Kesinlikle haklısınız. Her ne kadar eşimin böyle biri olmadığını bilsem de ben bile tereddüt yaşıyorum. Eşim çok geniş gönüllüdür. Maddi konularda da manevi konularda da hiçbir zaman eli sıkı veya hesapçı biri olmadı. Buna rağmen bugün bu konuyu açmam evliliğimizin de, aile ilişkilerimizin de bütün dinamiğini değiştirir. Günlük hayatımızı çok etkiler.Böyle durumlarda en anlayışlı ve açık görüşlü diyeceğimiz insanlar bile şüpheyle yaklaşabiliyorlar. Durduk yere ortalık karıştıran, dramaqueen damgası yemeniz olası. Özellikle erkekler bu tarz tacizler yaşamadıkları için durumu anlamıyorlar asla. Abartı buluyorlar. Üzerinden bu kadar zaman geçmişken söylemezdim.
Hayatınızda hiç mi tacize uğramadınız veya etrafınızdaki kimsenin başına mı gelmedi bilmiyorum ama “örtbas etmek” ne demek biliyorsunuz değil mi? Kendi çıkarı için bir olayı gizlemeye, hasıraltı etmeye örtbas etmek denir. Bir kere olsun empati kurmuş olsanız şu kelimeleri kullanmazsınız. Utanma, öfke, üzüntü, kaygı duygularını bir arada yaşıyorsunuz ve donup kalıyorsunuz tacize uğrayınca hanımefendi. Bir de üzerine insanlar sizin “kuyruk salladığınızı” düşünebiliyor.Eşinizin kardeşi size asılıyor
Siz de örtbas ediyorsunuz. Bu saatten sonra eşiniz size nasıl inanacak?
Herkes tacize uğrayabilir,ama susup oturursanız esas suçlu duruma düşersiniz. O anda tepkinizi ortaya koysaydınız şimdi ortada ne ortaklık kalmıştı ne de ailevi ilişki. Ki olması gereken buydu.Hayatınızda hiç mi tacize uğramadınız veya etrafınızdaki kimsenin başına mı gelmedi bilmiyorum ama “örtbas etmek” ne demek biliyorsunuz değil mi? Kendi çıkarı için bir olayı gizlemeye, hasıraltı etmeye örtbas etmek denir. Bir kere olsun empati kurmuş olsanız şu kelimeleri kullanmazsınız. Utanma, öfke, üzüntü, kaygı duygularını bir arada yaşıyorsunuz ve donup kalıyorsunuz tacize uğrayınca hanımefendi. Bir de üzerine insanlar sizin “kuyruk salladığınızı” düşünebiliyor.
Siz hangi ülkede yaşıyorsunuz? Ben Türkiye’de yaşıyorum. Okul arkadaşımın uğradığı tacizi okul idaresine şikayet ettiğim için “Sen o etek boyuyla tecavüze uğramadığına şükret” cümlesini kulaklarımla duydum.Kimse sizin kuyruk salladığınızı düşünmezdi.
Ne güzel, adam taciz ediyor ben travma yaşadığım için “suçlu” oluyorum. Kafanız çok güzelmiş, güle güle kullanın.Herkes tacize uğrayabilir,ama susup oturursanız esas suçlu duruma düşersiniz.
Evet haklısınız çok. Ben de bu konuyla ilgili dediğiniz gibi bir karar almaya daha yakınım sizin gibi düşünceli ve yardımsever arkadaşların da tavsiyeleri ile. Teşekkür ederimO zaman tepki verseniz iyiydi ama bence şimdi söylerseniz eşinizi zor duruma düşürmüş olacaksınız. Aradan bu kadar zaman geçince söylemeye karar verince (2 kere olmuş zamanında soylenmemis) sanki aslında olayı göz ardı etmişsiniz de mal için söylemişsiniz gibi gözüküyor. Adam için ciddi anlamda zor bir durum. Bir.yanda abisi bir yanda karısı. Olay tekrarlanırsa söyleyin bence ama şu anda eskiyi ortaya çıkarmak sizi de daha huzurlu etmeyecek.
Peki pes mi ettiniz? Ne olursa olsun tacize karşı durmadınız mı? Napalım yani Türkiyede yaşıyoruz diye susalım mı hepimiz?Siz hangi ülkede yaşıyorsunuz? Ben Türkiye’de yaşıyorum. Okul arkadaşımın uğradığı tacizi okul idaresine şikayet ettiğim için “Sen o etek boyuyla tecavüze uğramadığına şükret” cümlesini kulaklarımla duydum.
