişen şeylerden söz ediyorum.
Hayır yani bu kadar kusmuk niye?
Yalan mı yani eskiden bayanlar pantolon giyemezdi şimdi her toplulukta kadınlarımız kendilerini ifade edebiliyor
Bu bir ilerleme değil mi?
Ben bunun inkar ve göz ardı edilmemesini söyledim.
Ha oturup şükredin dememişim ki bu kadar kötü bakmayın diyorum...

Bu hayatta bu ülkede irdelenecek o kadar çok şey var ki
Ama genel olarak bu kadar eleştirel ve nefret dolu yaklaşım tabiki de bu ülkede birlik beraberlik sağlamaz
Siz bu kadar rahatsızsanız herşeyden soruyorum birlik nasıl sağlanırda düzen değişir?

Cinsellik konusuna gelince pes diyorum o kısacık lafımdan böyle ütopik bir yorum bravo:)
Tabi ki de çiftler istediklerini yaşamakta özgürdür.
Zira bende sevdiğimle istediğimi yaşıyorum.
Yadırgadığım bu değildi ki.
Söylemek istediğim sokak ortasında toplum içerisinde ileri boyutta yaşanan cinsellik.

Özel denen bir kavram varsa insan özelinde yaşasın.
Bir tabudan söz etmiyorum anlatabildim mi

Siz çok detaya inmişsiniz ama madem bu kadar ince düşüncelisiniz bunuda düşüneydiniz
Sizce tecavüzler hak yemeler v.s tek bu ülkeye özgümü?
Pembe gözlüklerinizi çıkarın hayat zor ve heryerde zor
doğanın kanunu
Bu dünyaya gönderiliş sebebimiz.
Genel baktım ben ve öyle yorumladım
Herkes her yer eşit olamaz ki mesela ben denizin kokusu nedir bilmem memleketim de dağ var taş var
ne yani deniz yok diye memnuniyetsizlik niye?

Burası benim ülkem iyisiyle kötüsüyle yine söylüyorum her yerin +sı -si var
Olaya genel bakmak lazım anlatabildim mi?
Bu kadar olumsuz düşüncelerle bu ülke size yakutlar elmaslar sunsa ne?
Kötü düşünen kötü görür.
Bu ülke bu kadar kötüyse sizin bu düşüncelerinizden herkes birbirinden birşey bekliyor kimsenin birşey yaptığı yok
Anca sizin gibi oturduğu yerden saydırırlar.






 
Türkiyede 2002-2009 yılları arasında kadın cinayetleri % 1500 artış göstermiş.
Umarım matematik bilginiz vardır %1500 ne anlama gelir anlarsınız.
2009 dan sonra istatistik bile yapmamışlar galiba ki bulamadım.
Alim olmanıza da gerek yok arada gazete falan okursanız anlayabilirsiniz durumun vahimliğini.

Ama bütün bunları geçiyorum ,hepsini................
Ülkede kendisi de kadın olduğu halde durum vaziyet bu iken aman canım herşey çok iyiye gidiyor diyen sizin gibilerin varlığı asıl sorun.
Konu sahibi çok iyi düşünsün.
 

Kadınların kuş avlar gibi avlandığı bir zamandayız. Kafası bir şeye bozulan karısını öldürüyor. Çocuk istismarı had safhada. Siz böyle bir ortam yaşanırken kadına önem verildiğinden, bu durumun gittikçe ilerlediğinden bahsederseniz demek ki sizin nazarınızda kadın bu olanları hak ediyordur, olması gereken budur. Artık kadınların pantolon giyebilmesi sizin için bu ülkede kadına önem verildiğinin bir kıstası mıdır?

Kimse sokağın ortasında ayan beyan sevişmiyor. Sokakta birbirine sarılan, öpen bir çift görmek beni hiç ama hiç rahatsız etmiyor. Kimseyi de edemez rahatsız oluyorsan o yöne bakmazsın. Sokaklar kimsenin tekelinde değil. Sokakta dayak yiyen bir kadın göreceğime bu manzarayı tercih ederim.

Tecavüzün, suçların bu ülkeye özgü olduğuna dair bir yazım var mı? Her ülkede var ama ben o ülkeleri bilemem ve bu ülkeyi anlatabilirim. Bizde tecavüz erkeğin elinin kiridir kadının ise yüzünün karası. Bakın sevmek sevişmek demiyorum tecavüz bu durumda. Tecavüz eden değil edilen suçlu bulunuyor. Her gün her dakika kadına şiddet artıyor. Etrafa pembe gözlüklerle bakan sizsiniz. Bu dünyaya geliş sebebimiz etrafımızda olanları olduğu gibi kabul edip sesimizi çıkarmadan bir bataklığın içinde mutlu olmak değil.

Deniz meselesi nerden çıktı onu hiç anlayamadım doğrusu. Ben de Ankara'da yaşıyorum ama deniz yok diye bir şikayetim olmadı. Nerden esti size bu deniz meselesi?

