Benim bey havai fişekle ismimi yazdırmıştı gökyüzüne sonra paraşütle denize atlayıp denizin altın da teklif etmişti de öyle kabul etmiştim.Ya da onu tekliften saymadı sanırım balım :) Havai fişek olmadan olmaz herhalde
Çok boş, hiç kafaya takılmayacak dert edilmeyecek şeyler bunlar güzelim. Tek problem askerliğinin arasına evliliği sokma meselesi. O konuda sert ol, askerlik bitmeden evlilik olmaz de. Onu halletsin gelsin evleniverin.
Sende had safhada bir kıskançlık seziyorum. Başkalarıyla kendini, nişanlını, imkanlarını kıyaslayıp onları ve onlara yapılanları kıskanmanın bir anlamı yok. Herkesin hayatı, çizgisi, tarzı, kaderi farklıdır cicim. Elinde olanlarla mutlu olmayı öğrenmelisin.
Bir kuzenim var benim de çok sevdiğim, bir yıl arayla evlendik. O önce ben sonra. Benim eşimin annesi babası vefat ettiler. Desteği yok. Ayakları üstünde duran, kendi yağıyla kavrulan bir adam. Onun evlendiği kişi varlıklı bir ailenin gayet güzel para kazanan tek evladı. Evlendiklerinde evleri, arabaları hazırdı. Mükemmel bir düğünleri oldu. Evlerinin eşyası tam takımdı. Hiç eksikleri yoktu. Bizimse bekarken aldığımız iki külüstür arabamız vardı tek mal varlığımız. Biri düğünden sonra borçlar için satıldı gitti zaten. 3 tane kredi çektik, eşyamızı aldık. Düğün istemiyorduk benim annem çok istedi diye ufak bir düğün yaptık. Eşyalarım yerleşirken kuzenimin annesi olan halam da yanımdaydı. Bütün gün söylendi, "bu kızın bir şeyi yok, yeni gelin evi böyle mi olur, yazık nasıl olacak bu evlilik" falan diye. Hani gelin yatağına allı pullu yatak örtüleri serilir ya ondan yoktu benim. Alamayacağımızdan değil, istemediğim için. Halam kuzenime aldığı 3000 liralık yatak örtüsünden bahsetti durdu. Deseydin yok diye getirir göstermelik sererdik bile dedi. Ona takılan takının altının altının haddi hesabı yoktu. Düğünden sonra bozdurup yatırım yaptılar tamamıyla. Benimse ailemin taktığı üç beş bişey vardı sadece. Sağolsun görümcelerim ellerinden geleni yaptılar ama anne baba olmayınca ne kadar yapılabilir ki. Takılanların yarısını eşim annemlere verdi, çok masraf yaptılar diye. Diğer yarısı da yine borca harca gitti. Benim eşim bana yol kenarından papatya koparırdı (çiçeğe verecek paramız yoktu) onunki eve bin tane evet yanlış okumadın bin tane gül gönderirdi. Nereye koyacağını şaşırırdı kız. Ben evlenme teklifimi evde başbaşa bir yemekte aldım, o büyük otellerden birinin terasında lazer şovlar eşliğinde. Hiç kıskanmadım o zaman da. Canım ciğerim, kuzenim, kardeşimdi o benim çünkü.
Sonra ne oldu biliyor musun. O şerefsiz herif daha iki yıl geçmeden kuzenimi aldattı, ayrılmak istediğinde hastanelik edene kadar dövdü. Aile araya girip zorla ayrılmaya ikna ettiklerinde yaptıkları yatırımdan, birikimden tek kuruş vermedi kuzenime. İki parça kıyafetini alıp çıktı o evden. Hepimizin imrendiği o evlilik, o mükemmel, o romantik adam tuzla buz oldu anlayacağın. O fıstık gibi, o huyu yüzünden daha da güzel olan kız depresyonlardan depresyon seçiyor şimdi.
Anlayacağın güzelcim, parayla, pulla eşyayla, romantizmle evlilik yürümüyor. Karşında sana değer veren bir insan olsun yarım ekmeği bölüşün. Bu konuda nişanlın haklı. Herşeyi dört dörtlük yapana kadar beklenmez. Genelde burda kızlara acele etmeyin, bir iki sene daha bekleyin her şey istediğiniz gibi olsun derim. Ama senin durumun farklı, seninkiler istek değil özenmek. Mal, mülk, altın ıvır zıvır için üzme kendini de nişanlını da.