Kusura bakmayın ama haklıyken haksız duruma düşüyorsunuz. Aynı adam sizi iki kere taciz ediyor ve siz susuyorsunuz. Bu kabul edilemez bir durum. Neyi bekliyorsunuz?Ne güzel, adam taciz ediyor ben travma yaşadığım için “suçlu” oluyorum. Kafanız çok güzelmiş, güle güle kullanın.
Evet, 16 yaşında bir kızdan bahsediyoruz. Ailesi tacize uğradığını söylediği için kızı okuldan alıp tüm çevresinden izole ediyor, evde dayak yiyor eteği yüzünden. Karakolda derdini anlatmaya çalışırken polisler bıyık buruyor. Bu kız tacize “yeterince” direnmediği için kendi suçlu. Helal valla kafanıza. Yazık sizin çalıştığınız kuruma gelen, sizinle muhatap olan kadınlara.Peki pes mi ettiniz? Ne olursa olsun tacize karşı durmadınız mı? Napalım yani Türkiyede yaşıyoruz diye susalım mı hepimiz?
Okul idaresi utanmazdır,milli eğitime gidersiniz,o da sizi dinlemezse bakanlığa çıkarsınız. O da mı dinlemedi,dava açarsınız. Her üstün bir üstü daha var bu ülkede.
Ben asla pes etmedim,etmem de. Siz de susmayın. Tacize uğrayan susarsa nasıl ispatlayacağız bu sapıkları?
Benimle muhatap olan kadınlara ben şikayetçi olmalarını söylüyorum. Aynen size de söylediğim gibi. Aralarında asker eşi olanlar var,polis eşi olanlar var, hatta iş adamı eşi olanlar da var,öğretmen eşinin tecavüzüne uğrayanlar da var. Hiç biri susmadı. Susun da demedim. Polis bıyık buruyormuş,savcılığa gidersiniz o zaman. Susmanız sizi haklı çıkarmaz,bir arpa boyu da yol alamazsınız. O tacizci sapıklar da nasıl olsa kadınlar susuyor diye kendilerine başka kurbanlar bulurlar.Evet, 16 yaşında bir kızdan bahsediyoruz. Ailesi tacize uğradığını söylediği için kızı okuldan alıp tüm çevresinden izole ediyor, evde dayak yiyor eteği yüzünden. Karakolda derdini anlatmaya çalışırken polisler bıyık buruyor. Bu kız tacize “yeterince” direnmediği için kendi suçlu. Helal valla kafanıza. Yazık sizin çalıştığınız kuruma gelen, sizinle muhatap olan kadınlara.
Tecavüze uğrayıp susan kadın diye bişey yoktur bu ülkede diyosunuzBenimle muhatap olan kadınlara ben şikayetçi olmalarını söylüyorum. Aynen size de söylediğim gibi. Aralarında asker eşi olanlar var,polis eşi olanlar var, hatta iş adamı eşi olanlar da var,öğretmen eşinin tecavüzüne uğrayanlar da var. Hiç biri susmadı. Susun da demedim. Polis bıyık buruyormuş,savcılığa gidersiniz o zaman. Susmanız sizi haklı çıkarmaz,bir arpa boyu da yol alamazsınız. O tacizci sapıklar da nasıl olsa kadınlar susuyor diye kendilerine başka kurbanlar bulurlar.
Canınız nasıl isterse öyle davranın. Ama suçluya karşı susmak,onunla aynı fikirde olduğunuzu gösterir. Bu kadar.
Bu ülkede yoktur demedim ki,susmayın dedim arkadaşım. Siz de susmayın,kimse de susmasın. Sustukça artıyor bu ahlaksızlar diyorum ,siz beni anlamıyorsunuz. Sizin 10 tane yaşanmışlığınız,duymuşluğunuz var ise benim belki 1 milyon olmuştur. Sığınma evi gönüllüsü olarak çalışıyorum diyorum, aklınız alıyor mu benim bunların aksini söyleyebileceğime?Tecavüze uğrayıp susan kadın diye bişey yoktur bu ülkede diyosunuzTamam o zaman.
Konunun buraya gelmesine hiç gerek yoktu. Siz de haklısınız. Doğru olan “teoride” sizin dediğiniz. Hayat pratiği öyle olmayabiliyor.
Sacmalamayin soylenir miSelam hanımlar fazla uzatmadan yazayım, yorumlarınızı bekliyorum. Üç yıllık evliyim, bebek bekliyoruz. Eşimin abisi ile ortak kurduğu bir işi var. Biz evlendiğimizde daha 1-1.5 yıllık yeni bir şirketti. Evlenirken taşın altına elimi koydum tabii ki. Ufak bir birikimim vardı, onu harcadım, çalışıyordum da. Hemen hemen yarı yarıya karşıladık tüm masrafları sade bir şekilde. Eşimin ailesinin maddi gücü olmadığı için her şeyi kendimiz yaptık (takılarımı eşim aldı). Yalnız benim ailem yatak odamızı hediye etti.