Durduğu yerde saydıran sizsiniz. Biz bir şeylerin farkındayız ve değişsin istiyoruz ve kendi çapımızda bunun için uğraşıyoruz. Oysa siz ben her şeyi böyle de kabul ederim bana hayat böyle de güzel demişsiniz bir de gerçekleri söyleyenleri bu ülkeyi hak etmemekle suçluyorsunuz. Ben yaşadığı ülkeden sizin kadar bihaber bir insan görmedim. Her neyse burada arkadaş Türkiye ile ilgili bir konu açmış burayı sizinle ikili tartışma ortamına dönüştürmek istemiyorum. Bu en başta konu sahibine saygısızlık. Size harikalar diyarınızda mutluluklar.
 
Cumhuriyet sonrasindan su son 5 yila kadar cok guzel kendimizi ifade ediyorduk. Simdi surekli surada T.C. ibaresi kalkti, surada Ataturk bustu yok artik, diger tarafta heykel yokoldu gibi haberleri SIK SIK heryerde goruyoruz. Cumhuriyet yuruyuslerine katilmasin diye Ankaraya girmeye calisan otobusler engellendi. Miting yuruyus yapan insanlarin ustunden cikan Turk bayraklari suc sayildi. Artik ulkemizde Turk ve Turkculuge karsin yapilan her hareket nerdeyse suc sayilmakta.

Cumhuriyet sallantida. Esofman giymis kizlar otobuslerden atiliyor. Insanlar baskalarinin arkasindan cehennemde yanacaksin deme cesareti buluyor. Bir tutuculuk artti ki herkes farkinda. Ve bunu insanlar sokakta opusuyor diye yapmiyorlar bunu sadece kendilerinden farkli insanlari gormeye tahammululleri olmadigindan hukumetinde verdigi gazla yapiyorlar.

Kendimizi ifade edis seklimiz vardi artik yok. Ben asker cocuguyum lojmanda beraber oynayip buyudugum arkadaslarimin cogunun babasi hapishanede. Benimde yuregim agzimda acaba benim babamda ayni kaderi ne zaman paylasir diye.Iceriye atilan degerli askerlerimiz tek sucu ne biliyor musunuz? Vatanini sevmek.Koskoca 27 yasindaki adamin acik goruste babacim biz bunlari hakedicek ne yaptik diye aglamasi midir adalet? Cunku babasi sucsuz ve masumken icerde.Simdi soyleyin nasil guvenelim neye guvenelim. Eskiden askeriye gibi bir dayanagimiz vardi artik o da yok. Bizi bizden baska kurtacak kimse kalmadi.

DURUM BU IKEN GAFLET VE DALALETIN TAM ORTASINA DUSMUSUZ HALA DAHA NASIL ILERIYE GITTIK DENIELEBILIR.

Kucuk kardesim askeriye ye katilmaya karar verdi universiteden mezun oldu simdi Ankara da sinavlara elemelere gitti. Annemin yuregi agzinda basina birsey gelirse diye... Fakat oleceksek serefli olmek yakisir, korkaklar gibi degil.Bize de bu yakisir.Kardesimle gurur duyuyorum.


Asil pembe gozlukleri biz cikartmaliyiz.Hepimiz. Turkiye ozellikle bu yil cokus icerisinde. Hic bu kadar kotu olmamisti.
 
Son düzenleme:
ooooo konu nerelere gelmiş...Yurt dışında yaşayıp yaşamama kararını en doğru siz verebilirsiniz.. Uzun yıllar yurt dışında yaşadım, orada çevrem genişti.. Çok geziyordum ama bir şeylerin eksik olduğunun farkına vardım...Sanki bir şeyler kaçırıyordum. Bazı konularda beni rahatsız etti .. Örneğin yabancı düşmanlığı, ne kadar dillerini iyi anlarsanız o kadar onlardan nefret edersiniz.... Ne kadar iyi konuşursanız daha sert cevap verirsinız...Susup dinlemekte çare değil cevap vermekte...

İnsan Avrupa da biraz plansız yaşıyor... Her gün bir birinin aynı, hava aynı , insanlar aynı...Halkın çoğu böyle yaşadığı için bu denizde boğulmak içten değil...Türkiye de insan daha aktif oluyor herkes için geçerli değil belki benim için öyle...

Eğer eşiniz ve çocuklarınız için kalmak zorunda iseniz... İlk önce ehliyetinizi almalısınız...İsviçre de araba şart.. Part time işte çalışabilirsiniz.. En azından çocuklarınız okulda iken yalnız kalmazsınız... Yakın yerlere hafta sonları çocuklarınızla gezmeye gidebilirsiniz. Türk olması şart değil sizin gibi isviçre de orada yabancı olarak yaşayan arkadaşlar edinebilirsiniz...
 


Ulkemiz istatistik tarihinde yeni bir cigir acti : Intihar orani bir toplum istatistigidir ve istatistik kurallarina gore bir toplum istatistigi bir jenerasyonda %1den fazla oynayamaz. Guneydogudaki kadin intiharlari son yilda %35 artti ve rekora imza attik. Guneydogu Anadolu dunyadaki en yuksek intihar orani olan bolgede birincilige oturdu.