Böyle zengin koca bulucam, rüya gibi düğün yapcam diyen kızlara anlatıyorum ben kuzenimin hikayesini. İnan o düğün dernek bitip evliliğin üzerinden bi altı ay geçince ne saçma şeyler yapmışım diyeceksin. Şimdiki aklım olsa annemi falan dinlemez düğün yapmazdım mesela ben.kuzeninize üzüldüm çok şaşırdım da haklısın tabiki önce sevgi gelmeli de bazen kendimi hissettiklerimi durduramıyorum
ben tek taşla evlenme teklifi aldım 2 ayda hayatımı mahvetti boşandım.
bir de böyle diyenler var
Bunu eski konunuzda buldum. Siz bizimle dalga mı geciyorsunuz? Adam evlenme tekli etmiş işte, daha ne yapsın?
Çok boş, hiç kafaya takılmayacak dert edilmeyecek şeyler bunlar güzelim. Tek problem askerliğinin arasına evliliği sokma meselesi. O konuda sert ol, askerlik bitmeden evlilik olmaz de. Onu halletsin gelsin evleniverin.
Sende had safhada bir kıskançlık seziyorum. Başkalarıyla kendini, nişanlını, imkanlarını kıyaslayıp onları ve onlara yapılanları kıskanmanın bir anlamı yok. Herkesin hayatı, çizgisi, tarzı, kaderi farklıdır cicim. Elinde olanlarla mutlu olmayı öğrenmelisin.
Bir kuzenim var benim de çok sevdiğim, bir yıl arayla evlendik. O önce ben sonra. Benim eşimin annesi babası vefat ettiler. Desteği yok. Ayakları üstünde duran, kendi yağıyla kavrulan bir adam. Onun evlendiği kişi varlıklı bir ailenin gayet güzel para kazanan tek evladı. Evlendiklerinde evleri, arabaları hazırdı. Mükemmel bir düğünleri oldu. Evlerinin eşyası tam takımdı. Hiç eksikleri yoktu. Bizimse bekarken aldığımız iki külüstür arabamız vardı tek mal varlığımız. Biri düğünden sonra borçlar için satıldı gitti zaten. 3 tane kredi çektik, eşyamızı aldık. Düğün istemiyorduk benim annem çok istedi diye ufak bir düğün yaptık. Eşyalarım yerleşirken kuzenimin annesi olan halam da yanımdaydı. Bütün gün söylendi, "bu kızın bir şeyi yok, yeni gelin evi böyle mi olur, yazık nasıl olacak bu evlilik" falan diye. Hani gelin yatağına allı pullu yatak örtüleri serilir ya ondan yoktu benim. Alamayacağımızdan değil, istemediğim için. Halam kuzenime aldığı 3000 liralık yatak örtüsünden bahsetti durdu. Deseydin yok diye getirir göstermelik sererdik bile dedi. Ona takılan takının altının altının haddi hesabı yoktu. Düğünden sonra bozdurup yatırım yaptılar tamamıyla. Benimse ailemin taktığı üç beş bişey vardı sadece. Sağolsun görümcelerim ellerinden geleni yaptılar ama anne baba olmayınca ne kadar yapılabilir ki. Takılanların yarısını eşim annemlere verdi, çok masraf yaptılar diye. Diğer yarısı da yine borca harca gitti. Benim eşim bana yol kenarından papatya koparırdı (çiçeğe verecek paramız yoktu) onunki eve bin tane evet yanlış okumadın bin tane gül gönderirdi. Nereye koyacağını şaşırırdı kız. Ben evlenme teklifimi evde başbaşa bir yemekte aldım, o büyük otellerden birinin terasında lazer şovlar eşliğinde. Hiç kıskanmadım o zaman da. Canım ciğerim, kuzenim, kardeşimdi o benim çünkü.
Sonra ne oldu biliyor musun. O şerefsiz herif daha iki yıl geçmeden kuzenimi aldattı, ayrılmak istediğinde hastanelik edene kadar dövdü. Aile araya girip zorla ayrılmaya ikna ettiklerinde yaptıkları yatırımdan, birikimden tek kuruş vermedi kuzenime. İki parça kıyafetini alıp çıktı o evden. Hepimizin imrendiği o evlilik, o mükemmel, o romantik adam tuzla buz oldu anlayacağın. O fıstık gibi, o huyu yüzünden daha da güzel olan kız depresyonlardan depresyon seçiyor şimdi.
Anlayacağın güzelcim, parayla, pulla eşyayla, romantizmle evlilik yürümüyor. Karşında sana değer veren bir insan olsun yarım ekmeği bölüşün. Bu konuda nişanlın haklı. Herşeyi dört dörtlük yapana kadar beklenmez. Genelde burda kızlara acele etmeyin, bir iki sene daha bekleyin her şey istediğiniz gibi olsun derim. Ama senin durumun farklı, seninkiler istek değil özenmek. Mal, mülk, altın ıvır zıvır için üzme kendini de nişanlını da.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?