Buna rağmen o sırada kayınbiraderimle 2 yıla yakındır evli olan eltim sorun çıkardı. O şirketi biz dişimizden tırnağımızdan artırıp kurduk, oradan kazandığın para bizim de paramız, o parayla evlenemezsin gibi. Ki onlar şirket sermayesinin yarısını kendileri vermişler, eşim de bir o kadar sermaye koymuş. Onlar dışarıda çalışmaya ve para kazanmaya devam edip yalnızca iş yönetimi ile ilgili kendi işlerinden arta kalan zamanlarda destek olurken işin başında eşim duruyordu. Yine de tabii ki evlenirken dükkandan aldığımız az miktarda parayı altı ay içinde geri koyduk. Bir seneye kalmadan da dışarıya az miktarda olan taksitlerimizin hepsini bitirdik çok şükür. Buna rağmen eltim üç ortak olalım, para üçe bölünsün, üçte ikisini biz alalım diye tutturdu.
Bir şekilde bunların hepsini hallettik. Tabii araya soğukluklar girdi, ben eşime güvendiğim ve arada kalıp sıkıntı yaşamasını istemediğim için çok üstüne gitmedim. Her neyse bunlar işin ekonomik boyutları.
Asıl konu şu, nişandan hemen önce henüz aramız iyiyken bir akşam eğlenmeye dışarı çıkmıştık. Birkaç kadeh içkiden sonra kayınbiraderim bana askıntılık etti ama eşim bunu farketmedi. Ben de bir şey söylemedim o ortamı terk ettik hemen. Sarhoştur, kendine gelince pişman olur diye düşündüm. Bir iki ay sonra bu durum tekrarlandı ve bu kez çok kalabalık bir ortamda oldu. Yine o ortamı terkedip kaçtım ve kimseye bir şey söylemedim. Sonra eltimle saçma bir konu yüzünden tartıştık ve eşim artık eltimin şımarıklıklarına dayanamadığı için iletişimi tamamen kesti onlarla. Ama hala ortaklık sürüyor. Ve benim kayınbiraderime de eltime de hiç güvenim yok ne maddi ne manevi olarak. Abisi hakkında kötü bir şey söylesem ben kötü olurum. Bir şekilde işlerini ayırmaları gerektiğine inanıyorum ama işleri de çok iyi gidiyor. Diğer yandan içim rahat değil.
Zamanımda eşime söyleseydim ne olurdu diye merak etmekten kendimi alamıyorum. Kardeşinin karısına askıntılık edecek kadar şeref yoksunu bir adamla çalışmaya devam etmek istemezdi ama gizledim korktuğum için. Şimdi eşimi maddi olarak da sömürmelerinden korkuyorum ama elim kolum bağlı. Ne yapacağımı bilmiyorum. Söyleyip kurtulmalı mıyım, gizlemeye devam mı etmeliyim? Bu olayı kimse bilmiyor. Çok uzun oldu kusura bakmayın. Yorumlarınızı bekliyorum.
Mağdurları sırf susuyorlar diye eşit suçta görmenize inanamıyorum.Bu ülkede yoktur demedim ki,susmayın dedim arkadaşım. Siz de susmayın,kimse de susmasın. Sustukça artıyor bu ahlaksızlar diyorum ,siz beni anlamıyorsunuz. Sizin 10 tane yaşanmışlığınız,duymuşluğunuz var ise benim belki 1 milyon olmuştur. Sığınma evi gönüllüsü olarak çalışıyorum diyorum, aklınız alıyor mu benim bunların aksini söyleyebileceğime?
İnanmayın peki. Taciz bir suçtur,susmakla bir yere varamazsınız. Ki zaten varamamışsınız. Eşiniz kardeşim diyor hala sapığın birine.Mağdurları sırf susuyorlar diye eşit suçta görmenize inanamıyorum.
Sarkıntılık kelimesini açar mısınız tam olarak naptı ne dedi sizi kardeşi gibi görüp o sammiyetle yakınlık kurmuş olma durumu var belki tam izah ederseniz daha net anlayıp yorumlayabilirizSelam hanımlar fazla uzatmadan yazayım, yorumlarınızı bekliyorum. Üç yıllık evliyim, bebek bekliyoruz. Eşimin abisi ile ortak kurduğu bir işi var. Biz evlendiğimizde daha 1-1.5 yıllık yeni bir şirketti. Evlenirken taşın altına elimi koydum tabii ki. Ufak bir birikimim vardı, onu harcadım, çalışıyordum da. Hemen hemen yarı yarıya karşıladık tüm masrafları sade bir şekilde. Eşimin ailesinin maddi gücü olmadığı için her şeyi kendimiz yaptık (takılarımı eşim aldı). Yalnız benim ailem yatak odamızı hediye etti.