Bu kadin intiharlarina da tabi ki toplum yapimiz sebep oluyor, daha fazla yazmiyorum ve yorumu sizlere birakiyorum. Tasi topragi altin ulkemizi bir de boyle gorelim :

Alintidir:

lk başta intihar’ın dünya genelindeki oranlarına bir bakılması, genel bakış için bir fikir yaratacaktır;

- dünyadaki tüm ölümlerin %2’sini oluşturuyor.
- ölüm nedenleri arasında sekizinci sırada.
- sanıldığının aksine erkeklerin oranı kadınların dört katı.
- amerika’da intihar edenlerin %90’ı beyaz. %60 kadarı ateşli silahla gerçekleşmiş.
- avrupa’da ise en sık kendini asma tercih ediliyor. kadınların en popüler yöntemi ise zehirlenme.
- intihar oranı evinde silah bulunanlarda 10 kat artıyor.
- boşanmış çiftlerde evlilere nazaran 4 kat fazla.
- genellikle her 25 denemenin bir tanesi ölümle sonuçlanıyor.
- yine tahminlerinizin aksine kadınlar erkeklerden 3 kat daha kararlı bir şekilde ölümü seçiyor.
- intihar eden erişkinlerin %90’ında altta yatan en az bir ruhsal bozukluğu teşhis etmek mümkün.

türkiye'de genel olarak ise intihar;
-türkiye’de intihar edenlerin 15-34 yaş grubunda yoğunlaştığı ve kadınların erkeklere nazaran daha genç yaşta intihar ettiği gözlenmektedir.
- intihar eden erkeklerin yüzde 52’i kadınların ise yüzde 70’i 35 yaşından küçüktür.
- türkiye’deki intiharların en önemli nedeni hastalıktır.
- intihar nedenlerinden aile geçimsizliği ve geçim zorluğu ikinci ve üçüncü sırada yer almaktadır. öğrenim başarısızlığı ise intihar nedenleri arasında en düşük orana sahiptir.
- türkiye’de intihar edenlerin çoğunluğu kendini asarak intihar etmektedir. ateşli silah ve kimyevi madde kullanarak intihar etmek ikinci ve üçüncü sırada kullanılan yöntemlerdir.
şeklinde detaylandırılabilir.

güneydoğu anadolu’da kadın intiharları incelenirse eğer;

toplam 95 kişi türkiye genelinin %3,51’i
hastalık 3,54%
aile geçimsizliği 4,48%
geçim zorluğu 1,04%
ticari başarısızlık 0,00%
hissi ilişki ile istediğiyle evlenememe 5,26%
öğrenimbaşarısızlığı 2,11%
diğer 6,07%
2003 die istatistik verileri
şeklinde sıralanabilir.

türkiye’de ilk gündeme gelen kadın intiharları batman’da öne çıkmıştı. batman’da son beş ayda meydana gelen intiharların sayısı, geçen yılın toplamını aşıyor. bu şehirde yılbaşından bu yana tam 36 genç kız ya da kadın, kendi hayatına son vermiş.


konunun psikolojik etkileri için ka-mer(diyarbakır kadın merkezi)’in yapmış olduğu bir 13,673 kadın üzerinde diyarbakır, mardin, şanlıurfa, batman, bingöl, hakkâri, van, siirt ve kars illerinde araştırma sonucunda, bakın neler çıkmış ortaya;

saç kazıma: özellikle köylerde yaygın. gerdek gecesi bakire olmadığı ortaya çıkan kadın, saçları kazıtılarak baba evine gönderiliyor. eh haliyle töre cinayetine zemin hazırlanmış oluyor.
burun kesme: kocasına karşı çıkan kadına karşı verilen cezalardan birisiymiş,
cinsel organın dağlanması: hakkında dedikodu çıkan kadına verilen ceza.

raporun devamında ise, bölgede kadınların;
% 16.09'u 10 - 14 yaş
% 64.69'u 15 - 19 yaş,
% 16.74'ü 20 - 24 yaş,
% 2.02'si 25 - 29 yaş,
% 0.35'i 30 - 34 yaş arasında evlendirildikleri belirtiliyor.

- araştırmaya katılan kadınların 5 bin 602'si akrabalarıyla evlendirilmiş.
- araştırmaya katılanların % 40'ı okuma - yazma bilmiyor.
- %30'unun anadili türkçe, % 3.1'inin arapça, yaklaşık %65'inin de kürtçe konuştuğu ifade edildi. raporda, "kadınlar dil problemi nedeniyle haklarını öğrenemiyor. yüzde 10'u eğitim durumundan utandığı için bilgi vermek istemiyor" denildi.

intihar eğiliminin nedenlerine bakıldığında;
- temel eğitime devam eğiliminde cinsiyet ayrımı.
- erken yaşta evlilik.
- erkeğin birden fazla eşle evlenmesi.
- kızların kendilerinden çok büyük kişilerle evlendirilmeleri.
- özellikle kızlara karşı cinsiyet ayrımının belirgin olarak görülmesi.
- kızların dış çevreye açılamaması.
- kızların miras hakkını kullanamaması.
- kızların eş seçiminde ebeveynlerin karar vermesi.

güneydoğu’da artan kadın intiharları üzerine yapılan incelemeler, aktarılan deneyimler, tanıklıklar gösteriyor ki intihar eden kadınların azımsanmayacak bir kısmı aslında intihar etmiyor da çeşitli fiziksel ve psikolojik baskılarla intihar etmeye zorlanıyor. bu yolla da kendileri açısından sadece “utanç kaynağı” olan bir kadını öldürdüğü için aile üyelerinden hiçbirisinin başı yasalarla belaya girmemiş oluyor.

işte bir tanıklık: “14 yaşında itin kopuğun biriyle evlenmeye zorlandı. adam sabıkalı biriydi. imam nikahı ile evlendirildi. ve hamile kaldı. adamın ağır şiddetine maruz kalıyordu, dayak, işkence hepsi vardı. dayanamayınca kaçıp ailesinin yanına geldi. aile için kocadan ayrılmak orospu olmakla eşdeğer. kocası da zaten artık istemiyor. şimdi kızı böcek ilacı içip intihar etmeye zorluyorlar. bir yıl önce de kız kardeşini sadece telefonla bir erkekle konuştuğu için bir hafta odaya aç susuz hapsedip inanılmaz baskı yaparak böcek ilacı içmeye zorladılar. kız sonunda ağabeyinin verdiği böcek ilacını içmek zorunda kaldı ve öldü. bizim de elimiz kolumuz bağlı, hiçbir şey yapamıyoruz.” (radikal , 19.10.2003)
‘van’da kadın intiharları’ üzerine yapılan incelemede ise, dünyada erkek intiharları kadın intiharlarına göre üç kat fazlayken, van’da kadın intihar oranının erkeklere göre iki kat fazla olduğu yönünde. tamam dünyadaki erkek intiharlarına bakarak, sonuç oluşturmak pek mümkün olmayabilir ama gösterge açısından önem taşımaktadır.

yüzüncü yıl üniversitesi kadın sorunları araştırma ve uygulama merkezi müdürü sema sancak’ın yürüttüğü 4 yıllık süreci kapsayan araştırma sonucunda intihar olaylarının en fazla köylerde meydana gelmesinin, araştırmanın dikkat çekici sonuçlarından biri olduğunu kaydederken, intihar edenlerin büyük çoğunluğunun da 15 yaş altı grubundaki kadınlardan oluştuğuna işaret etmişler. türkiye genelinde intihar olaylarının en az köylerde meydana geldiğine dikkat çeken sancak, birincil, yüz yüze ve samimi ilişkilerin hakim olduğu köylerde, intihar olaylarının fazla olmasının şaşırtıcı olduğunu vurguladı.
şimdi konuyu intihardan şiddete çevirirsek, ülkede kadınların büyük bir baskı altında kaldıklarını, kendilerine şiddet uygulandığını biliyoruz.

ab uyum yasalı ile birlikte cezaların artırılmasıyla son zamanlarda cinayetlerde azalma olmasına karşılık, kadın intiharlarında kuşkulu bir yükseliş ortaya çıktı. metropollerde merkezlerinde tam hissedilmese de, 21'inci yüzyılın başında ülkemizde kadın hâlâ ailenin ve erkeğin her sözüne itaat etmesi gereken bir varlık gibi değerlendiriliyor. bu korkunç baskıya en küçük bir biçimde buna itiraz ettiğinde de dayaktan cinayete kadar çeşitli biçimlerde cezalandırılıyor. bu cinayetlerin adı da 'töre' ya da 'namus' cinayeti oluyor.

namusun algılanışı üzerine diyarbakır dicle üniversitesi'nde psikiyatri profesörü aytekin sır’ın 'namus kisvesi altında işlenen cinayetlerle mücadele projesi' için gerçekleştirdiği bir araştırma yapılmıştır. namus nedir diye sorulduğunda, erkeklerin yüzde 33'ü, 'karım, bacım, annem, ailemdir' diyor. yüzde 18.4, 'dinin emrettiğidir' diyor. geri kalan da, 'erkeğin şerefi ve haysiyetidir', 'kadınların iffetidir', 'kadınların toplumsal kurallara itaatidir', 'kadının erkeğe itaatidir', 'kadınların cinselliği ve bekâretidir' diyor.

bununla birlikte ka-der üyelerinden jülide aral’ın görüşleri ise şu şekilde ve gerçekten kayda değerler;
“tecavüze uğrayan kız, buna kendisi yol açtı, izin verdi ve tecavüzü hak etti gibi düşünülüyor. bir de bazen ensesti örtmek için de bunu yapıyorlar. aile içindeki tecavüzü örtmek için öldürülen kızlar olduğunu düşünüyorum.
bizim ülkemizde ensest var ve bu yaygın. ensestin yaygın olarak yaşandığını kadın programlarında da gördük zaten. bu programların nasıl formatlandığı ve uygulandığı tartışılır ama, bu programlar kadınlara konuşmaları için bir pencere açtılar. kadınlar biz bunları yaşıyoruz dediler. bu programları kaldırmak, kadınların yaşadıkları sorunların üstünü örtmeye çalışmaktır. "
“evlat sevgisi, bir annenin, babanın evladını koşulsuz sevmesi ve kabul etmesidir. burada ise koşul var. 'benim koyduğum sınırlar içinde durduğun takdirde seni kabul ederim, yoksa seni yok ederim' diyorsun. çünkü karşındakini farklı bir birey olarak görmüyorsun, bireyselleşmesine, kendini var etmesine izin vermiyorsun. “

”şiddeti içselleştirmiş bir toplum bu. türkiye'de aile içi şiddet çok yaygın. aile içi şiddet, karıkocanın mahremiyetidir bizde. bu şiddete karışamazsınız. şiddet mahremiyetin bir parçası olarak kabul edildiğinde ne oluyor? toplumun yarısını oluşturan kadınların yüzde 90'ı bir biçimde şiddete maruz kalıyor. şiddet sadece dayak demek değil ki. psikolojik şiddet, ekonomik şiddet, cinsel şiddet ve fiziksel şiddet gibi türlü şekilleri var şiddetin. kadın bunlardan hepsine ya da bazılarına maruz kalıyor. ensest de, cinsel şiddetlerden biridir. “