Buna rağmen o sırada kayınbiraderimle 2 yıla yakındır evli olan eltim sorun çıkardı. O şirketi biz dişimizden tırnağımızdan artırıp kurduk, oradan kazandığın para bizim de paramız, o parayla evlenemezsin gibi. Ki onlar şirket sermayesinin yarısını kendileri vermişler, eşim de bir o kadar sermaye koymuş. Onlar dışarıda çalışmaya ve para kazanmaya devam edip yalnızca iş yönetimi ile ilgili kendi işlerinden arta kalan zamanlarda destek olurken işin başında eşim duruyordu. Yine de tabii ki evlenirken dükkandan aldığımız az miktarda parayı altı ay içinde geri koyduk. Bir seneye kalmadan da dışarıya az miktarda olan taksitlerimizin hepsini bitirdik çok şükür. Buna rağmen eltim üç ortak olalım, para üçe bölünsün, üçte ikisini biz alalım diye tutturdu.
Bir şekilde bunların hepsini hallettik. Tabii araya soğukluklar girdi, ben eşime güvendiğim ve arada kalıp sıkıntı yaşamasını istemediğim için çok üstüne gitmedim. Her neyse bunlar işin ekonomik boyutları.
Asıl konu şu, nişandan hemen önce henüz aramız iyiyken bir akşam eğlenmeye dışarı çıkmıştık. Birkaç kadeh içkiden sonra kayınbiraderim bana askıntılık etti ama eşim bunu farketmedi. Ben de bir şey söylemedim o ortamı terk ettik hemen. Sarhoştur, kendine gelince pişman olur diye düşündüm. Bir iki ay sonra bu durum tekrarlandı ve bu kez çok kalabalık bir ortamda oldu. Yine o ortamı terkedip kaçtım ve kimseye bir şey söylemedim. Sonra eltimle saçma bir konu yüzünden tartıştık ve eşim artık eltimin şımarıklıklarına dayanamadığı için iletişimi tamamen kesti onlarla. Ama hala ortaklık sürüyor. Ve benim kayınbiraderime de eltime de hiç güvenim yok ne maddi ne manevi olarak. Abisi hakkında kötü bir şey söylesem ben kötü olurum. Bir şekilde işlerini ayırmaları gerektiğine inanıyorum ama işleri de çok iyi gidiyor. Diğer yandan içim rahat değil.
Zamanımda eşime söyleseydim ne olurdu diye merak etmekten kendimi alamıyorum. Kardeşinin karısına askıntılık edecek kadar şeref yoksunu bir adamla çalışmaya devam etmek istemezdi ama gizledim korktuğum için. Şimdi eşimi maddi olarak da sömürmelerinden korkuyorum ama elim kolum bağlı. Ne yapacağımı bilmiyorum. Söyleyip kurtulmalı mıyım, gizlemeye devam mı etmeliyim? Bu olayı kimse bilmiyor. Çok uzun oldu kusura bakmayın. Yorumlarınızı bekliyorum.
Bana kendi eşini uzaktan işaret ederek “Keşke x de senin gibi biri olsaydı” dedi. Anlayamadım dedim. “Keşke x’in yerinde sen olsaydın diyorum o zaman ben de çok mutlu olurdum y gibi” dedi (burada eşimin adını söylüyor). Bunu söylediği sırada da dibime kadar girdi. O kadar iğrençti ki. Tuvalete gidip kustum. Sonra da hemen mekanı terk ettik bir bahane uydurdum. Günlerce aklımdan çıkmadı.
Burada yazmıştım, yukarıda kalmış. Kardeşlik duygusu ile maalesef uzaktan yakından ilgisi yok.Sarkıntılık kelimesini açar mısınız tam olarak naptı ne dedi sizi kardeşi gibi görüp o sammiyetle yakınlık kurmuş olma durumu var belki tam izah ederseniz daha net anlayıp yorumlayabiliriz
Hadi esinize soylemediniz ama su adam iki laf deseydiniz bari. Terbiyesiz, yakisiyo mu sana boyle konusmak girmissin dibime kalkip 2 carpar bi de ciglik atarim gorursun x I y yi deseydiniz bari.Burada yazmıştım, yukarıda kalmış. Kardeşlik duygusu ile maalesef uzaktan yakından ilgisi yok.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?