“(anneler)onay veriyor çünkü anneler de bu toplumun ürünü. erkeğin değerlerini, namus kavramını içselleştirmişler, hiçbir şeyi sorgulamamışlar, erkeğe itaat etmişler, bu sistemi sürdürmüşler ve bu sayede de hayatta kalmışlar. g.doğu'da 'kadının bıyığının çıkması' diye bir laf var. kadınlar bir noktadan sonra cinselliklerini ve üretkenliklerini yitirdiklerinde, erkekleşiyor gibi algılanıyor ve ailede 'koca kadın' diye kabul görüyorlar. eve gelinler geliyor ve onların da ailede hükmettikleri bir alan oluyor. “
kadınlar günü nedeniyle diyanet de camilerde 'kadınlara yönelik şiddetin dinimizde yeri yoktur. bu, cahiliye döneminden kalan uygulamadır' diye cuma hutbesi okuttu.

kadını ezen toplumlar fakir kalıyor. çünkü bu toplumlar kadının enerjisinden yararlanmıyor. toplumun yarısı yok sayılıyor ve kendine uygulanan şiddeti kontrol etmekle uğraşıyor. hayatı böyle geçiyor. bu ağır bir şey.

bu toplum, kadınların gücü paylaşmasına izin vermiyor. afganistan'da kadın milletvekili kotası yüzde 25 iken ve meclisteki kadın milletvekili oranı yüzde 20'yken, bizde bu oran yüzde 5 civarında. şu anda türk erkeği afgan erkeğinin gerisine düşmüş durumda”

dr. aytekn sır ise ” bir ülkede intihar oranının değişmesi çok zordur. durkheim, toplumların belirli intihar oranları olduğunu ve bu oranların yüz-yıllar içinde bile oynamadığını söyler. bizim araştırmamızda ise, beş yıl içinde bile yüzde 5o'lik bir artış olduğu sonucu çıktı. ve elimizdeki veriler, bunun merkez nüfusun artmasıyla doğrudan bir ilgisinin olmadığını, ciddi sorunlar olduğunu ortaya koydu. araştırmayı yaptığımız yıllarda, oranı 4.5'lerde bırakmıştık, şimdi bu oran batman'da yüz binde 8'lere çıktı.”

”araştırmanızın önernli sonuçlarından biri de, bütün dünyadan farklı bir durumun tespitiydi. bütün dünyada erkek intiharları kadın intiharlarının 2 ila 4 katı daha fazla olduğu halde, güneydoğu'da kadın intiharları erkek intiharlarından iki kat daha fazla. ve bu eylemi gerçekleştirenlerin büyük bir çoğunluğu, 15-24 yaş grubundaki kadınlar. bu bize şunu gösterdi: bu yaş grubundaki kadınların sorunu var. buna benzer bir sonucu, dünya literatüründe bir yerde buldum. taypei'de çin tarafında bir bölgede. dünyada sadece orada kadın intiharları erkek intiharlarından daha fazla. o bölgede sosyal baskının çok olduğu bir yer, yani koşulları burayla paralellik arzediyor.”

bizde güneydoğu örneği ile ele alınan bu örneğin benzeri üne sahip ülkeler arasında pakistan, hindistan, bangladeş ve yemen geliyor. aysan sever’in yaptığı araştırma, namus için işlenen cinayetlerin avrupa ülkeleri ve amerika’ya da yayıldığını gösteriyor.

peki bu kadar inceleme araştırmanın sonucunda ortaya çikan sonuç nedir dersiniz? aslında değişim çok kısa sürede olabilecek gibi değil ama bazı değerlendirmeler de var elbet;

erkek ; namus adını verdiği, kendince tanımları da içine eklediği, ayrıca dinden ve çevresinden de onay aldığı bir kavram için, yine dinen, etik olarak, norm dahilinde kabul edilmeyecek bir cinayeti gerçekleştirebiliyor. yani aslında namus gölgesi altında namussuzluk yapıyor. bunun adına da töre cinayeti deniyor.

kadın; belki başka bir erkek için yine bir erkek tarafından öldürülüyor. belki hiç bir şey yapmamış olması öyle çok önemli de değil ayrıca. sadece dedikodu denen illetin bile yapılmış olması yeterli.
.

kaynakçalar

TRK CEZA KANUNU

kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi uluslararası sözleşmesi
http://www.unicef.org/turkey/cedaw/_gi18.html

Radikal-çevrimiçi / Türkiye / Son 'intiharlar' cinayet olabilir

http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=23728

http://www.hurriyet.com.tr/…icle.asp?sid=8&aid=1575

http://www.zaman.com.tr/…izi&trh=20060521&hn=263815

http://www.1001kitap.com/…olojisi/aile19_namus.html

http://www.intihar.de/turkiye-yontemler.htm

http://aile.gov.tr/aileist.htm#06

http://www.die.gov.tr/nuts/duzey122.html


Evet, toplumumuz hasta degil, zihniyetimizde hastalik yok diyenler simdi cikip konussun bence dostlar. Umarız türkiye, bir gun bu sapkın kimlikten sıyrılmak için gerekli olan ihtiyaçları karşılayabilir, güneydoğu ile öne çıkmış fakat ülkenin bütün bölgelerinde gizli gizli gerçekleşen şiddet olaylarının önüne geçebilir.



Kendini birey olarak hisseden kadınlar olmadan düzgün bir toplum ve hayat düşünülemez. Sizce Turk toplumu kadinlari birey olarak goruyor mu?

Ulkemiz cennet mi degil mi 14 yasindayken mal gibi satilan kucuck kizlara sormak lazim bence.
 
Son düzenleme:
Yazınızdan alıntı yapıyorum: "ehliyetim yok,hicbir sosyal aktivitem yok..etrafimda gidip gorecegim hicbirsey yok.. TR de bir sinema filmi cikiyor ben onu 7 ay sonra izliyorum anca dvd cikinca.. istedigim an kitapcilara gidip kitap alip okuyamiyorum mesela..Bir gazete alamiyorum.. ezan sesi duyamiyorum.. namazi bile ezansiz kiliyorum bunlar beni cok yaraliyor.. " demişsiniz. Peki sizi orada kitap okumaktan, sinemaya gitmekten, bir kursa gidip çevre edinmekten, alışverişe gitmekten, yürüyüşe gitmekten alıkoyan nedir ? Kaç senedir yaşadığınız ülkenin dilini eminim biliyorsunuzdur. İnsan tabiki doğduğu ülkesinin havasını, suyunu, ezan sesini özler ama yapmayın artık ya biraz yaşadığınız ülkeye adapte olmayı öğrenin.Dört duvar arasından çıkın, yalnızım,kimsem yok, ezansız namaz kılıyorum diye ağlamayı bırakın. İnsanın dini de inancı da içindedir. İnsan yeter ki istesin yeter ki inancı olsun dinini her yerde yaşar. Ama maalesef insana değer verilmeyen, sokakta yürürken bile başınıza 40 tane şey gelebilen, milyonlarca işsizin olduğu, iş umuduyla girilen sınav sorularının "belli" kesimlere servis edildiği, insanların hayalleriyle oynandığı,insanların "bıyık" modellerine bakılarak kadrolara yerleştirildiği,üniversite mezunlarının asgari ücrete mecbur bırakıldığı bir ülkede YAŞANMIYOR. Çok net söylüyorum kendinizi bırakın çocuklarınızın geleceğini mahvetmek istiyorsanız hiç durmayın dönün. Tercih sizin.

DİP NOT: Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinden mezunum ve 750 liraya çalışıyorum.
 
Son düzenleme:
isveç ve türkiye kalkınma açısından karşılaştırılamaz bile. çocuklar orda doğmuş olsaydı keşke şimdi hiç yabancılık çekmez hatta türkiyeyi hiç beğenmezlerdi. şimdi 2 li kültür gibi birşey olmuş

benim ailem olmasaydı onlardan ayrılma istememe gibi bir durumum olmasaydı üniversiteden sonra avrupaya gider dönmezdim kesinlikle ordakiler hayatını yaşıyoruz biz sürünüyoruz
 

Şaka bu değil mi?
Doğal güzelliklerimizin hızla içine ediliyor.Büyük şehirler zaten beton yığınından ibaret.Eğitim sistemiyle gelişmek kelimesi aynı cümlede kullanılamaz bile.Bizim ortaokul-lisedeyken sahip olduğumuz genel kültürün yarısı bile yok şimdiki öğrencilerde.Sınav sistemlerinden hiç bahsetmeyeyim zaten.Yaşam kalitesi desek,nüfusun yarısı açlık sınırının altında yaşıyor hangi yaşam kalitesi?Kadınlar eşleri ya da sevgilileri tarafından sokak ortasında öldürülüyor ne müdahale eden oluyor ne de önlem alınıyor.Aynı ülkeden mi bahsediyoruz acaba?
 

Canim cocuklarim burda dogdu..
Yabancilik da cekmiyorlar ki, onlar seviyor aslinda ben uzuluyorum sadece yalniz buyuyorlar diye.. Hani akraba,nene-dede-hala-teyze..vs sevgisinden uzak..

Tsk.ederim
 
Arkadaslar;


Yorumlarinizi buyuk bir dikkatle okudum, okumaya da devam ediyorum..
Cok sagolun hepinizde, uzun uzun yorumlar yapilip tartisilmis bircok konuda..Deger verip yazdiginiz icin tsk.ederim..
Elleriniz dert gormesin..

Bir arkadasimin da dedigi gibi "1-2 yorum haricinde temelli donus hakkinda kimse olumlu bakmamis duruma" bu konuyu buraya acmamdaki sebep de bundan dolayi idi.. Turkiyede yasayan arkadaslarim cok daha iyi bilirler ordaki durumlari.. Bilgilenmem acisindan cok iyi oldu.. Tabiki tv-internetten takip ediyorum ama sizlerin yazdiklarini okumakla dahada kafamda netlesti bazi seyler..

Ben isvecteyim ama merkezi yerde oturmuyorum.. sehir disindayiz, uzagiz merkeze..o yuzden istedigim seylere aninda ulasmam kolay olmuyor (Turkiyemize ait dergi/kitap/film/dvd...vs) Turkiyedeki gibi olmaz ki... Ama yazilan tum yorumlari dikkatlice okudum, sizlere hak verdigim cok taraflar oldu.. Cok guzel tespitler yapmis bazi arkadaslar..

Ulkemizde kadinlara olan tutum benide cok yaraliyor...Hergun tv`lerde izliyoruz neler geliyor kadinlarimizin basina.. Allah korusun hepinizi,hepimizi boyle canilerden!!... Kadina deger yok bizim ulkemizde sahiden! Buralar o nedenle boyle degil ...Burdaki Yasal haklari siraya koyun derseniz, size yazayim.. Ulkedeki oncelik sirasina gore asagidaki gibidir :

-ilk once cocuklar
-Kadinlar
-Yaslilar- Engelli vatandaslar
-Hayvan haklari
-Erkekler

??? siralama boyle burda.. onem verilenler bu sekilde siralanmis..ERKEKLER en son planda! Bu ulkede kadin herseydir.. Kadinlar burda gece yarilari sokakta gezip rahatca gezebiliyorlar..kimse birsey diyemiyor.. kadinlardan cok korkarlar hatta:)) Tum Avrupa ulkeleri boyledir hemen hemen.
sen hele KADINA BIR EL KALDIR... O an sen bittin!! kadina el kaldirmak inanilmaz buyuk bir SUCTUR...
Aninda iceri tikarlar adami.. Keske bizim ulkemizde de kadinlara bu kadar onem verilse ahhh .. ahhh...
Benim esim beni bir zamanlar doverdi, ben onu nasil korkuttum biliyor musunuz ???
simdi elini bile kipirdatamiyor!!! Kocama derdim ki;
Polisi aradim, sikayet ediyorum bak? simdi geliyorlar... ona gore ?!
bu sayede korktu da elini kaldiramiyor bana son 5 yildir! yok oyle yagma..
Bana en ufak bir bagirsin "POLiS" diyorum aninda susuyor...
O an caddedeyiz diyelim yada kapali bir mekanda, bana bir terslensin, bir hareket yapsin "o an bir ciglik atip, imdat" dememle aninda polisler gelir, polisi birakin ordaki halk aninda sikayet eder, yaka paca gotururler iceri atarlar kocami...o derece yani!!

Eee bende bu avantaji kullandim yeri gelse Allah korusun yine kullanirim.. Kimse bayanlara vuramaz!!
KADINLARA KALKAN ELLER KIRILSIN !!!!!!!

Yorumlarinizi okumaya devam ediyor olacagim..
cok tsk.ederim ilginiz icin...
 
Son düzenleme:
ben ve eşim size işimizi kariyerimizi verelim siz bize isvec teki düzeninizi.

Arkadasim sahiden mi ya???
Bu kadar mi kotu Turkiyede durum?
Yani isini-kariyerini birakacak kadar oyle mi, sahiden sasirdim inanki ....
 
Seni takdir ettim saf bir bayan degilsin ne kadar guzel. Esinin cok kotu bir aliskanligini biraktirmissin. Elbette herkes ozler vatanini. Ben mesela bazen diyorum simdi Izmir de olsam soyle denize karsi midye tava yesem , ardindan kordon turu yapsam...Sonra Kordon dan ev almisim elimde guzel meslegim hic para derdim yok. Istedigimde denizi seyrediyorum istersem gece cikip Alsancak ta barlardan birinde arkadaslarimla egleniyorum,cafe de okey oynuyorum.

Arada yemekli parti yapmisim tum arkadaslari cagirmisim sohbet etmisiz.Yazin cesmeye gitmisim.Annem yaprak sarmasi yapmis catlayana kadar yemisim. Soyle hos yakisikli helal sut emmis birde sevgilim olmus 5 yildan sonra ilk kez Seni seviyorum sozcugunu Turkce duymusum...offf.Insan istemez mi...Ama naparsn burda devam etmek zorundayim gelecegim icin insallah geri donmeyi hepimize nasip eder Allah. Ben Izmir i cok seviyorum biz zaten rahatiz orda asil Allah Turkiye nin diger kesimlerinde oturanlara sabir versin. Benim yasadigimda yerde acikcasi bize hava hos.Keske heryer Izmir gibi olsa.
 
Arkadaslar bu soru cok sorulmus

"13 yildir nasil alisamaz bir insan, hic mi dil ogrenmedin ?"

Vallahi bir arkadasinda dedigi gibi, ben kafamda gurbet diye diye kendimi iyice yabancilastirmisim buralara..Yabanci ulke,hor bakan gozler...Ne bileyim isinamadim, sevemedim iste.. inadim inat:)) "Boga Burcu boyle inatci iste..sevmedi mi sevmiyor..Birde ben kendim isteyerek gelmedim ki buraya? Esim cok istedi diye geldik, onuda ikna edemedim o zamanlar.. isteyerek gelmis olsaydim, gonulden yani.. Bu kadar kendime dert etmezdim, etrafima bir koza ormezdim..
iste istemeye istemeye gelince boyle oluyormus demek ki.. 100 yil da gecse ben sevmem burayi :) MEMLEKETIM gibisi yok iste.. Turkiyemiz bambaska ne yapayim.. Ama kadermis, buraya gelmek varmis nasip iste...Cocuklarim burda dogacakmis..
Allaha isyan etmek de istemiyorum o nedenle.. Hayirlisi buymus..

Ama kendimi elestiriyorum ceki duzen vermem sart.. sevmek zorundayim burayi, alistirmaliyim kendimi.. bu kozalarimi yirtmaliyim..
Dilim iyi, kendimi kurtariyorum canim o kadar da kotu degilim, ama iyice ilerletmem lazim..
Dil kursuna yazilmam sart..Ehliyet sart..
Cocuklarimin dogumlarindan dolayi, kucuk olduklari icin hep eve baglanip kaldim..
Ne bir kursa, nede bir aktiviteye gidebildim..

Ama simdi cocuklar artik okullu oldu, en kucugumde ana yuvasina gidiyor simdilik.. o da okullu olsun insallah..
kendime is de arayacagim hayirlisi ile insallah..
Adapte olmam sart..

cocuklarim icinde olsa bunu yapmam lazim..
Onlarin egitimi icin burda duruyorum ,bu gurbetligi cekiyorum.. yoksa hiccc isim olmaz burda!
Ama Turkiyemizinde durumu icler acisi ne yazik ki..
E simdi ben cocuklarimin egitim durumlarini niye sekteye ugratayim? o da var..
iyi dusunmek lazim..

Yazdiklarinizi Esime de okuyorum..
ikimizde okuyoruz..


Cok cok tsk.ederim tekrardan

Sevgiler
 
Son düzenleme:
Bak ben de sayende İsveç'i öğrendim şimdi. Ne kadar zıt iki ülke buralar. Sen resmen cennette yaşıyorsun.

Burada hayvan hakkı diye bir şey söz konusu bile olamaz. Devletimiz sağolsun hayvan öldürmeyi de yasallaştırıyor.

Koca dayağından kaçıp devletine sığınan kadına bir tokat da devlet indiriyor.

Çocuk istismarını zaten hepimiz bahsettik. 13 yaşındaki bir çocuk kocaman adamların tecavüzüne uğruyor ve rızası vardı istemeseydi bağırırdı deniliyor.

Engellilerle resmen dalga geçiliyor. Ben "başkentte" yaşıyorum. Güya engelliler için yollara sarı bir şerit yapılmış ama yarım yamalak. O şeritlerin üstüne de hep arabalar park ediyor engelli bir vatandaş o arabalara çarpsın da zevklenelim diye herhalde. Bir engelli milletvekilimize yapılan hakareti ve bir milletvekilimizin engelli bir adama yaptığı hakareti biliyor musun? Buraya yazmak konusunda tereddütte kaldım. Benim bir engelim yok ama inan bunları gördükçe yüzüm kızardı, utanıyorum. Bunlar olurken hiçbirimiz ses etmiyoruz ne de olsa sapasağlamız bize hiçbir şey olmaz. !

Ha erkek hakları dersen her şeyin en iyisi onlarda. Karısını döver, istediğiyle yatar, her türlü haltı yer. Elinin kiri ne de olsa... Devlet erkekler için genelevler açıyor daha ne olsun.

Ah ahh bir imkanım olsa da kaçsam şu ülkeden bir gün özledim demem. Ben başkentte saat dokuz olunca sokakta durmaya korkuyorum ki zaten kimse kalmıyor sokakta neredeyse. İki saat sonra da otobüs seferleri bitiyor. 12 olmadan herkes evlerine çekilecek. Bir de diğer ilçelerin halini düşün.

Bu arada doğal güzellik diye hiiç özlem çekme betonların arasına gömüldük. Tarihi eserler yok ediliyor. Yerine muhteşem avmler, çok güzel gökdelenler dikiliyor. Tam bir görsel şölen anlayacağın. :)
 
valla o kadar mı bilemem ama bence durum kotu.

Siz gayrimuslim bir ülkede gayet can korkusu yasamadan yasıyorsunuz ama benim eşim gayrimuslim oldugundan benim istanbulda bile belli semtlerin dısında oturabilmem pek mumkun değil.
Bizim bir cocugumuz olsa cocugumun duzgun bir egitim alması için her yıl en az 20 bin TL egitim harcaması yapmamız gerekiyor. Halbuki her ay maasımın yuzde yirmi yedisi ila yuzde otuz besi gelir vergisine gitmekte. Gelir dagılımı adaletsiz, eğitim kalitesiz, insanlar saygısız tahammulsuz. Bugun bu ulkede bir basbakan ve onun kabinesindeki bakanlar halkın tv de ne izleyip izlememesi gerektigine kadar ahkam kesebiliyorlar.

bu ulke o kadar yanlıs ki biz bugun sokakta bir adam kızını dovse sesimizi cıkarmayız ama iki kişiyi opusurken gorsek nedense ahlakımız bozulur. silah satısına, artan cinayetlere toplumsal suclara dovunmeyiz de kapı komsumuzun escinsel olmasına takılırız.

Baska ülkelerin tarihine kutsalına saygı gostermeyiz ama basit bir tv dizisinde bile ecdadımız da ecdadımız der dovunur dururuz.

Ulkenin en onde gelen universitelerinden birinden mezunum yuksek lisansım iki yabancı dilim var ama niyetim yurt dısında expat olarak iş bulup buralardan gitmek. cunku ben 2023 te kendimi goremiyorum nedense.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…